Okumanın yerini izleme, yazının yerini görüntü yer alırken, dijitalleşme bizi hem çok bildik hem de çok yeni bir mecra ile tanıştırdı. Eski radyo grubu olduğu gibi dinlemenin tadını çıkarabildiğimiz podcast yayıncılığı, son yıllarda oldukça revaçta. İnternet üzerinden bilgisayar ve yığınla yapılan podcast yayınları, günden güne zenginleşen içerikleri ile giderek daha çok dinleyiciye ulaşıyor.
SİNAN CEM ÇAMÖZÜ
Podcast, son kullanım süreleri bir sözcük. Doğum pek çok içerik üreticisi podcast yayınları yapan mecralarda yerini alıyor, dinleyiciler birbirinden farklı pek çok içerik üreticisinin yayınını diledikleri zaman, diledikleri yerden takip ediyor. Dijital formatta hızla ve internet üzerinden indirilebilen podcast’ler bilgisayardan olduğu gibi çökmüş mobil cihazlardan da rahatlıkla dinleniyor. Günümüzün multitask (aynı anda birden fazla iş yapan) insanı arabasını sürerken ya da yolculuk ederken, evde dinlenirken, spor yaparken ya da yemek yerken gözü bir cihaza dikmeden müzik, sohbet, sunum, teknoloji, bilim, sağlık, hatta arkası çıkar, sesli kitap, yabancı dil çevirmei gibi pek çok içerik yayınına vakit ayırabiliyor.
TEKNOLOJİK RETRO
Aslında podcast’ler ile tanışmamız Apple’ın 2000’li yıllarda iPod için geliştirdiği bir uygulama ile oldu. Zaten podcast kelimesi de iPod’un pod’u (küçük kapsül) ve “broadcast” (yayın) derslerinin koleksiyonlarından oluşur. Ancak ilk defa Apple tarafından iPod için geliştirilmiş olsa da podcast sözü günümüzde farklı mecralardan yapılan tüm yayınları kapsıyor. Podcast’leri “teknolojik retro” olarak nitelendirebiliriz.
Yazının yerini görüntü, okumanın yerini izleme almış ve YouTube gibi platformlar sayesinde video içeriğine hakimiyetini ilan etmişken, ses eski şaşaalı günlerine internet yayıncılığı sayesinde devam ediyor. Sesi öne çıkaran podcast yayıncılığı için bir nevi internet radyosu demek mümkün. Podcast içerikleri dijital formatta hazırlanıyor olsa da, mutlaka izlememiz gerekmiyor, eski radyo kanalı olduğu gibi sadece dinleyerek bakıldığında yayına erişebiliyoruz. Ancak radyoda sevdiğiniz programı yayın saatinde dinlemeniz gerekiyor. Bant bile olsa radyoların günlük bir yayın kayıtları var.
Podcast içinse böyle bir zaman kısıtlaması söz konusu değil. iTunes, SoundCloud, Spreaker, Overcast, Pocket Casts gibi uygulamalardan dinleyebiliyor ya da indirip, daha sonra dinleyebiliyoruz. Gerçi Podcast’ler sadece sesten oluşmak zorunda değil, görüntülü de olabiliyor. Çeşitlendirmek gerekirse; ses podcast (en çok tercih edilen tür), video podcast (görüntülü biçimi) ve zengin podcast (ses dosyaları ile birlikte resimler içeren tür) olarak tanımlamaktadır. Tüm bunların temel özelliği indirilebilir yayınlar.
EĞİTİCİ VE EĞLENDİRİCİ İÇERİK
Podcast’lerin içeriğine gelirsek; kullanarak “yok yok” tabirini kullanırız. İlgi alanınıza göre eğitimden güncel habere, teknolojiden ekonomiye, modadan spora aklınıza gelen ne varsa hepsini podcast dünyasında bulmak mümkün. Emmy ödüllü komedyen Conan O’Brien da orada, her sabah gazeteleri yorumlayan gazeteci Ünsal Ünlü de. Bu dünyada isteyenlere online dersler de var, ilham veren hikayeler de. Canınız o anda ne dinlemek istiyorsa, öğretilen ya da eğlendirici ne tür bir içerik arıyor güncel ve popüler yayınlara göz atıp birini veriyor. Tek yapmanız gereken, podcast’leri takip etmeniz halinde, uygulamaya tıklamak, beğeneceğiniz bir programı bulmak, bilgiyi depolamak ve yayınlamak için bölümü dinleyin. Podcast’leri arşiviniz için, tekrar tekrar izleyin, yarıda gittiğiniz yerlerden daha sonra devam edebilir, İstediğiniz bölümü paylaşabilirsiniz. İlginizi çeken bir yayında ‘abone ol’a dokunarak, yeni bir bölüm yüklendiğinden bildirim alınabilir, böylece yeniliklerden haberdar olabilirsiniz.
VİDEONUN PABUCU DAMA ATILIR MI?
Dijital içerik konusunda podcast’lerin yükselişine tanıklık ederken video içeriklerin modasının geçişi gibi bir yanılgıya kapılmamak lazım, en azından şimdilik. Kabul edelim ki; podcast’ler görüntülerini görmek, her video öncesi reklam izlemek gibi korumaları ortadan kaldırdığı için takipçiler açısından çekici görünüyor. Video izlemek tam bir gücü gerektirirken, başka bir iş yaparken podcast dinlerken daha keyifli bir iş gibi görünüyor. Bunun yanı sıra ekipman, üretim ve masraflar düşünüldüğünde, maliyet avantajı ve üretim kolaylığı ile podcast’ler içerik tüketicileri açısından da cazibe merkezi olarak öne çıkıyor. Ancak podcast’lerin bir moda akım olarak gelip geçici mi olacağı ya da kalıcı bir mecra olarak hayatımızda yer mi alacağını söylemek için henüz erken. Bu nedenle olsa gerek,
Bu arada markalar ve reklamverenler de bu yeni mecraya adapte olmaya çalışıyor. Çünkü karşılarında onlarca konu, yüksek podcast’lerinden neyi dinleyeceğini seçen, zihnini ilgilendiği alana odaklanan bir kitle bulunuyor. Bir öngörüde bulunarak; “podcast yayıncılığı geliştiren olan bir alan olarak şu anda içerik kullanıcılarının çabaları ile çalıştırmayı sürdürürken yakın zamanda dinleyici kitlesinin ve reklamverenin bu alana yön vereceğini” söyleyebiliriz. Bunu doğal olarak zamanı göster, yeter ki dinlemeye devam edelim.