Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » ÇARŞAMBA
    Elçin Çakmak Eraslan

    ÇARŞAMBA

    Ağustos 1, 2025Yorum yapılmamış7 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Elçin Çakmak Erarslan

    Elindeki makasın ucunu bir an için havaya dikip onuruna içilecek kadeh gibi yavaşça kaldırarak, “Hoş geldin beyim,” dedi berber. Tahsin, kapının kenarında duran şemsiyeliğe ayağının ucuyla dokunarak içeri girdi. Pencere kenarındaki derisi yer yer çatlamış koltuğa yerleşmeden, “Hoş bulduk,” dedi.  Cebinden defterini çıkartı. On ikisi, perşembenin üstüne çarpı koydu camı kırık kol saatli eli. Bir tek çarşambaları tarihsiz, boştu.

    “Az işim kaldı beyim. Tam vaktinde alacağım seni. Oğlum sen de gel şuraları toparla,” dedi berber. Çırağın, berberin önündeki usturaları topladığını bilse dahi o tarafa hiç bakmadan, “Eyvallah,” demekle yetindi. Tahsin saati çalışmasa da her hafta aynı gün aynı saatte ayak basardı dükkâna. Az sakallarını kısalttırır, ensesini toparlatır, kalın kaşlarını düzelttirirdi. Onun geleceği gün cam kenarındaki koltuk hep boş olurdu. Sadece su içer bazen düşüncelere dalardı. İşte öyle zamanlarda saatlerce kalırdı dükkânda, ışıklar yanıp gece olana kadar. 

    “Yeni komşumuzla tanıştın mı beyim? Yazarmış. Öğretmen sandıydık. Mürebbiye gibi giyiniyor, saçlar örgülü.  Küçüklükten hatırlarım, bizim karşı Ermeni komşunun çocuklarına gelirdi bir mürebbiye. Yoksa bizim fakirhanede mürebbiye ne gezer. Büyük küçüğe bakardı. Öyle büyüdük dokuz çocuk.”

    “Yazar demek,” dedi Tahsin gözlerini karşı apartmanın cumbalı odasına çevirirken. 

    “Dün dükkâna uğradı. El yazılarını daktiloda yazacak birine bakarmış. Beyim üstüme vazife değil lakin aklıma sen geldin. Koskoca kâtip dedim, o yapar. Tabii söylemedim. Sormadan yapar mıyım? Ama hani özledim yazmayı dersin ya hep.”

    Tahsin berberin ağzından çıkanları bir bir tartarken, berber bir daha onunla konuşmadı. Tahmin ederdi berber, Tahsin’in düşüncelerinin balçık gibi oluşunu. Saplandı mı çıkamazdı saatlerce. Ensesini düzeltti, sakallarını kesti. Tahsin orada öylece oturdu. Akşam olup, dükkânın floresan lambaları yanınca gözlerini kırpıştırdı. Sevmezdi ışığı Tahsin. Işık demek tüm çirkinliklerin, kusurların görünmesiydi. Yerinden kalktı, “Hayırlı akşamlar,” dedi. Ayağıyla şemsiyeliğe dokunarak dükkândan çıktı. Sokak boyunca kafası önünde yürüyerek, soluğu ışıkları sönmüş lunaparkta aldı. Evi dışında huzuru bulduğu nadir yerlerdendi lunapark. Yüreğinde taşırdı tüm renklerini ama dışardan, kimsesiz, soğuk metal gibiydi. Tahsin lunaparkın metal kapısının önüne konmuş taşı itekledi, kapıyı kapattı. Aralık kapılar, kafasını iki yana salladı, sokak lambasının ışığının metaldeki yansıması, ışıkta parlayan ustura, yakasını çekiştirdi, dönme dolabın kırmızı koltukları, süzülen, göğsüne birkaç kez vurdu. 

    “Oo Tahsin oğlum gel gel,” dedi bekçi.

    “Neden bıraktın?” dedi Tahsin.

    “Ne diyorsun oğlum?”

    “Kapının önüne taş koymuşsun.”

    “He o mu? Yazar Hanım akşam gelebilir miyim dediydi o yüzden bıraktım açık.”

    “Kapattım.”

    “Tamam sen geç otur açarım ben.”

    Tahsin dökük kulübenin hemen önünde duran yağ tenekelerinin yanına, siyah tabureye oturdu. Ayağının ucu tenekeye değdi, ittirdi azıcık. Başı çatlayacak gibiydi. Gözlerini kırpıştırdıkça sanki dönme dolap dönüyor, arabalar hareket ediyor gibi geliyordu. Bugün belli ki huzur vermeyecekti lunapark. Tam kalkıp eve dönmek için hareketlenmişti ki bekçi yanında Yazar’la göründü. Berberin dediği gibi mürebbiyeleri andırıyordu kadın. Mavi elbisesinin kolları ve yakısı beyaz, saçları örgüyle yukarıda topuzdu. Elinde bir sürü kâğıt. 

