Hazırlayan: Sevin Bayrı
Yılın sonuna yaklaşırken, genellikle hem geride bıraktığımız hayatın dalgalı akışını sorgular hem de kendimize koyduğumuz sınırların duvarlarını gözden geçiririz. Sinema, bu evrensel temaları keşfetmek için en güçlü aynadır. Bu ay sizler için hazırladığımız film listemiz, fiziksel, duygusal ve sosyal engelleri aşma mücadelesi ile kontrolsüz hayat akışına teslim olma halini çarpıcı metaforlarla işliyor. Bu ayki filmler, izleyicileri, kendi içlerindeki sınırları ve dış dünyadaki akışı düşünmeye davet ediyor.
- Piyano (The Piano) – Jane Campion (1993)
Deniz kıyısındaki sürekli gelgit ve dalgaların sesi, dilsiz Ada’nın bastırılmış duygularının, tutkusunun ve toplumsal kısıtlamaların duvarlarını aşma arzusunun kontrol edilemeyen içsel akışını metaforik olarak yansıtır.
- Dogville – Lars von Trier (2003)
Sahnesiz bir kasabada geçen film, topluluğun korku, ahlak ve dışlama üzerine inşa ettiği görünmez sosyal duvarları gösterir.
- Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) – Frank Darabont (1994)
Hapishane duvarları, hem fiziksel hapsi hem de umudun yok edilemezliğini test eden bir bürokratik ve psikolojik engeli temsil eder.
- Truman Show (The Truman Show) – Peter Weir (1998)
Truman’ı çevreleyen stüdyonun görünmez duvarları, bireysel özgürlük ve gerçeklik arasındaki yapay sınırı metaforlaştırır.
- Matrix – Wachowski Kardeşler (1999)
Sanal gerçeklik (Matrix), algı ve özgürlük arasındaki fiziksel ve felsefi duvarları sorgular; değişimin akışı (Neo’nun uyanışı) bu duvarı yıkar.
- Gözlerindeki Sırlar (El Secreto de Sus Ojos) – Juan José Campanella (2009)
Arşiv odaları ve adalet sisteminin engelleri, geçmişin çözülmemiş suçlarıyla örülmüş yasal duvarları simgeler.Geçmişteki çözülmemiş bir cinayet davası, adalet sisteminin bürokratik ve siyasi duvarları arkasına gizlenmiş derin bir sırrı ve bu sırrın karakterlerin hayatındaki duygusal akışı on yıllar boyunca nasıl etkilediğini ustaca açığa çıkarır.
- The Village (Köy) – M. Night Shyamalan (2004)
Köyü çevreleyen orman ve ‘tehlike’ inancı, korku ve bilgi kısıtlaması üzerine kurulu yapay bir duvarı anlatır. Köyü dış dünyadan soyutlayan yapay korku duvarları, statükoyu korumak ve modern hayatın istenmeyen akışını engellemek için kurulan, iyi niyetli ama baskıcı bir toplumsal yalanı temsil eder.
- Suyun Sesi (The Shape of Water) – Guillermo del Toro (2017)
Ana karakterin su altı yaratığıyla kurduğu bağ, duygusal ve cinsel arzunun tabuları aşan akışını ve toplumsal normlara karşı gelen değişimi işler.
- Dersu Uzala – Akira Kurosawa (1975)
Sibirya taygasındaki nehirler ve hava koşulları, doğanın döngüsel akışını ve insan-doğa ilişkisindeki derinliği gösterir.Keşif ekibinin doğal hayata uyum sağlama çabası, uygarlık ve doğa arasındaki duvarların yıkılışını ve karakterlerin, Sibirya taygasının zorlu ama öğretici yaşam döngüsünün doğal akışına teslim oluşunu anlatır.
- Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind ) – Michel Gondry (2004)
Belleğin dalgalı, kaotik ve duygusal akışı; ilişkilerdeki gelgitler ve silinme arzusu. filminde, karakterlerin anıları silinirken zihinlerinde yaşanan kaotik ve parçalı deneyimler, aşkın ve kaybın neden olduğu duygusal karmaşanın kontrol edilemez gelgit dalgaları gibi sürekli geri dönüp çarptığını gösterir.


