“Mahalle Kitapçısı” sloganı ile Beylikdüzü’nde faaliyet gösteren Joyness Kitap, çocuklar için hem harika kitaplar hem de unutulmayacak anılar sunuyor. Joyness Kitap, satışın yanı sıra yazar buluşmaları, atölyeler ile okuma sevgisini pekiştiriyor. Joyness Kitap’ın kurucusu Neşe Küçükdoğan’la yaptığımız bu söyleşide hem Joyness Kitap’ı tanıyabilir hem de çocuklarınızın gelişiminde kitapların rolüne ilişkin önemli ipuçları bulabilirsiniz.
BETÜL ÇAKIROĞLU
Joyness Kitap Beylikdüzü’nde bir çocuk kitapçısı. Neşe Küçükdoğan ile söyleşi için mekâna gittiğimde önündeki otopark en büyük sorunuma çözüm oluyor. İçeri girdiğimde beni Joyness Kitap markasının sahibi Neşe Küçükdoğan ve Feyza Satekin karşılıyorlar. Güler yüzlü bu güzel karşılama ile mekandaki ahşap raflar, pastel renkler ve en sevdiğim kitapları raflarda görmekten duyduğum mutluluk birleşince gözlerim parlıyor. Üst kattaki minik sandalyelerde söyleşimize başlıyoruz. Neşe Hanım bir öğretmen olduğundan bahsederek konuşmayı açıyor. Ben de hemen sorularıma geçiyorum. Tabi ki kahve eşliğinde.
–Merhabalar. Beni ağırladığınız ve bu güzel mekânda söyleşi isteğimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Heyecanla sizi dinlemek istiyorum. O yüzden hemen ilk soruyu soruyorum. Joyness Kitap kuruluş hikayesi neydi? Bugün geldiği noktayı dinleyerek başlamak isteriz.
- Joyness iki buçuk yıl önce tamamen bir hayal ile kuruldu. Beylikdüzü’nde çok küçük bir mağaza açtık. Aslında bu bir denemeydi. Çünkü gerecekten burada nitelikli çocuk kitabına ulaşmak ve okumak okutmak isteyen bir kişiler -anneler, babalar, anneanneler, dedeler, teyzeler- var mı bunu denemek istedim. Çünkü biraz riskli bir iş. Kime sorsam çocuk kitapçısı açma işini biraz romantik bir hayal olarak gördü. Ama ben bunu denemek istedim. İlk mağazamda devam ederken orada sürekli gelen misafirlerim olmaya başladı. Bu arada mağaza çok küçük ve otopark sorunu vardı. Ona rağmen çaba harcayarak geliyorlardı. Sonra daha büyük mağaza için aklımıza girdiler. Ben yapamam derken Feyza beni motive etti. Öyle bir dönemdi ki deprem olmuştu ve seçim olacaktı. Türkiye’de hareket edilemeyecek bir zamandı belki de. Bu mağazayı internetten bulduk. İçerisi tadilat gerektiriyordu. O günleri çok hatırlamıyorum. Rüya gibiydi. Ve oldu. İyi ki de olmuş. İlk mağazamıza gelen misafirlerimiz buraya da gelmeye devam ediyor. Bizi bırakmadılar. Yanımızda bir anaokulu var. Okuldan çıkan çocuklar bizden kitap alıp evlerine gidiyorlar. Bu büyüdüklerinde unutamayacakları bir anı aslında. Geldiğimiz noktadan çok mutluyum. Feyza’ya bu konuda her gün teşekkür ediyorum. O olmasaydı ben yapamazdım, yapmazdım. Bu konuda beni çok destekledi.
–Büyük bir şehrin uzak bir köşesi. Beylikdüzü ulaşılabilirliği zor bir bölge. Burada olmak sadece buraya hitap etmek demek oluyor. Bunun avantajları dezavantajları nelerdir? Joyness Kitap bu lokasyon için bir ihtiyaç mıydı?
