Close Menu
    Son Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Salı, Temmuz 15
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Sevdalinkalar ülkesi: Bosna Hersek

      Şubat 7, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Çocuklar ileri dönüşümü eğlenerek öğreniyor

      Haziran 21, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Zeynep Sönmez’den Wimbledon’da Tarihi Başarı!

      Temmuz 3, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

      Temmuz 10, 2025

      Gece Yarısı Kütüphanesi: Ya diğer olasılıklar gerçekleşseydi?

      Temmuz 8, 2025

      Haziran ayı için film önerileri

      Haziran 1, 2025

      Yaz ortasında melankoli: Slowdive İstanbul’a geliyor

      Şubat 20, 2025

      Arter’den avangart bir müzik festivali

      Şubat 11, 2025

      Borusan Quartet’in “Oda Müziğinin Ustaları” konseri ENKA Sanat’ta

      Şubat 10, 2025

      Öykü: Sessizliğin İçinde Nefes

      Temmuz 9, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      Öykü: Erik Ağacı

      Temmuz 7, 2025

      KEMAL TAHİR ROMANLARINDA KADIN İMGELERİ – III

      Temmuz 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      Pera Müzesi Yazar-Editör Sohbetleri’nde sanat tarihine müzecilik penceresinden bakış

      Şubat 20, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      2000 yılından sonra çekilen en iyi film hangisi?

      Haziran 29, 2025

      Telefon Kulübesi: Bir telefon, bir ses ve bir yüzleşme

      Haziran 26, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      Mühür: Gece Eşiği filmi yakında sete çıkıyor

      Haziran 17, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      şiir: küf lekesi

      Haziran 7, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      “Bulaşıkçılar” yeni yorumuyla İstanbul, İzmir ve Ankara’da

      Mayıs 21, 2025

      Molière klasiği ‘Cimri’ye alaturka dokunuş

      Mayıs 19, 2025

      Kadıköy Oda Tiyatrosu “Kalabalık Fasıl” ile açılıyor

      Mayıs 12, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Ediz Dikmelik ile Sorgulayan Çocuklar: Çocuklarla Felsefe El Kitabı 

      Haziran 11, 2025

      Kilitli Hatıralar Kitabı: İstanbul’un altı ayrı dönemine tanıklık eden öyküler

      Nisan 19, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Çocukluk çağı, ilişkiler ve diktayı kitaplar üzerinden okumak

      Nisan 29, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Rüyanın kalemle buluştuğu kadın: Nazlı Eray

      Haziran 22, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Sinan Saygı’nın yeni kitabı: İletişim Bir Süreçtir

      Temmuz 3, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • FELSEFECE VE…

      tan doğan: sap-saman

      Temmuz 14, 2025

      tan doğan: seğir[t]meler

      Temmuz 3, 2025

      on kırık iz!

      Temmuz 1, 2025

      noudelmann ile tan

      Haziran 27, 2025

      …ve …

      Haziran 25, 2025
    • SuareMag
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » on kırık iz!
    SUAREMAG

    on kırık iz!

    Temmuz 1, 2025Yorum yapılmamış8 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email LinkedIn

    ya da 
    “sessizlik ve gürültü“ üzerine birkaç söz

    tan doğan

    (1)“öğrendiğim yeni sessizlik bu: etrafımda kopardıkları gürültü bir örtü seriyor düşüncelerimin üzerine.
    bağrışıyorlar kendi aralarında: ‘ne ister bizden bu kara bulut?
    dikkat edelim de bir salgın hastalık getirmesin bize! ” / nietzsche

    “silentium est aureum / sessizlik altındır” – bir latin deyişi

    (2)“zōon logon echon / insan konuşan hayvandır.” / aristotales

    (3)“bir hiç için bir sürü gürültü.” / sartre

    llkin ‘sessizlik’ vardı, ardı pek sonra geldi [‘gürültü’ dâhil!] / t.d



    I / imdaaattt!

    kakophōnia: ses-söz, hece-kelime, cümle-kelâm; kháos ve her kafadan ses; kulağı tırmalama, beyni yeme, rûhu daraltma; cangıl, çengel, çığlık çığlığa ömür törpüsü!

