Nilgün Karataş
Demokrasinin en temel unsurlarının başında gelen seçimler günlerdir hepimizin en önemli gündem maddesi. 15 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşecek seçim nedeniyle ülkemizde büyük bir heyecan yaşanırken, bu sürecin akıl, mantık, sağduyu, sevgi ve saygı içinde tamamlanmasını bekliyoruz. Bu özel dönemde seçim temalı filmler izlemek hem keyifli hem de bakış açımızı genişletmek açısından faydalı olabilir.
Seçim konusu, film, dizi, sinema dünyasında sıkça ele alınmış bir konu. Eminim hepsini alt alta sıralamaya kalksak oldukça uzun bir listemiz olurdu. Ancak ben bu listede, en sevdiklerimle aklıma ilk gelenleri sıraladım. Gönlümün birincisi Türkçeye “Başkanın Adamları” olarak çevrilen Wag The Dog olsa da adil olmak için, geçmişten günümüze doğru bir sıralama yapmayı tercih ettim. İşte seçim temalı çok başarılı 15 Amerikan filmi:
1 – Mançuryalı Aday / 1962
Yönetmen: John Frankenheimer
Senarist: George Axelrod, John Frankenheimer
Oyuncular: Frank Sinatra, Janet Leigh, Laurence Harvey
Orijinal Adı: The Manchurian Candidate
2004 yılında aynı isimle ama bu kez Denzel Washington’ın başrolde oynadığı film yerine orijinalini listeme almayı tercih ettim. Uyarlamaları seviyorum ama artık bir kült olmuş bir Mançuryalı Aday varken, önceliği John Frankenheimer’e ve Frank Sinatra’ya vermemek olmaz. Filmin her iki versiyonu da bol sürprizli ve bol entrika içinde geçiyor. Tam bir politik gerilim olarak nitelendirebileceğimiz filmde, Kore Savaşı’dan dönen Amerikan asterlerinden biri, kahraman olarak ilan ediliyor. Birliğin diğer askerleri bunun nedenini anlamıyor ve bir süredir kötü kabuslar gören iki asker ne olup, bittiğini araştırmaya karar veriyor.
_______________
2 – Aday / 1972
Yönetmen: Michael Ritchie
Senarist: Jeremy Larner
Oyuncular: Peter Boyle, Robert Redford, Melvyn Douglas
Orijinal Adı: The Candidate
Olaylar, Robert Redford’un canlandırdığı Kaliforniyalı avukat olan Bill McKay’in Demokrat Parti tarafından keşfedilmesi ve senato adayı olması için teklif götürmesi ile başlıyor. McKay, insan haklarına önem veren bir hukukçu ve bu yönüyle beğeni topluyor. McKay, prensiplerinden taviz vermemek üzere teklifi kabul ediyor. Ancak adaylık sürecinde bu işin öyle söylendiği kadar kolay olmadığı anlaşılıyor. Aslında siyasetin katı ve kirli dünyasına pek de uygun görünmeyen biri olan McKay, ne dersiniz zafere ulaşmak için kazanma hırsının tuzağına düşer mi?
_______________
3 – Sosyete Kuaförü / 1975
Yönetmen: Hal Ashby
Senarist: Robert Towne, Warren Beatty
Oyuncular: Warren Beatty, Julie Christie, Goldie Hawn
Orijinal Adı: Shampoo
Sosyete Kuaförü adıyla Türkiye’de gösterilen filmde oyuncu isimlerini görünce pek çoğunuz bu filmin bir komedi olduğunu anlayacaksınız. Bir komedi nasıl politik olurdan önce filmin konusunu anlatayım; Beverly Hills’deyiz, çapkın kuaför George’un hayali kendi salonunu açmak. Evli bir sevgilisi var ve onun zengin kocası ile birlikte ortak bir salon açma planları yapıyor. Ancak bu zengin kocanın metresi de George’un eski sevgililerinden biri. Bir de George’un oyuncu olmaya çalışan bir sevgilisi daha var. Film bu haliyle bir seks komedisi. Ancak, tüm bu karakterler seçim gecesi zengin koca Lester’ın verdiği bir partide bir araya geliyor. İşte ayrıntı da burada; film Richard Nixon’un Amerikan Başkanı seçildiği 5 Kasım 1968 gün başlayıp ertesi gününde sona eriyor. Fim, Nixon Ağustos 1974’te istifa ettikten sonra Şubat 1975’te vizyona giriyor. Yani Watergate skandalından hemen sonra. Biz filmde girift ilişkileri izlerken, arka planda politik mesajlar veriliyor, o yılların müthiş müzikleri eşliğinde…
_______________
4 – Başkanın Tüm Adamları / 1976
Yönetmen: Alan J. Pakula
Senarist: William Goldman
Oyuncular: Dustin Hoffman, Robert Redford, Jack Warden
Orijinal Adı: All the President’s Men
Ve yine Nixon dönemindeyiz. Gündemimiz Watergate Skandalı. Tüm zamanların en politik filmi denilen bu film sırf The Washington Post muhabirleri Bob Woodward ve Carl Bernstein’i canlandıran Robert Redford ve Dustin Hoffman’ın unutulmaz performansları için bile izlenebilir. Filmde Haziran 1972 tarihinde, başkanın mensubu olduğu partiden birkaç kişi, seçimi kazanması muhtemel olan rakip partinin merkezine gizlice giriyor ve içeri dinleme cihazı yerleştiriyor. Başroldeti iki gazeteci ise dedektif titizliğinde olayıh peşine düşüyor. Filmin senaryosu William Goldman’a ait. Ancak hikayenin temeli Washington Post’da Watergate skandalını araştıran iki gazeteci olan Carl Bernstein ve Bob Woodward’ın 1974’te yayınlanan kitabına dayanıyor.
