Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » Delikli ilişkiler ve çare olma çabamız üzerine bir arayış romanı
    Beril Bozdoğan

    Delikli ilişkiler ve çare olma çabamız üzerine bir arayış romanı

    YAZAR BERİL BOZDOĞAN İLE İLK ROMANI ÜZERİNE RÖPORTAJ
    Ekim 19, 2023Yorum yapılmamış8 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    İlk romanı romanı “Blöf – Aşkın Aşınmış Hali” ile okur karşısına çıkan Beril Bozdoğan, merkezine aşkı almış gibi görünse de tüm ilişkilerimizi ortaya seriyor. Blöf, sadece aşkın yanlış anlaşılmalarını, kaygılarını değil, tüm ikili ilişkilerimizdeki iletişimsizliğimiz ile bizi yüzleştiriyor. Arka kapağında dediği gibi; “Delikli ilişkiler ve birbirimize çare olma çabamız üzerine bir arayış romanı” olarak su gibi akan Blöf, okurunu da sarsıyor.

    NİLGÜN KARATAŞ

    Suare Dergi’nin sevgili yazarı Beril Bozdoğan, ilk romanı “Blöf – Aşkın Aşınmış Hali” romanı ile kısa bir süre önce okur karşısına çıktı. Roman elime ulaşır ulaşmaz hemen her kitapta yaptığım gibi okumaya arka kapaktan başladım. Ruh halimizin, davranışlarımıza olan yansımasını, kararlarımıza olan etkisini aşk üzerinden anlatacağını vadeden Blöf, günümüz insanının aşkını; özlem, takıntı, intikam, merhamet gibi temalarla ele alıyor.

    Karakarga Yayınları’ndan çıkan kitabın arka kapağında yer alan ve beni çok etkileyen cümleyi ise aynen buraya taşımak isterim: “Blöf, niyetlendiği empati duygusuyla Delikli ilişkilerin yaşandığı dünyamızda birbirimize çare olma arayışımızı dillendiriyor.”

    Daha ilk sayfalardan Dora’nın yıllar sonra ortaya çıkan Ilgaz’a olan zaafı, yakın arkadaşı Desen’e olan güveni ve hayatına yeni girmiş biri olarak Çağrı’ya olan tutumu hem merak duygumu tetikledi hem de sanki, gruba katılan yeni arkadaş gibi, olayların içine çekiverdi. Blöf su gibi akarken, bizi de minik minik dürten ve sarsan bir roman. Kitabı daha bitirmeden, kafamda bir sürü soru oluştu bile. Belki de bitirdiğimde, bu soruların cevabını almış olacağım, ancak  meraklı ve sabırsız bir okur olarak, Blöf’ün yazarı Beril Bozdoğan’a sormaya karar verdim. Beril’in hem MasterWriter Yazarlık Atölyesi’nden arkadaşım hem de Suare Dergi’nin yazarlarından biri olmasının avantajını değerlendirdim diyebiliriz.

    Yazarın bizzat kendisinden aldığım bu tüyolar eşliğinde çok daha keyifli bir okuma yapacağımızı düşünerek, Beril Bozdoğan ile yaptığım röportajı paylaşıyorum.

    Blöf’ü yazdıran neydi, nasıl bir itki ile “Aşkın Yıpranmış Hali’ni yazmaya başladın?

    Blöf’ü yazma itkim üzerine çok düşündüm… Ana odağım, ikili ilişkilerdeki iletişim tarzlarının sonuçlarını irdelemekti. Ana karakterimiz Dora’nın başta sergilediğine benzer pasif agresif, edilgen iletişimlerin hiç beklenmedik hüzünlere mahal verebileceğini; diğer karakterlerimiz Ilgaz, Çağrı ve Desen’in ara ara denediği tamamen açık ve dürüst iletişimin ise gerçekliği kabullenmekte -ironik olsa da- yarattığı güvensizliği ve zorluğu aktarmaya niyetlendim.

    İletişim demişken, bir iletişimci olarak şunu da sormak istiyorum: Romanın ana kahramanı Dora’dan yola çıkarak Blöf, iletişim kurma konusundaki beceriksizliklerimizin de altını çiziyor sanki.  Okuduğum bölümlerde Dora, Ilgaz’a ne demesi gerektiğini bilemiyor, cümlelerini önceden kafasında kurmaya çalışıyor. Bir yerde, “kısa sürede tanıdığı halde tüm hayatını anlatacak kadar” yakın hissediyor ama tabii ki bunu ona hissettirmemesi gerektiğini düşünüyor. Blöf, günümüz insanının iletişim problemine, kendini ifade edememe hallerine nasıl yaklaşıyor?

