Close Menu
    Son Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Salı, Temmuz 15
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Sevdalinkalar ülkesi: Bosna Hersek

      Şubat 7, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Çocuklar ileri dönüşümü eğlenerek öğreniyor

      Haziran 21, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Zeynep Sönmez’den Wimbledon’da Tarihi Başarı!

      Temmuz 3, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

      Temmuz 10, 2025

      Gece Yarısı Kütüphanesi: Ya diğer olasılıklar gerçekleşseydi?

      Temmuz 8, 2025

      Haziran ayı için film önerileri

      Haziran 1, 2025

      Yaz ortasında melankoli: Slowdive İstanbul’a geliyor

      Şubat 20, 2025

      Arter’den avangart bir müzik festivali

      Şubat 11, 2025

      Borusan Quartet’in “Oda Müziğinin Ustaları” konseri ENKA Sanat’ta

      Şubat 10, 2025

      Öykü: Sessizliğin İçinde Nefes

      Temmuz 9, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      Öykü: Erik Ağacı

      Temmuz 7, 2025

      KEMAL TAHİR ROMANLARINDA KADIN İMGELERİ – III

      Temmuz 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      Pera Müzesi Yazar-Editör Sohbetleri’nde sanat tarihine müzecilik penceresinden bakış

      Şubat 20, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      2000 yılından sonra çekilen en iyi film hangisi?

      Haziran 29, 2025

      Telefon Kulübesi: Bir telefon, bir ses ve bir yüzleşme

      Haziran 26, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      Mühür: Gece Eşiği filmi yakında sete çıkıyor

      Haziran 17, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      şiir: küf lekesi

      Haziran 7, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      “Bulaşıkçılar” yeni yorumuyla İstanbul, İzmir ve Ankara’da

      Mayıs 21, 2025

      Molière klasiği ‘Cimri’ye alaturka dokunuş

      Mayıs 19, 2025

      Kadıköy Oda Tiyatrosu “Kalabalık Fasıl” ile açılıyor

      Mayıs 12, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Ediz Dikmelik ile Sorgulayan Çocuklar: Çocuklarla Felsefe El Kitabı 

      Haziran 11, 2025

      Kilitli Hatıralar Kitabı: İstanbul’un altı ayrı dönemine tanıklık eden öyküler

      Nisan 19, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Çocukluk çağı, ilişkiler ve diktayı kitaplar üzerinden okumak

      Nisan 29, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Rüyanın kalemle buluştuğu kadın: Nazlı Eray

      Haziran 22, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Sinan Saygı’nın yeni kitabı: İletişim Bir Süreçtir

      Temmuz 3, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • FELSEFECE VE…

      tan doğan: sap-saman

      Temmuz 14, 2025

      tan doğan: seğir[t]meler

      Temmuz 3, 2025

      on kırık iz!

      Temmuz 1, 2025

      noudelmann ile tan

      Haziran 27, 2025

      …ve …

      Haziran 25, 2025
    • SuareMag
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » İLKEL TOPLUMLARIN İZİNDE
    SUAREMAG

    İLKEL TOPLUMLARIN İZİNDE

    Mayıs 1, 2025Yorum yapılmamış6 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email LinkedIn

    -Mitlerin belleğinden geleceğe varoluş sorgusu–

    Tuba Ayşe Özgür

    Sen hiç kendi varlığını sorguladın mı? Bütün bunların bir anlamı var mı diye düşündün mü? Eğer bu sorular zihninde yankılanıyorsa, yalnız değilsin. İnsanlık, var olduğu günden bu yana kendi varoluşunun anlamını aradı ve bu arayışı mitlerle bezedi. Mitleri, yalnızca geçmişin masalsı anlatıları yerine; geçmişten, insanın kolektif belleğinden süzülerek bugüne taşınan, varoluşsal kaygılarımızın yankılandığı aynalar olarak görsek desem seni şaşırtır mıyım? Öyleyse birlikte ilerleyelim…

    İlk insan topluluklarına baktığımızda, avcı-toplayıcı yaşam biçimleriyle şekillenen ilkel toplumların, doğa ile kurduğu kutsal bağın mitolojik temellerini görmek mümkündür. Bu toplumlar, çevrelerindeki her unsurda – rüzgarın, yağmurun, hayvanların ve bitkilerin – ilahi bir düzen ve anlam aramış, yaşamın her anını kutsal ritüellerle, törenlerle ifade etmişlerdir. Bu doğrultudan yola çıkarak doğanın döngüsü, mevsimlerin değişimi ve yaşamın kendisi onlar için yalnızca biyolojik süreçler değil, aynı zamanda varoluşun derin sırlarını barındıran semboller haline gelmemiş midir?