    *

    II / az ses-çok lâf!

    doğanınki doğal… insanınki zorlama!
    ‘dilemenin ötesi, zevzeklik!
    konuşmak için konuşmak; ‘hasta bir dil oldu’ çoğumuz!
    boş söz, karşılıksızdır -çoğun.
    modern zamanların dilli düdükleri ne çok: dedikoducular dünyası: içi dışına çıkmış rûh fenâââ! çekiştire çekiştire uzuyor yalan…
    rüzgâr olsa, fırtına olsa, kasırga olsa, neyse; ya bu boş esi neyin nesi?!
    taş düşse, kaya yarılsa, dağ eğilse anlarız. anlamadığımız yerli-yersiz ses: gürültü!
    düzensiz, uyumsuz, huzursuz şamata! ne diyeceğini şaşırmış tür biziz!
    kuş sesini dinlemeye hasret kaldık, kaba-saba çirkin sesler cirit atarken.
    aslan, kaplan pars ya da suaygırı, fil, deve nerde?!
    çirkin sesin güzel yankısı olmaz.
    kimse yoksa kendiyle konuşuyor milyonlar: ‘ben’ çığırından çıkmıştır ––ey narsist
    nergis! [doktorlar koşuuunnn!]
    bir yaprak düştü yere, ‘çıt.’ incelik, zefâfet, hassâslık… önce yeşil, sonra sarı ve kızıl!
    yüzü kızarmalı herkesin ne ki, edep kalmamış gayrı  insanda: basıp geçiyor  üstünden nârinliğin!
    doğanınki doğal, insanınki zorlama! uykusunda dahi çene çalan çok!

    **


    III / bir güzel ‘kaçış!’

    kafam şişti!
    kaçtım kentten!
    bana kalsa robinson hâli: …çarşamba, perşembe, ‘cuma” da istemem: günsüz, dünsüz, yarınsız nefes: yüreğim pek sıkıştı!
    ot, it, at; çiçek, böcek, meyve ziyâdesiyle yeter. ağaçtan bir kulübe, çayır-çimende bir yatak…
    yaşar giderim sessiz-sitemsiz…
    göğün suyu, denizin tuzu, ağacın kabuğu.. ölmem. hem ölsem de ne gam, kurtuldum ya patırtı-gürültüden!
    okumam-yazmam; okuyup-yazdıklarıma sayarım kalan ömrümü! kimseciklerle konuşmam: dip sessizlik. dişlerimle kemiririm zamanı, mekânı tırnaklarımla: dilim dinlensin!
    suspus olurum doğaya: onlar konuşsun bir güzel. kulak olurum sırf. daha n’olsun!

    ***

    IV / çocuk, genç, yaşlı ‘bir sesli-sessiz harf!’

    çocukken de sessizdim: huy ve tercîh. ebeveyn az konuşmaz ve sülâle boyu lâf! okullarda öğreticiler, işlerde idâreciler, iş-dışında ‘klişe kişiler! ve sözler ve sözler ve sözler: susmak erdemdir!
    yazmak da öyle: en az kalem-kâğıt, en fazla  ‘daktilonun tuşları / sanki ağaçkakan kuşları’
    gençken az konuşmadım.. orta yaşlıyken: bir öğrenen öğretmen! emeklilik iyidir, susmaya gebe!
    şimdi (usu-gönlü-ömrü) burkan yazı-birkaç söz: içten içe-dışa harfli yolculuk! e bu da biter er-geç nasılsa!
    sonrası dip sessizlik!

    ****

    V / ‘antikite’den ‘şimdi’ye ve ‘yarın’a…

    (4)“insan ancak bilinçliliği aracılığıyla betimlenebilir
    ve tanımlanabilir .”/ ernst cassirer


    antik yunan’ın kent/pólis devlet’i nire, şimdinin mêtropólis’leri nire? iç içe geçmiş nice banliyö kentler ve sonrasında ‘megakent’lerde ‘hayat’ sürmekte milyonlar!

    köyden kente göçüşün tarihi yeni sayılmaz. kentsel iş talebi, sanayileşme, sosyo-kültürel benzeri olgular, küçük kentleri ‘büyük kılarken, ‘nüfus’sal ya da demografik yapıyı da belirledi.
    dil, din, siyasa; yaş, cins, etnik ve kültürel durum; eğitim-öğretim, meslek, gelir hatta doğum-ölüm konumu belirleyici olurken bu birleşik yapılanmada, iş sektörleri, üretim araçları ve kentsel gelir düzeyi de işlevselliğini sergilemektedir.

