Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » DENİZE DÜŞEN YILDIZ
    Nilgün Karataş - SuareMag

    DENİZE DÜŞEN YILDIZ

    Kasım 1, 2025Yorum yapılmamış7 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    henize Nilgün Karataş
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Nilgün Karataş

    Seni düşününce aklıma karanlık, soğuk sokaklar geliyor; ve yaşarken de ölürken de üşüdüğün. İçim acıyor… Yıldızlar üşümemeli oysa, hiçbir yıldız üşümemeli. Yıldızlar düşmemeli de diyebilir biri, evet düşmemeli ama yıldızlar da düşer, senin gibi… Keşke neşenle, şarkınla, renklerinle kalsaydın aklımda, cahilliğin mutluluğu ile avunabilseydim. Parıl parıl parladığın halin ne güzeldi. 

    Artık biliyorum ışık; aydınlatmaya yetmeyebilir karanlığı. Fazla ışık kör bile edebiliyor insanı. Gölgenin olmadığı yerde görüşümüz de kısıtlanıyor. 

    Ama sen karanlıkta ortaya çıkan gölgenle daha da güzelleşmiştin gözümde; seni ancak o zaman anlamış, o zaman bilmiştim. Çocukluğumun şen şakrak kadınının aslında hiç de öyle olmadığını, onunla aynı yaşa gelince anlamak ne ironi. Gülüşlerimizin suratımızda donması, hüznün yerini acıya bırakması hep o çağlara rastlıyor. 

    Duygu dozu ayarlı bir yazı olacaktı,  belli ki bu imkansız. Zihnim çoktan sırça fanusu çatlattı bile, deniz suları sızmaya başladı. Önce dudaklarını, sonra ciğerlerini mi yaktı tuz? Canın çok acıdı mı? Huzura mı erdin yoksa… Aynı tadı alıyorum, göz yaşlarımla karışık. Sana mı ağlıyorum, bize mi? Tüm yıldızlara mı?

    Bu sözleri sana söyleseydim “Boş yapma abla, geç bunları” mı derdin acaba? Yoksa iyi bir şeyler söylediğime kanaat getirip, önce göz kırpıp sonra düşüncelere mi dalardın? İki dakika sonra da hiçbir şey olmamış gibi kaldığın yerden devam mı ederdin?

    Belki de aramızdaki en büyük fark budur, ben yazıyorum sen yaşıyordun. Yaşamaya çalışıyordun. Denedin bunu, ısrarla… 

    Hâlâ yaşıyorsun biliyor musun? Öldüğünü herkes biliyor da pek kabul gördüğü söylenemez. Mandela etkisi gibi.[1] Başkanın tam tersi. Herkes öldüğünü sanıyordu o yaşarken, senin hikayenin bitmiş olması ise artık yaşamadığın anlamına gelmiyor. Sen hâlâ arka sokakların bir yerinde, bir lambanın altında sigaranı yakmış, bekliyor gibisin. Ya da gölgen dolaşıyor buralarda bir yerlerde.

    Bazı insanlar bir kez var oldu mu, hiç yok olmazlar. İster asılsınlar, ister denize düşsünler. Yıldızları bir kere parladı mı asla sönmez. Ya ışıkları ile ilham olmaya devam ederler ya da gölgeleri ile bilgeliklerini konuşturmaya…

    Sen de öylesin. Tam unutacak gibi oluyorum, birden çıkıyorsun karşıma. Geçenlerde kitapçıda gördüm seni, her zamankinden daha rengarenk göründün gözüme. O an düşündüm, seni yazmam gerektiğini, seni sana yazmak gerektiğini.

    Nereden başlamalı? 

    Saçlarından mı? Aynalardan mı? 

    Geceden, evet o geceden…

    Hatırlıyor musun? O gece soğuk iliklerine kadar işlemişti. Titriyordun. Lanet gecelerden biri. 

    Böyle gecelerde yağmur yağmazdı ama sanki gecenin karanlığı havanın rutubetini bir pompayla etrafa püskürtürdü.

    Senin tabirinle aynasızlar, zaten saçlarının ıslaklığı yüzünden seni görmüşlerdi. Siyah ve kıvırcık saçların parlardı hep. Saklanıyordun ama saçlarının üzerindeki yıldızlar seni hep ele veriyordu. Erkekler de bu yüzden bütün kızlar arasından seni seçerdi. Ünlüydün tabii, gece insanlarının hepsi seni tanırdı.

    Karakola ilk götürüldüğün gece ayna görünce çocuk gibi sevinmiştin. O kadar zamandır sokaklarda, vitrinlerde, cam kırıklarında parçalanmış hâlde görüyordun ki kendini… Bir bütün olarak bedenini görmek tuhaf ama hoş gelmişti. Ayna kirli ve bulanık bile olsa, o gece oranın en güzeli ve en süslüsü sendin. Başka bir gece en paçozu…

    Hayat bu bir gün ışıldarsın, bir gün söner ışığın. Gölgen ne kadar güçlüyse ışıltın da o kadar gerçektir. Işık, ancak gölgenin varlığıyla anlamlanır; senin fosforun da gölgenin yansımasıydı belki de.

