Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » Dar Zamanlar: Kendi cennetinden kendini kovanların hikayesi
    Edebiyat

    Dar Zamanlar: Kendi cennetinden kendini kovanların hikayesi

    Ekim 28, 2024Yorum yapılmamış8 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    İlk romanı Dar Zamanlar ile okurla buluşan Çiğdem Çiftçi İplik, insanın bir yere ait olma duygusunu inanç, varoluş, arayışlar, kayboluşlar, buluşlar gibi temalarla ele alıyor. Oldukça sade bir dille Bahar ile Okan’ın etrafında akan Dar Zamanlar, yazarının deyimiyle; kendi cennetinden kendini kovanların hikayesi… Çiğdem Çiftçi İplik, bu romanda karakterlerin kendi “ihtilallerini” yapmalarını anlattığını söylüyor.

    NİLGÜN KARATAŞ

    İlk romanları okumaktan siz de benim gibi ayrı bir keyif alıyor musunuz? Elbette her romanda yepyeni karakterler üzerinden insanlık hallerimizle yüzleşiyoruz ama ilk romanlar bana yepyeni duygularla ilk kez tanışıyormuşum hissi veriyor ve ayrı bir keyif alıyorum. Hele de bu ilk roman bir arkadaşımın kaleminden çıkmışsa istiyorum ki, herkes okusun ve hayata açılan bu yeni pencereden dünyaya başka bir gözle baksın…

    “Yazarıyla Kitabı Üzerine Sohbetler” serimizin bu bölümünde yine bir arkadaşım var: Çiğdem Çiftçi İplik. Edebiyat yolculuğunda birlikte yol aldığım arkadaşlarımdan biri olarak, kalemini, bakış açısını, duygu aktarımını çok sevdiğim Çiğdem Çiftçi İplik, eminim yeni öykülerle, romanlarla okuruyla güçlü bir bağ kuracak. Çiçeği burnunda bir yazar olarak karşınıza çıksa da çocukluğundan bu yana hep yazan biri olan Çiğdem Çiftçi İplik, bir eğitimci. Bir eğitimci olarak uzun süredir edebiyatla ilgilenen Çiğdem Çiftçi İplik’in ilk romanı Dar Zamanlar, birçok duyguyu barındıran bir kitap. Ait olduğunu yeri aramak, bunu yaparken inanç, varoluş gibi kavramları sorgulamak romanın ana temaları diyebiliriz. Banliyö Kitap etiketi ile yayımlanan Dar Zamanlar,  aynı zamanda sevginin dönüştürücü gücünü de okuruna hissettiriyor. İnsanın bulunduğu noktadan sevginin dönüştürücü gücüyle başka bir noktaya nasıl evrilebileceğini de gösteriyor. 

    Çiğdem Çiftçi İplik, “kendi cennetinden kendini kovanların hikayesi” dediği Dar Zamanlar’ı ve yazma serüvenini konuştuk. Yeni bir yazar, yeni bir roman ve yeni bir söyleşiye hazırsanız başlayalım.

    • Sevgili Çiğdem, okurlarımız için kendini tanıtır mısın?  Yazı ile ilişkin nasıl başladı, nasıl devam ediyor? 

    Merhaba, ben Çiğdem. Marmara Üniversitesi Tekstil Terbiye Öğretmenliği mezunuyum. Öğretmenlik mesleğini aktif olarak devam ettirmekteyim. Evli ve iki çocuk annesiyim. Kendimi hatırladığım zamanlardan beri kâğıt kaleme düşkünlüğüm vardı. İlkokulda okuma bayramında kendi yazdığım şiiri okuduğumu hatırlıyorum. Sonra bu yazma serüveni hep benimle yaşadı. On üç yaşında günlük tutmaya başladım. ondan sonra da yazmak benim için hayat ile mücadele etme yöntemi haline geldi. 

    Yazmak ve okumak benim mabedim, yeniden doğmak üzere kendimi kapattığım bir mağara. 

    • Dar Zamanlar nasıl ortaya çıktı, nasıl kitaba dönüştü? Ve neden “Dar Zamanlar”, burada zamanla ilgili derdimiz nedir?

    Aslında kitabı yazmaya başladığımda ilk ismi Dar Zamanlar değildi. Normalde yazdığım öykülerde, öykünün ismini koymayı en sona bırakırım. Öykü kendi ismini bulur, diye düşünürüm. Bu kitabı yazmaya başlarken ise ilk yaptığım, beyaz bir sayfaya ismini yazmak oldu. Çünkü kitabı yazma nedenim ve varacağı yer çok netti. Anlatacaklarım, haklı olduğum konular, hayata dair söyleyeceklerim vardı. Bu nedenle yazmaya başladım. Sonra bir şey oldu ve roman beni yazmaya başladı. 

    Hani derler ya, sen plan yaparsın kader sana güler! İşte bu süreçte o kader bana çok güldü, ben öngörmediğim bir romanı yazdım. 