    Bir düşünün, Prometheus’un ateşi çalması basit bir başkaldırı mıydı, yoksa insanın kendi kaderini eline alma çabasının mitolojik bir tezahürü müydü? 

    Prometheus, tanrılara karşı gelerek insanlığa bilginin ve aydınlanmanın yolunu açtı ama bu bedelsiz olmadı, sonsuz bir cezaya mahkûm edildi. İlk insanların da doğayı evrensel bir güç olarak algılaması, onların bilinmeyene duyduğu hayranlık ve korkunun bir yansıması gibiydi. Peki, biz Prometheus’un kaderinden ne öğrendik? Bilgi ve özgürlük bedel ister mi? Bugün teknolojiyi, yapay zekâyı, genetik mühendisliğini geliştirirken de aynı Prometheus’un izinden mi gidiyoruz? Belki de insan, ateşi çaldığı günden beri kendi zincirlerini dövüyor.

    Ya Sisifos’a ne dersiniz? Sonsuz bir döngüde aynı kayayı tepeye taşımak, her defasında başa dönmek… Bu mit, yalnızca bir lanet değil, insanın varoluşsal sıkışmışlığının da ifadesi. Avcı-toplayıcı topluluklarda, yaşamın her gün tekrar eden döngüsü – avlanmanın, toplamanın, mevsimlerin dönüşümünün – doğanın kaçınılmaz döngüsü olarak kabul edilirdi. 

    Siz de bazen Sisifos gibi hissetmiyor musunuz? Sürekli çalışıp, çabalayıp, aynı döngü içinde savrulduğunuzu düşündüğünüz anlar olmuyor mu? Albert Camus’nün dediği gibi, Sisifos’un mutlu olduğunu hayal edebilir miyiz? Belki de asıl mesele, anlamsız görünen bu çabanın içinde bir anlam yaratabilmekte yatıyor.

    Ve Odin… Bilgelik için tek gözünü feda eden tanrı. Peki ya sen? Bilgi ve hakikat uğruna nelerden vazgeçmeye hazırsın? İlk insan toplulukları, doğaüstüyle iç içe yaşayan topluluklar, evrenin sırlarını anlamak için ritüellere, şamanlara ve kutsal ayinlere sığındılar. Odin’in bilgeliği, kendi içimize döndüğümüzde, hakikatle yüzleştiğimizde bize miras kalacak mı? Ya da belki de bu miras, modern dünyanın dijital çalkantıları arasında kaybolmuş bir ilham kaynağı olmayacak mı?

    Tarih boyunca mitler, toplumların hafızasında yalnızca geçmişi anlatan efsaneler olarak değil, aynı zamanda insanın içsel yolculuğunun işaret taşları olarak da var olmuştur. Bütün toplumların köklerinde benzer mitler yatar. Prometheus’un ateşi, Nart mitolojisindeki Sosruko’nun ateşiyle; Sisifos’un döngüsü, Hinduizm’de Samsara ile; Odin’in bilgelik için verdiği göz ise, Şaman geleneklerindeki ruhsal aydınlanmayla yankılanır. İlkel toplumlarda ise doğanın kendisi, her şeyin özünde bulunan kutsallık, insanın evrenle bütünleşmesinin en somut örneğidir.

    Mitler, farklı dillerde anlatılan ama hep aynı soruları soran bir hikaye ile sorgular. İnsan neden var? Nereden geldi? Nereye gidiyor?

    Bu soruların peşinde ilerlerken, Gılgamış Destanı’na da göz atalım. Ölümsüzlük arayışıyla yollara düşen bir kral… Ancak sonunda öğrendiği şey: İnsan ölümsüz değildir; ancak yaptığı işler, bıraktığı izler ölümsüz olabilir.

