Togo, gerçek bir hikâyeye dayanan bir Disney+ filmi olarak hem çocuklara hem büyüklere çok önemli mesajlar veriyor. Yönetmenliğini Ericson Core‘un üstlendiği Togo’da 1925’te Alaska’daki “Serum Koşusu” sırasında gerçekleşen bir kurtarma görevini konu alıyor. Willem Dafoe’nun başrolde yer aldığı bu macera-dram filmi, hem insan-hayvan arasındaki bağı hem de mücadele ve cesareti güçlü bir şekilde işliyor.
ALPERHAN BENLİOĞLU

2019 yapımı bir Disney filmi olan Togo gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır. William “Wille” Dafoe’nun başrolde olduğu bu film, bir kızak köpeği olan Togo’nun ve sahibi Leonhard Seppala’nın destansı mücadelesini anlatır. 1925’te Alaska’da yaşanan “Serum Koşusu” adlı tarihi olayı üzerinde kurgulanmış sıcak bir dostluk hikayesi Togo. Nome kasabasında difteri salgını patlak vermiştir ve hasta çocukların hayatta kalabilmesi için çocuklara serum ulaştırılması gerekmektedir.
Eskiler bilir. Pazar akşamları TRT-2’de sakallı amcamız Bob Ross karlı resimler yapar ve en önede mutlu ağaçlar eklemeyi ihmal etmezdi. Onun yaptığı Alaska resimlerine benzer manzaranın bolca olduğu filmimizde sert kış koşulları nedeniyle ulaşım kıza köpekleri ile yapılmaktadır. Serumu getirmek için gönüllü olan Wille’nin de ulaşım için kızak köpeklerinden başka şansı yoktur.
Film boyunca hem çevre şartlarıyla olan mücadeleyi hem de Willie’nin kıza köpeklerinin içinde en yeteneklisi olan Sibirya Kurdu (Belki Alaska Malamut ben emin olamadım) ile kurduğu dostluk mücadelesini izliyoruz. Mücadele diyorum çünkü Willie bir türlü Togo’yu sevip onu kızak köpeği olarak görmemiş, Togo’nun onun gönlünü kazanması ise uzun uğraşlar sonunda olmuştur.
Togo, zayıf bir yavru olarak doğmuş, hatta lider köpek olmaya uygun görülmemiştir. Ancak, azmi, zekası ve dayanıklılığı sayesinde sürü lideri haline gelir. Film, Togo’nun liderlik ettiği yolculukta kar fırtınaları, buzlu yollar ve dondurucu soğuklarla nasıl mücadele ettiğini ve sahibine olan bağlılığını etkileyici bir şekilde işler. Togo, sadece bir köpeğin kahramanlık hikayesini değil, aynı zamanda insanın doğa karşısındaki dayanıklılığını ve insan-hayvan arasındaki sevgi bağını anlatan ilham verici bir film. Willem Dafoe’nun güçlü performansı ve etkileyici görsellerle desteklenen film, özellikle biyografik dramaları sevenler için kaçırılmaması gereken bir yapım.
Filmi izlerken Willie’nin inatla Togo’yu kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını, diğer taraftan da Togo’nun inatla Willie’ye yakınlaşmaya çalıştığını görüyoruz. Willie’ye göre ısrarla Togo yanlış kişi, Togo’ya göre de Willie inatla doğru kişidir. İkisinin de yanılmasının olası olduğu bu hikayede aklıyla hareket eden Willie değil iç güdüleriyle hareket eden Togo haklı çıkmaktadır. Şems’in de dediği gibi; sevgiyi bulmak akıl işi değil yürek işi sonuçta… Belki filmi izlerken biz de kendimizden uzaklaştırdıklarımızı ya da gereksiz yere yakın kaldığımız insanları göz önünden geçirme fırsatı buluruz.
Soğuk günlerde çocuklarla beraber keyifli bir film izleyip kestane yemek isterseniz Togo hoş bir alternatif olabilir. İyi seyirler…

Alperhan Benlioğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümleri mezun olduktan sonra kariyerime Hacettepe Üniversitesi’nde MBA ile devam ettim. Aselsan’da 12 yıl Proje Yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra, kariyerini Prowin Danışmanlık’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak sürdürüyorum. Sinema ve edebiyat ile yakından ilgileniyorum. “Sihirli Maceralar Kitabı”, “Bal Porsuğu Uzaylılara Karşı” ve “Hindistan Cevizine Ne Oldu?” isimli üç çocuk kitabım bulunuyor. Bugüne kadar şiir ve hikayelerim 10’un üzerinde farklı kolektif kitapta yer alırken, yazmaya devam ediyorum.