Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » Bir sinema yazarı Türkan Şoray’a çok kırılırsa…
    KÜLTÜR - SANAT

    Bir sinema yazarı Türkan Şoray’a çok kırılırsa…

    Haziran 16, 2025Yorum yapılmamış9 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email
    SİNEMA YAZARI ATİLLA DORSAY, ADINA KİTAPLAR YAZDIĞI TÜRKAN ŞORAY’A OLAN KIRGINLIĞININ NEDENLERİNİ ANLATTI

    Röportaj: Sayım ÇINAR

    Sinema yazarı Atilla Dorsay, peş peşe iki yeni kitap çıkardı. “50 Unutulmaz Film / Bir Daha” adlı eserinde Milliyet Sanat’taki sinema yazılarını bir araya getiren Dorsay, “Bir Kraliçeyle Dostluk ve Ayrılık Hikâyem” kitabında da Yeşilçam’ın ‘Sultan’ı Türkan Şoray’la dostluğunun nasıl sona erdiğini kaleme aldı. Atilla Dorsay’la hem bu kitapları hem de Şoray’la arasında geçenleri konuştuk…

    • Sizinle peş peşe yayınlanan iki yeni kitabınızı konuşacağız bu röportajımızda. “50 Unutulmaz Film / Bir Daha” ile başlayalım. Milliyet Sanat dergisindeki yazılarınızdan oluşan kitap serisinin üçüncü cildi bu, öyle değil mi?

    – Evet… Yazılarım ayda bir çıkıyor Milliyet Sanat’ta. Demek ki yılda sadece 12 tane birikiyor. Yani bu kitaplardan bir tane çıkması için 4.5-5 yıl geçmesi gerekiyor. Ben Milliyet Sanat’a yazı vermeyi sürdürüyorum. Temmuz başında tatile gideceğiz, 2 ay yokum. Teorik olarak iki ay yazılarım çıkmayacak. Fakat ben iki, hatta üç klasik film izleyip izlenimlerimi yazdım ve onları şimdiden Milliyet Sanat’tan Müjde Işıl’a yolladım. Kendisi bu kitaptan da sorumlu bir anlamda.

    • Bu kitapta çok sevdiğim iki filmin de yer aldığını görünce çok mutlu oldum; Thomas Mann’ın romanından uyarlanan “Venedik’te Ölüm” ile “Frankie ve Johnny”. Çok fazla film izleyen bir sinema yazarısınız, bu seçkinizi hangi kriterlere göre oluşturuyorsunuz?

    – Kriterden ziyade malzemem var. Türkiye’de kimsenin sahip olmadığı bir DVD arşivim var benim. Arşivime bakıyorum, aralarından biraz da aktüaliteye uyan filmleri seçiyorum. Böyle zengin bir arşiv, bu tür kitapları oluşturmak için çok gerekli bir şey. Çok şanslı bir insanım ben. Çünkü iyi şeylerin arşivini yaptım. Çok zengin bir arşiv; kitaplar, DVD’ler, CD’ler… 

    RÜYAM, ATİLLA DORSAY SANAT MÜZESİ AÇMAK

    • O arşivi meraklılarıyla, belki bir kurum vasıtasıyla paylaşmayı düşündünüz mü hiç?

    – Düşündüğüm bir şey bu. Hatta bir ara İş Bankası’yla ciddi biçimde temasa geçmiştik, evimdeki bu arşivi onlara vermek için. Para karşılığında da değil, ismim geçsin yeter…

    • ‘Atilla Dorsay Müzesi’ açılabilir aslında…

    Evet, bir Atilla Dorsay Sanat Müzesi açılabilir. Kitaplar, CD’ler ve DVD’lerin yanında başka bir sürü hatıra da var. Dünyayı dolaştım. Çoğu zevkle seçilmiş kutular, eşyalar, tablolar… Neler neler var! Böyle bir müzeyi ben tercihen İş Bankası’yla yapmak istiyorum hâlâ. Bu rüyam bilmedi.

    • Olmayacak bir rüya değil… Bu kitap serisinin devamı gelecek, değil mi? 

    – En azından bir tane daha çıkacağına inanıyorum. Şimdi dördüncüsü oluyor yavaş yavaş. Ama beşinci için vaktim olacak mı, açıkçası bilmiyorum…

    ‘SÜMBÜL SOKAĞIN TUTSAK KADINI’ KİTABININ YENİDEN BASIMINA İZİN VERMEDİ

    • Diğer kitabınız “Bir Kraliçeyle Dostluk ve Ayrılık Hikâyem”, Profil Kitap tarafından yayınlandı. Bu eserde Türkan Şoray’la olan dostluğunuzu ve bu dostluğun nasıl bittiğini anlatıyorsunuz. Siz daha önce de Türkan Şoray’la ilgili bir kitap yazmıştınız; “Sümbül Sokağın Tutsak Kadını.” Sonrasında o kitabı tekrar yayımlama kararı aldınız ama sanatçıyla aranızda bir sorun oldu sanırım. Neler yaşandı tam olarak, o hikâyeyi dinleyebilir miyiz sizden?

