Gazeteci yazar Susan Kreller’in “Mavi Kulübe -ya da görmezden gelinen filler-” sadece gençlere değil, şiddet gibi sarsıcı bir sorunu işleyerek yetişkinlere de düşündürücü bir okuma deneyimi sunuyor. Ana tema aile içi şiddet olan romanda kahramanımız Maja’nın yalnızlığı okuru derinden etkiliyor.
BETÜL ÇAKIROĞLU

Kitabın yazarı, Susan Kreller, 1977 yılında Almanya’nın Saksonya eyaletindeki Plauen şehrinde doğdu. Alman ve İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim aldı. İngilizce’de yazılmış çocuk şiirlerinin Almanca’ya çevrilmesi üzerine doktora yaptı ve bu çalışmasını kitaplaştırdı. Serbest yazar ve gazeteci olarak çalışan Kreller, gençler ve yetişkinler için romanlar dışında, çeşitli dergi ve radyo programları için şiirler ve öyküler de yazdı.
Gazeteci olması detayını bu kitap özelinde atlamak istemiyorum. Özellikle buraya bir dikkat çekme gereği duydum.
Kitabın orijinal adı İngilizce bir deyimden türetilmiş; tam çevirisi ile “Odadaki Fil” demek. “Herkesin farkında olduğu ama hakkında kimsenin konuşmadığı büyük konu” anlamına geliyor.
Kitap çocuğa şiddet konusunu işleyen benim okuduğum ikinci kitap. İlki Vasconcelos‘un “Şeker Portakalı” romanı, çoğunuzun bildiği bildiği bir klasik. Yazar bu eserden etkilenmiş midir, bilemiyorum ancak ben dili ile yazılan kitapta konuşan, şiddet gören çocuklar değil. Zeze’nin o şiddeti kendince yorumlamasının günümüz yansıması gibi de değil. Belki burada yazarın gazeteci kimliğini gözlemciliği ve olayın peşine düşüşüyle tekrar hatırlayabiliriz.
Maja yani kahramanımız yaz tatilinde babaanne ve dedesinin yanına bırakılmış yalnız ve on üç yaşında bir kız çocuğu.Ergenlik ve yalnızlık burada alarmlar çalıyor. Hikâyeyi onun ağzından dinlerken, yer yer Zeze gibi büyük büyük kelimeler duyuyoruz. Annesini kaybetmiş, kendi yasını tamamlayamayan bir baba ile iletişimi olmadan yaşamaya çalışan Maja’nın bırakıldığı bu kasabada da arkadaşı yok. Parkta Julia ve Max ile tanışıyor. Sonrası kitapta…
Mavi Kulübe’nin arka kapak yazısı şöyle başlıyor. “Julia ve Max’ta tuhaf bir şeyler var.”
Üst konu ve herkesin bu kitap özelinde eğildiği konu, aile içi şiddet olsa da ilk bölümlerde daha çok gördüğümüz sonra bıçak gibi kesilen Maja’nın yalnızlığı, annesinin kaybı ve babasının yok olması, arkadaşı olmaması konusu beni kitabı kapatırken bile daha çok etkileyen kısım oldu.
Kitabı okurken bir klişe olan “Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey” repliği kafamda döndü durdu.
Maja tüm kasaba halkı tarafından görmezden gelinen bir aile içi şiddet olayına bir anda, kendiliğinden gelişen ve oldukça saçma bir planla çözüm bulabilecek mi? Yalanla bezeli bu plan nasıl işe yarayacak? Doğru, yanlışla çözülebilir mi?
Toplumsal görmezden gelme demek Almanya’da da oluyormuş, diye düşünmeden de edemiyorsunuz kitap boyunca.
Kitabın en sevdiğim yönü kasaba atmosferini çok güzel aktarmış olmasıydı. Kasaba insanı, dokusu ve yaşayışı ile gözler önüne tüm doğallığı ile serilmişti. Arka planda sürekli çalan Leonard Cohen şarkıları okuduğum kelimelerin arasına sindi.
Kitabın temaları olarak; aile içi şiddet, zorbalık, toplum değerleri, kasaba, arkadaşlık, kardeşlik, aile, ölüm, görmezden gelme, yok sayılma gibi sıralanabilir.
Analiz sonu bir dip not:
Bu kitabı Eksi 18 Edebiyat Topluluğu’nun kitap okuma kulübü ile okuduk. Herkesin özgürce konuştuğu güzel bir toplantıydı.
Kitabın Márquez‘in Kırmızı Pazartesi romanı ile benzerliğine dikkat çektik.
Bazı sorular üzerine çok düşündük:
“Şiddet gören bir çocuk bu kitabı okusa ne hisseder?”
“Bu kitap yetişkin hassasiyetlerine mi daha çok uygun?”
“Çocuk bu cümleleri söyler mi?”, diye kelimeleri bile inceledik.
Okuyanlar olarak hepimizin yorumları vardı ve hepsi de çok değerliydi. Sizin yorumlarınızı da merak ediyorum…
KİTABIN KÜNYESİ
- Yazan: Susan Kreller
- Türkçesi: Olcay Geridönmez
- Editör: Suzan Geridönmez
- Ginko Çocuk
- 1.Basım Ekim 2019

Betül Çakıroğlu
Gelibolu’da doğdum ve 2002 yılından bu yana İstanbul’da mimar olarak çalışıyorum. Kızımın doğumundan sonra çocuk kitapları tekrar hayatıma girdi. Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Fantastik kurgular ve mitoloji özel ilgi alanlarım. Göçebe, Karşılaşma ve Ayna Meselesi kolektif öykü kitaplarında öykülerim yayınlandı. Nevzat Süer Sezgin’in Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Atölyesi’ni bitirdim. Eksi 18 Edebiyat Açık Kürsü platformunda deneme yazılarımı paylaşıyorum. Yine Eksi 18 Edebiyat grubuna ait Kıpırtı Çocuk Dergisi’nde gönüllü olarak çalışmaktayım.


