ya da
“yazar”, yazan ve…
* yazar hep ‘yaz’, ömrün kış olsa da!
* ne ‘yazı’lsa dünyalık: giriş, gelişme, sonuç hep burdan çıkma. ve insanı insana hayvanla hayvanca anlatmak imkânsız değil mi shakespeare? fabl demiyorum ey ezop, la fontaine, beydeba, thurbel, orwell!… ‘ego’ fenâ şey! [doğa ve dil.]
* bıktık aynı ‘hikâye’yi okumaktan! ‘yazın devrimi’ şart.
* ö(y)le yazmalı ki yazar, her cümlesi ‘rönesans’ olmalı.
* çöp kitabını yaz, öp ve at çöplüğe ey çöp yazan! kim zorluyor seni yazmaya?!
* iki elin on parmağı kadar “yazar” var dünya’da. yapılacak o kadar çok başka ‘iş’ var ki!
* her ‘yazar’ın ölümü bin kıyâmet.
* yazan yazsın ne ki kitaplaşmasın. öz-terapi ise, ‘terapi’ – sayrılık fenâ!
* ‘kifâyetsiz muhteris’ten yazan olur, “yazar” değil. gel de anlat bunu milyonlara!
* bir filozof, bir yazar kâfi aslında, ‘dünya’yı güzel kılma gücü’ne sâhip {nerdeee?..}
* sağlığımı sağlayan sayrılık, sayrılığımı sağaltan sağlık, bende yazmak (“var biraz da sen oyalan” dediğince yûnus’un.)
* ‘karadelik’ beklemede dünya’yı. bâri bunu bilerek yazsın “yaza(n)r!”
* ‘yazı’sına âşık olunur, ‘yazar’a değil.
* ‘dört element’ten en az biri olmalı her ‘yazı’(n türü); bir de -her anlamda- ‘ekmek.’
* ey “okur!” sana az ‘iş’ düşmüyor: kırp/ele.
* her yüzyılda bir {kült} “yazar” çıktığını düşleyin. o bile kurtarabilirdi insanlığı.
* ‘yazarım’ ölürse öksüz-yetim kalırım!
* siya[h]sete ve dine bel bağlayanlar bükmeseydi (b)elini ‘edebiyat’ın, ne açlık olurdu ne savaş, gülistân olmuşken dünya.
* yaza(r)n, yaza(r)nı okumuyor handiyse! varsa-yoksa ‘kendi!’
* felsefî-edebî {düşünür-yazar} üç kült kişilik [herakleitos, nietzsche, sartre (ekleyin)], dünya’yı bu kadar değiştirebildiler ancak!
ötesini bir düşünün “n’olurdu(k)?” diye…
* tanrı’nın varlığı denli mûcizesi de şüpheliyken, ‘yazan’ınki kesin.
* ‘iyi edebiyat’, kötü siyasayı kovar [ne vakit anlaşılacak bu? (dünya’nın sonu getirilmeden!)]
* erk, bir hiçtir {bunu anlamaya akıl, rûh, yürek ve dil-el şart.}
* karamsar-kötümserlik ile ‘aydınlık-iyimserlik’ yer değiştirebilir, “edebiyat” olduğunda hayât.
* ‘yazı’ icât oldu {m.ö.3.5000 / sümerler} ama ‘hayât’ hâlâ keşfedilemedi [m.s. 2025 / insanlık!]
* altı çizilen, yanına not düşülen, üzerine yazı(lar) yazılan kâğıtlardan mürekkep yığına “kitap” denir [tersi ‘çöp!]
* bana yazdır[t]mayan kitap da ne?!..
* {mantık ve estetik dâhil} iyi kitap {ethik} ‘edebî edep’ ister.
* ey “yazar!” sen nerdesin?
* ‘yazar’ın eli-dili aş{k} -işte doygunluk.
* bir ‘yazar’la aşık atılmaz; saklambaç oynanabilir -o da en fazla!
* yalancı yalvaçtan çok, yalandan [y]azan var!
* bir ‘kült kitap’ bulmaya göreyim; onu değil bir solukta bitirmek, yüz yıllar boyunca okurum…
* her yazar bir yazın adasının gönüllü ‘fener bekçisi’, ölümsüz yazdıklarıyla ölümüne ışık saçan.
* her ‘kült kitap’ bir “yazar”la hasbıhâl: öz sor, çok işit ey ‘okur!’
* halk, ‘halk kütüphâne’sinde okumalı kült kitapları. bedâva olmalı paha biçilemeyen.
* “yazar”, yazdığıyla geçinsin diye, -güç de olsa- ey okur, dişinden-tırnağından artır!
* yazar, neden yazar? okur, neden okur? sordum, gittim; cevâbı sizde…
* dünya-öte değil “yazar’ın dünyası.”ifrâta ne hâcet!
* ey “yazar” söyle! yazanın yanına kâr kalır mı yazdığı? (yok, söyleme. sen yaz. ‘yazın tarihi’ cevâplasın bunu…)
* herkes ‘dil’ini saklar, yazar hâriç.
* bir “yazar”ın huzûruna çıkan, ‘cennetlik’ oldu demektir!
* ‘yazar’ köz, yazan kül -kıyâs istenmez!
* yazanın ‘yazar’a saygısı yok! bak hâlâ yazıyor!..
* meslek değil ömürdür ‘yazarlık’, yaşamına, ölümüne.
* ‘yazar’da ar var, yazanda an; biri sonsuzca, diğeri gelgeç.
* derdi kendi ve insan ve dünya ve kâinat “yazar”ın ––– yazan ‘ben’ini aşamaz.
* hayat kısa, “kitap” az!
* tanrı’ya değil, ‘yazar’a inanın.
* ‘ebedî edebî’ diye bir ‘şey’ var, ölünce de okunacak.
* ‘son yazar’ ölene dek dönecek dünya.
* bize “yazar” lâzım: ekmek-su…


tan doğan
İstanbul doğumlu tan doğan, İstanbul Üniversitesi’nde felsefe, Beykent Üniversitesi’nde eğitim yönetimi öğrenimi aldı-verdi. Şiir, öykü dallarında ödülleri olup, edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji üzerine çabalarını, 1984 yılından bugüne dek çeşitli yayın organlarında paylaştı, paylaşmakta…