Şiiri bir dil değil, bir yaşam biçimi yapan şair: Pablo Neruda. Aşkın, direnişin, sürgünün, kavganın şairi.
NİLGÜN KARATAŞ
Pablo Neruda, 12 Temmuz 1904’te Şili’nin Parral kasabasında dünyaya geldi. Gerçek adı Ricardo Eliécer Neftalí Reyes Basoalto’ydu. Annesi öğretmendi ama o daha bir yaşına basmadan hayatını kaybetti. Babası, demiryolu işçisi olarak çalışan bir emekçiydi, oğlunun edebiyatla uğraşmasına sıcak bakmıyordu. Ancak Ricardo çok küçük yaşlarda yazmaya başladı. İlk şiirini 10 yaşında yazdı.
Şair kimliğinin gelişimi, doğduğu toprakların doğasıyla, yoksullukla ve sessiz bir gözlemle şekillendi. 16 yaşındayken “Pablo Neruda” takma adını kullanmaya başladı, bu ismi Çek yazar Jan Neruda’dan esinlenerek seçti. 1924’te yayımlanan “Yirmi Aşk Şiiri” ve “Umutsuz Bir Şarkı” adlı kitabıyla uluslararası alanda dikkat çekti. Bu kitap, Latin Amerika edebiyatında genç yaşta gelen ender büyük çıkışlardan biriydi.
Diplomasi ve sürgün: Şiirin coğrafyası
Neruda, maddi zorluklar nedeniyle üniversiteyi tamamlayamadan dışişleri hizmetine girdi. Şili hükümeti tarafından Asya’daki konsolosluklara atandı. Burma (bugünkü Myanmar), Sri Lanka, Endonezya ve daha sonra Arjantin, İspanya gibi ülkelerde diplomatik görevlerde bulundu. Bu yıllar, onun hem dünyaya hem de insanlığa dair görüşünü derinleştirdi.
İspanya’da Federico García Lorca ve Rafael Alberti gibi şairlerle dostluk kurdu. Lorca’nın Franco rejimi tarafından öldürülmesi, Neruda’nın apolitik kalamayacağını ona gösterdi. Şiiri artık sadece aşkı değil, adaleti, yitimi ve öfkeyi de barındıracaktı.
Neruda’nın siyasi yüzü: senatörlükten yeraltına
1945’te Şili Komünist Partisi’nden senatör seçildi. Ancak ABD destekli baskıcı hükümetlerin yükseldiği soğuk savaş ortamında, Neruda hedef haline geldi. 1948’de hakkında tutuklama kararı çıkarıldı, aylarca saklanmak zorunda kaldı. Ardından And Dağları üzerinden gizlice Arjantin’e kaçtı. Sürgün yıllarında Avrupa’yı dolaştı, sosyalist hareketlerle daha da yakınlaştı.
1950’de Meksika’da yayımlanan Canto General adlı epik şiir kitabı, onun politik yönünü en açık biçimde yansıttı. Bu dev eser, Latin Amerika’nın doğasını, tarihini, sömürgecilik geçmişini ve devrimci figürlerini ele alıyordu. Kitap adeta bir kıtanın değil, bütün ezilenlerin sesini barındırıyordu.
Aşk ve Kadınlar
Neruda’nın şiirinde aşk, hem en saf hem en karmaşık haliyle vardır. Duygusal yoğunluğu yüksek, bedensel arzuyu doğanın imgeleriyle yoğuran bir dil kullanır.
Hayatında üç büyük kadın yer aldı: İlk eşi María Antonieta Hagenaar (Hollandalı bir diplomattı), ikinci eşi Delia del Carril (Arjantinli bir sanatçı ve devrimci) ve son eşi Matilde Urrutia (şarkıcı ve ilham perisi).
Özellikle Matilde için yazdığı “Kaptanın Dizeleri” ve “Yüz Soneleri”, Neruda’nın aşk şiirinde olgunluk dönemini temsil ediyor. Bu şiirlerde erotizmle melankoli, doğayla tutku iç içe geçiyor.