_______________
5 – Savaş Odası / 1993
Yönetmen: Chris Hegedus , D.A. Pennebaker
Senarist: D.A. Pennebaker
Orijinal Adı: The War Room
Listemizdeki tek belgesel olan bu film, Bill Clinton’ın 1992’deki başkanlık kampanyasını anlatıyor. Clinton odak noktası olsa da, yardımcıları James Carville ve George Stephanopoulos projenin gerçek yıldızları. Belgeselde Clinton hiç görünmüyor. Chris Hegedus ve DA Pennebaker tarafından yönetilen Savaş Odası , 1992 seçim döngüsündeki birkaç önemli olay ve bunların Clinton kampanyasındaki yansımaları anlatılıyor.
_______________
6 – Amerikan Başkanı / 1995
Yönetmen: Rob Reiner
Senarist: Aaron Sorkin
Oyuncular: Michael Douglas, Annette Bening, Richard Dreyfuss
Orijinal Adı: The American President
Filmde Michael Douglas’ın canlandırdığı dul Başkan Andrew Shepherd, bir dönem daha seçilmeyi hedefliyor. Ancak bu süreçte çevre araştırmaları yapan bir lobiciye aşık olur. Bu durum rakibi Rob Rumson’a güzel bir kapı açıyor. Bu aşk basına yansıyınca Shepherd’ın oyları hızla düşüşe geçiyor. Tabi hemen ekibi, başkanı bu durumdan kurtarmak için harekete geçiyor. Ortaya politik dokunuşları olan bir komedi filmi çıkıyor.
_______________
7 – Başkanın Adamları / 1997
Yönetmen: Barry Levinson
Senarist: Hilary Henkin, David Mamet
Oyuncular: Dustin Hoffman, Robert De Niro, Denis Leary
Orijinal Adı: Wag the Dog
Başrollerde Dustin Hoffman ve Robert De Niro’nun yer aldığı ve yönetmenliğini Barry Levinson’ın yaptığı bu film benim favorim. Halkla ilişkiler, algı yönetimi, kriz yönetimi gibi konularda bir eğitim filmi olabilecek Başkanın Adamları orijinal adıyla çevirirsek Köpeği Salla, yine bir seks skandalı filmi. Konusu şöyle: ABD seçimlerine çok az bir süre kala başkan bir skandala karışıyor. Şaşırdım mı? Hayır ama kamuoyunun dikkani dağıtacak bir şeyler yapmak lazım. Tabi bunun için hemen deneyimli danışmanlar devreye giriyor ve Hollywood’un gücünden nasıl yararlanabileceklerini bize gösteriyor. Kurgusal bir savaş, hayali kahramanlar, yalanlar ve bunlardan etkilenen seçmen kitlesi. Bakış açısımızı oldukça zenginleştiren, sürpriz sonlu bir film. Bu arada ironik bir tesadüf diyelim; filmin gösterime girmesinden kısa bir süre sonra Bill Clinton-Monica Lewinsky skandalı patlak vermişti!
_______________
8 – Kirli Yarış / 1998
Yönetmen: Mike Nichols
Senarist: Elaine May
Oyuncular: Emma Thompson, John Travolta, Billy Bob Thornton
Orijinal Adı: Primary Colors
Ana Renkler yerine Kirli Yarış olarak Türkçe isimlendirilen film, Bill Clinton’ın 1992’deki başkanlık seçimini konu alıyor. “Primary Colors: A Novel of Politics” adli kitaptan uyarlanan filmde John Travolta, Arkansas Valisi Jack Stanton’ı oynuyor. Stanton başkanlığa adaylığını koyunca, kendini seks skandalları da dahil zorlu bir seçim sürecin ortasında buluyor. Bir yanda karısı, diğer yanda medya. Siyasetin kirli yüzünü göstermesi açısından her dönem izlenebilecek bu film, izleyicilerine önemli sorular sorduyor: Amaç, aracı haklı çıkarır mı? Özel hayatları yüzünden siyasetçileri yargılayabilir miyiz?