    Öncelikle harika bir soru; çok teşekkür ederim. İletişim, tüm zamanlarda eminim ki diğer her şey gibi değişmiştir, fakat günümüzde gelinen noktada artık bir matematik hesabına dönüştüğüne inanıyorum. Yalnızca gönül ilişkileri üzerinden ele almamak lazım bu savımı. Biz, “kol kırılır yen içinde kalır”, “babana bile güvenme”, “kız evi naz evidir” benzeri kalıplaşmış inançlarla büyütülmüş bir nesiliz. Öyle ki, aile ilişkilerimizde bile iç sesimizin önüne geçen öğretilmişliklerimiz var. Sınırlar burada çok kilit bir kelime; güven duygusunun oluşmasını beklemeden sınırsızca döküldüklerimizle veya güvenemediğimiz için de dökülemediklerimizle doluyuz. Hayatta bazen öyle noktalara taşınıyoruz ki, ilişkilerimizi gerçekten de matematik hesabı yapar gibi adım adım çözmek, şirket yönetir gibi davranışlarımızı planlamak durumunda kalıyoruz. Refleksi tepkilerimizin ve tetiklendiğimiz anlardaki bilinçdışımızdan fırlayan sözlerimizle yakın ilişkiler hırpalamıyor muyuz?

    Özellikle psikoloji biliminin geldiği noktada, araştırmalar sonucu elde edilen istatistikler de artık dijital ortamlarda kolaylıkla ulaşılabilir bilgiler haline geldi. Durum böyleyken, çocuk yetiştirmek bile sözlerini beş kere tartıp dört kere yutarak ancak mümkün olur hâle geldi. İlişkiler ve iletişim anlamında zor bir dönemden geçtiğimize inanıyorum; zincir kıranlar ve zinciri aktaranlar arasında gidip geliyoruz. Bilgi çokluğu bazen faydadan çok zarar getiriyor mu; sanmam, fakat beraberinde büyük bir zorluk getirdiğine inanıyorum çünkü aslında çoğumuz doğru olanı yapmaya, doğru şekilde davranmaya ve doğru davranışlar sergilemeye çalışıyoruz. 

    Öte yandan uzun yıllar kadın dergilerinde ilişki taktikleri verildi; hatırlayanlar olacaktır. “İstediğiniz erkeği peşinizden koşturmanın 10 yolu” desem mesela, bu dergileri okumuş her bir kişi gülümsemeye başlar. Dora’da da bunu gözlemliyoruz. İç sesini dışarı yansıtmaya ihtiyacı var fakat dış gözle de kendisini görmeye çalıştıkça bocalıyor. Gerçeği tüm çıplaklığıyla bilmeli mi? Bilirse hakkımda ne düşünür? En nihayetinde terkedilen olmak hiçbir zaman hiçbir cinsiyet ve karakter için kolay değil…

    Blöf, sadece aşk ilişkisini değil de tüm ilişkilerimizi mi irdelemek istiyor?

    Evet. Blöf’te aile ilişkilerimizde olsun, ikili ilişkilerimizde olsun dengeyi bulamadığımız, rollerin birbirine karıştığı iletişim ağı içerisinde yolunu bulmaya çalışan modern insanın sancılarını; baş etme mekanizmalarımızın lehimize çalışmamaya başladığı fakat iyileşmenin de değnek değmişçesine bir anda olmadığını gösteren, iki ileri bir geri süreçleri anlatmak istedim.

    Blöf karakterleri, duygularımız, kararlarımız ve davranışlarımızla yüzleşmemiz için bize bir ayna tutuyor olabilir mi?

    Umarım öyledir. Kalemim ve kelimelerim yettiğince bunu denedim. Herkesin kendisine benzeteceği veya benzemek isteyeceği karakterler olmalarını diledim tabii. Aşk, ahlâk, dostluk anlayışlarımızın sınırlarını, ne kadar esnetilebileceğini, duyguların bu sınırlara olan etkisini, ilişkilerdeki hatalı kararların nelere mâl oldukları ve bu sonuçlarla nasıl baş edildiğini veya edilemediğini işlemeye çalıştığım bir roman Blöf.

