Smile Serisi ikinci filmiyle de ilk filmde olduğu gibi “gülümseyen lanet” ile izleyicisini hem korkutuyor hem de yalnızlığı sorgulatıyor. Smile serisi gülümseme metaforunun yanı sıra “korkunun döngüselliği”ni de ortak tema olarak işliyor. Korkunun üstesinden gelinmediği sürece bir sonraki kurbana aktarıldığı Smile 2’nin yönetmen koltuğunda ilk filmdeki gibi Parker Finn oturuyor.
ALPERHAN BENLİOĞLU

2022 yılında ilk filmiyle ses getiren Smile serisinin 2024 yılında çıkan 2. filmi de beklentileri karşılayarak korku film serilerinde yerini almayı başardı. İki filmin de hem yönetmen hem de senaryo koltuğunda ise 37 yaşındaki genç yönetmen Parker Finn yer alıyor.
Smile-1’in merkezinde, Dr. Rose Cotter adlı bir terapist bulunuyor. Rose, bir hastasının ofisinde intiharına tanık olduktan sonra, garip ve korkutucu olaylar yaşamaya başlar. Hastanın intiharından önce garip bir şekilde gülümsemesi ve “bir varlığın beni izlediğini hissediyorum” demesi, Rose’un yaşadığı olayların tetikleyicisidir. Rose, kendisini bu gizemli varlığın hedefinde bulur ve hayatta kalmak için bir çözüm aramaya başlar.
İkinci film ise Skye Riley adında genç bir şarkıcının hikayesini anlatıyor. Skye, geçmişte Rose’un yaşadığı olaylarla bağlantılı olan bir grup insanın, aynı varlık tarafından hedef alındığını keşfeder. Rose’un ölümünden sonra bir şehir efsanesine dönüşen “gülümseyen lanet”, şimdi Skye’ın yaşamını tehdit etmektedir. Skye, bu laneti sona erdirmek için bir çıkış yolu ararken, kendi ailesiyle ve geçmiş travmalarıyla yüzleşmek zorunda kalır.
İki filmde de izleyiciyi geren sırıtan ifadeli insanlarla birlikte benim en çok keyif aldığım karakterin yanında bir kişi varken telefonunun çalıp yanında sandığı kişinin telefonla aradığını fark ettiği sahneler oldu. Kişinin akıl sağlığından şüphe etmesini sağlayacak bu temayı iki film de kullanılmış. Bununla birlikte her iki filmde de karakterler, kendi geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Travma, bir varlık gibi peşlerinden ayrılmaz.
Filme adını veren gülümseme sembolizmini incelediğimizde kişinin travma halindeki yalnızlığının etrafındaki kişilerce umursanmaması da gülümseme metaforu olarak aktarılmış. ‘Korkunun Döngüselliği’ de filmin iki filmdeki ortak yapılarından. Seride korku, bir döngü olarak tasvir edilir. Korkunun üstesinden gelinmediği sürece, bir sonraki kurbana aktarılır. Diğer bir nokta ise iki filmde de karakterlerin yalnız insanlar olup dışarıdan bir desteğe ne kadar çok ihtiyaç duydukları ve bu kişilerin de ailesinden biri değil de arkadaşlarından biri olması.
Ben şahsen iki filmi de keyifle izledim. 3. Filmin de geleceğine kesin gözüyle bakıyorum. Eğer ikinci filmin sonuna sadık kalırlarsa lanetin bu sefer tek kişi değil pek çok kişi üzerinden döngüsünü izleriz diye düşünüyorum.
Filmi izlerken akıl sağlığı ve yalnızlık üzerine bolca düşündüm. Sizce hangisi daha ürkütücü? Lanete uğramak mı yoksa laneti paylaşamayacak ondan daha lanet bir yalnızlık mı?

Alperhan Benlioğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümleri mezun olduktan sonra kariyerime Hacettepe Üniversitesi’nde MBA ile devam ettim. Aselsan’da 12 yıl Proje Yöneticisi olarak görev yaptıktan sonra, kariyerini Prowin Danışmanlık’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak sürdürüyorum. Sinema ve edebiyat ile yakından ilgileniyorum. “Sihirli Maceralar Kitabı”, “Bal Porsuğu Uzaylılara Karşı” ve “Hindistan Cevizine Ne Oldu?” isimli üç çocuk kitabım bulunuyor. Bugüne kadar şiir ve hikayelerim 10’un üzerinde farklı kolektif kitapta yer alırken, yazmaya devam ediyorum.