Ülkemizde de tiyatro oyunu olarak sahnelenen Kelebekler Özgürdür (Butterflies are Free) Leonard Gershe tarafından yazılan hikaye 1972 yılında beyazperdeye uyarlandı. Milton Katselas tarafından yönetilen film,iki aşık ve korumacı bir annenin etrafında döner. Eileen Heckart’a En İyi Yardımcı Kadın Oscar’ını getiren Bayan Baker karakteri, izleyiciye kelebeklerin gerçekten özgür olup olmadığını sorgulatır…
ALPERHAN BENLİOĞLU

Leonard Gershe tarafından kaleme alınan, Broadway’de müzikal olarak sergilendikten sonra gösterilen yoğun ilgiden sonra beyazperdeye uyarlanan tatlı bir film Kelebekler Özgürdür. Tabi filme bütün tatlılığını veren sevimli küçük kız Goldie Hawn’ı da unutmamak gerekir.
Doğuştan görme engelli olan Don Baker (Edward Albert), ilk kez 35 yaşında evinden ayrılıp kendi başına yaşamaya çalışan bir gençtir. Üzerinde büyük etkisi olan dominant annesinden kaçmış olsa da sık sık gelen telefonlarla baskısını sürekli üzerinde hissetmektedir. Don’un inziva hayatı yan daire taşınan enerjik hippi Jill (Goldie Hawn) ile tamamen değişir. Don dünyayı hiç görmemiş olmasına rağmen özgür kelebekleri hayal edip şarkılar bestelerken Jill de onun hayal dünyasına eşlik eder. Birlikte yere örtü serip sahilde olduklarını hayal ederlerken farkına bile varmadan birbirlerine aşık olurlar.
Filmi iki kısım olarak düşünebiliriz. İlki Don’un ve Jill’i tanıdığımız aşkı kısmı, ikinci kısım ise Don’un annesi Florence Baker’ın (Eileen Heckart) ortaya çıkışı. Oğlunu geri götürmek isteyen ve Jill’i hiç sevmeyen Bayan Beker’in elinde kepçesi şirinleri kovalayan Gargamel gibi kelebeklerin gerçekten özgür olup olmadığını sorgulatan bir karakter. Özellikle kendi ülkemizde çok karşılaştığımız bir durum olduğu için pek çok kişi izlerken durumu yadırgamamış olabilir. Benzer bir durumu yaşamayanlar ise her mutluluğu bozmak için kenarda bekleyen kötü karakterlerin her yerde olduğunu düşünmüşlerdir eminim. Bayan Baker oğlunun iyiliğini isteyip kendi açısından kötü biri olmasa da cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşeli ne yazık ki.
Film ile ilgili hoşuna gitmeyen kısım ise Jill’in bir anda gitmek istemesi ile başlayan final kısmının zayıf olması oldu. Filmin sonundaki kısa zamana kalan ayrılık ve pişmanlık ikilemi için yeteri kadar mesafe bırakılmamış. Baştan sonra tiyatro ambiyansı ile geçen filmin ülkemizde de tiyatro oyunu olarak gösterildiğini söyleyerek sizlere mutlu sahneler dilerim.


