Çoğu ebeveyn masaları çocuklarına okurken değiştiriyor. Çünkü eşiklikçi olmayan pek çok masal var. Mor Masallar projesi işte bu kaygı ile yola çıkmış. Cinsiyet odaklı değil, eşitlikten yana yepyeni masallar. “Birlikte, iş birliği, eşitlik” gibi kavramlara vurgu yapan 20 masaldan oluşan kitap, masalların günümüz toplumsal yapısıyla uyuşmadığının farkındalığı ile yola çıkmış türünün ilk örneği.
BETÜL ÇAKIROĞLU
Masalları seviyoruz. Ama çoğu ebeveyn masaları çocuklarına okurken değiştiriyor. “Hayır prensin onu öpmesini beklemedi. Prenses zaten uyanmıştı.” Kimse kızına böyle bir masal okumak istemez. Çünkü çocuklarımızın bir şeyleri beklemesini değil, kendi çözümlerini üreten bireyler olmasını istiyoruz. O zaman neden eşitlikçi masallar yok?
Mor Masallar projesi işte bu kaygı ile yola çıkmış. Cinsiyet odaklı değil, eşitlikten yana yepyeni masallar. Yepyeni masalların özellikle altını çiziyorum. Değiştirilmiş, uyarlanmış değil. Eşitlik teması ile yoğrulmuş yeni masallar var Mor Masallar kitabında. Bir öpücük bekleyen değil yola çıkan, emek veren, mücadele eden kadınlar var.
Eksi 18 Edebiyat Topluluğu yazarları tarafından toplumsal cinsiyet eşitliği odağında hazırlanan kitap, 2009 yılında hayatını kaybeden Dr. Dicle Koğacıoğlu anısına diye başlıyor. Mor Masallar 20 masaldan oluşuyor.
Kitabın derleyenlerinden Elif Çelebi bir söyleşinde şöyle diyor.
“Yapılan araştırmalar, masallarda bilinçaltı simgeler ve genetik hafıza kullanılarak ataerkil, evlilik, bekâret, güzellik ve rekabet gibi unsurlar çerçevesinde bireylere kültürel kod haritası çiziliyor. Masalların, toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili kalıp yargıları yeniden ürettikleri artık biliniyor. Ancak eski masalların yerine cinsiyetçi klişeleri tekrarlamayan alternatiflerinin oluşturulabilmesi de mümkün.”
Mor Masalların kendi internet sitesi de var. İşte oradan bir başlık.
Çünkü Masallarda Cinsiyet Eşitliği Yok!
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencisi Zehra Değirmenci, Eray Ersan ve Agâh Tosun’un; danışman Dr. Öğr. Üyesi Züleyha Özbaş Anbarlı rehberliğinde hazırladığı, 40 masalın 140 karakterinin incelenmesiyle oluşturulan araştırmaya göre ortaya çıkan çarpıcı sonuçlar şöyle:
- Cinsiyetçilik” masallar ile küçük yaşta zihinlere kazınıyor. Karakterlerin cinsiyet dağılımı orantılı. Temsiliyet ise orantısız. Ana karakterlerin yüzde 31’i kadınken, yüzde 63’ü erkek. Kadınların yüzde 54,5’i masallarda cinsel obje olarak yer alıyor.
- Kadınların yüzde 40’9’u, erkeklerin yüzde 78,3’ü zeki olarak betimleniyor. Kadın karakterlerin yüzde 43,9’u güzel, yüzde 24,2’si cesur olarak, erkek karakterlerin ise yüzde 15,9’u yakışıklı, yüzde 82,6’sı ise cesur olarak temsil ediliyor.
- “Tercih edilebilir” olmak için kadınlar güzel olmak zorundayken, erkekler için böyle bir durum söz konusu değil. Kötü karakterlerin yüzde 60’ı kadınlar, yüzde 31,1’i erkekler tarafından temsil ediliyor. Kötü kadınlar sıklıkla cadılar, üvey anneler ve üvey kız kardeşler olarak gösteriliyor.
- Masallarda zayıf karakterli olarak gösterilen kadınlar, erkeklerin 3 katı. Kendine güvenen karakterlerin ise yüzde 63,5’ini erkekler oluştururken, bu oran kadınlarda yalnızca yüzde 31,4. Her 10 kadından 5’i, her 10 erkekten 2’si itaatkâr gösteriliyor.
Başında sonunda çoğunlukla tekerlemeler olan bu yirmi masalın konuları özgün, karakterleri güçlü, zamanı ise masal zamanı. Birlikte, iş birliği, eşitlik ilk paragrafların olmazsa olmaz kelimeleri.
Bana bir masal anlat büyükanne,
İçinde umut olsun.
Öyle bir masal olsun ki;
Kurtla kuş,
Kışla bahar,
Kadınla erkek eşit olsun.
Bir masalda yola çıkan bir kız, birinde kaybettiğini arayan bir oğlan görüyoruz. Görmüş geçirmiş teyzeler, annesinin hayalini gerçekleştiren bir evlat, perilerle konuşan bir kraliçe, kötü krallar, iyi krallar, kandırılmış krallar, savaşmak istemeyen atlar daha neler var neler. Her masalda olan devler, ejderhalar da var. Kaderine razı olmayan ve çözüm arayan kahramanlar var en çok bu kitapta. Ve bu kahramanlar sadece erkek değil.
