Gérard Depardieu ile Pierre Richard’ın oynadığı bir Fransız komedisi Keçi’yi (La Chevre) izlerken, bu komedi filminde yaşananları günümüz dünyasındaki bir plazaya uyarlayabilirsiniz zihninizde. Büyük umutlarla girdiğiniz şirkette kendinizi Campana gibi hissedebilir, bir Perrin’le çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Perrin aslında kötü şanstan öte, verdiği zararın farkında olmadığı gibi kendini üstün görenlerin simgesi…
ALPERHAN BENLİOĞLU

La Chevre, Türkçe ismiyle “Keçi” 1981 yapımı ve başrollerinde Gérard Depardieu ile Pierre Richard’ın oynadığı bir Fransız komedisi. Ünlü iş adamı Mösyö Bens sakar kızının Meksika’ya tatile gitmesinin ardından duyduğu kaygı gerçeğe dönüşür ve kızı kaybolur. 42 boyunca bir türlü kızından haber alınamayan ve izi dahil olmayan Marie’nin bulunması konusunda şirket psikoloğunun bir fikri vardır. Şirketteki herkesi tanıyıp analiz etme şansı olan psikolog şirkette Marie ile aynı sakarlıkta filmin tabiriyle kötü şansa sahip olan biri olduğundan bahseder. Bu kişi Mösyö Perrin’dir.
Psikoloğa göre Mösyö Bens, eğer bir dedektifle birlikte Perrin’i aynı tatile yollarsa Perrin, Marie ile aynı kötü şans zincirini takip ederek onu bulma şansları doğurabilecektir.
Film dedektif rolünü üstlenen Gérard Depardieu (Dedektif Campana), Perrin’le eşleşmesiyle birlikte hareketlenmeye başlıyor. Perrin’in başına gelen ve daha da gelecek pek çok aksilik kendisi tarafından dezavantaj gibi yorumlanmadığı için Dedektif Campana’nın sinir krizlerinin de Perrin tarafında çok bir anlamı yoktur. Hatta bunun aksine Perrin, Campana’yı kendi yardımcısı olarak düşünmekte ve ona göre davranmaktadır. Havaalanında Perrin’in kafasını cama çarparak uçağın kalkmasına çok az bir saat kala revirde pansuman yaptırarak Campana’yı strese sokması da bu tavırlardan bir tanesi.
Ben Perrin’le eşleşen Campana’nın hissiyatını iş hayatındaki durumlara çok benzettiğim için filmi genel olarak bir “Plaza Dünyası” gözüyle takip etmekten kendimi alamadım. Büyük umutlarla girdiğiniz şirketinizde siz de bir Perrin’le çalışmak durumunda kalabilirdiniz. Buradaki Perrin tanımım aslında kötü şanstan öte, verdiği zararın farkında olmadığı gibi kendini sizin üstünüzde gören karakter olması. Madam Marie’nin bulunmasını bir proje olarak düşündüğünüz de sizi sürekli yavaşlatan birinin çektirdiği ızdırap tabi ki de sinir krizleri ile gün yüzüne çıkacaktır.
Film komedi çizgisinden çıkmamak için bu sınırı iyi korumuş olsa da aslında filmin yarısından sonra gerilim filmine de dönüşmeye müsait olduğunu düşünüyorum. Marie’nin mafya tarafından kaçırılması ve kayıp olarak kaldığı sürenin bende gerilim hissi uyandırdığını da söylemeden geçmeyeyim.
“Keçi”nin çekiminden 10 yıl sonra ‘‘Pure Luck’’ adıyla Hollywood’da da kendini yer bulduğunu belirtirken, sizin kariyer filminizin de gerilime kaymadan komedi olarak devam etmesini tüm kalbimle dilerim.

Keçi: Keyifli bir Fransız komedisi
La Chèvre, Francis Veber tarafından yazılıp yönetilen, başrollerini Pierre Richard ve Gérard Depardieu’nun paylaştığı 1981 Fransız polisiye komedi filmidir. Richard ve Depardieu’nun çizgi roman ikilisi olarak yer aldığı üç filmden ilkidir.



1 Yorum
Pingback: Keçi: Keyifli bir Fransız komedisi - Suare Dergi - Film - Kitap - Sanat - Hayat ve Dahası