_______________
9 – İdiokrasi / 2006
Yönetmen: Mike Judge
Senarist: Mike Judge, Etan Cohen
Oyuncular: Luke Wilson, Dax Shepard, Maya Rudolph
Orijinal Adı: Idiocracy
Bu liste için belki biraz sıradışı bir film olacak ama siyasetçiler kadar onları seçenlerin de sorumluluğu ve koşulların önemini göstermesi açısından bu filmi buraya almalıydım. Türkiye’de Ahmaklar adıyla gösterilen bir bilimkurgu ve aynı zamanda komedi. Anlatımından ziyade mesajını çok güçlü bulduğum ve gişesi kötü olmasına karşın bir çok vesileyle izlenmesini tavsiye ettiğim bu film, sıradan bir Amerikalı profilini yansıtan asker Joe Bauers’ın başkanlık hikayesini anlatıyor. Hükümetin özel ve gizli bir proje kapsamında uyuttuğu ve unuttuğu Joe 500 yıl sonra uyanıyor. Bir de Joe gibi uyutan Rita var. Rita geçmişte yaşamını fahişelik yaparak sürdüren bir kadın. Bu ikilinin uyandıkları dünya, kendi dünyalarından çok farklı. Akıllı insanların türlü sebeplernle üreyememesi nedeniyle giderek aptallaşan bir dünya burası. Öyle ki, bu yeni dünyanın en akıllı kişisi bizim Joe oluyor. Jeneriğin sonundaki sahneyi izlemeyi unutmayın diyerek, gerisini filme bırakıyorum.
_______________
10 – Kralın Bütün Adamları / 2006
Yönetmen: Steven Zaillian
Senarist: Steven Zaillian
Oyuncular: Sean Penn, Jude Law, Kate Winslet
Orijinal Adı: All the King’s Men
Robert Penn Warren’ın aynı adlı Pulitzer ödüllü romanından, sinemaya iki kere uyarlanan Kralın Tüm Adamları’ndan bu listeye günvel olanını seçtim. Oyuncuları ve genç takipçiler için seçimimi bu yönde yapsam da ilk filmin, en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar ödüllerini alarak ilk fırsatta izlenmesini tavsiye ederim. Gelelim, listemize aldığımız 2006 yapımı filme. Kahramanımız Willie Stark, popülizm ve hırsı aynı bünyede birleştiren bir politikacı. Bir idealist olarak Louisiana siyaset dünyasına giren, ancak yükselmek için her şeyi göze alan ve bu özellikleri ile yükselen ancak bir süre sonra tam da bu özellikleri yüzünden kariyeri hızla düşüşe geçen bir politikacı Wille Stark. Bu arada Stark’ın başına gelenlerin gerçek hayatta politikacı Huey Long’un hikayesine dayandığını da belirtelim.
_______________
11 – Milk / 2009
Yönetmen: Gus van Sant
Senaryo: Dustin Lance Black
Oyuncular: Sean Penn, Josh Brolin, Emile Hirsch, James Franco
Orijinal Adı: Milk
En iyi LGBT filmleri listesinde yer alması kaçınılmaz olan bu filmi neden politika ve seçim temal filmler arasına da aldığımı izleyenler çok iyi anlayacaktır. Ancak izlemeyenler açısından şu bilgileri vermem yeterli olacatır: Film, 1977 yılında San Francisco Şehir Meclisi’ne seçilerek Amerika’da eşcinselliğini saklamadan bir devlet kadrosunda üst düzey yöneticiliğe seçilen ilk kişi olan Harvey Milk’in etrafında dönüyor. Bu bol ödüllü filmde Sean Penn tarafından canlandırılan Harvey Milk, 1978’ de kendisinden görevi devraldığı politikacı Dan White tarafından öldürülmüş bir politikacı. Gerçek bir hikayeye dayanan filmde ve gerçek hayatta Harvey Milk, sadece gay hakları için değil tüm vatandaşlar için bir uğurda savaşmanın anlamını simgeliyor. Kesinlikle çok yönlü izlenmesi gereken bir film.