    ilk bakışta her bakımdan ‘verimli’ görülen nice kent ve sonrasında megakent, zaman geçtikçe ‘yozlaşma’ya mâruz kalmış, insan ve toprak sömürüsü ile, “taşı-toprağı altın” dönemlerinin -çoğun- sonuna yaklaşmıştır. bunda siyasal, yönetimsel etmenlerin yanı sıra, sivil ve ‘bireysel bilinç yoksunluğu’ da belirleyici olmuştur/olmaktadır…

    göç, beraberinde nüfus artışını, iş ve barınma sorununu getirdiğinden; toprağın ‘altın’ hâli, suyun temizliği, handiyse ‘insanın sâf’lığı da tükenmeye yüz tutup, ‘mutlak çıkar’ gruplarının yayılmasıyla, beklenen ‘mutlu hayat’ elden/kentten kayıp gitmiştir/gitmektedir.

    ‘bireysel’liğin yittiği, us insanı olmanın değer yitirdiği, duyguların törpülendiği bir çağda, artık insan, insanlıktan, ‘kendi olma’ düşününden uzaklaşıp, sıradanlaşmış, birer lâf ebesi konumunda ne kente ne topluma ne de kendine yâr olmuştur/olmaktadır artık.
    bu bağlamda gürültülü kentler kadar gürültülü kişiler de çoğaldığından, kendini kaybeden, birey olmanın ötesine geçen; ‘söz’ü değil, birer lâf safsatası/salatası durumuna düşen dirimler hâlini alan ‘insan grupları/öbekleri/kitleleri’ (“yığın / sürü anlayışsızdır.”/ nietzsche) sarıp sarmalamıştır/sarmalamaktadır kentlerce dünya’yı!

    açlık, yoksulluk, savaş ve . siyasasının bu ‘bireysel kayboluş’ta payı azımsanamayacak denli büyüktür. ne ki ‘iyi’leri, ‘sâf/temiz yürekli kişi’erin, ‘kendi’ olan insanların günden güne azalması, salt kötü kentler değil, ‘kötü bir dünya’yı da beraberinde getirdi. şimdilerde azınlığa düşen iyi-doğru-güzel tin ve us iyesi bireylerin tahammülü handiyse azaldı bu ‘kötü gidiş’e. mega ya da ultra olsun-olmasın, kentlerden kaçış, köylere dönüş,(durumuna göre) yalnızlığa bürünüş söz konusu maddî-mânevî. ‘kirlilik çağı’nın ‘korku kültürü’ ile bezeli konumu, tahammülsüzlüğe, insanın insandan sıtkının sıyrılmasına, dinlemeye-duymaya katlanamamasına, bir söz bile işitmekten gına getirmesine neden olmakta. bunca sorun ve sıkıntı, şimdilerde birinin diğerinin cakasını, gürültüsünü, boş sözünü çekecek halden çıkardı, değil ki derdini dinlemekten!

    kentsel gürültüden kişisel lâfazanlığa varan tuhaf bir sürede yaşarken, ‘bireysel sessizlik’ var olmak, bir başka varoluş süreci de olabilir! kim bilir belki insan, ‘birey’ olma konumuna yeniden ulaşıp, bu ‘çoklu gürültü’den sırf anlamsal değil, eylemsel de sıyrılmanın nihâyetinde ‘kendi olma’yı açık-seçik keşfedip, bireyselden toplumsala, oradan evrensele ulaşabilir, yirmi birinci yüzyıl ya da ‘çağcıl bir rönesans’ adıyla/altında! belki o vakit, antik yunan metrôpolíslerine geri döner, felsefe, edebiyat, sanat sacayağında descartes’çe “düşünüyorum, öyleyse varım” diyebilirim; nietzsche’ce “insanca, pek insanca”  gürültüsüzlüğünün “kendini bil”ine varabiliriz sokrates’çe, kargaşadan/kháos’tan uzak, khósmos’a yakın, sessizlik ve huzur içinde, bir umut!