    – “Sümbül Sokağın Tutsak Kadını”, benim biyografi kitaplarımın başında gelen ve hatta tüm kitaplarımın içinde en çok baskı yapmış olan kitaptır. Dolayısıyla o kitap hakkında çok fazla bir şey söylemek istemiyorum artık.  Şunu belirtmek lazım; Türkan Şoray hakkında başkaları da çok güzel kitaplar yazdılar. Ama Türkan Şoray benim hayatıma girmiş bir insan… O, ‘Dört Yapraklı Yonca’nın ilk film yapmışlarından biri. Aynı zamanda ‘Dört Yapraklı Yonca’nın hayatta olan ikisinden biri. Fatma Girik ve Filiz Akın vefat etti, Türkan Şoray’la Hülya Koçyiğit kaldı malum. Onların arasında da Türkan Şoray her şeye rağmen gerçek kraliçedir. Kitabımda geçtiği gibi; Türk halkının en çok sevdiği, en çok idol bildiği, en çok peşine düştüğü, filmlerine koşarak gittiği bir sanatçıdır. Yani Türkan Şoray’ı sevmemek, beğenmemek, ona karşı bir kitap yazmak benim aslında hiç düşünmediğim ve bundan sonra da düşünmeyeceğim bir şeydir. Ama ne oldu? Tuhaf bir şey oldu… Bu “Sümbül Sokağın Tutsak Kadını” kitabını Remzi Kitabevi’nden basmıştık. Remzi bunun yeni bir baskısını düşünmedi. Bunun üzerine ben başka bir arkadaşıma; Puslu Yayıncılık’ın sahibi Murat Bulut’a rica ettim. Fakat Türkan Şoray izin vermedi. Nasıl vermedi, niçin vermedi, bilmiyorum… 

    KİTAPTA BİR YERDEN  SONRA AĞZIMI AÇTIM

    • Kendisiyle konuştunuz mu hiç bunun nedenini?

    – Eşim Leman telefon etti. Türkan Hanım bize yıllar boyu devamlı gelip gitmiştir. Biz de onlara gitmişizdir. Leman’la dostturlar. Bir parça hesap sorar gibi yaptı Türkan Hanım’a. Türkan Hanım da dedi ki; “Hayır, ben başka bir kitap istemiyorum. Zaten ‘Sümbül Sokağın Tutsak Kadını’ kitabında benim onaylamadığım, hatalı şeyler vardı. Şimdi bunların tekrar ele alınmasını istemiyorum.” İşte bu benim sinirlerimi attırdı. Düşünebiliyor musun; benim ona karşı sevgimi o kadar belirttiğim bu kitap, aynı zamanda Türk sinema edebiyatında en çok satan kitap olmuş. Ve yıllar yıllar sonra bu kitaptan şikâyet ediyor, yeni bir baskı için bana hakkını vermiyor. Bu, kim olursa olsun herkesin çok kızacağı bir olaydır. Tamam, onlar yıldız, biz basınız. Onlar tepede duruyorlar, biz basın mensubu olarak onlara hayran bir biçimde dolaşıyoruz, ‘perestiş’ gösteriyoruz eski Türkçeyle. Ama ben, magazin mensubu hiç olmadım. Ben yıldızlara gerektiği gibi yaklaştım… Dolayısıyla, o andan itibaren Türkan Şoray’la aramızdaki ilişkinin koptuğunu hissettim. Onun için bu kitabı yazdım. Kitap, baştan aşağı Türkan Şoray’ı ayağının altına almıyor. Çok geniş bir kısmında Türkan Şoray hakkında daha önce yazdığım ama bir kitaba girmemiş veyahut unutulmuş yazıları aldım, çok samimi biçimde. Ama bir yerden sonra ağzımı açtım ve ona ne kadar kırgın, ne kadar dargın olduğumu yazdım. Buna kitabın adında da yer verdim.

    BİR YERDE KARŞILAŞSAK KOŞAR
    SARILIR MIYIZ; SANMIYORUM!

    • Şu an aranız nasıl?

