Zaman ve mekan olmadan kurgunun büyüleyici yapısında bir yolculuğa hazır mısınız? Öyleyse size anlatacaklarım var. Henize Nilgün Karataş’ın “Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar” adlı romanı, sizi hem zihinsel hem de ruhsal bir yolculuğa çıkaracak, çok katmanlı bir anlatı ile karşınızda.
TUBA AYŞE ÖZGÜR

Henize Nilgün Karataş’ın “Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar” adlı romanı, travma, kimlik, zaman, kadın cinayetleri ve ataerkil düzen gibi temalar etrafında şekillenirken, postmodern anlatım teknikleri ve sürreal ögelerle bezeli bir zenginliğe sahip.
Romanın başkahramanı Defne, aşkı uğruna bilinmeze sürüklenen genç bir kadın. Ancak bu, yalnızca romantik bir macera değil; aynı zamanda bireysel kimliğini, arzularını ve travmalarını keşfetme yolculuğu.
Defne’nin bu içsel serüveninde ona, toplumsal baskılara karşı mücadele eden Selma Rıza ve kendi acılarını unutmaya çalışan Servan gibi karakterler eşlik ediyor.
Eser, 2018 Türkiye’si ile 2222 yılında geçen Mauna Kealand arasında gidip gelen bir zaman çizgisine sahip. Bu, yalnızca bir bilimkurgu unsuru değil, aynı zamanda geçmişle gelecek, bilinçle bilinçdışı, bireysel travmalarla kolektif hafıza arasında kurulan metaforik bir bağ işlevi görüyor.
Yazar, mitoloji, psikoloji, telepati, lucid rüyalar, astroloji ve metafizik gibi kavramları ustaca harmanlayarak, okura gerçek ve gerçeküstü arasındaki sınırları sorgulatan bir deneyim sunuyor.
Karakterlerin iç dünyalarına yapılan yolculuklarda bilinç akışı tekniği zaman zaman kendini gösterirken, farklı anlatı perspektifleri de kullanılarak çok sesli bir yapı oluşturuluyor. Okurken aklıma hep bir müzik takıldı, derin ve içsel bir tınıyla. İlerleyen akışta gerçeküstü atmosferi destekleyen betimlemeler ve zaman geçişleri, romanın sürükleyiciliğini artırıyor.
Roman, özellikle kadın kimliği ve toplumsal baskılar üzerine yoğunlaşıyor. Kadın cinayetleri ve ataerkil yapı eleştirisi, Defne’nin hikâyesi üzerinden derinlemesine işlenirken, bireyin özgürleşme süreci ve içsel hesaplaşmaları da öne çıkıyor. Yazar, sadece bir olay örgüsü anlatmakla kalmayıp, aynı zamanda okuyucuyu düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor.
Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar, sadece bir roman değil, aynı zamanda bireysel ve kolektif bilinçaltına yapılan bir keşif. Okuyucusuna hem edebi bir ziyafet hem de felsefi bir sorgulama alanı sunan bu kitap, özellikle kimlik, zaman ve varoluş gibi konulara ilgi duyanlar için lezzetli bir okuma deneyimi sunuyor.
Eğer sürreal ve metafizik öğelerle harmanlanmış, katmanlı anlatılardan hoşlanıyorsanız, bu kitap tam size göre. Şimdiden o müzikal döngüye kendinizi hazırlayın.

Tuba Ayşe Özgür
İngiliz CAS’s akademide yaratıcı yazarlık, AÜ’nde Halkla İlişkiler eğitimleri aldı. Çisenti ve Postüla adlı özel tiyatro gruplarında oyunculuk ve yazarlık alanında çalışmalar yaptı. Halen Amerikan NU’de Psikoloji ve Sosyoloji lisansı alıyor. Ajans kurucusu ve yönetiminden, çeşitli dergilerde içerik yazarlığından yayın koordinatörlüğüne kadar pek çok görev üstlendi. Halen “Atölye Bütünsel Edebiyat” adlı yazma atölyesinin yöneticiliğini yapıyor ve çeşitli dergilerde yazıları yayımlanıyor. Büyülü Gerçekçilik üzerine atölyeler düzenliyor. Pek çok kolektif kitapta öyküleri ile yer aldı. İlk romanı “Büyü Bozumu” 2022, “Benim Kalbim Dikdörtgen” romanı 2023, “İçime Karga Uçuştu” adlı öykü kitabı 2024, “Kedi Uykusu” 2025 yılında yayımlandı.