    Neden anlatıyorum ki bunları, hikayen zaten biliniyor; ama yanlış ama doğru herkesin bir fikri var hakkında. Ben asıl sevdayı anlatacaktım seninle; sevmenin aydınlık ve karanlık yönlerini senden iyi kim bilebilirdi ki? Birini sevmenin ve susmanın, birini sevmenin ve beklentiye girmeden beklemenin, birini sevmenin ve hiçbir koşulu aklına getirmemenin…

    Senin sevdanın aşktan öte bir şey olduğunu da yazacaktım altını çizerek. Seks işçisi diyecektim de aşk kadını demeyecektim hakkında. ‘Aşk yapmak’ diye bir deyimin olduğu günümüzde, senden aşk kadını diye söz etmem haksızlık olmaz mı?

    İlle de kategorize etme cüretini göstereceksem; senin en az, sevdiğin adam kadar politik olduğunu söylemek isterim. Sen politik bir kadındın, bunu biliyor muydun, sezdirmiş miydi yaratıcın sana? 

    Aslında sen tek bir kişi değildin, minicik minicik parçalardan oluşan bir puzzle gibiydin. Eksik parçalar hep olur, olsun, eksik parça eninde sonunda yerini bulur… 

    “Kadın doğulmaz, kadın olunur” cümlesi daha kurulmamışken sen bunun sağlamasıydın.[2] Bir bedene, bir etikete, bir role sıkıştırılmıştın ama sen o rolleri taşımanın değil, onları dönüştürmenin kadınıydın. Seni “aşk kadını” yapan şey bedenin değil, varoluşunun politikliğiydi. Sevmek senin için sadece bir duygu değil, bir özneleşme biçimiydi; birinin gözünde insan olarak var olmanın, kendini aynada ilk kez bütün görmenin yolu.

    Bu yüzden senin hikâyen, bir kadının aşk aracılığıyla “öteki” olmaktan çıkıp kendi varlığının öznesine dönüşmesinin hikâyesidir, kadın kimliğinin ötesine geçip insan olmanın dersidir. Ve çok daha fazlasıdır… 

    Senin varlığından ilk kez bir filmle haberdar olmuştum, küçüktüm. Renkli bir dünyada, renkli bir kadındı gördüğüm. Sevmiştim. Bir neşe, bir cilve, bir güzellik… Koca koca gözler… Işıl ışıl… Büyüsü oydu o kadının. Herkes gibi ben de o parıltıya kanmıştım. Sonradan öğrendim, o sen değildin, üzgünüm ama ne kadar sevilirse sevilsin replikandı Türkan Şoray. 

    Büyü bozuldu. 

    Artık ismini anmalıyım; Cevriye.
    Fosforlu Cevriye.

    Onu bizim gerçekliğimize taşırmadan bizi Cevriye’nin kurgu dünyasına adapte etmeye çalıştım. İstedim ki sözlüklerimle direkt ona sesleneyim, onunla konuşayım, anlaşıldığını, sevildiğini, unutulmadığını bilsin.

    Zormuş, Cevriye’ye doğrudan seslenmek… Suat Derviş bile hikayeyi onun ağzından yazmadıysa elbet vardı bir bildiği. Doğrudan onun sesini duymak, onunla doğrudan konuşmak hiç kolay değilmiş. 

    Diyorlar ki isminin anlamı; eza, cefa, eziyetmiş! Arapça cevr sözcüğünden türediğini düşünürsek öyleymiş. Bu haksızlık değil mi? Eğer öyleyse dünyaya bir kız bebek geldiğinde adı neden Cevriye konulsun ki?

    Bu ismin başka bir anlamı olmalı: Cevriye, yıldız anlamına gelebilir pekala. Evet, bundan sonra Cevriye’nin anlamı; denize düşen yıldız demek! Hem de en fosforlusundan. 

    Zaten o bir yıldız olduğunu biliyordu. Annesiz, babasız bir sokak çocuğu olduğu için bir yıldızdan yeryüzüne düştüğüne inanan bir kız çocuğuydu Cevriye. 

    “Acaba ben ölmüş olsaydım, yıldızların hangisi kayacaktı? Bilsem imanına tükürdüğümün yıldızlarından hangisi benimdir, vallahi göğe merdiven kurar, çiviyle onu göğe çakardım.”

    Yıldızını göğe çaktın mı Cevriye?
    Hangi yıldız sensin? Zifiri gecelerde en çok parlayan yıldız sen olabilir misin?

