Melis Melek
Sevmek ve Direnmek… Aşk ve Direniş… Berlin ve David Bowie…
Bu yazımda Almanya’nın Doğu ve Batı olarak bölünmüş olduğu yıllarda, 1976 ile 1979 arasında Berlin’de yaşamış David Bowie’den söz etmek istiyorum.
İngiliz şarkıcı, söz yazarı, besteci ve oyuncu David Bowie, 1947 ile 2016 arasındaki yaşam sürecinde sadece üç yıl kalmış gibi görünse de Berlin’e bıraktığı izler hala duruyor. Sevmenin ve direnmenin tınılarını notalara gizlediği anılarıyla…
Öncelikle bilmeliyiz ki Bowie bu kısacık döneme unutulmaz şarkılar ve konserler sığdırdı. “Berlin Trilogy” olarak bilinen albümlerini burada kaydetti. “Heroes” gibi bir şarkıyla yalnızca Berlin’in değil, dönemin ruhunu bize yansıttı.
Bowie ile tanışmamın, onun müziğine hayran olmamın hikayesi yıllar öncesine uzanıyor. Berlin, her yıl kasım ayında katıldığım bir workshop vesilesiyle defalarca gittiğim bir şehir. Bir dönem programım hep aynıydı: etkinlikten önce iki gün, sonra iki gün kendime zaman ayırırdım. Berlin’i adımlamak, müzelerine gitmek, ara sokaklarında gezinmek bir tür kişisel ritüeldi. Türkiye’de yaşayıp Almanya’da akrabası olmayan nadir ailelerden biriyiz belki de ama yıllar içinde işim gereği tanıştığım pek çok Alman arkadaşım oldu. Berlin’e gitmeden önce onlara “Geliyorum, şu otelde kalacağım, beni gezdir” ya da “birilerini ayarla,” dediğimde hiçbir zaman “hayır” demediler. O soğuk denilen Almanlar hiç de öyle çıkmadılar:)
2018 yılında, beni gönüllü gezdiren ve aynı zamanda müzisyen olan arkadaşım Jürgen, defalarca önünden geçtiğim, bir bölümü ibret olsun diye korunmuş Berlin Duvarı’nın önünde, David Bowie’nin bu şehirde geçirdiği üç yılın ne denli özel olduğunu anlattı.
Bowie’nin bu karanlık ve bölünmüş kente, İngiltere’deki konforunu bırakıp geldiğini, burada sanatını yeniden şekillendirdiğini söyledi. Bu süreçte Low, Heroes ve Lodger gibi albümler doğmuş. Bowie’nin korkusuzca tarz değiştirme cesareti, Berlin’de yeni bir forma bürünmüş.
“Heroes” şarkısının sözleri hâlâ kulağımda.
We can be Heroes
Just for one day
We can be HeroesWe’re nothing, and nothing will help us
Maybe we’re lying, then you better not stay
But we could be safer, just for one day
Berlin’de yaşarken Bowie, 1979’da Türk işçilerine ithaf ettiği “Yassassin / Yaşasın” adlı şarkıyı da yaptı. Dönemin çok kültürlü atmosferinde bu, önemli bir jest.
Arkadaşımın anlattıklarına göre, 1976’da henüz 16 yaşında bir genç olarak Bowie’nin yaşadığı evi sık sık ziyaret edermiş. O ev, sanatçıların, travestilerin, hippilerin, yani toplumun dışına itilmiş ama kendine özgü bir evren yaratan insanların buluşma noktasıymış. O dönemde 29 yaşında olan Bowie, arkadaşım için bir idolmüş.
1987’de Batı Berlin’de verdiği konserde 70 bin kişiye seslenmişti Bowie. Duvarın doğu tarafında da yüzlerce insan konseri duymak için toplanmıştı. O konserde “Duvar yıkılmalı!” diye haykıran kalabalığın sesini duymak… Kesin tüyleri diken diken etmiştir. Ve yalnızca iki yıl sonra, 1989’da, duvar gerçekten yıkıldı.
