Betül Çakıroğlu
Japonya’ya özgü bir peri var ismi; Ko-no-hana-sakuya-hime.
Anlamı “Ağaçlara Çiçek Açtıran Hanımefendi.”
Ko-no-hana-sakuya-hime, Dağ Tanrısı Oh-yama-tsumi’nin güzeller güzeli kızı. Bir kiraz ağacı perisi ve soluğunu vererek kiraz ağaçlarına çiçek açtırıyor. İnanışa göre Ko-no-hana-sakuya-hime doğanın güzelliğini ve kırılganlığını temsil ediyor. Onun hikayesi, doğanın çeşitli yönlerini simgeliyor. Doğanın gücü ve zarafetiyle ilişkilendirilen bu perinin, Japon kültüründe bıraktığı iz oldukça derin.
Ko-no-hana-sakuya-hime aynı zamanda dayanıklılığın da simgesi. İnsanlara, hayatın fırtınalarına güç ve zarafetle göğüs germenin önemini öğretiyor. Kiraz çiçekleri gibi…
Zorluklarla karşı karşıya kalındığında bile nasıl başarılı olunabileceğini, yollarına çıkan zorluklara rağmen nasıl muhteşem bir şekilde çiçek açabileceğini gösteren bir örnek…
Ona yazılan çok sayıda şiir var, bunlardan birinde şöyle diyor:
“Bahar Tanrıçası, söğüt ağacının tomurcukları üzerine yayıldı.
İpek tellerden oluşan hoş ağı;
Bahar rüzgârı, söğüt iplikleri karıştırmasın diye
Aşkla ve nazikçe esiyor.”
Japon mitolojisinde peri hikayelerine sıkça rastlanır. İnsanlar ve periler arasındaki anlatılar aslında perilerin asil saflığı ile insanoğlunun hırsı arasındaki zıtlığı vurgular. O hikayelerden biri şöyle:
“Çok güzel bir bahar günüdür. Bir peri çam ormanına girer. Denizin diğer tarafında dimdik yükselen Fuji Dağı’nın harika manzarasına sahip Pasifik kıyısında bir yerdir burası. Peri buranın güzelliğine vurulur. Gökyüzündeki evini unutur. Bir balıkçının yolu buraya düşer. Bu adam havayı kaplayan olağanüstü bir koku alır. Bir elbise görür. Balıkçı elbiseyi incelerken peri çıkar ve bu kuş tüyü elbisenin kendisine ait olduğunu söyler. Adam açgözlüdür ve elbiseyi geri vermez. Bundan sonra peri bir ağıta başlar.”
İşte bu ağıttan yola çıkarak şiir yazdım. Adını da “Gümüş Kanatlar” koydum.
*
Benim bakışım boş yere yükselen buharların
Bütün havayı gizlediği
Düzlüğe ulaşmaya çalışıyor,
Buluttan buluta uzana iyi bilinen yoldayım.
Adım Ko-no-hana-sakuya-hime
Ağaçlara çiçek açtıran hanımefendi benim.
Görkemli Hanımefendi her bahar
Pembe çiçeklerime izin verir.
Dolanırım dalların arasında
Kimse görmez beni kuş tüyü elbisemle
Hissedenler olur, huzur derler.
Bakışım buharlıdır, havayı gizler.
Bulut olur yükselir gökyüzüne.
Eğer pembe bir bulut görürseniz bilin ki,
Dokunmuş ve konuşmuşumdur onlarla.
Geri dönen bir turnanın şarkısı
Dalgalar üzerinde bir martı kıkırdaması
O zaman anlayın ki bu hanımefendi
Dönüyor denizlerin ve gökyüzünün üzerinde
Onlar uçar ben de uçarım.
Gök kubbede ay denen bir yer var büyülü ellerin yaptığı
Beyaz elbisemde ay ışığı parlayınca
Anlarım gece olmuş.
Gece ve gündüz, yaz ve kış
Doğa dönerken ben de dönerim.
Sert kayaları aşındırır, ışıklar saçarım.
İstersem geçmişe ya da geleceğe
Gümüş kanatlarımla uçabilirim.
Ay üzerinde egemen olan krallara selam olsun!
Gök onların evidir.
Öyle buyurdu
Görkemli Hanımefendi
Ona da öyle denmişti.
Görevim bu soğuk dallara çiçek açtırmak.
Şarkım, dokunuşum, bakışım pembe bir huzur.
Ahenk mor renkler saçıyor etrafa
Gün batımı renkleri gökyüzüne dağıldığında.
Tam da gök gibi masmaviler.
Baharın sisleri gibi tüm gümüşler beyazken
Patladı mis kokulu pembe bir çiçek
Tüm hanımefendiler dans etti.
İnsanlar seyretti ama görmedi.
Çıkan esinti dansın ayak sesleriydi.
Kapıldı gümüş kanatlarım buna
Kiraz ağaçları el salladı bana
Taşıdı gökyüzüne beni
Yükseğe ve daha yükseğe.
*
Ko-no-hana-sakuya-hime’den aldığım ilhamla yazıldı bu şiir.…
Güzel perinin içimde açtırdığı bahar çiçekleri mısralara dönüştü; çocuklar hem şiiri hem de mitolojiyi sevsin diye… İşte bu şiir, bu köşenin de adı oldu. Gümüş kanatlarımızla uçabildiğimiz kadar yükseğe uçabilmek için…
Hadi noktayı Yıldız Savaşları’nın ünlü repliğini konumuza uyarlayarak koyalım: “Bahar sizinle olsun!”
Kaynak
Japon Mitolojisi Efsaneler, Ölümsüzler ve Gelenekler / Masaharu Anesaki / Maya Kitap

Betül Çakıroğlu, Gelibolu’da doğdu. Mimarlık eğitimi için geldiği İstanbul’da kızıyla birlikte yaşıyor. Mimarlık bir yana edebiyat sevgisi bir yana diyen yazar her zaman çantasında taşıdığı kitaplarından vazgeçmiyor. Çocuk kitapları yazma, çocuk kitapları editörlüğü, çocuk ve gençlik edebiyatı başlıklı çeşitli atölyelere katıldı. Yazarın ilk kitabı Kumdan Hayaller olsa da kollektif kitaplarda öyküleri ile ve editörlük yaptığı kitaplarla da okuyucu ile buluştu.