    İlk insanların ritüellerinde, doğayla uyum içinde yaşamlarının ve ölümsüzlüğe dair umutlarının izlerini görmek mümkündü. Bugün biz de benzer bir arayış içinde değil miyiz? Bilimi, sanatı, edebiyatı bu kadar tutkuyla kovalarken aslında neyin peşindeyiz? Ölümsüzlüğün mü, yoksa anlamın mı?

    Aynı şekilde, Orpheus’un hikâyesi… Sevdiği kadını ölümden geri getirmek için yer altına inen ve tam kurtaracakken bir anlık tereddütle onu kaybeden bir âşık. Orpheus’un trajedisi, insanın kendi içsel çatışmalarının da bir yansımasıdır. Biz de çoğu zaman hayatımızdaki en önemli anlarda bir anlık şüpheye düşüp kayıplar yaşamıyor muyuz? 

    Bu noktada, Erich Fromm’un kimlik kuramına da değinmek gerekiyor. Fromm, modern toplumun birey üzerinde yarattığı yabancılaşma ve kimlik krizi üzerine yoğunlaşır. Ona göre, gerçek kimlik, yalnızca toplumsal rollere indirgenmemeli. İnsan, özgün varoluşunun ve içsel benliğinin farkında olmalıdır. Fromm’un “Sevme Sanatı”nda ve “Özgürlükten Kaçış”ında belirttiği gibi, insan ancak kendini derinlemesine tanıyıp, içsel özgürlüğünü keşfederek gerçek bir varoluş serüvenine adım atabilir. Mitler ve ilkel toplumların sunduğu sembolik anlatılar, Fromm’un da işaret ettiği gibi, bireyin kendi benliğiyle bütünleşmesinde yol gösterici niteliktedir. Bu bağlamda, modern insan, teknolojinin getirdiği ilerleme ve toplumsal beklentiler arasında sıkışıp kalırken, gerçek kimliğine ulaşabilmek için geçmişin bilgelik hazinesine – mitlere ve geleneksel bilgelik formlarına – yeniden dönmelidir.

    Aslında her bireyin kendi kimliğini, kendi içsel dünyasını keşfetme çabasını simgeler. İlk toplumlardan günümüze, her çağın bireyleri kendi içsel mitlerini yeniden yazmış, varlıklarına anlam katma gayreti içinde olmuşlardır. Erich Fromm’un belirttiği gibi, kimlik, yalnızca dışsal etiketlerle değil, içsel farkındalık ve özgünlükle şekillenir. Bu, bireyin hem kendisiyle hem de çevresiyle kurduğu ilişkiyi derinleştirir. Çünkü gerçek özgürlük, kendini tanımaktan geçer.

    Geleceğe baktığımızda, mitlerin ve geleneksel bilgeliklerin modern insanın ruhsal ve kimliksel sorgulamalarında hala etkili olduğunu görüyoruz.

    Dijital çağın Prometheus’ları yapay zekayı geliştiren bilim insanları; Sisifos’ları bitmek bilmeyen iş yükünün altında ezilen modern bireyler; Odin’in yerini ise, hakikati arayışta, içsel özgürlüğüne ulaşmak için çabalayan düşünürler alıyor. İlkel toplumların doğayla kurduğu derin bağ, Erich Fromm’un da savunduğu gibi, bireyin kendini bulma sürecinde temel bir referans noktası olmayı sürdürüyor.

    Modern yaşamın getirdiği karmaşıklık ve yabancılaşma içinde, gerçek kimliği bulma çabası, eski efsanelerin ve mitlerin rehberliğinde yeniden anlam kazanıyor.

    Mitlerin belleği, insanın varoluşunu sorguladığı, kendi içsel benliğini ve kimliğini keşfetmeye çalıştığı bir aynadır. Bu aynaya baktığımızda, belki de geçmişin mitleri, geleceğin sorularını şekillendiriyor; belki Prometheus’un ateşi hâlâ yanıyor, Sisifos’un kayası dökülmeye devam ediyor, Odin’in fedakarlığıyla sembolize edilen bilgelik yaşamın her anında iz bırakıyor. Erich Fromm’un kimlik kuramı da, bu sürecin modern yansıması olarak, bireyin yalnızca toplumsal maskelerden sıyrılıp gerçek benliğiyle yüzleşmesi gerektiğini hatırlatıyor. İçsel özgürlük ve derin farkındalık, her çağın kahramanlık yolculuğunun temel unsuru olarak, varoluşun anlamını yeniden inşa etmede anahtar rol oynuyor.

