Bir şiirle başladı her şey… Sonra tüm dünyayı saran bir hikayeye dönüştü. Ve John Steinbeck’in kaleminden Fareler ve İnsanlar gibi ölümsüz bir başyapıt okuduk. Suare Film Kulübü’nün son buluşmasında izlediğimiz ve üzerine saatlerce konuştuğumuz Fareler ve İnsanlar, Büyük Buhran döneminin Amerika’sında geçiyor. Ancak roman hem güçlü karakterleri hem de ele aldığı temalar açısından zamansız bir eser. Bir türlü gerçekleşmeyen hayaller gibi yalnızlık, ölüm, yalnızlık, zayıflık temaları günümüzde de çok önemli meseleler değil mi?
YASEMİN BAŞ

Bir Fareye
Ama farecik, yalnız değilsin, öngörülerinin boşa çıkabileceği konusunda:
En iyi planları farelerin ve insanların sıkça ters gider,
Ve vaat edilen mutluluktan geriye acı ve kederden başka hiçbir şey kalmaz.
Yine de şanslısın bana göre!
Yalnızca “şu an” dokunabilir sana:
Ama ah! Gözlerim geriye bakar benim, ümitsiz beklentilere!
Ve geleceğe de bakarım, görmesem de, tahminler yapar, korkarım!
Ama işler istedikleri gibi yürümedi çünkü “en iyi planları farelerin ve insanların
sıkça ters gider.
John Steinbeck’e ilham olan bu dizeler 18. yüzyılda yaşamış İskoç Şair Robert Burns’e ait “Bir Fareye” isimli şiirden. Fareler ve İnsanlar kitabının sayfalarını çevirdikçe şiirin izlerini fazlasıyla hissedeceksiniz.
OF MİCE AND MEN
Bu zamansız başyapıtı incelemeye adıyla başlayalım. Kitabın orijinal ismi “Of Mice and Men” Türkçe’ye doğrudan çevrildiğinde “Farelerin ve İnsanların” şeklinde söylenebilir. Bu başlık daha anlamlı olmasına rağmen Türkçeye “Fareler ve İnsanlar” şeklinde uyarlanmış.
JOHN STEINBECK
John Steinbeck 27 Şubat 1902’de Kaliforniya, Salinas’da doğdu. Steinbeck, roman, kısa hikaye ve oyun yazarlığıyla tanınır. Eserleri genellikle Amerikan toplumunun çeşitli yönlerini, özellikle de büyük buhran dönemini ve göçmen işçi sınıfını ele alır. İnsan doğası, sosyal adalet, ekonomik eşitsizlik ve insan ilişkileri gibi temel konuları işler. Steinbeck, roman, kısa hikaye ve oyun yazarlığıyla tanınır. 1940 Pulitzer Ödülü’nü ve 1962 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır. 20 Aralık 1968’de New York’ta ölmüştür.
FARELER VE İNSANLAR
Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck’in kısa romanı. 1937’de yayımlanan roman, Büyük Buhran döneminde, 1930’larda Amerika’da geçer. İki ana karakteri George Milton ve Lennie Small, yoksulluk içinde dolaşan göçmen işçilerdir.
Roman, George ve Lennie’nin birlikte geçirdikleri zorlu hayatı ve hayallerini anlatır. George, zeki ve küçük yapılı bir adamdır, Lennie ise güçlü fakat zihinsel engelli biridir. İkisi de birlikte çalışarak tarlalarda iş bulup para kazanmaya çalışırlar.
George’un hayali, bir gün kendi arazisine sahip olmaktır. Ancak Lennie’nin zihinsel sınırlamaları ve çocuksu davranışları, bu hayali gerçekleştirmeyi zorlaştırır. İkili, yeni bir iş buldukları bir çiftlikte çalışmaya başlarlar ve diğer işçilerle ilişkiler kurarlar. Ancak Lennie’nin bilmeden yaptığı bir hata, olayların trajik bir şekilde gelişmesine neden olur.
Roman, dostluk, yalnızlık, hayallerin gücü ve insan ilişkilerinin karmaşıklığı gibi temaları işler. Amerikan edebiyatının klasiklerinden biri olarak kabul edilir ve okuyucularını duygusal bir deneyime davet eder.
KARAKTERLER
Özenle seçilmiş karakterlerin dünyaları, hayalleri ve o hayallerin içindeki kendi olabilme telaşları en çok ilgimi çeken konulardan oldu. Çünkü bu hayatta birimiz Lennie, birimiz belki de George’duk. Birimiz de yalnız ama ümit ettikleri içinde boğulmuş Curley. Bakalım size en yakın karakter hangisi?