    – Şu anda bir ilişkimiz yok. Uzun zamandır ne o beni aradı, ne ben onu aradım. Bir yerde karşılaşsak koşar sarılır mıyız birbirimize, “Aa merhaba canım” der miyiz; sanmıyorum… Tabii yıldızlar her şeye rağmen kendilerini beğenmiş insanlardır. Bunda da haklıdırlar, onu da söyleyeyim. Bunlar bütün bir milletin idolleridir, idealleridir, yıldızlarıdır. Hepsi birer manevi tahtın üzerinde otururlar. Biz ne oluyoruz onların yanında?

    • Umarım Türkan Hanım’ın fikri değişir ve yayınlanır kitabınız…

    – Türkan Şoray’ın fanları, hayranları olduğu gibi Atilla Dorsay’ın da kendine özgü bir hayran kitlesi var. İkisini bir araya getirmeye çalıştım ben bu kitapta. Ben Türkan Şoray için yazdığım bir şiiri de aldım kitabıma…

    YAZARLIĞIM VE EVLİLİĞİM BANA ALLAH’IN LÜTFU

    • Şimdi biraz değiştirelim konuyu… Çok uzun yıllardır aynı disiplinle yazmayı sürdürüyorsunuz. Bunun sırrını neye bağlıyorsunuz?

    – Çok fazla dindar değilimdir ama Tanrı’nın bana karşı olan tavrına bağlıyorum. 86 yaşına gelip de hâlâ bu kadar sağlıklı olan, sabah akşam bilgisayar başında yazı yazan, her yıl bir-iki kitap çıkaran bir yazar olmam, sanki bana Tanrı’nın bir lütfu. Sanki bir yerlerde ilahi bir güç benim arkamda durdu. Hayatta başıma kötü şeyler de geldi tabii ama çok iyi şeyler de geldi… 

    Ne gibi?

    – Mesela evliliğe inanmayan bir insandım ben, açık söyleyeyim. Evlenmeye hiç niyetim yoktu. Ama karşıma ceylan gibi bir esmer güzeli çıktı; Leman. Ona evlenme teklif ettim. Sonra pişman oldum. O kalktı Amerika’ya gitti. Gittim yalvardım. Kabul etti, evlendik. 53 yıl oldu evleneli. Bu bile Allah’ın bir lütfu. Buna inanıyorum Sayım. Bunlar önemli şeyler.

    EŞİM LEMAN BANA BAKA BAKA KARARDI!

    • Sizin 70’i aşkın kitabınız var. Şimdi eşiniz Leman Hanım da kitap yazmaya başladı. Karı-koca kitap fuarlarında imza günleriniz oluyor hatta. Aranızda küçük bir yarış da başladı mı?

    – (Gülüyor) Canım bir kere sayı bakımından kolay değil. Ama nasıl derler; kalite ile kantite farklı şeylerdir. Belki onun iki kitabı, neredeyse benim kitaplarımın yarısına eşit değerdedir…

    • 70 kitabı olan bir yazarla evli olmak, yazar olmayı da beraberinde getiriyor sanırım. Sonuçta o kadar çok film izliyor ki sizinle birlikte…

    – Buna bir atasözüyle cevap vereceğim. Türk atasözlerini çok seviyorum. Hatta yakın zamanda onlar hakkında bir kitap çıkarmak istiyorum. “Üzüm üzüme baka baka kararır.” Evde oturuyoruz, ben ha bire yazıyorum. Leman bana bakıyor. Seviyor, sevmiyor, bir parça kıskanıyor, bir parça takdir ediyor… Sonunda bana baka baka karardı. Zaten esmerdi, bir karalık daha geldi! (Gülüyor) Önce bir kitap, ardından ikinci kitap, bayağı ilgi gördü. Çünkü kadınlara seslenmesini biliyor.

    • Kadın haklarını savunan, bu alanda araştırmalar yapan bir isim…

    – Çünkü Türkiye’de kadınların hepimizi mahveden sorunları var. Eziyet çekiyorlar, dayak yiyorlar, zalimce bir davranışa maruz kalıyorlar, öldürülüyorlar… Ve bu hiç bitmiyor.

    NURİ BİLGE CEYLAN’I HEP ÖVDÜM
    AMA O BANA DOSTLUK GÖSTERMEDİ

    • Atilla Bey, zaman zaman yönetmenler tarafından eleştirildiğiniz de oldu. Bu konuda kırgın veya kızgın olduğunuz isimler var mı?

