İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali’ni (İÇEF) düzenleyen Kovan Ajans kurucuları Beste Bal ve Gamze Erentürk, sektörün gelişimini destekleyen önemli uluslararası etkinliklerin bir benzerini Türkiye’de yapmak amacıyla yola çıktıklarını söylüyorlar. Beste Bal, “Gidemeyenler için, ‘Bolonya ayağınıza geldi!’ dediğimiz bir iş yapmak istedik. Ve evet, istediğimizi elde ettim” derken, Gamze Erentürk festivali devam ettirmek için çalışmalara devam ettiklerini açıkladı.
BETÜL ÇAKIROĞLU

Kovan Ajans tarafından düzenlenen İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali’nin ilki 20-23 Kasım tarihleri arasında geçekleşmişti. Çocuk edebiyatı alanında çalışan profesyonellere ve bu konuya gönül verenlere hitap eden organizasyonda birçok isimle tanışma, konuşma fırsatımız ve onları dinleme şansımız olmuştu. Organizasyonda, pek çok başlık vardı.
- Susanna Isern ile Çocuklar için Yazmak.
- Sessiz Kitapların Dünyasına Yolculuk (Julie Völk)
- Rocio Bonilla ile Çocuklar için Çizmek
- Dünyanın Farklı Köşelerine Ulaşan Kitaplar. Çocuk Edebiyatı ile Sınırları Aşmak.
- Kovan Ajans ile Sanatçılar için Ajans Desteği ve Temsili
- Araştırmacı Çocuk Merkezi Ekibiyle Çocuk Dergiciliği Dünyası
- Kidly ile Dijital Çocuk Edebiyatı Yayıncılığı
- Minik Okurlar için Çeviri Sanatı: Kelimelerin Ötesine Geçmek.
Pek çok ismin desek verdiği ve sektörden katılımcıların olduğu bu organizasyon söyleşiler ve imza anlarından sonra portfolyo değerlendirmesi ile son buldu.
Kovan Ajans kurucuları Beste Bal ve Gamze Erentürk ile tamamladıkları ve bize çok şey kattıkları organizasyonları İÇEF hakkında bir söyleşi yaptık. Başlıyoruz.
- Öncelikle hoş geldiniz. Kovan Ajans olarak düzenlediğiniz İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali hakkında konuşmak benim için önemliydi. Davetimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Neden önemliydi? Çünkü bu organizasyonun kendisi amacı ve söyleşi başlıkları gördüğüm ilk günden beri beni düşündürdü. Şimdi bu sorularımı sizinle paylaşacağım. İÇEF fikri nasıl ortaya çıktı? Bu bir ihtiyaç mıydı?
GE: Bir festival yapma fikri Beste ile uzun süredir konuştuğumuz konulardan birisiydi. Belirli aralıkla etrafında döndüğümüz bir fikirdi. Zaten Covid dönemi online olarak ön sürümlerini yapmıştık. Ama fiziksel olarak yapmak bambaşka bir planlama, iş gücü ve mesai gerektiriyor tabi ki. Ve kendi adıma konuşmam gerekirse, özellikle zihinsel ve iş yükü olarak hazır hissetmediğim için kalkışmaya cesaret edememiştim. 2024 yazından işler biraz hafifleyince, tipik işkolikler olarak elimiz biraz boşalınca festival fikrine geri döndük. Beste ‘festivale kimleri davet edebiliriz bir bakalım’, deyince gerisi geldi.
BB: Çok teşekkürler davetiniz için. Kovan’ı kurmamızın üzerinden 5 sene geçti, zaman gerçekten hızlı ilerliyor. Bu zaman içinde bizimle sadece yayınevleri, yazarlar ve illüstratörler iletişime geçmedi. Çevirmenler, kütüphaneciler, yazar adayları, illüstratör adayları, harika okurlar, sektörle bağ kurmak isteyen öğrenciler, çocuğuna anlattığı hikayeleri tüm çocuklara anlatmak isteyen anneler ve çok daha fazlası ile temas kurduk. Bu temas her zaman iş birliği yapmak için kurulmadı, bilgi ve deneyim paylaşımı yer yer daha fazla önem kazandı. O nedenle, yayınevleri okurlara yönelik oldukça çeşitli pek çok etkinlik düzenlerken bizim sektör profesyonellerine yönelik bir festival yapmamız dediğiniz gibi bir ihtiyaca yanıt niteliğinde. Biz bu bilgi ve deneyimin paylaşılabileceği, etkinlik katılımcılarının dahil oldukları ağla tanışabilecekleri, sektörle bağ kurabilecekleri ve var olan bağlarını güçlendirebilecekleri bir zemin yaratmak istedik. Fiziki bir festival yapmayı Gamze’nin de dediği gibi, neredeyse ajansı kurduğumuzdan beri hayal ediyorduk. Bunu bu kadar kısa zamanda gerçekleştirebilmiş olmak büyük mutluluk.