- Kesinlikle ihtiyaçtı. Ben on üç sene önce Beylikdüzü’ne geldim. O zaman çocuğum yoktu. Ama bir doğum gününe giderken hediye alacağım zaman arabayla başka bir semte gitmek durumunda kalıyordum. Çocuklarım olduktan sonra da kitapçı gezmeye arabaya binip başka semtlere gidiyorduk. Ben bu hayali kurmaya başladığımda herkes bana bu iş için Bahçeşehir bölgesini önerdi. Ama ben düşündüm. Benim sorunum bu değildi. Herkes kendi semtine bir kitapçı açarsa çözüm olabilirim, dedim. Ve benden sonra da Beylikdüzü’ne çocuk kitapçıları açıldı. Bu bile ben doğru bir şey yapmışım demememe sebep oldu. Beylikdüzü eğitim seviyesi çok yüksek, çok kitapsever insanın olduğu ayrıca çok kalabalık bir semt. Bir de şu var benim evim buraya çok yakın. Ben mahalle kitapçısı olmak istedim. Çünkü şehrin içinde zaten var. Burada yok. Ayrıca bu bölge Büyükçekmece, Mimaroba gibi yerler içinde daha ulaşılabilir.
-Joyness Kitap sloganı nedir? Ve klasik, klişe ama etkili bir söyleşi sorusu geliyor. Bir cümle ile kendinizi nasıl tanımlarsınız?
- Sloganımız; Mahalle Kitapçısı. Seneler sonra bile çocukların bizim mahallemizde bir kitapçımız vardı demesini istiyorum. Buraya gelen çocuklar bazen bana “Kitapçı” diye sesleniyorlar. “Kitapçı bir şey soracaktım?” Bu çok tatlı. Joyness’tan aldığımız kitapların hepsi çok güzel denmesini istiyorum. Bu yüzden nokta atışı kitaplar öneriyorum. Anneler yanlış yönlere kayabiliyor. Ölüm gibi bir gündemleri olmasa da bununla ilgili kitap almak isteyenlere gerek olmadığını söylüyorum. Bazen gelen misafirlerime “Bu siz de vardı. Geçen geldiğinizde almıştınız” diyebiliyorum. Sıcak bir ortam yaratmaya çalışıyorum. Belki Mesajınız Var filmindeki Meg Ryan gibiyim. Filmi izlerken bu konuyla ilgili en ufak bir hayalim yoktu. Ama belli ki film bana dokunmuş.
–Zincir büyük kitapçılarda 0-3 yaş grubu kaotik bir ortam. Hiçbir düzen yok. En azından bana öyle hissettiriyor. Yeni anne olsam, ya da çocukları hiç bilmesem ama hediye almam gerekse oradan bir şey seçemem diye düşünüyorum. Siz kitapları nasıl düzenliyorsunuz? Joyness Kitap’ı tercih edip gelen kişilere seçim konusunda nasıl yardımcı oluyorsunuz? Joyness Kitap dekorasyonu çok sade ve düşünülmüş detaylar olan bir mekân. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- Ben bunu kızımın kütüphanesinde deneyimlemiştim. En mantıklısı yayınevine göre dizmek oldu. Burada da böyle yaptık. Bazen tema raflar yapabiliyoruz. Dinozor rafı, kış rafı gibi. Gelen misafirlerimizden yaşa göre ayırma talebi oldu. Ama bu çok düşündürücü geldi bana. Her yedi yaşındaki çocuk aynı kitabı okumaz. Ben çocuğun sevebileceği önerilerde bulunmaya dikkat ediyorum.
Ahşap, kitap ve kahve kokusu. Benim bir kitapçı denilince düşündüğüm şeyler bunlar. O yüzden Joyness Kitabı böyle tasarladım. Çoğu mobilya küçük mağazadan geldi. Kitaplıkları eşim yaptı. Hobi olarak marangozluk yapıyor. Onun desteği olmadan olmazdı.
-Joyness Kitap adını çeşitli atölyelerle de duyuyoruz. Etkinliklerde nelere dikkat diyorsunuz? Çocuklar etkinlikleri nasıl karşılıyor? Onların etkinliklerden beklentileri ne oluyor?
