Close Menu
    Son Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Salı, Temmuz 15
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Sevdalinkalar ülkesi: Bosna Hersek

      Şubat 7, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Çocuklar ileri dönüşümü eğlenerek öğreniyor

      Haziran 21, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Zeynep Sönmez’den Wimbledon’da Tarihi Başarı!

      Temmuz 3, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

      Temmuz 10, 2025

      Gece Yarısı Kütüphanesi: Ya diğer olasılıklar gerçekleşseydi?

      Temmuz 8, 2025

      Haziran ayı için film önerileri

      Haziran 1, 2025

      Yaz ortasında melankoli: Slowdive İstanbul’a geliyor

      Şubat 20, 2025

      Arter’den avangart bir müzik festivali

      Şubat 11, 2025

      Borusan Quartet’in “Oda Müziğinin Ustaları” konseri ENKA Sanat’ta

      Şubat 10, 2025

      Öykü: Sessizliğin İçinde Nefes

      Temmuz 9, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      Öykü: Erik Ağacı

      Temmuz 7, 2025

      KEMAL TAHİR ROMANLARINDA KADIN İMGELERİ – III

      Temmuz 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      Pera Müzesi Yazar-Editör Sohbetleri’nde sanat tarihine müzecilik penceresinden bakış

      Şubat 20, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      2000 yılından sonra çekilen en iyi film hangisi?

      Haziran 29, 2025

      Telefon Kulübesi: Bir telefon, bir ses ve bir yüzleşme

      Haziran 26, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      Mühür: Gece Eşiği filmi yakında sete çıkıyor

      Haziran 17, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      şiir: küf lekesi

      Haziran 7, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      “Bulaşıkçılar” yeni yorumuyla İstanbul, İzmir ve Ankara’da

      Mayıs 21, 2025

      Molière klasiği ‘Cimri’ye alaturka dokunuş

      Mayıs 19, 2025

      Kadıköy Oda Tiyatrosu “Kalabalık Fasıl” ile açılıyor

      Mayıs 12, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Ediz Dikmelik ile Sorgulayan Çocuklar: Çocuklarla Felsefe El Kitabı 

      Haziran 11, 2025

      Kilitli Hatıralar Kitabı: İstanbul’un altı ayrı dönemine tanıklık eden öyküler

      Nisan 19, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Çocukluk çağı, ilişkiler ve diktayı kitaplar üzerinden okumak

      Nisan 29, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Rüyanın kalemle buluştuğu kadın: Nazlı Eray

      Haziran 22, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Sinan Saygı’nın yeni kitabı: İletişim Bir Süreçtir

      Temmuz 3, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • FELSEFECE VE…

      tan doğan: sap-saman

      Temmuz 14, 2025

      tan doğan: seğir[t]meler

      Temmuz 3, 2025

      on kırık iz!

      Temmuz 1, 2025

      noudelmann ile tan

      Haziran 27, 2025

      …ve …

      Haziran 25, 2025
    • SuareMag
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » ORPHEUS’UN PERİSİ
    Kenan Doğru

    ORPHEUS’UN PERİSİ

    Haziran 1, 2025Yorum yapılmamış8 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email LinkedIn

    Kenan Doğru

    Bir varmış bir yokmuş.
    Zaman zaman içinde
    Kalbur saman içinde
    Çobanlar kral iken
    Tazılar kurt iken
    Tıngır mıngır sallanan beşikler,
    Huş ağacının oyuğundan yapılır iken…

    Bir ağlama sesi duyuldu evin eşiğinden, dayanamadı babası girdi içeri eşikten. Hemen attı yüreği, bir yandan tuttu küreği; gösterdi dışarının yolunu sincaplara, içeri dolan kuşlara. Sincap kulaklı tuhaf bir bebek gelmişti dünyaya. Anası tutamadı kendini, yatağında içten içe inledi; babası sustu: “keşke adını Orpheus koymasaydık,” dedi gürledi.

    Sonu gelmez bir düzlüğün sonunda, büyük bir dağın eteğindeydi evleri. Ardı sıra tepelere bakan; önünde geniş bir vadi, ardında bir nehir akan. “Ü ürü üüü…” diye öttü o ara dışarıdaki horozlardan biri vakitsiz. Bunu duyan bebek kapıya doğru emekledi, sanki kimsesiz. Bacada dizildi onu duyan ala geyikler, kocaman bir ayı, çitleri aşan keklikler. 

    Alıştılar bir süre sonra ana baba oğullarına. Sincaplar saçına yuva yaptı; baykuşlar dışarıda nara attı. Şimşekler gece öyle nasıl da gürlediler; her sabah kulağına ninni çaldı bülbüller. Çınladı leyleklerin gaga sesleri boşlukta, havada yankılarının sesi coştukça. 