- Bu organizasyondan beklentileriniz nelerdi? Bunları karşıladığını söyleyebilir misiniz?
GE: İlk fiziksel festivalimiz olduğu ve elimizde bir veri olmadığı için ne bekleyeceğimizi bilmiyorduk, karşılığını bulacağını hissediyorduk ama hisleri veri olarak değerlendiremiyorsun haliyle:) O nedenle ölçülebilecek konularda benim beklentim festival konuklarımızın gelmesi, bütçeyi iyi bir şekilde değerlendirebilmek ve iyi bir katılım olmasıydı. Ve hepsinde de karşılığını aldığımızı söyleyebilirim.
BB: Sektörün gelişimini besleyebilecek pek çok uluslararası etkinlik hayata geçiyor her sene. Bunlardan en önemlileri telif alışverişinin yapıldığı kitap fuarları. Biz her sene Bolonya ve Frankfurt’ta düzenlenen fuarlara mutlaka gidiyoruz, mümkünse başka pazarlara da ziyaretler düzenliyoruz. Ben geçtiğimiz Eylül ayında Sao Paulo’daydım mesela, Brezilya pazarını ‘yerinde’ tanımak eşsiz bir deneyim. Bu deneyimlerin bize katkısını gördükçe, onlardan faydalanamayan sektör bileşenleri için ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Geçtiğimiz sene Bolonya’da Rocio Bonilla rüzgarı esmişti mesela, sessiz kitapların fuarın en çok konuşulan türüydü, fuar boyunca illüstratör ve yazarların deneyim paylaşımı yapılan oturumları çok dikkat çekmişti, fuarda çevirmenlerin ağını geliştirebileceği alanlar açılmıştı, dijital yayıncılığın pazardaki payı çok konuşuluyordu ve biz orada olsak da Türkiye’de katılım çok sınırlıydı. “Gidemeyenler için, Bolonya ayağınıza geldi!” dediğimiz bir iş yapmak istedik. Her başlıktan biraz biraz, tadımlık bir deneme sürümü yarattık böylece:) Ve evet, istediğimizi elde ettik diyebilirim.
- Yurt dışından gelen konuklarınız için süreç nasıldı? İÇEF ve Türkiye buradan ayrılırken onlar için ne ifade ediyordu?
GE: Biz festival hazırlıklarına yaz ayında başladık. Yani nerdeyse bütün uluslararası yayın dünyasının tatilde olduğu bir dönemde biz festival için yazışmalara başladık. Ama şansımıza (ya da kısmetimize diyelim) davet ettiğimiz sanatçılardan olabilecek en iyi konukları getirdiğimizi düşünüyorum.
BB: İlk festivalimizdi ve genelde yazışmalarımızdan hızlı sonuçlar aldığımız için sürecin bu kadar geniş bir zamana yayılacağını tahmin edemedik. Gamze’nin de dediği gibi Haziran ayında başladık yazışmalara, konukların gelmesinin netleşmesi Eylül sonunu buldu. Ve biz 1.5 ay içinde organize ettik her şeyi. Festivale izleyici olarak katılanlar haklı olarak çok geç ilan etmemizden yakındı, ama netleşmediği için ilan edemedik. Uluslararası katılımcılarımızı davet ederken kriterimiz de Türkçeye kitabının satışına aracılık ettiğimiz yazarların kapısını çalmaktı. Onlara, eserlerinin yayınlandığı pazarı, pazardaki okurlarını, kitaplarını yayına hazırlayan editörlerini ve çevirmenlerini birebir tanıma imkanı vermek istedik. Ve elbette İstanbul da biraz ilham versin diye mutlaka şehirde zaman geçirebilecekleri alanlar yarattık takvimlerinde. Her anlamda çok memnun ayrıldılar festivalden, bizim için muhteşem bir deneyimdi.
- Planlama ve lojistik açıdan karşılaştığınız en büyük zorluklar ne oldu? Bunu nasıl aştınız? Hava durumu çok kötüydü. Ben ona rağmen geldim.
GE: Kendi adıma konuşmam gerekirse en sıkıntılı süreç sponsor arayışı ve bütçeleme oldu. İlk fiziksel festival olduğu için potansiyel sponsorlara sunacağımız bir performans dosyamız yoktu, tamamen Kovan Ajans’a güven ve iş ilişkilerimizin sağlamlığı üzerinden gittik. Tabi ki öngörmediğin birçok değişken oluyor. Bunları karşılaştıkça çözmen gerekiyor ve bazılarını da çözmen mümkün olmuyor. Bahsettiğiniz gibi hava durumuna yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu ve kontrol edemediğimiz konularda endişelenmenin de bir anlamı olmuyor. Biz festivali minimum sorunla gerçekleştirdik ve karşılığını bulmasını umduk. O hava şartlarına rağmen yüksek katılım da bunun önemli bir kanıtı oldu.
