MİTOLOJİDEN İLHAM ALAN SANAT ESERLERİ
Derleyen: Nilgün Karataş

Gustav Klimt’in Danaë tablosunu ilk gördüğümde, mitolojik bir sahneden çok, bir kadının kendi içine doğru kıvrılmış derin bir rüyasının açıldığını hissetmiştim. Klimt’in altın varaklı dünyası, çoğu zaman gösterişli bir ışıltı gibi okunur ama burada ışığın tonu başka; daha içe kapanık, daha mahrem, daha sessiz.
Mitolojide Zeus’un altın yağmuru olarak Danaë’nin hücresine inişi, çoğu anlatıda tanrısal bir güç gösterisi olarak geçer. Oysa Klimt, bu hikâyeyi başka bir yerden kuruyor. Altın, Danaë’nin üzerine gelmiyor; sanki onun içinden yükseliyor. Kadının kıvrımlı bedeni dışarıya kapalı görünse de, iç dünyasına tamamen açık. Uykuyla uyanıklık arasında, arzuyla teslimiyet arasında duran bir hâl… Klimt’in mor ve bakırın derin tonlarıyla kurduğu atmosfer, mitolojik bir olayı değil, kadının kendi içsel dönüşümünü izliyormuşuz hissini yaratıyor.
Danaë’nin yüzündeki dingin ifade, tanrısal bir dokunuşun verdiği hülyalı mutluluğa değil, içsel bir kabul hâline benziyor. Klimt’in kadınlara duyduğu hayranlık, onları “sırlarla dolu bir merkez” olarak görmesi burada çok net hissediliyor: Danaë, kendi mitini içinden yazan bir kadın gibi duruyor.
Gustav Klimt – Danaë (1907–08)
Teknik Bilgiler
• Sanatçı: Gustav Klimt
• Eser Adı: Danaë
• Yapım Yılı: 1907–1908
• Teknik: Tuval üzerine yağlıboya ve altın detaylar
• Boyut: Yaklaşık 77 × 83 cm
Nerede sergileniyor?
Danaë, bugün Viyana’daki Galerie Würthle koleksiyonunda bulunuyor ve dönem dönem farklı sergilere ödünç veriliyor. Klimt’in altın döneminin en etkileyici örneklerinden biri olduğu için Viyana’nın sanat seyahatlerinde özellikle aranan eserlerden.
Mitin Kısa Hikâyesi: Danaë ve Altın Yağmur
Argos Kralı Akrisios, erkek varisi olmadığı için Delfi Kehaneti’ne gider. Kehanet ona kızının bir oğlunun olacağını ve bu torunun kendisini öldüreceğini söyler. Kaderden kaçabileceğine inanan Akrisios, kızı Danaë’yi bronzdan yapılmış kapalı bir odaya —kimi anlatılarda yer altına gömülü bir odaya, kimi anlatılarda kule benzeri bir hücreye— kapatır.
Ancak Zeus, bu kapatılmışlığın içindeki güzelliğe âşık olur ve Danaë’nin yanına “altın yağmuru” biçiminde iner. Hikâyenin bazı antik versiyonlarında bu yağmur ışık, altın tozu ya da altın sikke olarak betimlenir; tümü aynı noktaya çıkar: Danaë hamile kalır ve kahraman Perseus dünyaya gelir.
Akrisios, kehanetin gerçekleşeceğinden korkar ama Zeus’un oğlunu öldürmeye de cesaret edemez. Bu yüzden daha dolaylı bir yolu seçer: Danaë ve bebeğini bir sandığa koyup denize bıraktırır. Fakat tanrılar onları korur; sandık sağ salim Serifos Adası’na ulaşır ve bir balıkçı olan Diktys tarafından bulunur.
Perseus büyüdüğünde Medusa’yı öldüren kahraman olacaktır; ancak kehanet hâlâ gölgededir. Yıllar sonra, bir spor müsabakasında diski yanlışlıkla dedesine isabet ettirir. Böylece Akrisios ölür ve kaçınılmaz olan gerçekleşir: Kehanet, tüm kaçış çabalarına rağmen tamamlanır.


