Gelişim Psikoloğu Dr. Duygu Taşfiliz, “İnsan haklarına saygı, adalet ve eşitlik, paradan daha çok mutluluk hissettiriyor” dedi. Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Gelişim Psikoloğu Dr. Duygu Taşfiliz, Dünya Mutluluk Raporu’unda Türkiye’nin 149 ülke arasında, geçen yılki sıralamasından da geriye düşerek, 112. sırada yer aldığına dikkat çekerken, mutluluk üzerine yapılan araştırmaların mutluğun, başımıza gelen olaylardan çok yaptığımız şeylerle ilintili olduğunu gösterdiğini söyledi. aşfiliz, “koşullar ne kadar zorlu da olsa mutluluğumuzu arttırmak için yapabileceğimiz bir şeyler var” diyerek bazı yöntemler önerdi.
İnsanlara hayattaki öncelikli amaçlarının ne olduğunu veya hayatın amacının ne olduğunu sorarsanız, birçok insan buna “mutlu olmak” diyerek cevap verir. Ancak insanları ne mutlu eder ya da mutluluk nedir sorularına cevap bulmak başlı başına bir mesele. Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Gelişim Psikoloğu Dr. Duygu Taşfiliz, yapılan araştırmalara göre temel insan hakları, eşitlik, adalet ve güvenliğe önem veren ülkelerde, zenginliğin bireylerin mutluluğuna çok az etkisi olduğunu söyledi.
Dr. Duygu Taşfiliz, günümüzde pek çok araştırmacının “mutluluğu” bireylerin yaşamlarından aldıkları doyumun yüksek olması, genel olarak da daha sık olumlu ve daha seyrek olumsuz duygulanım yaşamaları olarak tanımladığını dile getirdi. Pandemiden içinde bulunduğumuz savaş krizine kadar dünyayı sarmalayan pek çok krizin içinde insanlar mutlu hissetmeyi ve hayatlarına devam edebilme gücünü yitirme noktasına geldiler tespitinde bulunan Dr. Duygu Taşfiliz, hayatın devam ettiğini ve bu motivasyonun da devam edebilmesi gerektiğine değindi.
EN MUTSUZ ÜLKELER ARASINDAYIZ
Dr. Duygu Taşfiliz, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve gayrisafi yurt içi hasıla yanı sıra sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, bireylerin kendi yaşamları ile ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik ve ülkedeki yolsuzluk düzeyi gibi faktörlerin değerlendirdiği bu yılki Dünya Mutluluk Raporu’unda Türkiye’nin 149 ülke arasında, geçen yılki sıralamasından da geriye düşerek, 112. sırada yer aldığı açıkladı. Duygu Taşfiliz, “Bu raporun sonuçlarına bakıldığında, ülkelerin genel refah düzeyini etkileyen faktörler, o ülkede yaşayan bireylerin psikolojik esenliklerini de yani mutluluk düzeylerini de doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor” dedi.
Raporda ele alınan faktörlerden sosyal desteğin mutluluğumuza katkısının oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Duygu Taşfiliz, yakın çevresince desteklendiğini hissetmenin mutlulukla ilişkili olduğu tespitini yaptı. Taşfiliz bu konuda şu noktalara dikkat çekti:
Yakın ilişkiler mutluluğu artıyor
- Yakın aile ilişkileri, yakın arkadaşlar, yakın ilişkiler ile mutluluk arasındaki ilişkinin iki yönlü olduğu da söylenebilir. Mutlu kişiler, ilişkilerini geliştirmeye ve yakınlıklarını sürdürmeye daha eğilimli ve yakın ilişkiler de mutluluğu artırıyor.
Hayatta bir amacınız olsun
- Mutlu insanların bir diğer özelliği de hayatlarında bir amaçlarının olması. Hedefler, dünyayı daha iyi bir yer haline getiriyor. İnsanlar, en azından bir dereceye kadar amaçlarına ulaştıklarını hissettiklerinde daha mutlu oluyorlar. Bununla birlikte, ulaşılamaz hedefler koymak, boşa kürek çekmek demek. Bu, umutsuzluğa sürükleyen bir süreç. Bunlardan vazgeçebilmek mutluluk için önemli bir adım demek aslında.
Mutlular sorunların üstesinden daha kolay geliyor
- Bazı insanların sürekli olarak beklediğimizden daha mutlu veya daha az mutlu olmalarını hem doğuştan getirdikleri hem de kişilik özelliklerine bağlanabilir. Kalıtım çalışmaları, genlerin bu bireysel farklılıklarda bir miktar rol oynadığını gösteriyor. Şu an ne kadar mutlu olduğumuz, bundan yıllar sonra ne kadar mutlu olacağımızın iyi bir göstergesi. Hangi olumsuz olayla karşılaşırsa karşılaşsın mutlu kişiler olayların üstesinden gelme ve mutluluklarını sürdürmeye daha yatkın.”
BU KADAR PROBLEM VARKEN MUTLULUK MÜMKÜN MÜ?
Dr. Duygu Taşfiliz, “Çevremizde bu kadar çaresiz hissettirecek olaylar, salgın hastalıklar, savaşlar, ekonomik güçlükler olsa bile insanların hayata tutunacak noktalar belirleyip, duygusal olarak kendilerini motive edebilir” dedi. Mutluluk üzerine yapılan araştırmaların mutluğun, başımıza gelen olaylardan çok yaptığımız şeylerle ilintili olduğunu gösterdiğini ifade eden Taşfiliz, “Koşullar ne kadar zorlu da olsa mutluluğumuzu arttırmak için yapabileceğimiz bir şeyler var” dedi ve mutlu olabilmek için bazı yöntemler de sıraladı:
- “Minnettar olduğumuz şeyleri sıralamak bunlardan biri. Haftada bir kez minnettar olunan 5 şeyi listelemek, bireylerin yaşam doyumlarını, iyimserliklerini ve genel sağlıklarını iyileştiriyor.
- Kendi mutluluğumuzu arttırmak için bir diğer bir yararlı aktivite, başka birine yardım etmek. Yapılan bir araştırmada “Kendiniz için mi yoksa başka biri için mi para harcamayı tercih edersiniz? Sorusuna çoğu insan parayı kendilerine harcamayı tercih ederek daha mutlu hissedeceğini söylediğini zanneder. Oysa, kendileri için para harcamayı tercih eden kişilere kıyasla başka birine sürpriz bir hediye satın alanların günün sonunda daha mutlu olduklarını tespit edildi. Bu bulguya bakarak, başkalarına düzenli olarak yardım eden ve iyilik yapan kişilerin, yapmayanlara kıyasla yaşamdan aldıkları doyumun yüksek ve bu kişilerin de daha uzun süre sağlıklı yaşadıklarını söyleyebiliriz.
- Sonuç olarak olumlu duygular olaylara bakış açımızı genişletiyor ve farklı perspektiflerden ele alarak zorluklarla yeni baş etme yöntemleri bulmamızı kolaylaştırıyor. İnsanda olumlu duygular hissettirecek bu tip ufak değişikliklerle işe başlamak, yaşadığımız olumlu durumlara odağımızı çevirmek ve başkalarını mutlu edecek şeyler yapmak tüm olumsuzluklara rağmen yaşantımızda fark yaratabiliyor.