    – Valla ben Türk yönetmenlerle genelde iyi geçinmeyi başardım. Ama bazıları, benim filmlerini çok beğenmediğimi hissederek bana karşı çıktı. Mesela eskilerden Sinan Çetin, bir türlü barışamadığım bir sinemacı oldu. Hiçbir zaman yıldızımız barışmadı. Yakın dönemden de bir örnek vereyim. “Benim Sevgili ‘6 Silahşörler’im” adlı bir kitabım çıktı yakın zamanda. Onların arasından Nuri Bilge Ceylan ne toplu çektirdiğimiz fotoğrafa katıldı ne de bana herhangi bir ilgi gösterdi. Niye? Halbuki onun filmlerini hep övmüşümdür. “Kış Uykusu”ndan başlayıp, “Bir Zamanlar Anadolu’da”ya kadar. Hayranlarımdan biriyimdir. Ama Nuri Bilge Ceylan bana karşı çok mütereddit davrandı. Hiçbir sevgi, dostluk göstermedi. Bir başyapıt yapsaydı yine ben öveceğim, onu da söyleyeyim.

    • Diğer yönetmenlerle aranız iyi ama değil mi?

    – Semih Kaplanoğlu, Derviş Zaim, Zeki Demirkubuz; onlarla çok daha yakın ilişkilerim olmuştur. Hele Derviş Zaim’i yakın bir dost bilmişimdir. Karakterlerimiz daha çok uymuştur… Ben çok duygusal bir insanım, onu söyleyeyim. Filmlerin duygusal yanının güçlü olmasına hiç karşı çıkmam. “Aman efendim sanat filmi olsun, çok sert söylesin her şeyi” veyahut “Bir ideal savunsun”, hiç böyle şeyler demem. Her türlü filmi sevmişimdir sinemada. Dram, komedi, müzikal, korku filmi, aşk filmi, milliyetçi film vesaire vesaire. Ama yönetmenlerin bizimle ilişkileri bunların dışında oluyor tabii. Ben bazılarıyla çok yakınlaşabildim, işte birkaçıyla da yakınlaşamadım.


    TÜRK FİLMİ YAZMIYORUM DİYE
    BANA ‘MR. DORSEY’ DİYORLARDI

    • Sinemanın hayatınızda büyük bir yeri var. Bu sevda nasıl başladı?

    – Ben 1939’da İzmir’de doğdum. Annemle babam tarafından daha çocukken sinemaya götürüldüm. Orada bende uyanan sinema sevgisi sonraki yıllarda gelişti, gelişti, gelişti. Başka işler de yaptım. Mimar çıktım, mimarlık yaptım. Tercüman rehberlik yaptım, bu sayede bütün Anadolu’yu gezdim. Şunu yaptım, bunu yaptım ama sinema daima öne çıktı. 

    • Sinema yazmaya ne zaman başladınız?

    – 1966 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde başladım. Önceleri yabancı filmleri yazıyordum. Çünkü gazetedeki aslında sinema yazarı olmayan ama sinemayla yakın ilişkileri olan birtakım arkadaşlarım, Türk filmleri hakkındaki haberleri yüklenmişlerdi. Ama 1970 yılında Yılmaz Güney’in “Umut” filmini gördüm. O kadar etkiledi ki beni, oturup tak tak tak tak yazdım. O yıllarda öyle daktiloya geçip yazıyorduk. Ve o yazıyı gazeteye götürdüm, “Lütfen ‘Umut’ filmi için eleştiri babında benim yazımı kullanın” dedim. Kullandılar. Ve “Umut” filmi sayesinde ben Türk filmi konusunda da uzman oldum. Birçok kişi beni kolay kolay kabul etmedi aslında. Öyle ki benden “Mr. Dorsey” diye bahseden birtakım gazeteciler oldu. O zamanlar Amerika’da o zamanlar Jimmy ve Tommy Dorsey diye iki kardeş caz müzisyeni vardı, çok popülerdiler. Ben de Türk filmlerini yazmadığım için benden “Atilla Dorsey” diye bahsetmeye başladılar. Allah’tan mizahı sevdiğim için çok üstüne düşmedim. Ama dediğim gibi “Umut”tan itibaren bu “Mr. Dorsey”likten kurtuldum, “Bay Atilla Dorsay” oldum.

    Atilla Dorsay sayım çınar Türkan şoray

    Related Posts

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025 Etkinlik

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025 Tiyatro

    BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

    Aralık 1, 2025 Konser
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Paribu kültür ve sanatı desteklemeye devam ediyor

    Eylül 1, 2023 Etkinlik

    ‘Yaşamaya Dair’ 4 Ekim’de House of Performance’da

    Eylül 25, 2023 Tiyatro

    İLKBAHARIN İZİNDE: AMÉLİE VE CALVİNO’NUN KENTLERİ

    Nisan 1, 2025 Elif Özge Karakaya
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.