BB: Evet, ‘ilkini’ yapıyor olmak insanları hayaline ortak olmaya davet etmek anlamına geliyor. Bu nedenle biz birlikte iş yapmaktan keyif aldığımız ve festivalle anılarak birlikte parlamaktan büyük mutluluk duyacağımız partnerlerimizin kapılarını çaldık. Bu kısıtlı zamanda aramızdaki güven ilişkisiyle İÇEF’i birlikte hayata geçirmiş olduk. En iyisi olsun istiyorsunuz tabi ki, aman bir şekilde olsun da nasıl olursa olsun demiyorsunuz. Ama hiç olmamasındansa imkanlarım doğrultusunda neler yapabilirim diye bakıyorsunuz. Burada belirtmeliyim bu festivali dostluk hayata geçirdi:) Farklı düzeylerde katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Planlama açısından karşılaştığımız en büyük zorluk bu kadar kısa zamanda içinde fiziki bir festivali hayata geçirecek unsurları netleştirmek oldu elbette. Lojistik açıdan elbette uluslararası konuklarımızın yaşadıkları yerden havalimanına erişimini sağlamak – şaşırtıcı bir şekilde üçü de şehre pek yakın olmayan köylerde yaşıyordu- ve onların takvimlerine uygun bir festival takvimi yaratmak oldu. Ve aslında zorlanacağımızı hiç düşünmediğimiz bir konu bizi inanılmaz zorladı, büyük umutsuzluğa düşürdü ve hiçbir şey için uğraşmadığımız kadar çok uğraştırdı. O da İspanyolca-Türkçe dilleri arasında ardıl çeviri yapacak çevirmen bulmaktı. Sonunda en iyilerinden birini bulduk, şanslıydık ve oradan da aldığımız dersi cebimize koyduk.
- Hedef kitleniz kimlerdi? Tam olarak ulaşabildiğinizi düşünüyor musunuz?
GE: Büyük oranda yayıncılık sektörünü hedefliyorduk, buna bu sektörde yer almayı isteyenler de dahil. Yayınevleri, editörler, yazarlar, çizerler ve olmak isteyenler… Tabi ki çocuk ve gençlik edebiyatının alıcısı yani muhatabı çocuklar ve gençler ama onlar bu zincirin en son halkaları yani üretilmiş bir kitapların alıcıları ve okuyucuları. Bir kitabın word dosyası olarak ya da telif hakları alındıktan sonra raflarda yerini almasına kadar aradaki süreçteki aktörleri hedefledik. Çünkü bir kitabın kalitesi bu aşamada yer alan aktörler tarafından belirleniyor.
BB: Ek olarak uluslararası alanda çalıştığımız partnerlerimizi de ben eklemek isterim. Konuklarımızı belirlerken Türkçeye eserlerinin satılmasına vesile olduğumuz isimleri davet ettiğimizi söylemiştim. Bu festival sayesinde partner yayınevleriyle ilişkimiz de daha farklı seviyeye taşınmış oldu.
- İÇEF’i önümüzdeki yıllarda yine takvimlerimize ekleyebilecek miyiz? Kapsam ve hedef kitlesi olarak değişiklikler gösterecek mi?
GE: Her gün hatta her saat gündemi değişen bir ülkede ve dünyada yaşıyoruz. Kontrol edemediğimiz durumlar her an olabilir. Ama bugün için festivali devam ettirmeyi planladığımızı ve bu doğrultuda çalışmalarımıza devam edeceğimizi söyleyebilirim.
BB: Festivali sektör profesyonellerine hitap edecek şekilde kurguladık, temelde bu ihtiyaca karşılık vermeye devam edecek. Gamze’yle 2025 yılının festivalini bir an önce planlamaya başlamamız gerektiğini, ilkini gerçekleştirirken çok iyi anladık:) Temennimiz İÇEF’in de meraklısının takviminde ‘yılın İÇEF zamanı’ diye yer almasını sağlayacak bir tempo tutturabilmek. Umarım başarılı oluruz.
- Kitapların arkasındaki teşekkür bölümü gibi düşünürsek bu organizasyon sırasında ve planlama sürecinde desteklerini aldığınız kişi ya da kuruluşlar listesi var mıdır?