Nobel ödülü ve gecikmiş anlatılar
1971’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. İsveç Akademisi onu “tutkulu bir vizyonla evrensel insani konuları işleyen bir şair” olarak nitelendirdi. Bu ödül, sadece bir şiir ustalığını değil; bir halk anlatıcısının evrensel değerini de onurlandırdı.
Ancak her şey yolunda gitmeyecekti. 1973’te, Pinochet’nin askeri darbesi sırasında, sağlık durumu kötüleşti. 11 Eylül’de Salvador Allende’nin devrilmesinden birkaç gün sonra, 23 Eylül 1973’te Santiago’da hayatını kaybetti. Ölüm nedeni resmi olarak “kanser” olarak kaydedildi. Ancak yıllar sonra yapılan soruşturmalar, ölümünün doğal olmayabileceğini ortaya koydu. 2015 yılında açılan mezarından alınan örnekler, şairin zehirlendiği iddialarını güçlendirdi.
Ölümünden sonra
Pablo Neruda’nın ölümü, Şili’de diktatörlüğe karşı ilk büyük sessiz protestolardan birine dönüştü. Binlerce kişi, askeri baskıya rağmen cenazesinde onun dizelerini haykırdı.
Bugün hâlâ mezar taşında şu dizeleri okunur:
“Ölüm uzaklaştı benden,
henüz yaşadım ve yaşarım seni severek.”
Neruda’nın şiiri neden önemlidir?
Pablo Neruda şiiri, sadece bireysel bir duygu alanı değil, toplumsal belleğin ve evrensel insanlık hallerinin bir yansıması olarak kullanmıştır.
Onun kaleminde en küçük nesne -bir taş, bir masa, bir soğan- şiirin öznesi olabilir. O, yalnızca büyük temaları değil, gündelik hayatın görünmez kahramanlarını da onurlandırmıştır. Ve elbette en çok da aşkı ve direnişi…
Seçme Eserleri:
- Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı
- Kaptanın Dizeleri
- Canto General
- Yüz Soneleri
- Yaşadığımı İtiraf Ediyorum (Otobiyografi)
Seçme Şiirler
- Farklı yayınevlerinden çıkan toplama kitaplar.
- Önerilen: Neruda – Bütün Şiirlerinden Seçmeler (Yön Yayıncılık)
Pablo Neruda Hakkında Türkçede Bulunabilen Kitaplar ve Kaynaklar
Mark Eisner – Pablo Neruda: Şairin Yaşamı
- Orijinal: Neruda: The Poet’s Calling
- Türkçesi: Neruda: Bir Şairin Hayatı
- Yayınevi: Ketebe Yayınları
- En kapsamlı biyografilerden biri. Siyasi geçmişi, aşk hayatı ve şiirleri üzerine geniş bir portre çizer.
Matilde Urrutia – Pablo Neruda ile Yaşadıklarım
- Neruda’nın eşi ve ilham perisi Matilde Urrutia’nın anıları.
- Neruda’nın özel hayatını birinci elden anlatır.
- Yayınevi: Agora Kitaplığı

H. Nilgün Karataş
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden “gazetecilik yapmayacağım” diyerek mezun oldum ve yıllarca Milliyet, Dünya, Günaydın, Akşam, BusinessWeek Dergisi, Para Dergisi ve Hürriyet Gazetesi’nde “çok severek” çalıştım. Uzmanlık alanım ekonomi gazeteciliği olmasına karşın kitaplar ve filmler beni her zaman büyüledi, hayatı onlar üzerinden çözümlemeyi sevdim. Hep yazdım, çok yazdım; ilk yayımlanan romanım Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar oldu, Halen Suare Dergi, Bianet, Distopya ve Yeni Sinema Dergisi için yazarken öykü, roman ve senaryo çalışmalarımı da sürdürüyorum. Bu arada ikinci üniversite olarak İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü öğrencisiyim.