    “Yazar kızım, Tahsin,” diyerek tanıştırdı ikiliyi bekçi. “Hadi geç kızım sen de otur ben bir çay koyayım.”

    “Ben,” diye lafa girecek oldu Tahsin.

    “Gitmek yok. Biliyorum sadece su oğlum.”

    “Merhaba,” diye elini uzattı Yazar.  

    “Merhaba,” dedi Tahsin elini uzatmadan. Sevmezdi dokunmayı. Son dokunuş, buz gibi eller, açık ağız, soluk gözler. Kadın tebessümle yetinerek Tahsin’in karşısına oturdu. “İsminiz neydi?” diye sordu Tahsin.

    “Yazar.”

    “Gerçek isminizden bahsediyorum.”

    “Bilmem hatırlamıyorum. Her isim benim artık. Ne istersem o oluyorum.”

    “Öyle diyorsanız.”

    “Hem anlamsız buluyorum. İsimleri yani. Birileri size o ismi koydu diye neden onu kullanmak zorunda kalalım ki?”

    Birileri, diye düşündü Tahsin. Anne ve bir de… Kalbi bir dönme dolap misali önce çıkışa sonra ani inişe geçti. Haklılığına kafa sallamakla yetindi. 

    Sessizlik o kadar uzadı ki, Yazar, “Hep buraya mı gelirsiniz, yani akşamları,” diye tekdüze sordu.

    “Bazen. Peki ya siz? Nereden taşındınız?”

    “Ankara’dan.”

    “O zaman burada geçicisiniz. İsminiz?”

    “Yok işte ismim.”

    “Nüfus cüzdanınız?”

    “Kullanmıyorum,” dedi kadın sanki bir objeden bahsedermiş gibi olağan.

    “Otelde kalacak olsanız?”

    “Vermiyorum. Hem biliyor musunuz?” Çok önemli bir sır açıklayacakmış gibi Tahsin’e yaklaştı. Çemberi ihlal edilmiş bir çocuk edasıyla geri çekildi Tahsin. “En son kaldığım otele vermedim mesela. Öyle düşüncelerinde yer ettim otel sahibinin. Bence bu daha eğlenceli.”

    “Yer ettiğinizi nereden biliyorsunuz?”

    “Yazar bir arkadaşım söyledi,” dedi kadın kıs kıs gülerek. Ama ne dudakları ne suratı değişti. Ses sanki ondan değil de çok uzaklardan geliyordu. Tahsin irkildi. Yerinde huzursuzca kımıldandı. Sohbet hoşuna gitmiyordu. Garip kadındı Yazar. Belki tüm kadınlar garipti, hiç bilemedi Tahsin. Gerekmedikçe sohbet etmezdi kadınlarla. Kulaklarında sadece annesinin sesi, “Oğlum,” diye çınlardı, ya uykuya yakınken ya uykuda. 

    “Peki sizin hikayeniz? Sokakta herkesle tanıştım. Katiplikten erken emekli olmuşsunuz.”

    “Çarşambaları,” dedi Tahsin. Çarşamba. Annesi okuldan gelen Tahsin’i kucakladı. Tombul yanaklarını sevdi, ıslak öpücükler bıraktı. Peşi sıra mutfağa girdiler. Kadın işkembeleri eline aldı, upuzun, beyaz, yumuşacık. Annesinin bacak arası gibi. Dizinde yatarken sokardı kadının eteğinin altına ellerini, yumuşacık, bembeyaz. Okşardı. Zamanla pörsümüştü ama gene de sıcacıktı. Annesi ince ince doğradı işkembeleri. Dangur dungur kapı açıldığında sıçradı ufak Tahsin. Dan.

    Bekçinin arkasından kulübesinin kapısı hızla kapandı. “Çaylar, suyun,” dedi. Tahsin bir dikişte içti. “Patrona kağıtları bırakacağım, siz rahatınıza bakın,” dedi bekçi. Tahsin’in rahatı da huzuru da çoktan korku tünellerinin derinliklerine yol almıştı. 

    “E çarşambaları diyordunuz,” dedi Yazar.

    “Çarşambaları çalışmazdım. Sonra kabul etmediler.”

    “Sırf çarşambaları mı? Neden?”

    “Yatarım çarşambaları. Uyurum yani tüm gün.” Tahsin artık cevap vermek istemiyordu lakin karşısındaki Yazar sanki kalemini oynattıkça onun hikayesini yazıyor, ağzından her şeyi bir bir söküyordu. Yılan, diye düşündü. Çarşamba, yumuşacık işkembeler, dangır dungur açılan kapı, yılan diye haykıran…

    “Ben artık gitsem iyi olur,” dedi Tahsin kolundaki saate bakarak. Yerinden kalkmadı, kal diyecekti şimdi Yazar, anlat diyecekti. Tahsin ayağıyla yağ tenekelerinden birini ittirdi. 

    “Saatiniz size ne söyledi?”

    “Pardon.”