    Yalnız bir komiklik vardı bu çocuğun halinde. Hadi uzun kulaklarına olur dediler, kimseye söylemediler. Ama geldikçe bebek dişleri ileri, bir baktılar; arkadan çıktı kuyruğunun sincap tüyleri. Babası buna üzüldü, anası bir köşede büzüldü. 

    Ne güzel kulakları vardı öyle bebenin, ama yoktu şeceresi onu öyle kabul edenin. Babası suratını astı kudurdu; anası yutkundu durdu. Geçtikçe günler kulaklar büyüdü; kuyruğu giydi üstüne bir kürk, püskülünü yerde sürüdü. Koca kulak, saçak sapak kuyruğunu gören anası “of, off…” dedi; babası tutamadı kendini kepeneğini attı oğlunun üstüne, gelene gidene: “Orpheus, evde yok!” dedi. 

    Pencereden onu öyle gören kuşlar cikledi, arı sinek vız dedi. Bunu duyan civardaki cırcır böcekleri cırladı, yamaçlarda boz ayılar hırladı. Anası: “bu böyle olmaz,” dedi; “babası konu komşu bizi burada koymaz” dedi: “En iyisi onu yerime çoban yapalım, o yokken keyfimize bakalım.”

    Orpheus aldı bezden bir çanta sırtına, bıraktı deri çarıkları anasına. Anası başladı nara atmaya, kendi kendini rahatlatmaya:
    “Ayakların böyle kaşık olur oğul, bilmezsin: yolun görünmeyen yerleri taşlık olur.”  
    “Utanma Ana! Ben böyle yürürüm, görürse komşular, oğlun zannetmesin diye: bizim sıpa gibi anırır, it gibi ürürüm.”
    Bunu duyan anası eve dönüp tekrar bir iç çekip “of, off” dedi; babası gene de “başka çare yok” dedi.

    Kattılar önüne bir eşek, iki keçi, üç koyun; komşuların da vardı üç beş, etti mi Orpheus için bir düzine oyun. Ormanı gören Orpheus, içi dayanamadı bir sincap gibi hopladı; hayvanlarını güdeceği yere onları sevip oynadı. Bir gün böyle geçti, iki gün öyle; geçti zaman öyle ya da böyle. Bunu gören diğer çobanlar düdüğünü öttürdü “höt,” dedi, içlerin birine haber salıp: “Hemen köye git,” dedi. 

    Rüzgârlı bir akşamdı vadide. Orpheus oynaya oynaya evine dönüyordu hayvanlarıyla. İki ileri bir geri, ahali Allah’tan görmedi geleni gideni. Ama gördü anası onu uzaktan; bir ıslık tutturmuş ki, hoplatır duyanı ıraktan.

    “Hele oğul neredesin? Çorbanlar der: Senin oğlan hayvanlarla gönül eğlesin.”
    “Korkma ana katığım bitmedi, keçilerin bile elden taraf gitmedi.”
    “Ne üzülürsün konu komşuya, bak oğlun yoldan geldi, çarıkları olmaya!”
    “Ah be yavrum, niye böyle yaparsın, yoktur ki kanadın uçasın.”
    “El alem ne der?”
    “Tutmaz ayakların bir tavşan gibi kaçasın!”
    “Görmez gölgen arkandan ısıran sineği Ana!”
    “Benim gibi seversen: iyi süt verir keçilerin, alırsın seneye koca ineği.”

    Akşam yatma vakti gelir, Ana kapının sövesine dikilir, üzgün bir şekilde dışarıya bakar; baba suçu komşularına atar. Ama anlar Orpheus: Gece olur şafak atar, babası onu ormanda bırakmak için önüne katar. Orpheus daha hızlı davranır. 

    Gece yola çıkmadan son kez anasının yanına sokulur: “Ana, artık ben gideyim geç oldu; keçiler size emanet, gütmek benim için güç oldu.”

    Orpheus gece sessizce evden çıkıp bir yola koyulur. Gündüz keçileri yerinde durmayınca peşlerinden gitmiş ancak dağın tepesinden görülebilen, vadideki nehrin döküldüğü bir göl görmüştür uzaklarda. Artık tektir hayatta, ondan utanan kimseler bile yoktur yolunda. Çok yalnızdır, ama yine de tutar yolunu bellediği yerin. 

    Kâh ağlar kâh konuşur yolda, bazen dertlenince içi öyle tutuşur ki: “Dağın eteklerinden dolanıp zirvesinde bir hal oldum Ana, içim yandı, taştım bir dağdan, bulamadım suyu; ufalandım toz oldum…”

    Düşünür durur Orpheus yol boyu. Anasının dediği gibidir:Yolunda sazlıklar taşlar, yoktur artık eski arkadaşlar. O kadar dalar ki hayallere, ayakları bir yere, ruhu gider her yere. Unutur konuşmayı bir süre sonra. Dağda boğulup kül olmuştu; sonra havada toz, şimdiyse varamadığı bir gölde yanıp, susuzluk olmuştu Orpheus. 