    Blöf karakterlerinin yaptıkları hataları da bizimle paylaşıyorsun. Burada hayatın gerçeklerini mi görüyoruz?

    Hiçbir karakterimin kusursuz olmaması, hepsinin kendisine ait büyüklü küçüklü hatalara sahip olması ve yeri geldikçe bu hataların sonuçların sorumluluğunu kabullenecek cesarette olmaları beni tüm karakterlerimle gerçekçi bir bağ ile bağladı. Desen üzerinden, aslında başkasının travmasının kendi birincil travmamıza dönüşebileceğini, Ilgaz üzerinden bir işin profesyoneli olsak da konu kendi içsel duygu dünyamıza geldiğinde tutulup kaldığımızı, belki de her şeyi tamamen yanlış analiz ettiğimizi görüyoruz.

    Blöf’ü isteyen okur tamamen aşk üzerine bir roman gibi okuyabilir. Ama ben sanki biraz daha ötesinde bir şeyler olduğunu hissediyorum. Yazar olarak birinci ağızdan duymak istersek; Blöf’ü sen nasıl kategorize edersin?

    Bir aşk romanı olarak görülebilecek Aşkın Aşınmış Hâli – Blöf, aslen aşk kadar güçlü bir ilişki üzerinden iletişimi şekillerini irdeleyen bir psikolojik gerilim bile sayılabilir; kurgunun kendisi alt metni güçlendiren bir araç bana göre… Dora, bugünkü aklı olsaydı kitabın sonu elimizde tuttuğumuz şekilde biter miydi, Ilgaz kendisini daha net ve objektif ortaya koyabilir miydi, Çağrı yaptığı seçimin arkasında durur muydu; bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz fakat yazıldığı zamanki yazarın iç dünyası göz önünde bulundurulduğunda tüm karakterler yine aynı şekilde kendilerini var ederlerdi gibi hissediyorum.

    Blöf, okurla paylaştığın ilk roman. Aynı zamanda yazdığın ilk roman da Blöf mü? Seni tetikleyen ne oldu da, yazar olarak nereden beslendin de Blöf’ü ilk romanın olarak okura sundun?

    Blöf, yayınlanan ilk romanım fakat kurguladığım ikinci romanım. İlkinin henüz zamanının gelmediğini düşünüyorum. Yazmak, zaman ayırmak demek. Birinci plana kurguyu ve karakterleri almak; aynı zamanda fikren de yazma eylemine hazır olmak demek. İlk kurguladığım romanımın tüm iskeleti hazır; ilk oğluma hamileliğim boyunca yazmıştım. Ardından peş peşe gelen iki oğlum uzun süre odak noktam oldular; pandemi ise doğası ve getirdiği kayıplar gereği çok hüzünlü bir dönem olmakla birlikte, zaman genişlemesi gibi bir olaydı; sanki hepimizin bir anda bolca vakti doğdu. O dönemde ailevi ilişkiler üzerine çok kafa yoruyor, bolca çocuk psikolojisi ve psikanaliz kitapları okuyordum ve yazmaya hazırladığım ilk romanın taslağını gelecek zamanlarda yeniden işlenmek üzere rafa kaldırdım ve sıfırdan, daha durağan, hafif bir kurguyla, ağır bir ilişki sorgulaması yazmaya başladım. Aşk ilişkileri üzerinden bu sorgulamayı yapmak ise daha cazip geldi. Çocukları uyutur uyutmaz ilk yaptığım şey romana oturmak ve yorgun düşene kadar yazmaktı. Blöf böyle doğdu.

    Özellikle ilk romanlarda yazar kendi hikayesini yazar, derler. Elbette yazar tüm hikayelerinin içinde yaşadıkları, hissettikleri, biriktirdikleri ile vardır. Yine de meraklı okurlar adına sormak isterim; Blöf birinin ya da birilerinin hikayesi mi?

