Bosna Hersek başlı başına bir yaşanmışlık şehri… Bu coğrafyayı gezerken Sevdalinka dinlemeden olmaz… Sevdalinkalar Bosna’daki hüznün ve sevincin müzikleri…
HAKAN DEDELER
Uzun zamandır içim içime sığmıyordu, Saraybosna’ya gitmek istiyordum. Birkaç kez bilet dahi aldım lakin türlü nedenlerden dolayı seyahatimi hep iptal etmek durumunda kaldım. Sonunda 2025 yılına adım attığımız ilk günlerde Saraybosna’ya gittim. Baş Çarşı’da Osmanlı’nın büyük izlerinin olduğu bölgede bulunan bir pansiyona yerleştikten sonra ruhani şehirde adımlamaya başladım.
Bosna Hersek başlı başına bir yaşanmışlık şehri; çocuk parkları yapılması gereken yerlerde mezarlıklar mevcut. Büyük lider Aliya Izzetbegoviç’in dediği gibi mezar taşı ustalarının meşhur olduğu bir şehir, bütün iyi niyete rağmen büyük bir soykırıma maruz kalan ve soykırım sonrası türlü mücadeleler ile bağımsızlığını kazanan kadim bir ülke halkların bir arada yaşadığı çok kültürlü bir coğrafya.

İkinci gün Mostar’a doğru yola çıktık. Bosna’ya gelip de Mostar’ı görmemek olmazdı
Arabayla yol alırken konu müzikten açılıyor tabi ben tutamıyorum kendimi, bu coğrafyayı gezerken Sevdalinka dinlemeden olmaz diyorum. Sevdalinkalar Bosna’daki hüznün ve sevincin müzikleri. Boşnak halk şarkılarının en iyi icracılarından Safet Isovic’den Moj dilbere isimli eseri dinliyoruz. Müzikteki ruh bu toprakların ruhu yaşanmışlık kendini çok belli ediyor…
Mostar’a doğru giderken Saraybosna’nın güzel nehri Neretvanın yamacında mola veriyoruz. Tarihi Konjik köprüsü ve çevresindeki eski şehri görüyoruz. Neretva nehri Mostar’a kadar devam ediyor, nehir boyunca yolculuğumuza devam ediyoruz. Kraviçe şelaleleri de yol üzerinde bulunan güzel uğrak noktalarından birisi son dönemlerde gördüğüm en ihtişamlı şelaleler.. Kraviçe’den sonra eski Osmanlı şehri Pocitelje uğruyoruz. Burada gördüğümüz 500 yaşındaki koca ağaç adeta nefes ve huzur kaynağı…

Pocitelje şehrini gördükten sonra kadim şehir Mostar’a doğru yola çıkıyoruz ve kısa bir süre sonra Mostar’dayız. Fotoğraf ve videolardan aşina olduğumuz meşhur Mostar köprüsü hemen bizi selamlıyor. Kış ayında geldiğimiz için Neretva nehrine atlayan insanlara rastlamadık. Mostar herkesin görmesi gereken çok güzel ve sessiz bir şehir, sahip olduğu mimari yapı insana huzur veriyor.

Bosna’da en çok merak ettiğim ve beni çağıran Blagaj bölgesindeyiz. Bu alanda dervişlerin evi olarak da adlandırılan dağın yamacında ve buna nehrinin kenarında geçmişte akıncıların yaşadığı ünlü Saltukname kitabının yazarı Sarı Saltuğun makamı yer alıyor. Ruhani ve mistik bir bölge, Buna nehri gürül gürül çağlıyor. Bereketli ve verimli bir yerleşke. Su yeşilinin rengini Buna Nehrinde görüyoruz. Bu güzel kaynağın suyunu içmek ve suyuna dokunmak insana iyi geliyor. Suyun vermiş olduğu ferahlığı hemen hissedebiliyorsunuz.

Saraybosna’da olduğumuz son gün Sevdah Sanat Evinde Enes Salman’ın gerçekleştirdiği Sevdalinka dinletisine katıldık. Bosna Halk şarkılarını çok güzel çalıp söylüyor. Saraybosna’ya yolunuz düştüğünde mutlaka Sevdah Sanat Evine uğrayın. Sevdalinkalara kulak verin. Bir başka kültür yolculuğunda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

Hakan Dedeler
Ses ve tanbur sanatçısı, bestekar Hakan Dedeler, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Temel Bilimler bölümünde eğitimini tamamladı. Müzik konusunda öğretim üyeliğinden şefliğe, program yapımcılığından akademi kuruculuğuna kadar pek çok çalışmanın içinde yer alan Hakan Dedeler, 2016 yılından bu yana Erdinç Şenyaylar ve Engin Gürkey ile birlikte kurdukları 3 Hisar grubuyla müzik çalışmalarına devam ediyor. Aynı zamanda Müzik İstanbul isimli kitap çalışması da bulunan Hakan Dedeler, İstanbul’un kültür mirasını ve müzik armonisini 996 sayfalık bir kitapta topladı.