    Yol bitmedikçe anlar “bir” olduğunu, ama unutur kim olduğunu. Ağzını açar, ama kelimeler ondan kaçar. Dili dönmediğinde anlar ki: Gözler içeri bakmak, kulaklar komşuyu duymak için değil hepten: Uyumak içindeki konuşanla, bazen de uyanmak yekten. Böylece, içi dolar taşar, inler durur, zırlayıp kendini dinler durur. “Neden ararsın ki o gölü? Değer mi denemeye, bu yol çıkmaz hiçbir yere!” diye söylenir, içindeki sessiz ses.

    Zamanla takati kalmaz Orpheus’un yürümeye; özlemiştir finolarını, kaç zaman oldu kulağının dibinde ürümeye. Gitmiştir iyice güneş girmeyen sazlıkların arasında gözlerinin feri, fakat bir güneş gibi ışıldar artık kulaklarının zeri. Oturur serilir enine, alışır yavaşça yeni inine. Geceleri yıldızların solgun ışıkları yüreğinde tohumlar eker, çiçekler serpilirdurur; susar o zaman, içindeki dilsizi dinler durur.

    “Sonunu beklemek neye yarar, nehir bile bilmeden akar.”

    O zaman dalar sazlığın birine, bir dal keser kaval yapar kendine. Bulur sonunda konuşmayı: Sözler nefes olur, dertler delik. Ağaçlar eğilir sesine, sözden çok nefesine. Taş bile oynar yerinden, kavaldan çıkan o yanık ses ilen. Hüthüt kuşları omuzlarına konar pır pır eder, kurtlar dizilir ufukta, ardı sıra ulur durur, hır hır eder. Alık alık kabarır kırmızı hindilerin gerdanı, yaban kazları birden sarar her yanı.  Duyan herkes berisine gelir Orpheus’un, kalmaz onu bilmeyen; ama kalır içinde o dilsiz, ondan öte gitmeyen. 

    Gündüz uyur gece çalar, artık güneş aya hasret bakar. Çünkü görmüştür Orpheus bir gece, onu ağacın dalında dinleyen sincap kulaklı bir peri; güzel mi güzel, ama gelmez ki beri. 

    Gece gündüzle açar, aşk Orpheus’un kalbinde kara çalar. Çağırır perisini minik parmaklarının marifetiyle, ama dili dönmez ki dese şöyle: “seni seviyorum, niye…”

    Gündüzler gecedir, saymayı unutur günleri Orpheus; geçen zaman nicedir. Katlanamaz artık bu aşkın kederine, düşünür durur bu hayatın ederi ne?

    Orpheus bir gün karar verir o ağaca tırmanmaya, ulaşıp perisine kavuşmaya. Tam ağaya kalkar tepeler düz olur, dereler kurur mevsimler güz olur. Artık bir genç olmuştur.Ama yaralıdır kalbi. Güz rüzgarları içinde yeşeren çiçekleri kurutur bulun olur, hasret taşar kalbinden; geçer günler, dertler yığın olur.

    Pes eder artık Orpheus. Zamanla kalbindeki acılar sertleşir taş olur, bir taşı kaldırır söyler tuttuklarını; o ara gözlerinde yaş olur. 

    “Meşe palamudundan toka yapmış saçının teline
    Ama bir türlü gelmez ki berime
    Geceleri verir sincap kulaklarını kavalımın sesine
    Üzülmem hiç, onun için giden nefesime
    Dalda ilk gördüm onu yanaklarım al oldu 
    Tükettim nefesimi gerdanlarım bal oldu 
    Kimse bilmez yalnızlığımın nedir niçini 
    Bir daldaki periyi sevdim, aramızda kalsın taş: Bir tek sana döktüm içimi…”

    İçini dökmesi Orpheus’u rahatlatır bir süre; ta ki oralardan bir çoban geçer, oturur o taşın üstüne kepeneğiyle. Kaybolan keçisini arıyordur. Dinlenirken orada öyle, işler gider tersine hiç olmaz ki böyle. Hemen koparır yerden yeni bitmiş bir sap, sürer çakısını yüzüne yapar bir kaval, sesi pak mı pak. 

    Bu çoban anlamaz sazdan sözden. Fakat üfler üflemez kavalı, Orpheus’un sözleri dökülür içinden: “Meşe palamudundan toka yapmış saçının teline…” Bunu duyan çoban peşine düşer daldaki perinin. Görmüştür, saçılır saçları etrafa meşe dalından; çıkmaz güzelliği perinin, bu vahşi çobanın aklından. Peri, korkudan şaşırır yolunu; dalar bataklığın olduğu bir sazlığın içine, yılanlar acıkmıştır, bakarlar orada birbirinin leşine.