    *****

    VI / az-öz

    (5)“akıllı düşünceyi gösteren çok konuşmak değildir, / bir tek bilgeliği ara / bir tek onuru seç:/

    böylece geveze insanların kesilmek bilmeyen seslerini kıracaksın.” – thales için yazılmış bir antik şarkıdan…


    mit ya da masal yâhut sâhi.. ilk insanlardan beri muhtemel ses-söz ve gürültü mevcût. âdem-havvâ kaş-göz mü etmiştir, hâbil-kâbîl el-kol ile mi kapışmıştır, homo habilis-homosapiens ile az-öz mü konuşmuştur veya sümerler akatlar’a neler neler anlatmıştır/aktarmıştır pek bilmediğimiz.
    jestler, mimikler.. derken ‘dil.’ evrimsel devrimin tarihi pek eski ve ‘sessizlik’ten ‘gürültü’ye yol uzun…

    efsanelerden, destanlar, hikâyeler; koşuklar, sagular, savlar… dil söze, söz söyleme dönüşmüşmüş, derken yazılı edebiyat.

    sessizlikten gürültüye varırken dünya, az ses çıkarmamıştır! patlamalar, parçalanmalar, yarılmalar. dinginlik zaman alır!

    gel zaman-git zaman: aforizmalar, fragmanlar, maximler en iyisi-doğrusu-güzeli bence. öz-söz(ler) tercîhim gayrı -çoğun-ve lâf kadar insan da yorar!

    ******

    VII / kıs{s}

    çoğun gençler, ‘cafe’lerde kentlerde, kanki-kanka muhabbetlerindeymiş! bir de çoğun orta yaşlılar, alış-veriş merkezlerinde hıncahınç, ‘kuru kalabalık’ çoğun ‘fast food’ ile doyarmış! ve lâf üstüne lâf revaçta imiş işte-güçte, sokakta-evde… ağız ishâli olmuş handiyse herkes!

    iyi ki iyi/güzel ve ‘kült kitaplar’ var: nefes. gürültüden uzak ‘bir hoş sedâ’ sessizliği. iç okuyuş, dip düşünüş, öz yazış: hayat böyle de tüketilir!

    *******

    VIII / tuz ile buz arası ve…

    çalışmış-çabalamış ve ’emekli’ olmuş biri, ‘tuzu kuru’lardan sayılmaz elbet. herkese iş, aş ve aşk lâzım, yoksa aç-susuz neye yarar yaşamak! yâni zaman alır sessizlik, gürültüden dinliğe varmak için. ‘dinginlik’ dediğim de tam ve mutlak değil: [tuz buz olana; ten soğuyup morarana] ölene dek sürecek akıl-rûh çırpınışı!

    ********

    IX / gürül gürül gürültü ve acı ‘ses’-siz-lik!

    kendiyle savaşık tür, doğayla barışık olamaz, değil ki hayatla, dünya’la, kâinâtla ve hakîkatle var olduğu süreçte zaman-uzamda! herakleitos’un dediği “savaşım her şeyin babasıdır” yanlış mı anlaşıldı, ne?! iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış savaşımı/mücâdelesi, ‘savaş’a dönüştü zamanla daha da! “insan insanın kurdudur” sözü hobbes’in, günümüz dünya’sında hâlâ geçerli, hayret! insan insana zulmediyor ve dahi aç bırakıp öldürüyor siya[h]seten. bütünün refâhı değil, bir grubun menfaati, akıl-rûh öte,’sözde’ ve dahi keyfince yaşıyor!

    bir avuç suda fırtına, ‘gürültü’ koparan söz konusu ârsız grup, insanlığın birikimini, emeğini sömürürken, geri kalan çoğunluk ‘sessizlik’ içinde harâp-bîtâp, aç-susuz. bir de böylesi işte ‘insan’ ın iki yüzü: gürültücü grup/gürûh ve sessiz-sitemsizler!

    yüzyılların imbiğinden süzülen ‘ses’, siya[h]setin erklerince (ki erk, bir hiçtir!) petrol, toprak, silah, savaş tüccarlığınca çığlıklanırken, zâlimin zûlmüne mârûz kalan mağdûr canlar, ölümün beşiğinde nefessiz: ağır ağıt! artık gözyaşlarından kan damlıyor ve sağırlık mârifet olmuş ‘insanlık’ta!

    *********

    X / fīnis

    –– ‘ses’ dediğim bach, händel, vivaldi…
    ‘adagio’ elbette.
    sözsüz müzik akla-rûha can.
    erinç ve dinginlik ‘klasik’te.
    ‘barok’ güzeldir, ‘romantik’ de öyle: chopin ve nocturne.

    –––– kafam gürültü çekmiyor. hiç olmazsa, sessizlik.