    Peki, sen? Hangi kahramanın yolculuğundasın? İçsel kimliğini ararken, eski mitlerin bilgeliğinden ve ilkel toplumların doğayla bütünleşmiş yaşam tarzından ne gibi ilhamlar alıyorsun? Belki de modern çağın getirdiği yabancılaşma içinde, gerçek özgürlüğe ve kendini tanımaya ulaşabilmek için, geçmişin sessiz fısıltılarına kulak vermelisin. Bu, yalnızca modern dünyanın karmaşası arasında kaybolmamak, aynı zamanda içsel benliğinle barışık, otantik bir varlık olarak yaşamını şekillendirmek anlamına gelir.

    Tüm bunların içinde vardığımız yer, mitlerin, ilkel toplumların yaşam biçiminin, avcı-toplayıcı kültürün ve Erich Fromm’un kimlik kuramının harmanlandığını, insan varoluşunun ve kimliğinin ne denli çok katmanlı olduğunu hatırlatıyor.

    Her çağın bireyi, kendi içsel mitlerini yazarken, geçmişin bilgeliğinden ilham almalı. Çünkü gerçek kimlik, sadece dışsal rol ve beklentilerle tanımlanmaz, derin içsel farkındalık ve özgünlükle yeşerir.

    Mitlerin sesi, evrensel sorulara verdiğimiz yanıtların ve kimlik arayışımızın ölümsüz bir aynasıdır. Bu aynada, senin de yansımanı görmek mümkün. Peki sen? Kimin belleğinden geleceğe sızdın hiç düşündün mü? Öyleyse şimdi başla…

    Tuba Ayşe Özgür. 1993’te Communication Art’s Studio’da yaratıcı yazarlık eğitimi, 1994-1998 yılları arasında Çisenti Sanat Topluluğu ve Postüla adlı tiyatro gruplarında oyunculuk ve oyun yazarlığı eğitimi aldı. Kurucusu olduğu Komite Reklam Ajansı’nın yanı sıra çeşitli ajanslarda reklam yazarlığı yaptı. Bu süreç boyunca çeşitli dergilerde de görev aldı. İçerik yazarlığı, yazı işleri müdürlüğü, yayın koordinatörlüğü gibi pozisyonlarda, yazıları yayınlandı. Kurucusu olduğu Atölye Bütünsel Edebiyat’ta koordinatörlük yapıyor. Büyü Bozumu, Benim Kalbim Dikdörtgen adlı romanlarının, İçime Karga Uçuştu öykü kitaplarının yazarı.

    Yazarın diğer yazıları
    ÖTEKİLEŞTİRMENİN UYANIŞI
    SuareMag – Mayıs 2025
    SuareMag – Nisan 2025

    suaremag tuba Ayşe özgür yazar

    Related Posts

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025 Edebiyat

    SuareMag – Temmuz 2025

    Temmuz 3, 2025 Manşet

    DİNGİN APSE

    Temmuz 1, 2025 Manşet

    ‘DOKTORUN KARISI’NIN FISILTISI: GÖRÜYORSAN SUSAMAZSIN

    Temmuz 1, 2025 Nilgün Karataş - SuareMag
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    ya da “yazar”, yazan ve… * yazar hep ‘yaz’, ömrün kış olsa da! * ne…

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025

    Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

    Temmuz 12, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Dostoyevski romanı “Öteki”, Emin Alper’in yönetmenliğinde sahnede

    Ağustos 7, 2024 Tiyatro

    İKİ KÜÇÜREK: VAZO & HER ŞEYİ DUYAN MEHDİ

    Mayıs 1, 2025 Demet Çaltepe

    Bar Fedaisi yeniden uyarlaması ile ekranda

    Nisan 19, 2024 Alperhan Benlioğlu
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.