Saliha Demir
Benim söylemek için çırpındığım gecelerde
Siz yoktunuz.
Özdemir Asaf, Altıncı Gün
Bir şiire durduk yere rastlamazsın. Sözden umudu kesmişsindir. Dudaklarını ve kulaklarını şeffaf bir iplikle dikmişsindir çok öncesinde. Aksidir şiir. Harf sayısınca açar ruhunun düğümlerini.
Bir şiire rastladıysan aynı insan olman güçtür artık. Hadsiz hudutsuz girersin şairin karanlığına. Kirli ceketini üzerine atarsın. Işıkları yakmadan taciz edersin onu. Hırıldarsın sözcüklerin arasındaki boşlukta.
Bir şiire rastladıysan şiire iyi davranmazsın. Yazanı bulsan oracıkta tutuşturursun eteğinden. Şiirin kaderi zaten onu anlamayanın önüne düşmek değil midir?
Bir şiire rastladıysan kendi silikliğinle bile onu kalabalık yaparsın. Huzurunu bozar, bundan keyif alırsın. Çirkin çirkin gülersin dişinde dünden kalma ucuz et parçasıyla.
Bir şiir, yalnızca onu yazanın güvenli sığınağında mutludur. Acıları tanıdık, hamleleri öngörülebilir, olur ya intiharı bile sessiz.
Sevgiler sürdürmeye gelmişim sandım.
İlgiler sürdürmeye gelmişim sandım.
Yalanlı, alçak bir çağ geldi üstüme.
Ezildim, itildim, gelmişim sandım.Özdemir Asaf, 20
Şiir konuşmaktan korkmaz. İsyan eder. Ağlar. Tıkanır. Şiirin boğazında düğüm olur her lokması. Mısraları rüzgârla büyür, bulutta dinlenir. Mutluluk bir karahindiba tohumu gibi öper gider onu. Ardından bakmaz, uçuşuna hayran olmaz. Şiir birazcık umutlansa satırda ağırlaşır. Antolojilerin toplama kamplarına götürürler onu. Ondandır kitaplara basılmamış defterlerin arasında çürümeyi seçmesi.
Her tomurcuk bir çiçeğin uykusuna,
her çiçek bir yemişin kuşkusuna,
her yemiş bir böceğin korkusuna,
uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür.Özdemir Asaf, Düello
Şiir sana rastladıysa vay haline. Kaç dilde yazılsa boş. Anlatamaz derdini anlasa da yokluğunu, yoksulluğunu, yoksunluğunu, yolsuzluğunu… Şiir ürperir kaşının altında gizlediğin ve itinayla büyüttüğün çizgiden. Bıraksan orada bile boğulur. Şiir ürperir alnının terli yazısından. Duyduğun yalanlardan, ettiğin küfürlerden. Şiir ölür. Sana rastlarsa.
Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş…
Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesine
Unutmuş.
Bir insan sesine
Gelip konmuş.Özdemir Asaf, Uzun Bir Öykü
Bilmezsin. Şiir, sesleri duyar. En güzel şarkıları söylemek için gürültüyü bekler. Ne var ki aşkı da tanır. İmkansızı kollar. Zoru Sever. Aptaldır bir de. En yalnız yerinden âşık olur.
Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
Sersem.
Ben seni beklerken ölmem ki…
Beklersem.Özdemir Asaf, Duvara Astığım
Ne şiire rastlarsın bazen ne o sana çarpar aniden. Bir yerden inmiş gibi şiirle yan yana bulursun kendini. Kabullenirsin. Onunla kafa kafaya verir, beklersin.

Saliha Demir, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı mezunudur. Gazi Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi; Hacettepe Üniversitesinde Uzaktan Eğitimde Bilişim Teknolojileri alanlarında yüksek lisans yaptı. TED Ankara Kolejinde sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Eğitimi alanında doktora çalışmalarının tez dönemindedir. Sanal Gerçeklik Defteri, Tersyüz ve Salyangoz, Yaman’ın Tarhana Kavanozu, İnsanın İçinde Ne Var, Şiirlerle Öykülerle Cumhuriyet (Bölüm yazarlığı: Begonvil öyküsü) kitaplarının yazarıdır. Yetişkinlere yönelik şiirleri, öyküleri Dil Derneği Çağdaş Türk Dili, Distopya Dergi gibi yayınlarda yayımlanmaktadır. Verdiği yüz yüze ve çevrim içi eğitimlerin yanı sıra Kapadokya Edebiyat Buluşmalarının kurucusu ve koordinatörüdür. Evli ve iki çocuk annesidir.