_______________
12 – Zirveye Giden Yol / 2011
Yönetmen: George Clooney
Senarist: Beau Willimon, George Clooney
Oyuncular: Ryan Gosling, George Clooney, Philip Seymour Hoffman
Orijinal Adı: The Ides of March
Bu kez Ohio’dayız. Oldukça çekişmeli geçen bir seçim kampanyası. Adaylar başkanlık mücadelesinde artık son aşamaya gelmiş. Ancak olaylar, skandallar, bir kampanyanın arka planı derken film, politik bir gerilime dönüşüyor. Filmin hem senaristi hem yönetmeni hem de başrol oyuncularından biri olarak karşımıza çıkan George Clooney, Başkan Mike Morris ‘i canlandırıyor. Ryan Gosling’in oynadığı kampanya basın sözcüsü olan Stephen Myers ise filmin kilit karakteri. Morris’e gönülden inanan genç ve azimli Stephen, kendini bir ikilemin içinde buluyor. Bir yanda Morris’in seks skandalını örtbas etmek, diğer yandan karşı taraftan gelen iş teklifi onu zora sokuyor.
_______________
13 – Kampanya / 2012
Yönetmen: Jay Roach
Senarist: Chris Henchy
Oyuncular: Will Ferrell, Zach Galifianakis, Jason Sudeikis
Orijinal Adı: The Campaign
Klişelerle dolu bu hiciv komedi filminin belki de gerçekten dikkat çekmek istediği noktalardan biri de politika dünyasının ve seçim yarışlarının bir klişeden ibaret olmasıdır! Bu filmin baş rollerini paylaşan Will Ferrell Brady adında, Zach Galifianakis ise Huggins adında birbiriyle yarışan iki hırslı politikacıyı canlandırıyor. Dört dönemdir görev yapan Brady bir skandala karışıyor ve büyük güçler Huggins’i seçimlerde ona karşı piyon olarak kullanmaya karar veriyor. Kuzey Carolina’daki kurgusal 14. Bölgeyi temsil etmek için amansız bir yarışın içine giren iki politikacı, işin dozunu iyice abartıyor. Hatta sonunda ne için yarıştıklarının önemi bile kalmıyor. Tek önemli gerçekleri; kazanmak.
_______________
14 – Kriz Bizim İşimiz / 2015
Yönetmen: David Gordon Green
Senarist: Peter Straughan
Oyuncular: Sandra Bullock, Billy Bob Thornton, Joaquim de Almeida
Orijinal Adı: Our Brand Is Crisis
Aynı adı taşıyan Our Brand Is Crisis belgeselinden sinemaya uyarlanan film Bolivya başkanın seçim sürecini ele alıyor. Ama liste başlığımıza uygun olarak filmde tabi ki bir Amerikan filmi. Bolivya başkanına seçimleri tekrar kazanabilmesi için yardım eden bir grup Amerikalı politik danışmanı merkezine alan film, izleyicilerine Anarşist Yazar Emma Goldman’ın o ünlü sözünü hatırlatıyor: Oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı!..
_______________
15 – Miss Sloane / 2016
Yönetmen: John Madden
Senarist: Jonathan Perera
Oyuncular: Jessica Chastain, Mark Strong, Sam Waterston
Orijinal Adı: Miss Sloane
Diyalogları ile sizi biraz yoracak olan bu filmi, politik gerilim seviyorsanız Jessica Chastain’ın performansı ve finali için izleyebilirsiniz. Jessica Chastain’ın canlandırdığı Elizabeth Sloane, Washington’da çalışan hırslı ve başarılı bir lobici. Kazanmak için elinden gelen her şeyi yapan biri olan kahramanımız, silah kontrol yasasını geçirmek için harekete geçiyor. Sloane, silah sahibi olabilmek için özgeçmiş bildirimi yapılmasını zorunlu hale getiren bir kampanyayı yürütüyor. Ancak işi hiç de kolay değil. Çünkü Sloane’ın karşısında kariyerindeki en büyük rakibi olarak, silah lobisi var. Kazanmaktan başka bir alternatifi aklından geçirmeyen Sloane, hem sevdiklerini hem de kariyerini tehlikeye atmaktan çekinmiyor.
H. Nilgün Karataş
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden “gazetecilik yapmayacağım” diyerek mezun oldum ve yıllarca Milliyet, Dünya, Günaydın, Akşam, BusinessWeek Dergisi, Para Dergisi ve Hürriyet Gazetesi’nde “çok severek” çalıştım. Uzmanlık alanım ekonomi gazeteciliği olmasına karşın kitaplar ve filmler beni her zaman büyüledi, hayatı onlar üzerinden çözümlemeyi sevdim. Halen iletişim sektöründe çalışıp, Suare Dergi için yazarken öykü, roman ve senaryo çalışmalarımı da sürdürüyorum. Bu arada ikinci üniversite olarak İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü öğrencisiyim.