BB: Olmaz mı? Festivalin görünürlüğünde karşınıza çıkan logolar bu festival fikrini paylaştığımızda bizim kadar heyecanlanan insanlar ve kurumlar aslında. Öncelikle festivalin ana sponsoru olan ve ekip olarak, o sırada yeni sayının hazırlıkları için de koşturmalarına rağmen, bizi yalnız bırakmayarak her gün katılım da sağlayan Araştırmacı Çocuk Dergisi’ne ne kadar teşekkür etsek az kalır. Kimi içeriklerinin yurt dışı telif haklarını keyifle temsil ettiğimiz, Türkiye’nin en başarılı dijital çocuk edebiyatı içeriklerini üreten ve ev sahipliği yapan Kidly yine sponsorlarımız arasındaydı. Katalan edebiyatının dünyada daha bilinir olması için yazarlarına ve illüstratörlerine verdiği desteği Rocio Bonilla davetimizde de esirgemeyen Institut Ramon Llull’un katkısı çok kıymetli. Keyifle çalıştığımız Anya Yayınları, Beyaz Balina Yayınları, Nobel Çocuk ve Paraşüt Kitap destekleriyle hayal ortaklarımız oldular. Günışığı Kitaplığı ve Uyurgezer Kitap da, bir ajans olarak pek tecrübemiz olmayan imza etkinliklerimizi gerçekleştirmemizin ardındaki kahramanlar ki imza etkinlikleri yazarla okurun o gerçek temasını yakalamak açısından muhteşem imkanlar. Bunun için çok teşekkür ederiz.
Mekan sponsorumuz olan Comminity Hub, etkinliğin görsel tasarımını ve afişini tasarlayan sevgili Gülşah Alçın Özek, logomuzun tasarımını yapan sevgili Mavisu Demirağ, festivalin görsel kaydını tutan sevgili Canan Bozkurt, tüm moderatörlerimiz Burcu Bilir Agalar, Ceyda Yanar, Mehmet Erkurt, Olcay Mağden -ki kendi oturumunda hem moderasyonu hem de çeviriyi üstlendi; Sema Ateş, İspanyolcadan çevirmenimiz sevgili Sinem Kutluay, gönüllü olarak destek veren ve Kovan’da temsil etmekten büyük mutluluk duyduğumuz illüstratörlerimiz de bizimle birlikte festival mesaisi yani ev sahipliği yaptılar. Herhangi birini bu tablodan çekseydik İÇEF kesinlikle eksik kalırdı. Ve elbette bizim bile gözlerimizi dolduran istikrarlı, heyecanlı, meraklı festival katılımcıları bizim en büyük hayal ortağımız oldu:)
- Çocuk ve gençlik edebiyatı hakkında Kovan Ajans olarak sizden son bir söz rica etsem bu ne olurdu?
GE: Biz bir illüstrasyon ve telif ajansı olarak bir kitabın oluşumunda en başlardaki aktörlerden biriyiz. Bir kitaba çizer bulmak ve kitabın oluşma sürecini yönetmek olsun ya da yabancı bir yayınevinden Türk yayınevi adına bir kitabın telifini almak olsun, bir kitabın oluşmasında ilk tohumu atanlardanız. Bu nedenle kitapların çocuklara ve gençlere ulaşmasında önemli bir yerimiz olduğunu düşünüyorum. Ve onlara kaliteli kitaplar yani okuma, düşünme, sorgulama ve her zaman zevk alma yetilerini geliştirecek kitaplar sunma sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum.
BB: Bu sorumlulukla da sektöre daha fazla ve daha başka nasıl katkıda bulunuruz diye düşünüyoruz hep. Rekabet algısına yoğunlaşmak yerine birlikte, yan yana gelerek çoğaltmayı, yaratmayı seviyoruz. Güçlü yanımız aslında sektörün farklı bileşenlerinin çıkar ortaklığına odaklandığımızda kendini gösteriyor. O nedenle bu yan yanalıkları çoğaltıp birlikte olumlu değişimlere, yaratmak istediğimiz etkilere ulaşabildiğimiz nice senelerimiz olsun diliyorum. Ve size bir kere daha bu alanı bize açtığınız için çok teşekkür ediyorum.

Betül Çakıroğlu
Gelibolu’da doğdum ve 2002 yılından bu yana İstanbul’da mimar olarak çalışıyorum. Kızımın doğumundan sonra çocuk kitapları tekrar hayatıma girdi. Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Fantastik kurgular ve mitoloji özel ilgi alanlarım. Göçebe, Karşılaşma ve Ayna Meselesi kolektif öykü kitaplarında öykülerim yayınlandı. Nevzat Süer Sezgin’in Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Atölyesi’ni bitirdim. Eksi 18 Edebiyat Açık Kürsü platformunda deneme yazılarımı paylaşıyorum. Yine Eksi 18 Edebiyat grubuna ait Kıpırtı Çocuk Dergisi’nde gönüllü olarak çalışmaktayım.