    Romanın taslağını “Dar Zamanlar” diye kaydetmiştim. Çünkü o kadar dar zamanlarda yazıyordum ki, gece yarıları yanıp sönen bir imlece baka baka ilham ile karşılaşmayı bekliyordum. Zamanla hep mücadele halindeydim. Hep az zamanım vardı. O ilham hayali bir şekilde hep saatine bakıp durdu. İlhamdan insanmış gibi bahsettiğimin farkındayım ama bir süre sonra insan gibi geliyordu yanıma, delirmeye az kalmıştı ki romanı bitirdim:) Editörüm sevgili Duygu Değirmenci o taslağı “Dar Zamanlar” ismi ile okumuştu. Bu isimle kalmasını önerdi. Ben de zaten içten içe bunu birinin söylemesini bekliyordum. Böylece roman kendi ismini bulmuş oldu.  

    • Romanı okuyacaklar için konusuna çok fazla girmek istemiyorum, ancak ana karakterlerinden söz etmezsek olmaz: Bahar ve Okan. Hem benzer yanları olan hem de birbirine benzemeyen iki karakter. Yazarları olarak; Bahar ve Okan’ı bize nasıl tanıtırsın?

    Bahar, içindeki çocuğu büyütmeden büyümek zorunda kalmış bir kadın. Güçlüyüm maskesi altında bolca yorgan altında gözyaşı döküyor. Yorgan altında gözyaşı döküyor çünkü o hali ile karşılaşmayı istemiyor. Oysa ağlamak, sevmek insanca davranışlar. Ama o tüm bu hissettiklerinden kaçmak için okuyor, okuyor. Kendine yollar arıyor. 

    Okan ise içinde açık etmediği gizli bir dünyası var. Duygularını çok iyi saklıyor. Aslında sevilmek istiyor fakat o sevgiyle karşılaştığında ne yapacağını bilmediği için ilk yaptığı kaçma eğilimi göstermek oluyor. Bu nedenle sıklıkla yola çıkıyor. 

    • Dar Zamanlar’ı 3 kelimeyle anlatmam gerekse kelimelerim şunlar olur: Arayış, kayboluş, buluş. Ne dersin bu konuda?

    Gerçekten çok güzel tespit emişsin. İnsan önce bir kaybolacak, o kaybettiklerini ararken başka şeyler bulacak. Sonra yeniden kaybolacak. Çünkü insan olmak süregelen bir ilerleyiş değil mi? Durduğumuz anda bitecek yaşam dediğimiz… 

    • Dar Zamanlar aslında inanç gibi çok hassas bir konu üzerinden ilerliyor, bunu yaparken öyle samimi bir dille ilerliyor ki kimseyi incitmiyor ancak okurunu karakterlerle birlikte bir sorgulama sürecine de sokuyor. Bu romanda asıl dikkat etmemiz gereken bireysel inanç meselesi mi, toplumsal dayatmalar mı? 

    Toplumsal dayatmalardan oluşturduğumuz bireysel inançlarımız, demeyi daha uygun buluyorum. Bahar’ın “içimin parmak sallayan kadınları” dediği ile Okan’ın “çocukluğuma yer etmiş koca adamlar” diye tanımladığı iç sesleri tam olarak buradan geliyor. Onlar belli bir normları olan toplumlara doğmuşlar. Onlara biçilen o kimliği alıp kabul etmişler. Ama artık kendi yolculuklarına çıkma vakti geldiğinden bir bakıyorlar ki o inançlar aslında onlara ait değil.

    Kendilerini tüm inançlarını yeniden inşa etmeleri gereken bir yerde buluyorlar.  

    • Bahar ile Okan, kendi hikâyeleriyle birlikte pek çok kadının ve erkeğin de hikâyesini anlatmış oluyor bize. Dar Zamanlar üzerinden sosyolojik ve toplumsal bir okuma da yapılabilir mi? 

    Bahar ve Okan çok gerçekler. Çok içimizdeler. Her şey yolunda giderken sahip olduğumuz inançları, toplumun bize öğrettiklerini yaşamak ve savunmak çok kolay. Ama işte bir an tepetaklak olunca, derinden sarsılınca bir bakıyorsun elindekiler hiçbir işe yaramıyor. Hatta daha kötüsü en çok sen kendin kendini yargılamaya başlıyorsun. Çünkü ait olduğun toplumun kurallarının dışına çıkmışsın. Kendi cennetinden kendini kovmuşsun.

    Bu aşamadan sonra artık dışarıda kalan olarak bakıyorsun tüm yaşananlara, geçmişine ait olduğun topluma. Artık anlam arayışı dediğin o sarmalın içindesindir. 

    • Romanda, kalbimde kocaman yer edinen Gönül ile Ramazan adlı iki karakter daha var,  kendi zamanlarında, kendi kaderlerini yazmaya çalışan… Gönül mücadeleci bir kadın, Ramazan sevgiye ihtiyacı olan bir çocuk. Bu iki karakter üzerinden okuyucuya aktardığın farklı duygular, düşünceler var gibi geliyor bana… Okurlar için bu iki karakterini anlatır mısın?

