Senarist ve yönetmenliğini Alper Mestçi’nin yaptığı Siccin, cin teması ile izleyicilerine korku dolu anlar yaratıyor. Şimdilik 6 filmden oluşan Siccin serisi, aşk ile başlıyor “görünmeyen” korkularınızı açığa çıkarıyor. Meraklıları vizyon tarihi 14 Haziran olarak anons edilen Siccin 7’yi beklerken korku severler bu yerli yapıma şans verebilir.
ALPERHAN BENLİOĞLU

Korku filmi incelemelerine devam ederken kendi filmlerimize bakmasak olmazdı. Genel olarak korku filmlerini başarısız bulan büyük bir kitle olduğunu bilsem de söz konusu 3 harfliler olunca herkes ucundan da olsa korkuya bulaşmadan geçemiyor sanki. Siccin; İslami inanışa göre bir hapishane, cehennem’in dibinde, yerin altında veya göre farklı bir yoruma göre, Kuran 83:7’de sözü edilen lanetlenmişlerin veya kötülerin kaydının bir defteri. Siccîn, de kafirlerin ruhlarının kıyamete kadar kalacağı yer olarak kabul ediliyor.
6 filmlik bir seri olan Siccin’de son filmlerin konu olarak da birbirini takip ettiğini söyleyebiliriz. Senarist ve yönetmenliğini Alper Mestçi’nin yaptığı Siccin, cin teması ile izleyicilerine korku dolu anlar yaratıyor. Alper Mestçi’yi Musallat filmlerinden de hatırlayanlar olacaktır. O filmdeki farklı boyutlarla haberleşme için suyun ve çocuğun kullanılması yine o dönem izlediğim Keanu Reaves’in Constantine ile benzer bir sahne yakalamamı sağlamıştı.
Siccin serisinin genelinde konu bir aşk ile başlar. Genel olarak yakın akrabaya aşık olan bir genç kız büyü yapma ile sevdiği kişiyi kendine bağlamak ister. Büyü sonucu ile musallat olan cinler ise hem kadına hem diğer karakterlere korku dolu anlat yaşatırlarken eğer dalga geçmeden izleyebiliyorsanız sizi de mutlaka biraz huzursuz ediyorlar.
Serinin son iki filminde ise birbirini takip eden örgü 5. filmin ana karakterinin, 6. filmde yan karakter olarak karakter gelişimini sürdürmesi sağlamış.6. filmin sonunda boyutlar arası bir savaşçıya dönüşerek bize 7. filmde de kendisini göstereceğini hissettiriyor.
Bilinmeyenden duyduğumuz endişe ve korku sadece farklı boyutlarda değil iş, aşk, güvenilir bir yaşam yaşama isteği gibi bizi sürekli tetikte tutuyor. Zaten yapımız bu kadar korkmaya müsait olduğu için görmediğimiz, temas edemediğimiz dolayısıyla savaşı baştan kaybettiğimiz bir varlık kavramı ile savaşma fikri korkumuza net bir zemin hazırlıyor. Bu tabi ki Hollywood’un bize öğrettiği şekilde sesler ve efektlerle durmadan destekleniyor. Bana kalsa daha sağlam bir konu ile insanı daha gerçekçi şekilde korkutmayı başarmak olaya daha büyük bir ciddiyet sonunda da başarı katabilir.
Öyle ya da böyle ben korku denemelerinde Türk sinemasının yanındayım. Peki size soruyorum sizin görünmeyen en korkunuz nedir ve sizin yanınızda bunu önleyecek kim var?
İyi seyirler.

Alperhan Benlioğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümleri mezun olduktan sonra kariyerime Hacettepe Üniversitesi’nde MBA ile devam ettim. Aselsan’da 12 yıl Proje Yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra, kariyerini Prowin Danışmanlık’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak sürdürüyorum. Sinema ve edebiyat ile yakından ilgileniyorum. “Sihirli Maceralar Kitabı”, “Bal Porsuğu Uzaylılara Karşı” ve “Hindistan Cevizine Ne Oldu?” isimli üç çocuk kitabım bulunuyor. Bugüne kadar şiir ve hikayelerim 10’un üzerinde farklı kolektif kitapta yer alırken, yazmaya devam ediyorum.


