İspanyol yönetmen Luis Buñuel’in yazıp yönettiği 1972 yapımı sürrealist bir film olan Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği mesajlarını veriş şekli absürt sinemanın en güzel örneklerinden biri. Bir türlü tamamlanamayan akşam yemeğinin etrafında gerçekleşen olaylarla film, burjuvazinin tutumunu eleştiriyor. Filmi izlerken Buñuel’in mesajları üzerinden günümüz insanın ortak hırsını irdelemek de mümkün.
ALPERHAN BENLİOĞLU
Gerçeküstücü yönetmen Luis Bunuel’in önemli filmlerinden Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği (Le Charme Discret de la Bourgeoisie) bir grup üst düzey insanın buluşup akşam yemeği yemek istemelerini konu olan farklı bir komedi filmi. Bunuel’in en sevdiğim filmi Belle De Jour olmasına rağmen, bu filmde üzerine konuşulacak oldukça farklı alt metin olduğunu düşündüğüm için tercihimi bu yönde yaptım.
Filmimiz Miranda büyük elçisi çevresindeki elit kesimin sürekli çıkan aksiliklere karşın inatla yemek organizasyonu yapma mücadelesini çerçevesinde gelişiyor. İlk yemek çabası günün yanlış olduğunun anlaşılması ile elçi ve arkadaşlarının hazırlıksız yakalanan ev sahiplerini dışarda yemeğe götürmeleri ile sürer. Gittikleri ilk restoranda ekibimizi bir ceset beklemektedir. Bir yandan yemek yemeleri için ısrar eden bir garson yan odada ise ölmüş olan restoran sahibi yer almaktadır.
Film boyunca sık sık süren absürtlükler kimi zaman rüyaların da işin içine girmesiyle daha da karmaşık bir hal alır. Aslında filmi rüyalar ve tutumlar olarak ele almak çok da yanlış olmayacaktır. Burada Bunuel’in hem Freudsal yaklaşımları hem de zengin kesime yönelttiği eleştirel görüşleri filmin ana merkezini oluşturuyor. Bir türlü yenemeyen yemeklerin birinde ekibin kendini bir anda tiyatro sahnesinde bulmaları ya da ekipteki kadınların içecek hiçbir şey olmayan kafede ısrarla bir şey içmeye çalışırlarken yan masada oturan askerin bir anda rüyasını anlatması bunlara örnek verilebilir. Bence bu tarz absürt konuşmalar filme oldukça büyük bir zenginlik katmış.
Tutum yönünden incelendiğinde ise evlerine gelen bahçıvan olarak çalışmak isteyen pederi kovan zengin çiftin beş dakika sonra peder kıyafetinde onun ellerini öpmesi filmin insan tutumuna yaptığı göndermelerden bir tanesi. Zenginliğe yöneltilen eleştirileri de aslında tutum penceresinden incelemeyi daha doğru buluyorum. Günümüzde artık burjuvalar yüksek şatolarda değil hemen yanımızdalar. Kimi otobüs kullanırken elde ettiği gücü kullanırken, kimi ise elindeki telefonu ile burjuva olmuş durumdalar. Eminim Bunuel bu filmi şimdi çekmeye kalksa eleştireceği insanlar filmimizdeki ayrı dünyalarda olmazdılar.
Miranda büyükelçisinin doymazlık hissi, ölmek üzere bile olsa son parça eti ısırmak istemesi de sadece üst kesimin değil günümüz insanın ortak hırsının temsili oldu çoktan. Umulur ki filmimizde piyano içinde işkence gören eylemcinin etrafından her tarafa yayılan hamamböcekleri üzerinden Kafka’ya yapılan dönüşüm göndermesi günümüzde tüm insanlığa yönelir. İyi seyirler…
Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği (Le Charme Discret de la Bourgeoisie) – Fragman