- İlk mağazamızda atölye talebi oldu. Ben uygun değil, dedim. Çünkü çok minikti. Benim etkinliklerde en dikkat ettiğim şey dolu olması. Dolu atölyeler yapmak istiyorum. Çocuk çıktığında hiç unutmasın. Hep hatırlasın. Kızımla çok kötü atölyelere de gittik. Çocukta öyle bir hayal kırıklığı yaratmak çok üzücü. Bunları da gördüğüm için tadı damağında kalacak, güzel atölyeyeler yapmak istiyorum. Sosyal medyadan da talepler geliyor. “Neşe Hanım iki yaş için bu hafta sonu atölye yapabilir misiniz” şeklinde. Hemen yaparım. Bu hafta sonu için bir duyusal atölye hazırlarım. Ama içime sinmez. Qbicart ile çalışıyoruz. Sanat atölyelerinde çok başarılı geçiyor. Yazar buluşmaları yapıyoruz. Arkadaşım üst üste iki yazar buluşmasına geldi. Bana sordu. “Neşe fazla gelmesin çocuğa” dedi. Ben de Beylikdüzü’nde yazar bulmuşsun kaçırma diye ona cevap verdim. Bazen yazarlar uzak olduğu için gelmek istemiyor. Ama yazar buluşması en içime sinenler. İmzalı kitaplar çok kıymetli. Atölye bizim için en zoru. Hazırlığı, kayıt alma, son andaki iptaller. Hep dışardan eğitmenlerle atölye yapıyoruz. Konusunda uzman, bu atölyeyi çok kez yapmış kişileri davet ediyoruz.
-Joyness Kitap’a ilk gelen birini neler bekliyor? Ya da onun beklentileri ne oluyor? Sizce ilk gelen biri buradan nasıl ayrılmalı? Burayı bilerek gelenle, bilemden gelen arasında nasıl farklılıklar oluyor?
- Bize bilerek gelen birinin sorusu “Yeni ne geldi. Bu ay kütüphanemize ne ekleyelim” oluyor. Yeni gelenlerde ise çok değişik sorular var. “Burası tam olarak ne? Giriş ücretli mi?” Ülkemizde maalesef bazı insanlar kitapçı nasıl bir şey bilmiyor. Atölye ya da oyun evi zannediyorlar. Beylikdüzü’nde inanılmaz bir oyun evi kültürü var. Çocuklar oyun oynarken anneler kahve içiyor. Kütüphane sananlar var. Diğer mağazada fotokopi, zarf, kalem soranlar da oluyordu. Ama zamanla birbirimize alıştık. Aslında üç farklı misafir tipimiz var diyebilirim. Birincisi liste ile geliyor. Ben bu kitapları almak istiyorum diyor. Alıyor ve çıkıyor. İkincisi hiçbir fikri yok. Tamamen bana bırakıyor. Ben çocuğun ilgi ve yaşına göre önerilerde bulunuyorum. Onları alıyor. Üçüncüsü hiçbir fikri yok. Ama bana da bırakmıyor ve kayboluyor, bu dünyanın içinde.
–Günümüz çocuğu hangi kitaplara ve türlere ilgili gösteriyor? Joyness Kitap olarak bu konudaki gözleminiz nedir?
- Çocukların hepsi aynı değil. Tek bir yönelim söyleyemem. Bazıları bilgi kitabı seviyor. Yeni şeyler öğrendikleri kitapları seçiyorlar. Uzay, çeşitli atlaslar, hayvanlar kitapları gibi. Bir grup çocuk ise komik hikâye seviyor. Ama burada şöyle çok üzgün olduğum bir durum var. Anneler seçimlerde çok müdahale ediyor. Bence bunu al çok yanlış bir cümle. İçinde çok kötü bir şey yoksa çocuk ne seviyorsa onu okumalı. Okuma alışkanlığı kazandıktan sonra ne isterse onu okur zaten. Ben de ilk açtığımda mağazamı nitelikli çocuk kitapları konusunda çok katıydım. Bana futbolcu kitapları çok soruldu. Çok istendi. Ben de hep yok dedim. Sonra bir gün içeriğine baktım. Futbolcunun hayat hikayesi. Evet benim çizgimin dışında ama şimdi satıyorum. Çocuklar mutlu, biz mutlu.