    Gönül, benim de gönlümde yer etti. O bu romanda cesaret ve asiliğin temsil ettiği bir karakter oldu. Boyun eğmez, kural dışı, sempatik ve gözü kara. Başka bir dünyadan, yüksek ihtimal o dağ başında olmasaydı. Bir şehirde anlatılsaydı Gönül, dönüp kimse onu tanımaya çalışmayacaktı. Ama onun ruhu o dağda can buldu. O karaktere o mekân yakıştı. Ve ortaya çok gerçek bir kadın çıktı. 

    Ramazan, sevilmeyi bekleyen çocuk yanımız. Bu nedenle Dar Zaman’ları okuyan birçok kişi onunla bağ kurdu. Sevdiğini ve sevilmek istediğini söylüyor. Korunmaya muhtaç, korktuğunda “elimi tut” diyebiliyor. Ben yazarken Ramazan için çok gözyaşı döktüm. Oysa onu yazmayı hiç planlamamıştım. 

    • Bu arada Gönül karakteri beni çok derinden etkiledi ve onun hayatının bilinmeyen kısımlarını, detaylarını çok merak ediyorum. Gönül başka bir romanda ya da öyküde kendi hikâyesinin kahramanı olarak karşımız çıkabilir mi?

    Gönül, bilge bir öğretmen. Bilge öğretmenler hayatımıza girer bize rehberlik eder, kendi derslerini verir ve onlara bağlı kalmayalım diye hızla dünyamızdan çıkarlar. Romanda, başka bir yerden gelen dünyası en farklı olan, en fazla fikir çarpışmasını yaşatan karakterdi Gönül. Gönül çok güçlüydü, kim bilir belki tekrar kendini bir yerlerde var edebilir. 

    KUM SAATİ VE KÖSTEKLİ SAAT

    • Dar zamanlar aslında bir aydınlanma sürecini anlatıyor. Bunu iki anlatıcı üzerinden yapıyor ve her bölüm başında biri iki farklı saat var. Kum saati Bahar, köstekli saat Okan. Bu saatler zamanın dışında başka şeyleri de simgeliyor gibi. Bu konuda okurlar için minik ipuçları verir misin?

    Aydınlanma demek için önce karanlık gerekir. Burada karakterler başta kendi aydınlıklarından çok eminler. Ben daha çok dünyalarını yıkıp yeniden inşa etme süreci olarak tanımlıyorum. Kendi “ihtilallerini” yapmaları anlatılıyor. 

    Bölümlerde farklı zaman akışları var. Editörüm Duygu ile kitabın ilk bölümlerinde bunun fark edilmemesi gibi bir endişeye kapıldık. Roman ilerledikçe oturacaktı ancak romanların ilk elli sayfası okuyucuyu bağlama açısından önemlidir. Bu nedenle iki farklı anlatıcıya iki farklı simge koymayı düşündük. Zaten kitabın derdi de zamanla olduğu için, kadın vücudunu simgeleyen kum saati ile hem erkeği hem de geçmiş zamanı simgeleyen köstekli saati koymak birden aklımıza geldi. Çok güzel bir andı. İyi ki de öyle olmuş, çok yakıştı.  

    • Çiğdem Çiftçi İplik’in yazı yolculuğu nasıl devam edecek? Hayaller, planlar, hedefler vardır mutlaka. Suare Dergi okurlarıyla paylaşmak ister misin?

    Ah tabi ki devam edecek. Herkesin görmekten hoşlandığı bir hali vardır, benimki de yazma hali. Ben yazarken başka bir evrene doğru yola çıkıyorum.

    Ardı sıra dökülen kelimeleri bir sıraya dizerken hayali bir kız çocuğu dans ediyor onlarla, öyle bir rüya hali, varım ama yokum. Ben bir kere o kimliği var ettim, bırakamam artık. 

    İkinci kitabımın karakterleri, sonu, hepsi aklımda yazılı. Bununla ilgili biraz araştırmalarım var. O süreci tamamlayınca artık kendi kendisini var edecekler. Bakalım bu süreçte neler olacak, nerelere varacağım, şimdiden çok heyecanlıyım. 

    NİLGÜN KARATAŞ’IN DİĞER RÖPORTAJLARI
    Leyla Navaro: Sorun duygularda değil, davranışlarda
    ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!
    Kar Fırtınası: İki ayrı hikayenin 20 yıl arayla bir romanda buluşması
    Delikli ilişkiler ve çare olma çabamız üzerine bir arayış romanı
    edebiyat kitap yazar

    Related Posts

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025 Etkinlik

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025 Tiyatro

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Cem Yavuz’dan şiir kitabı: Solukdönüm

    Mart 5, 2023 Kitap

    Hiromi ile müzikal müzikal yolculuk 15 Mayıs’ta

    Ocak 6, 2025 Konser

    KURGU DÜŞLER PEŞİNDE DÜNYAYI DOLAŞMAK

    Nisan 1, 2025 Arzu Kurt
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.