    –– doğa da var (her şeye rağmen hâlâ!) dere, çay, ırmak, deniz… kuşlar ötüyor ya, o da kâfî. çalı hışırtısı, tomurcuk patlaması, kedi miyavlaması… şimşek çaksa, gürültüye yeğlerim.

    –– hayat pek yorar. bir adım dahi atmak istemez ayak; parmak kıpırtısız, göz kapanmasız, hatta kalp, evet kalp çarpmasız olsun ister insan. sonrası mâlûmun ilâmı: sonsuz sessizlik.

    –– dünya yangın yeri, insan kıyâmet, hayat cehennem mi, ne, şu yüzyılda, şu yılda, şu ayda, şu haftada.. bugün-burada, tam şu anda?!

    – kâğıtta yer, kalemde uç, bende hâl kalmadı!

    {ş}imdi rüzgâra gebeyim; yaprak olup düşmeye…

    **********

    alıntılar/notlar:

    (1)böyle buyurdu zerdüşt, çev. mustafa tüzel, s.166, iş bankası yay. vıı. basım: 2015, istanbul.

    (2) politika, çev. mete tunçay, s. 9, remzi kitabevi, ikinci baskı 1983, istanbul. [“insan arının ya da topluluk içinde (sürü halinde) yaşayan başka herhangi bir hayvanın olmadığı anlamda bir siyasal hayvandır.” çeviri böyleyken, eşdeyişle, (“phusei politikon zôon /doğası gereği insan siyasal/politik bir hayvandır“ ya da) “zōon logon echon” iken, üzerinde durulası söz, insan us iyesi/akıl sahibi hayvandır, denmiş olması -çoğun.-  ne ki (hatırlamadığım bir yerden okuyup not aldığım) heidegger’in ‘logos’ yorumunda , dile sahip olan hayvan, olarak ele alınmış ‘echon ‘ ‘zihin/anlak (anlama yetisi) olan ‘nous’  ise -çoğun-  tinin/rûhun anladığı/algıladığı/bildiği kısım, diye anlaşılmakta. yâni, tinin us iyesi (‘logos’a iye) bir bölümü söz konusudur bu bağlamda. aristotales’e göre akılcı-hayvan, toplumsal hayvandan (homo sapiens) sonraki süre(ç)tir/konumdur.  -siyasal/politik söylem bir yana-  (pek kuşku götürse de!) ‘anlayan-anlatan hayvan’ mı, ne demeli, insan için ?!…

    (3) özgürlük yolları 1- akıl çağı, çev. gülseren devrim, s.437, can yay. 12. basım: 2015, istanbul.

     (4) insan üstüne bir deneme, çev. {sevgili hocam} necla arat, s.17, remzi kitabevi, birinci basım: 1980, istanbul.

    (5) diogenes laertios, ünlü filozofların yaşamları ve öğretileri, I. kitap (notlar, s. 62, not 93: ‘thales’e yakıştırılan anonim bir skholion -dipkenar/çıkarım-), çev. candan şentuna, s.24, yky, 3.baskı: 2007, istanbul.


    İstanbul doğumlu tan doğan, İstanbul Üniversitesi’nde felsefe, Beykent Üniversitesi’nde eğitim yönetimi öğrenimi aldı-verdi. Şiir, öykü dallarında ödülleri olup, edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji üzerine çabalarını, 1984 yılından bugüne dek çeşitli yayın organlarında paylaştı, paylaşmakta…

    TAN DOĞAN’IN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Temmuz 2025
    SuareMag – Haziran 2025
    SuareMag – Mayıs 2025
    SuareMag – Nisan 2025
    suaremag tan doğan temmuz yazar

    Related Posts

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025 Edebiyat

    Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

    Temmuz 11, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

    Temmuz 10, 2025 Edebiyat
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    ya da “yazar”, yazan ve… * yazar hep ‘yaz’, ömrün kış olsa da! * ne…

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025

    Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

    Temmuz 12, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Ayşe Dündar’dan yeni roman: Bir, İki, Üç, Dört, Korkmuyorum!

    Mart 27, 2023 Kitap

    Avrupa’nın kirli gökyüzü skandalı!

    Ocak 15, 2022 Sürdürülebilir Yaşam

    Yıldız Holding’in ‘Konuşan Yazılar’ sergisi

    Mart 28, 2023 KÜLTÜR - SANAT
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.