    Çıkış noktası tanıdığım birinin bana yıllar öncesinde kurduğu bir cümleden geliyor, evet. “Ben aklımdaki sevgilimle mutluyum.” Cümle buydu. Bu tek cümlenin içerdiği yalnızlık ve bende uyandırdığı merak yıllarca aklımdan çıkmadı. Bahsettiğim süre aşağı yukarı on beş yıl. Fakat Blöf benim yaşadığım ya da birinden duyduğum bir hikaye değil. “O akıldaki sevgili geri dönseydi ne olurdu?” sorusunun devamında gelen ve hiç beklemediğim yerlere giden bir kurgu oldu bu. Diyebiliriz ki, kurguyu bir araç olarak kullanarak yakın ilişkiler üzerine çokça kafa yorduğum bir dönemimde anne-çocuk, baba-çocuk, kardeş, dost, ikili ilişkiler gibi tüm ilişki ağlarına ve bu ilişkilerde önceliklendirmelerin, rollerin nasıl olması gerektiklerine; yanlış giden ilişkilerdeki baş etme mekanizmalarının neler olabileceğine dair kafamda dolanan sorgulamaları Dora’nın aşkı üzerinden kendim de bir cevap bulma ihtiyacıyla yazdım. Tabii ki içindeki duyguların çoğu hayatımın bir döneminde elbet hissedilmiştir; olaylar rahatlıkla kurgulanabilir fakat hissedilenler, duyu organlarımızın algıladıkları, mekânlar… Bunlar romancının kendi hayatından alarak kullandığı materyaller gibi geliyor bana.

    Ertesi gün Kayseri Kitap Fuarı için yolculuğa çıkacakken ve henüz bavulunu hazırlamamışken sorularıma vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim. Senin de, Blöf’ün de yolunuz açık, okurunuz bol olsun.

    Bu harika sorular ve samimi sohbet için yürekten teşekkür ediyorum.

    Blöf üzerinden Beril Bozdoğan ile yaptığım, röportaj şimdilik bu kadar. Romanı okumayı bitirdiğimde yeni sorularımı sorma ve izlenimlerimi teyid etme hakkımı saklı tutuyorum. Bu arada okurlarından gelen soruları da yazarımıza ulaştırmak ve yanıtlarını almak isterim. Lütfen sorularınız varsa, siz de iletin.

    İletişim kurabildiğimiz güçlü ilişkiler dileğimle Blöf’ü tüm edebiyat severlere tavsiye ediyorum. İyi okumalar.

    Beril Bozdoğan

    Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra ilk çocuğunun doğumuna kadar aktif olarak teknolojik danışmanlık ve eğitim sektörlerinde çalışmaya devam etti. Üniversite ve iş hayatı boyunca asıl ilgi alanı olan sanat tarihi, çizim ve yaratıcı yazma eğitimlerini sürdürdü. Anne olduktan sonra ise çocukluk hayallerinin peşinden giderek, edebiyata ve resim sanatına ağırlık verdi. “Blöf – Aşkın Aşınmış Hali” adlı romanın yazarı olar Beril Bozdoğan, eşi, çocukları Burç ve Boran ile İstanbul’da yaşıyor.

    YAZARIN TÜM YAZILARI

    H. Nilgün Karataş

    Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden “gazetecilik yapmayacağım” diyerek mezun oldum ve yıllarca Milliyet, Dünya, Günaydın, Akşam, BusinessWeek Dergisi, Para Dergisi ve Hürriyet Gazetesi’nde “çok severek” çalıştım. Uzmanlık alanım ekonomi gazeteciliği olmasına karşın kitaplar ve filmler beni her zaman büyüledi, hayatı onlar üzerinden çözümlemeyi sevdim. Hep yazdım, çok yazdım; ilk yayımlanan romanım Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar oldu, Halen Suare Dergi, Bianet, Distopya ve Yeni Sinema Dergisi için yazarken öykü, roman ve senaryo çalışmalarımı da sürdürüyorum. Bu arada ikinci üniversite olarak İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü öğrencisiyim.

    YAZARIN TÜM YAZILARI
    röportaj

    Related Posts

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

    Kasım 27, 2025 BURAK SOYER

    Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

    Kasım 27, 2025 Edebiyat

    Sayım Çınar ile kitap dünyası

    Kasım 26, 2025 Kitap
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Güzel günlerin geçtiğini düşünenler için bir roman: Anıkolik

    Eylül 10, 2023 Beril Bozdoğan

    Meraklıları Siccin 7’yi beklerken seriyi izlemeye hazır mısınız?

    Mart 5, 2024 Alperhan Benlioğlu

    Kırmızı Pazartesi: Büyülü gerçekçiliğin sisli sularında

    Mayıs 27, 2025 Edebiyat
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.