    Uyurken Orpheus, bir ses yükselir günün içinden: “Orpheus ben de seni seviyordum, içimden.”

    Orpheus’un aşkı gitmiştir yeryüzünden, ki meşe dalında görüne. Durmaz artık Orpheus, basar gönlünün acı teline. Bu acı sese gök bile dayanamaz, bulutlar kümelenir, denizler taşar; yer yarılıp sesi arşa çıkar. 

    Birden dev bir dalga ile bir suret yükselir Orfheus’un varamadığı o mavi gölün derinlerinden; üç çatallı yabasını saplar her yere bir eli ilen. O zaman kararır bulutların tombul yanakları, al al akar gökyüzünden ulu göz yaşları. Tanrılar bile dayanamamıştır bu sese; tam o arada ölüler diyarından bir çığlık duyulur: “İsterse gelir kavuşur Orpheus perisine, tutar gider elinden bakmadan gerisine.”

    Artık daha acıklı çıkıyordur kavalının sesi, sonunda duymuştur onu yeraltının efendisi. Hemen alır Orpheus kavalını yanına, hızlıca iner aşağı, bakmadan ardına. Onu gören canavarlar yemek isterler! Ama üfledikçe Orpheus’un dertli nefesi; kaçar hepsi geriden geri. Orpheus daldıkça aralarına, ince kavalı olur sihirli bir kötek; dayanır mı hiç buna, o yılan kuyruklu, çirkin üç başlı köpek. 

    Sonunda varır perisine Orpheus.

    Nedir ki bu sırrın iksiri, olur birden cehennem sanki cennetin dibi! Hemen düşer önüne perisinin, tırmanır yamaçları, tutar yolunu geldiği yerin. Tam yer yüzüne çıkacak iken Orpheus, içine bir şüphe düşer, bakmak ister perisine geliyor mu diye ardından. Döner bakar aşkı helak olur, gündüz geceyi böler, artık günler harap olur. 

    Tekrar kaybetmiştir sevdiğini. 

    Uzunca zaman: “Böyle nasıl yaşarım!” dese de bir süre sonra acısı geçer, ama unutmaz perisini. Anlar ki:

    Sevgidir; -eğer kalbini dinlersen- ölümsüz olan; direnmek değil kavuşmak için. 

    İşte o zaman birden dili çözülür: “Haykırırım kederimi denizlere dağlara, ama sevgidir o, yankılanır nefesi çağlardan çağlara…”

    Artık bir ozan olmuştur Orpheus. 

    Toplar dostlarına etrafına, önce söyler sonra sarılır yine kavalına. O çaldıkça, melodisinin yankısı duyulur dağlardan; kurtlar ulur, kuşlar uyanır, kelebekler konar omzuna. 

    Perisi gelir aklına arada bir; bir vardı, bir yoktu…
    “Sana ulaşıp varmak istedim hemen olmadı
    Yanına vardığımda ise zaman kaçtı durmadı
    Gördüğümde yüzünü coşkuya dolanıp bir göğe aktım
    Sanki gökle yer öpüşmüş,
    Kaybolan ufuklarda hep sana baktım…”
    -Son-


    Kenan Doğru, Ardahan’da doğdu. İstanbul’da yaşıyor. Uluslararası bir firmada yönetici olarak çalışmakla birlikte, küçük yaşta tutku edindiği yazı alanında üretmeye devam ediyor. “Sapien Hislerim” adlı deneme aforizmalar kitabının yazarı olan Doğru’nun çeşitli mecralarda yayımlanmış pekçok öyküsü bulunuyor. Mühendislik eğitiminin ardından yüksek lisansını tamamlayan Doğru, şimdilerde İstanbul Üniversitesi “Felsefe” bölümünde eğitimine devam ediyor. Aynı zamanda ilk romanı ile okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Haziran 2025
    SuareMag – Mayıs 2025
    SuareMag – Nisan 2025

    haziran kenan doğru suaremag yazar

    Related Posts

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025 Edebiyat

    Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

    Temmuz 11, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

    Temmuz 10, 2025 Edebiyat
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    ya da “yazar”, yazan ve… * yazar hep ‘yaz’, ömrün kış olsa da! * ne…

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025

    Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

    Temmuz 12, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Pedro Almodóvar imzalı “Yandaki Oda” filminin resmi posteri yayınlandı

    Eylül 2, 2024 Sinema

    Güven: Tarihi ve gerçekleri muktedirler yazar!

    Şubat 21, 2025 BURAK SOYER

    YOK OLMASI GEREKEN ŞEYLER

    Temmuz 1, 2025 Alperhan Benlioğlu
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.