–Etkinliklerden sonra yapılan imza günlerine çocukların ilgisi oluyor mu? Bu daha çok ebeveynlere yönelik etkinlik kapanışı mı oluyor yoksa? Ve yetişkin atölyeleriniz de biraz bahsedebilir misiniz?
- İmza günlerini çocuklar da çok seviyor. Minik bir etkinlik sonrası imza günü yapıyoruz. Tabi bu biraz annenin görevi diye düşünüyorum. Kızım okulundan imzalı bir kitap getirmişti. Ben ona bunun büyük bir olay olduğunu yaşattım. Bu çok kıymetli, bu kitap burada dursun hep, zarar gelmesin gibi şeyler söyledim. Şimdi kızım için imzalı kitap önemli bir şey. Önemini vurgulamak lazım. Yazarlarımız çok kıymetli. Onlarla tanışmak, konuşmak, onlardan bir şeyler öğrenmek. Yazar etkinlikler bol etkileşimli ve harika geçiyor. Yetişkin atölyesi hiç yapmadık. Ama zaman içinde düşünüyoruz. Yılbaşı öncesi bir ebeveyn çocuk keçe atölyesi yapacağız. Çok heyecanlıyız.
–Joyness Kitap açıldığı günden beri başınızdan geçen ilginç bir olay var mı?
- Bir kitabı satmıştık. Ertesi gün misafirimiz geldi. “Biz kitabın sonunu beğenmedik iade etmek istiyoruz” dedi. “Sonu hiç güzel olmamış” diye de ısrarla devam etti. Biz çok şaşırdık. “Biz yazmadık” dedik. Beni hem üzen, hm güldüren bir durumdu.
–Joyness Kitap sosyal medyada daha çok etkinliklerle görsek de çok güzel bir kitabevi. Kitaplara dönecek olursak 2. El kitap satışınız var mı? Kütüphane mantığında paylaşım kitaplarınız oluyor mu?
- Okutopya’yı çok severim. Aslında çok isterim. Ama şimdilik cesaret edemem.
–Gelecek için bir hayaliniz var mı? Mesela daha çok etkinlik, başka bir şube açma ya da sadece mutluluk mu nedir?
- Şöyle bir hayalim var. Her kitabın burada olmasını istiyorum. Daha çok stok yapmak istiyorum. Bütün raflarım dolu olsun istiyorum. Buna maalesef şu anda cesaret edemiyorum. Her kitabın olduğu, belki bir kitaptan yüz tane alabildiğim bir gelecek istiyorum. Bir zincir kitabevi olmak değil ama onlar kadar cesur olmak istiyorum. Yayınevlerinin onlar kadar bana da destek olmasını istiyorum.
–Tüm çocuk kitapları yazarlarını düşünürsek burada etkinlik yaparken görmek isteyeceğiniz isim ya da isimler var mıdır? Ah burada şu olsaydı çocuklarla gülüp oynasaydı dediğiniz kimlerdir?
- Şermin Yaşar çok severim. Konuşması beni rahatlatıyor. Çocuklar da çok seviyor. Onu daha yakından görmek isterim. Yabancı olarak da aklıma ilk gelen isim Oliver Jeffers. Takip ettiğim hesaplarda görüyorum. Kitapçılarda etkinlik yapıyorlar. Oradaki çocuklar çok şanslı. Onunla vakit geçirebiliyorlar. Keşke biz de yapabilsek.
–Çocukların nabzını yakından tutan bir mekân olarak bize bu konuda ne eksik diyebilirsiniz? Yayınevi, yeni yazar ve çizerlere tavsiyeleriniz ne olur?
- Yurtdışı ile kıyasladığım zaman orada kitapları her şeye entegre ediyorlar. Yayazula’nın binbir çeşit oyuncağı var. Ülkemizde bu yok. Çocuk bir karakterle etkileşime geçemiyor. Kitapların tiyatrosu olmasını isterim. Süper Patates için yapıldı. Kitaplar biraz daha hayatın içine yayılsa iyi olur, diye düşünüyorum. Bir de çok güzel eski kitaplar unutuldu mu? Birdenbire basılmamaya başlıyor kitaplar. Bavulumdaki Kırık Fincan’ı senelerce bulamadık. Kitap karaborsaya düştü. Sonunda yayınevi tekrar basınca hazine bulmuş gibi oldum.
