Kategori: suare öyküler
Semira Nur Bilir “Çatlamış ayaklarının kabuğu, toprağın sertliğini içeri alırken umudunu dışarı sızdırmıyordu.” Yola çıkarken taşıdığım en ağır şey, birkaç…
Arife Sağman 1. Herhangi bir sonbaharda, serin bir eylül akşamı. Keskin bir acı var havada asılı duran. Keskin acı usulca süzülüyor, bir…
Habibe Şenol “Çay olmadı mı daha saatlerdir ne yapıyorsun be kadın?” Evet, hayatının yarısı otuz beş yaşına tekabül ediyorsa, tam hayatının yarısındaydı. Bir gün olsun rica kelimeleri ile kendisine seslenilmemiş, dünyaya birilerine hizmet etmek için gelmiş bir varlıkmışçasına muamele edilmişti. Zeynep, beş çocuk annesi,…
Talha Karaboğa Nasıl kurtulacağım bilmiyorum. Günlerdir ağrıyan bir yaram var. Ölsem, ruhum gidiverse gökyüzünde süzülerek, ancak diyorum o zaman geçer.…
Mutlu Gözüküçük Kapının önünde donmuştu. Tokmağın soğuk metali hâlâ parmaklarının arasında, içi dışına sığmaz bir çarpıntıyla boğazına dayanan kalbiyle bekliyordu.…
Mahinur Çenetoğlu Üç basamaklı merdivenin en altında dururdu, geniş güvenli omuzları vardı. Ben en üstteki merdivende hazır olurdum, böylece onun omuzlarına yetişebilirdim. Babamın omuzlarına… …
Osman Akçay Hüseyin Dede, köyün en sakin köşesindeki taş evde, yılların yorgunluğunu taş duvarlara sığdırmış bir adamdı. Eşi Ayşe Nine’yle…
Arin Sera Eylül’ün sonlarıydı. Pamuk hasadının başladığı, tarlaların bir telaşla dolup taştığı zamanlar… Mevsimler birbirine karışmış gibiydi; yazın sıcak nefesi…