    “Kırık ya hani, çalışmıyor. Ben de sevmem çalışanlarını. Neden ihtiyacımız olacak ki saate? Öyle ya da böyle geçiyor zaman. Geri alamadıktan sonra.”

    Tahsin başka bir tenekeyi ittirdi. Şimdi bacakları, bedeni zangır zangır titriyordu. 

    “Sizi ilgilendirmez, yani saatim.”

    “Yadigâr mı? Böyle şeyler sizi kopartmaz zamandan. Dediğim gibi anlamsız, zaman da yadigâr da isim de.” Elini havada salladı Yazar. Sonra devam etti, “Çarşambaları diyordunuz. Lütfen, lütfen anlatın.”

    “Ben,” dedi Tahsin. Lafı, havai fişeklerle bölündü. Ardı ardına patlayan. Önce aydınlık sonra karanlık. Dangır dungur kapı açıldı. Leş gibi kokan babası, annesinin saçından tuttuğu gibi kadını odaya götürdü. Patlayan havai fişekler. Beyaz, solgun, ip gibi işkembe yerde kaldı, annesinin arkasında. Yatak odasının kapısının önünde açık dursun diye annesinin bıraktığı taş, aralık. Tiz bir çığlık. Havai fişekler lunaparkın soluk metallerini parlattı, ışık değen sonra kanlı bir ustura. Dangır dungur kapı kapandı. Şimdi odada bir Tahsin bir işkembeler. Tahsin saatler sonra yerinden kalktığında önce işkembeleri topladı. Annesinin odasına yürüdü kısa bacakları, taşı ittirdi. O ittikçe kapı açıldı. Duvarda yirmi bir şubat çarşambayı gösteriyordu takvim. Kadının kollarına dokundu, kırık saatini aldı. “Anne,” dedi Tahsin. Öldüğünü bilecek yaştaydı yine de “Anne,” dedi. Ne çabuk soğumuştu. Halbuki daha dakikalar önce sıcacıktı tenine değen eller. Annesinin eteğinin altından elini soktu. Bacaklarının içine ilerledi, pörsümüş yine de sıcak. Öylece kaldı günlerce. İşkembenin kokusu hiç gitmedi Tahsin’den. İşkembeler gibi annesi yerde, biri beyaz biri kıpkırmızı. İkisi de iz bırakacaktı zihninde. Sonrasını düşündü.

    “Sonrası yok işte. Çarşambalar yok.”

    “Harika. Çok teşekkürler. Çarşambalar yok. Bunu yazacağım. Bir gün olmasa ne olur değil mi? Evet evet haklısınız. Günler de anlamsız. Ben gideyim hemen, yazmam lazım. Kaçmaz bu anlar. Zaman, işte bir tek burada önemli.”

    Tahsin giden Yazar’ın arkasından bakarken hayatının geceye benzeyen bir lunapark gibi olduğunu düşünüyordu. Ruhsuz, tüm neşesi çalınmış. Sonsuz düşüşü hiç bitmeyecekti. Böyle zaman zaman Yazarlar çıkacaktı belki karşısına, ona hayatının anlamsızlığını hatırlatan.

    “Bu arada, iyi bir saat ustası var tanıdığım. Kuzgun motifli saatleri, bastonu olan. Ah şimdi hatırladım onu da ben yazmıştım, yok yani öldü. Hikâye de ama. Çarşambaları yazacağım, Tahsinsiz Çarşamba. Ah harika gerçekten.” 

    Yazar, sekerek lunaparkın derinlerinden kayboldu. Aralarda kısık kahkahalar yankılandı. Tahsin son kez tenekeyi itti. 

    Tahsin o haftayı evinde geçirdi. İlk sokağı çıkışında yine soluğu berberde aldı, döngü yeniden başladı. Elindeki makasın ucunu bir an için havaya dikip onuruna içilecek kadeh gibi yavaşça kaldırarak, “Hoş geldin beyim,” dedi berber. 


    Elçin Çakmak Erarslan, İstanbul’da dünyaya geldi. FMV Ayazağa Işık Lisesi’nden mezun olduktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İktisat okudu. Londra’da yaptığı stajın ardından Türkiye’ye dönerek aile şirketinde çalışmaya başladı. Bu süreçte Galatasaray Üniversitesi’nde Pazarlama ve Lojistik Yönetimi yüksek lisansımı tamamladı. Halen profesyonel iş hayatını ve yaşantısını İstanbul – Almanya arasında sürdürüyor. Edebiyat Atölyesi Dergisi 2023 Öykü Yarışmasında üçüncü olan Eraslan, yazı çalışmalarına da devam ediyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Temmuz 2025
    SuareMag – Arşiv

    elçin çakmak suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Melek Mosso Yapı Kredi bomontiada’da

    Haziran 25, 2024 Konser

    Bir Tavuk Hikâyesi

    Şubat 13, 2025 Çocuk

    AİT OLMAK YA DA OLMAMAK

    Ekim 1, 2025 Emel Altuntaş
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.