–Siz kendinize bir eleştiri yapsaydınız bu ne olurdu? Joyness Kitap’ta yapmak isteyip yapamadıklarınız nelerdir?
- Joyness Kitap’ta bir okuma köşesi olmasını çok istiyorum. Ağaç kovuğu içinde kitap okuyan çocuklar gibi. Ama bunu organize edemedim. Fiziksel şartlar elvermedi. Bunun eksikliği var. Keşke olsa. Daha sıcak bir ortam olur.
–Benim sorularım bu kadar. Sizin ekleyecekleriniz nelerdir? Sizce benim sormayı unuttuğum bir şey var mıydı?
- Duygusal ve romantik bir söyleşi oldu. Ama bir gerçekten bahsetmek istiyorum. Fiyat konusu. Çünkü beni en çok üzen şey misafirlerimin buraya gelip, sadece fiyat farkından dolayı kitap almadan çıkmaları oluyor. “Sizi meşgul etmeyim. Ben internetten alıyorum” diyen bile oluyor. Arada gerçekten fiyat farkı var. Ben bunun olmasını istemiyorum. Bu konuyu nasıl çözeriz, onu da bilmiyorum. Ama benim ayakta kalabilmem için bu konun çözülmesi gerekiyor. Ben ilk açtığımda sadece çocuk kitapçısıydım. Ama şimdi yan ürünler de koymaya başladım. Hayalimin içinde bu yoktu. Ben şunu istiyorum. Buraya gelsinler. Kitap alsınlar ve ellerinde kitapları ile eve gitsinler istiyorum. Ama annelerde şimdi sosyal medya fenomenlerinin tanıttığı kitapları alma gibi bir algı oldu.
Bir de komik olayı anlattık ama en güzel yaşadığım olayı da anlatmak isterim. Bir misafirimiz geldi. Önce bir kitap aldılar. İkinci, üçüncü geldiler. Dört, beş derken bir boşluğum vardı. Beraber kahve içelim mi, dedim. O da kabul etti. Neşe Hanım size çok teşekkür ediyorum, diye konuşmaya başladı. “Ben çocukla nasıl vakit geçirilir bilmiyordum” dedi. “Ben ilk defa çocuğumla kitap okuyorum, oyun oynuyoruz birlikte vakit geçiriyoruz. Joyness olmasaydı ben hiçbir zaman bunu yapamazdım” dedi. Benim önerdiğim ilk kitabı çok sevmişler. “Annelikle ilgili bana bir pencere açtınız” dedi konuşmanın sonunda. Bu cümle benim için çok kıymetliydi. Bana bir motivasyondu bu. Bazı günler şöyle uyanıyorum. Ben ne yapıyorum? Kendimi parçalıyorum ama değer mi, iyi bir şey mi yapıyorum, doğru yolda mıyım? Bunları düşündüğüm zamanlar da oluyor. Ama o cümleye tutunup çıkabiliyorum.
Söyleşinin sonunda kitap raflarında kaybolduk. Detaylara bayıldığım mağazada dolaşmak çok huzurluydu. Beylikdüzü için çok büyük bir şans Joyness Kitap. Ebeveynler size kitap önerecek bir “Kitapçı” var. Kaçırmayın.
Betül Çakıroğlu
Gelibolu’da doğdum ve 2002 yılından bu yana İstanbul’da mimar olarak çalışıyorum. Kızımın doğumundan sonra çocuk kitapları tekrar hayatıma girdi. Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Fantastik kurgular ve mitoloji özel ilgi alanlarım. Göçebe, Karşılaşma ve Ayna Meselesi kolektif öykü kitaplarında öykülerim yayınlandı. Nevzat Süer Sezgin’in Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Atölyesi’ni bitirdim. Eksi 18 Edebiyat Açık Kürsü platformunda deneme yazılarımı paylaşıyorum. Yine Eksi 18 Edebiyat grubuna ait Kıpırtı Çocuk Dergisi’nde gönüllü olarak çalışmaktayım.