Annem kuş olsun, babam tuş olsun,
Çocukları kız erkek diye ayıranlar
Kara kara taş olsun!
Pozitifi, negatifi olmaz. Ayrımcılık kelimesi ayrım içerir. Konu güç, büyüklük, üstünlük değil. Her daim eşitlik. Erkek çocuklar için de adaletsizlik durumlar söz konusu. Çocuk işçi kavramı büyük bir sorun ve erkek çocuklarının odak olduğu bir konu. “Erkek adam ağlamaz” ya da “erkek adam korkmaz” şeklindeki kalıp yargılarımız onların duygularını bastırmasına sebep oluyor. Mor Masallar’da kız çocukları odak olsa da kitapta yer alan masalların tümü, kız oğlan demeden çocukların bu tür ayrımcılığa maruz kalmadığı, barış, kardeşlik, dayanışma ve eşitlik içinde olmaları temeline dayanıyor. Cinsiyetçi kalıp yargıları nesilden nesle aktarmayı elimize bir Mor Masallar kitabı alıp onunla kesebiliriz. Mor bir kitap, mor bir kılıç olsun ve geçmişten gelen bu düşüncelerin hepsini kessin atsın. Peki neden mor?
Elif Çelebi Gülay Pamuk ve Nevzat Süer Sezgin’in ortak kaleme aldığı sunuş kısmında benim de okurken neden diye sorduğum soruya bir cevap var.
Çünkü; bu renk ister kutsal kitaplarda geçen ilk kadın Lilith’in Adem’e “İkimiz de topraktan yaratıldık, dengiz” demesiyle cennetin cesur kadınının rengini temsil etsin… İster Yunan mitolojisinde hırçın erkeğin rengi kırmızı ile sakin kadının rengi mavinin birleşimi olan renge işaret etsin… Sonuç olarak artık bu renk; kadınların toplumsal yapıda, dayanışmayla güçlenerek yer almasını temsil ediyor.
Diye açıklamışlar. Geliri “Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı” na bağışlanan kitap HKTM sponsorluğunda Yakın Kitabevi tarafından basılmış.
Sinema tarafında da buna benzer örnekler yapılmaya başladı. Bir Kore yapımı filmde Kırmızı Şapkalı Kız bir dedektifti. Amerikan yapımı Malefiz filminde kötü cadının kötü olmadığını gördük. Cadılar neden kötü olur zaten? Bence tüm cadılar aslında çok iyi insanlardır.
Mor Masallar masalların, günümüz toplumsal yapısıyla uyuşmadığının farkındalığı ile yola çıkmış türünün ilk örneği bir eser. Buranın da altını çizelim. Türünün ilk örneğidir. Okuma deneyimimden de bahsetmek istiyorum. Ama tabi ki bilgi vermeden. Okurken heyecanlandım. Gülümsedim. Ama en çok düşündüm. Mor saçlı, mor elbiseli kız resimlerine bakıp düşündüm. Masallar yani bildiğimiz masallar neden böyleydi? Ne zaman evrilmiş, neresi kesilmiş, nasıl uyarlanmıştı? Sanırım Mor Masallar kitabının çıkış noktası da tam olarak buydu. Cinsiyet odaklı kalıp yargıları yıkan bu eseri bizlerle buluşturmakta emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Okudum. Sonra bitti diye üzüldüm. Tekrar okudum. Bazı kitapları kütüphaneye hiç koymam. Mor Masallar kitabı da kütüphanemizde değil. Sehpanın üzerinde duruyor. Arada açıp okuyorum. Her masalı bitirdiğimde yüzümde bir gülümse oldu. Hepsini okuduğumda içime dolan rengarenk bir umut vardı.
Resimlere dalıp kendi masalınızı yazmanız da oldukça olası. Ben birkaç masal yazmış olabilirim okurken. Resimler bizi alıp masal aleminin ortasına atıyor. Resimleyen Beste Örge Sağlam bize hem o masalı çizmiş hem de binlerce başkasını.
Çağdaş bireyler yetiştirmek ailenin temel görevidir. Mor Masallar bu temel görevi üstlenen bir kitap olmuş. Bize de alıp okumak düşüyor.
Çocuklarınıza bir mor masal okuyun ve ne hissettiğini sorun. İnternet sitesinde seslendirmeleri de mevcut.
İnternet sitesi: http://www.mormasallar.com.tr
Derleyenler: Elif Çelebi-Gülay Pamuk-Nevzat Süer Sezgin
Resimleyen: Beste Örge Sağlam
Tasarım: Hakan Esmergül
Yakın Yayınları
1.Baskı Eylül 2022
Karton Kapak,
Boyut: 22.5X22
Betül Çakıroğlu
Gelibolu’da doğdum ve 2002 yılından bu yana İstanbul’da mimar olarak çalışıyorum. Kızımın doğumundan sonra çocuk kitapları tekrar hayatıma girdi. Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Fantastik kurgular ve mitoloji özel ilgi alanlarım. Göçebe, Karşılaşma ve Ayna Meselesi kolektif öykü kitaplarında öykülerim yayınlandı. Nevzat Süer Sezgin’in Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Atölyesi’ni bitirdim. Eksi 18 Edebiyat Açık Kürsü platformunda deneme yazılarımı paylaşıyorum. Yine Eksi 18 Edebiyat grubuna ait Kıpırtı Çocuk Dergisi’nde gönüllü olarak çalışmaktayım.