NİLGÜN KARATAŞ
DİSİPLİNLERARASI SANAT & İLHAM ZİNCİRİ
Sanat, bir alanın diğerine dokunmasıyla daha da büyülü bir hal alıyor. Bir şiir romana dönüşüyor, bir roman tuvale yansıyor, bir nota bir resme ses oluyor.
Disiplinlerarası üretim bana her zaman bir akrabalık duygusu veriyor; sanki tüm sanatlar birbiriyle konuşuyor, birbirini tamamlıyor. Hepsi birer anlatı, birer hikaye barındırıyor. Sadece bir yaratım süreci değil de bir aktarım hali; sanki tüm sanatçılar birbiriyle konuşup, birbirlerini tamamlıyormuş gibi…
Alice’nin peşine takılıp tavşan deliğine düşünce, kimlere ilham verdiğini keşfedip “Alice ile başlayan ilham zinciri: Farklı disiplinlerde 10 Alice” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O yazının ardından da bu ilham zincirini büyütmek istedim. Yeni keşifler yaptıkça paylaşacağım, kapıları teker teker açacağız, benim gibi meraklı okurla birlikte disiplinlerarası sanat evrenine yumuşak bir geçiş yapacağız.
İşte zincirin ilk halkası: Salvador Dalí’nin Alice Harikalar Diyarı’na yaptığı düşsel yolculuk… “Dalí’nin Tavşan Deliği” diyebiliriz sanatın edebiyata açılan bu kapısına.
1969 yılında Salvador Dalí, Lewis Carroll’un absürt başyapıtı Alice Harikalar Diyarında için 12 özgün illüstrasyon hazırlamış. Bu çizimler, Maecenas Press-Random House tarafından sınırlı sayıda basılmış ve uzun süre koleksiyonerlerin rüyası olarak kalmış. Neyse ki bu nadir eserler yakın zamanda yeniden yayımlandı ve artık herkesin erişimine açık.
Dali’nin Alice’i, yalnızca bir çocuğun hayal gücünden ibaret değil; bilinçdışının, arzunun, zamanın ve deliliğin iç içe geçtiği bir zihinsel manzara. Göz kırpan tırtıllar, dev mantarlar, kâğıttan kraliçeler arasında Alice, Dalí’nin düşsel evreninde yeniden doğuyor.
Bu illüstrasyonlar sadece hikayenin görsel karşılığı olmamalı; Dali’nin Carroll’un dünyasıyla zihinsel bir satranç oynadığı hissi veriyor. Kelimeler fırça izlerine gizleniyor, figürler bilinçle bilinçdışının sınırında salınıyor. Sürrealizm burada bir estetik tercih değil; bir anlatım biçimi hâline geliyor. Carroll’un absürtlüğüyle Dalí’nin sapmalarla dolu zihinsel peyzajı kusursuz bir kesişim yaratıyor.
Disiplinlerarası sanatın en güzel tarafı da bu belki: Bir sanat formu, bir diğerine sızıyor; onu dönüştürmeden önce kendisi de dönüşüyor. İşte Dali’nin çizimleri: Alice Harikalar Diyarında bir çocuk klasiği olmaktan çıkıyor, felsefi bir bilinçdışı evrenine bürünüyor.
Salvador Dalí’nin bu özel proje için hazırladığı illüstrasyonlardan bir seçme yapayım derken, hiç birini ayıramadım, hepsini buraya taşıdım.












Dalí’nin tavşan deliğine birlikte baktık. Peki sizce hangisi daha tuhaf: Alice’in mi, Dalí’nin mi dünyası?


H. Nilgün Karataş
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden “gazetecilik yapmayacağım” diyerek mezun oldum ve yıllarca Milliyet, Dünya, Günaydın, Akşam, BusinessWeek Dergisi, Para Dergisi ve Hürriyet Gazetesi’nde “çok severek” çalıştım. Uzmanlık alanım ekonomi gazeteciliği olmasına karşın kitaplar ve filmler beni her zaman büyüledi, hayatı onlar üzerinden çözümlemeyi sevdim. Hep yazdım, çok yazdım; ilk yayımlanan romanım Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar oldu, Halen Suare Dergi, Bianet, Distopya ve Yeni Sinema Dergisi için yazarken öykü, roman ve senaryo çalışmalarımı da sürdürüyorum. Bu arada ikinci üniversite olarak İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü öğrencisiyim.