Kategori: belgin ulutay

Belgin Ulutay Bir duvarın önünde duruyordum; denizin sesi, taşın soğukluğuna inat, içime doluyordu. Taşla su arasındaki ince mesafede, yorucu bir…

Belgin Ulutay Başlangıçta yalnızca taş yığınları vardı; rüzgârın el değmemiş yüzeyleri, toprağın karanlık derinliklerinde bekleyen unutulmuş tohumlar… Henüz bir yapı yükselmemişti;…

Belgin Ulutay Başlangıçta yalnızca sessizlik vardı. Ne ışık vardı, ne karanlık; yalnızca varlığın nefes almadan önceki bekleyişi. O sessizlik, bir…

Belgin Ulutay Biz, yolculuğun tanıklarıyız. Kursör bir tür start çizgisi. Kelimeler usulca tetikleyicilere basmamı beklerken, boş bir sayfa duruyor gibi görünür. Aslında o sayfa…

Belgin Ulutay Yazmaya başladığım ilk günlerde, kalemin ucu bana daima bir yarayı hatırlatırdı. Her kelime, görünür kılınan bir çatlak, saklı…

Belgin Ulutay “Delilik, aklın öteki yüzüdür.” Michel Foucault Yazmaya başladığımdan beri kendimi açık etmek, içimi görünür kılmak beni hep tedirgin…

Belgin Ulutay Modern ruhun en kadim arayışlarından: sessizlik. Onu, betonarme çığlıkların sağır edici hürriyetinden, zihnin bitimsiz anlamlandırma girdabından bir kaçış, bir liman…

Belgin Ulutay Lanet olsun, şu gürültü de ne? Sabah sabah. İşe yaramazlar. Bağırın durun. Yırtın kıçınızı. Bir halta yarayacak sanki……