George Milton: Hikâyenin ana karakterlerinden biri. Zeki, pratik ve sorumluluk sahibi. Lennie’nin bakımını üstlenmiş ve onunla birlikte seyahat ederek iş arıyor. George’un hayali, kendi küçük bir arazisine sahip olmak.
Lennie Small: Fiziksel olarak güçlü ancak zihinsel engelli bir karakter. Hayvanlarve yumuşak nesneler konusundaki obsesif ilgisi, onu tehlikeli durumlarla karşı karşıya getirebiliyor. Ancak Lennie’nin kalbi temiz ve olaylara masum bir çocuk gibi yaklaşıyor.
Curley: Çiftlik sahibinin oğlu olan Curley, küçük boyutuna rağmen saldırgan ve kavgacı biri. Diğer işçilere karşı düşmanca bir tavır sergiliyor ve genellikle kavgalara neden oluyor.
Curley’nin Karısı: Curley’nin karısı, ismi belirtilmeyen bir karakter. Roman boyunca “kadın” olarak tanımlanıyor. Curley’nin karısı, yalnızlık içinde yaşayan ve dikkat çekmeye çalışan bir karakter.
Slim: Çiftlikteki baş işçi olarak bilinen bilge ve saygın bir karakter. Diğer işçiler arasında öne çıkan bir figür. George ile Lennie arasındaki dostluğu anlıyor.
Candy: Bir elini bir kazada kaybetmiş yaşlı bir işçi. Çiftlikteki diğer işçiler gibi zor bir hayatı var. Candy, George ve Lennie’nin hayalini gerçekleştirmelerine yardımcı olabilecek bir fırsat sunuyor.
KARAKTERLERİN BİZİMLE PAYLAŞTIĞI TEMALAR
Eseri okurken içimde bir ateş yandı; sanki bu ateş giderek büyüyecek ve tüm bu kahramanlarla yüzyıl geçirecek, o ateşin etrafında insan olmaya çalışırken nelerden geçtiğimizi konuşacaktık. Peki hala bugün dahi nelerden geçiyorduk?
Engellilik Teması: Zihinsel engellilik ve incitilebilirlik, dostluk ve koruma, toplumsal bakış ve ayrımcılık, hayal kırıklığı ve istismar.
Yalnızlık Teması: Zamanın getirdiği yalnızlık, ekonomik yalnızlık, duygusal izolasyon, toplumsal dışlanma, rüya ve yalnızlık, dostluk ile yalnızlık arasındaki çatışma.
Zayıflık Teması: Düşük ekonomik durum ve güçsüzlük, fiziksel zayıflıklar, duygusal kırılganlıklar, toplumsal adaletsizlik, hayal kırıklığı, ırksal ve cinsel ayrımcılık.
Ölüm Teması: Doğal hayat ve ölüm, hayvanların ölümü, Lennie’nin tehlikeli gücü ve sonu, Candy’in köpeğinin ölümü, hayallerin ölümü, George ve lennie’nin ilişkisi ve bu ilişkinin ölümü.
Evet sevgili Suare Dergi okurları;
acaba dünya üzerinde kaç kitap vardır; Steinbeck ruhuyla ve bu kadar insan temasını içinde barındırarak yazılan? İnanın hepsini okumak isterdim… Kendi de tüm bu duyguları yasadığı için midir böylesine kalınca bağ?
Sayfalarca notlar paylaşabilirdim ancak saatlerce konuşabildiklerimizi özetle sizlerle paylaşıyorum. Bana sorarsanız şiirle başlayan bu hikaye asırlar geçtiğinde dahi konuşulacak. Çünkü bu hikayede yaşanan her şey zaman içinde başka bir şekilde karşımıza çıkıyor. Dilerim bizden sonra ‘’o zamanlar neler varmış’’ diye şaşırarak konuşulur.
Ruhuna sevgilerle sevgili John Steinbeck…

Yasemin Baş
Atatürk Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. 90’lı yıllarda radyo programcılığı, 2000’li yıllarda televizyon programları, ana haber berfore, gazete röportajları ile başlayan kariyeri şimdilerde seslendirme yaparak ve diksiyon eğitimleri vererek devam ediyor. Türkiye’deki birçok markanın kurumsal marka sesi. Aynı zamanda onu sesli kitaplarda da dinliyorsunuz. Yasemin Baş, 2019 yılında yayımlanmış “Piç Yıllar” adlı kitabın da yazarı.