    Hayal bu ya; dolaştığı sokaklardan birine Suat Derviş adı verilse, diğerine de Fosforlu Cevriye. İkisi de hak ediyor bunu, İstanbul da hak ediyor bu isimleri. Suat Derviş, bir komünist olarak ülkesini hep sevdi… Gazeteci olarak iş bulamayıp, gerçek adı olan Hatice Saadet Baraner yerine takma adla yazmak zorunda kaldığında da, tutuklanıp hapse atıldığında da sevdi… 

    Suat Derviş’le aynı mahallede oturuyoruz, nedense garip bir mutluluk veriyor bu bana? Onunla aynı coğrafi koordinatları paylaştığım için onun gözü karalığı, kararlılığı bana da bulaşacakmış gibi… Cevriye’ye bulaşmıştı. Cevriye, baştan aşağı onun kendisi olmak için cesurca yüzüne baktığı ‘öteki’siydi. Öyle ya ötekinin yüzünü bir kere gördüysen artık ondan sorumlusundur… [1]

    Levinas’ın “ötekinin yüzü” kavramı, ışıkla gölgenin sınırında anlam kazanıyor onu düşününce. Bir yüzü tamamen aydınlattığında, onu bir nesneye dönüştürürsün ama gölgede kalırsa onun insan yanını hissedersin. Cevriye’nin yüzü de böyle bir yüzdü; toplumun ışığında fazlasıyla görünür, insanlığın gölgesinde ise görünmez… Onun etik çağrısı, tam da bu yarı karanlıkta yankılanıyordu: “Bana bak ama yargılama.”

    Belki de bu yüzden Cevriye İstanbul’u İstanbul yapan her şeydir. Karpuz kabuğu kokan denizlerde yüzmüş, köprü altlarında ısınmış, sokak lambalarının altında yaşamış… Cesur, savaşçı, boyun eğmez, ağzı bozuk ama aynı zamanda çocuksu ve naif. En önemlisi de Cevriye kalabalıkların ortasında kimsesizdir, tam da bu yüzden İstanbul’un ta kendisidir. 

    Adalet duygusu gelişmiştir Cevriye’nin, insanın özündeki iyiliğe inanır. Onun için namus, iki bacak arasında değil; ruhun bekaretindedir. Bu yüzden “sokak işçisi” olması onu kirletmez, aksine insan kalabilme ısrarını görünür kılar. Kaçar, saklanır ama Cevriye asıl ümidi temsil eder. Her ne olursa olsun, o bize bir başka ihtimalin daha olduğunu hatırlatır.

    Hiçbir şeyin kalmadığının zannedildiği zamanda bile ümit vardı. Çünkü hayat sayısız ihtimal ve imkânlar demekti.

    Cevriye karanlığın kadınıdır desem gündüzlere ayıp olur, Cevriye aydınlığın kadınıdır desem geceler isyan eder: Hem o hem de o aslında.  

    Onun hikayesi bir düşüşle biter gibi görünür ama denize düşen yıldızlar söner mi ki? Boğaz’ın karanlık suları o yıldızları koynunda saklıyor olmasa hâlâ konuşuyor, hâlâ yazıyor olur muyduk Cevriye’yi? Belki de yakamoz dediğimiz ışıklar, denize düşen o yıldızların ışıltısıdır kim bilir?


    [1] Fransız Düşünür Emmanuel Levinas’a göre “ötekinin yüzü”, bizi ahlaki bir sorumluluğa çağırır.

    [2] Mandela Etkisi: Toplu toplu bir yanılma hâli. İnsanların hiç yaşanmamış bir şeyi birlikte hatırlaması, gerçeğin bellekte başka bir biçim alması.

    [3] Simone de Beauvoir’ın “Kadın doğulmaz, kadın olunur” (On ne naît pas femme on le devient) cümlesi, ilk kez 1949’da yayımlanan Le Deuxième Sexe (İkinci Cins) adlı kitabında yer alır. Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye romanı ise 1944-1945 yıllarında tefrika edildi, kitap olarak da 1968’de yayımlandı.


    Nilgün Karataş, İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Henüz öğrenciyken çalışmaya başladı, Milliyet, Dünya, Akşam, Günaydın, Business Week Dergisi ve Hürriyet’te gazetecilik yaptı. İlk romanı Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar’ın yanı sıra birçok kolektif kitapta öyküleri yayımlandı. Bianet, Yeni Sinema Dergisi ve Suare Dergi’de yazıyor. İkinci üniversite olarak da felsefe okuyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Arşiv

    fosforlu cevriye kasım nilgün karataş suare Suat derviş yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Turistik Doğu Ekspresi seferleri başlıyor. Yeni sezonda biletler ne kadar?

    Kasım 1, 2023 Aktüel

    Dönüşümün Hafifliği

    Temmuz 24, 2025 Öykü

    CultureCIVIC destek programı 10 Nisan’da başlıyor

    Nisan 8, 2025 KÜLTÜR - SANAT
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.