Başka bir Berlin seyahatimde, duvarın önünde dururken bir başka arkadaşım bana ünlü graffitiyi gösterdi: Sovyet lider Brejnev ile Doğu Almanya lideri Honecker’in dudak dudağa öpüştüğü meşhur graffiti. Bu grafiti 1990 yılında Dmitri Vrubel tarafından Berlin Duvarı’na çizilmiştir ve 1979’da Sovyet lideri Brejnev ile Doğu Almanya lideri Honecker’in dudak dudağa öpüştüğü gerçek bir fotoğrafa dayanıyor. Bu öpüşme sahnesi 1990 yılında sanatçı Dmitri Vrubel tarafından duvara resmedilmiş. Sosyalist dünyada bu öpüşmeler, Roma’daki el-etek öpmeye karşılık gelen ama eşitliği temsil eden bir politik jestmiş. Eser Almanca’da “Tanrım, Bu Ölümcül Aşktan Kurtulmama Yardım Et” adıyla anılıyor. Özgün adı: Mein Gott, hilf mir, diese tödliche Liebe zu überleben. Bu esere “Kardeş Öpücüğü” de deniliyor… Bir dönemin en önemli simgesi. Bana göre de aşk ve direnişin iç içe geçtiği Berlin’i Berlin yapan en güçlü imgelerden biri.
Bu graffiti ile David Bowie’nin “Heroes” şarkısının arasında bir bağ var mı bilmiyorum. Ancak bilinen şu ki; Bowie, Berlin Duvarı’nda birbirine sarılan ve öpüşen bir çifti görmüş, “Heroes” şarkısında bu manzarayı ölümsüzleştirmiş.
Tekrar bu şarkıya dönmüşken, “Heroes” şarkısının kaydedildiği ve Berlin Duvarı’na çok yakın konumda bulunan Hansa Tonstudio’dan da (Köthener Straße 38) söz etmeliyiz.
Hansa Stüdyoları, sadece bir kayıt stüdyosu değil; bir dönemin müzikal mabedi. Bowie bu stüdyonun üst katındaki camlı odadan, karşı duvarda öpüşen bir çifti görüp bu unutulmaz şarkıyı kaydetmiş. Stüdyo halen aktif olarak kullanılsa da dışarıdan görmek bile güçlü bir etki bırakıyor.
Bu arada Berlin yıllarında Bowie’nin yalnızca kendi müziğini değil, başkalarının sanatını da etkilediğini görüyoruz. Bu yıllarda Iggy Pop ile kurduğu yakın dostluk, Berlin’in yaratıcı ikliminde özel bir yer tutuyor. “The Idiot” ve “Lust for Life” gibi Iggy Pop albümlerinde Bowie’nin hem besteci hem de yapımcı olarak katkısının büyüklüğü biliniyor. Üstelik iki sanatçı aynı apartmanda yaşamış, birlikte barlara gitmiş, Berlin’in sokaklarını birlikte arşınlamışlar.
David Bowie’nin Berlin’de yaşadığı dönemi daha yakından hissetmek isteyenler için şehirde hâlâ izleri sürülebilecek mekânlardan biri de elbette o apartman.
Bowie’nin Iggy Pop ile birlikte yaşadığı Hauptstraße 155 numaralı bina (Schöneberg semtinde) bugün dış cephesindeki plaketle sanatseverleri selamlıyor. Bowie’nin lüksü ve gösterişi arkasında bırakıp bu sade apartman dairesine taşınmış olması bu binayı hayranları açısından bir tür içsel durak haline getiriyor, sessiz bir hatırlama durağı…
Hemen yakındaki Café Neues Ufer, Bowie’nin müdavimi olduğu ve mahalle atmosferine karıştığı yerlerden biri olarak hâlâ açık. Bu küçük kafe, Bowie’nin gündelik hayatının izlerini taşıyan bir mekan olarak bugün de ziyaretçilerine nostaljik bir ortam sunuyor.
Berlin’in sokaklarını Bowie’nin izinde arşınlamak, yalnızca bir müzik yolculuğu değil; aynı zamanda bir dönemin ruhunu hissetmek, bir direnişe tanıklık etmek anlamına geliyor.
Yolunuzu Berlin’e düşürürseniz Bowie’nin ruhuna bir selam çakmayı unutmayın. Bu okuduklarınız da aklınıza gelirse ne mutlu bana. Belki de onun dediği gibi: “I will be king / And you, you will be queen.”
Şarkı Sözlerinin Türkçe Çevirisi
- Ve belki de biz de, sadece bir günlüğüne, kahraman olabiliriz/ Sadece bir günlüğüne / Kahraman olabiliriz / Hiçbir şeyiz biz, ve hiçbir şey bize yardım edemez / Belki de yalan söylüyoruz, o zaman kalmasan daha iyi / Ama belki daha güvende olabiliriz.
- Ben kral olacağım / Ve sen, sen kraliçe olacaksın.
MELİS MELEK’İN DİĞER SUARE YAZILARI