Kadir Horzum
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Mahur Beste” adlı eseri, hem dilin estetik kullanımı hem de derinlemesine işlenmiş psikolojik temalarıyla dikkat çeker. Tanpınar bu eserinde, hem bireyin iç dünyasını hem de toplumun ruh halini yansıtan bir dil kullanımıyla eserini zenginleştirmektedir. Bu yazıda, Mahur Beste’deki dilin estetik yönlerine ve eserin psikanalitik açıdan incelenmesine odaklanarak ölüm yıldönümünde Ahmet Hamdi Tanpınar’ı hatırlayacağız.
Tanpınar, dilini kullanırken, hem çağdaş Türk edebiyatının hem de geleneksel Osmanlı kültürünün etkilerini harmanlar. Mahur Beste’de ise dil, yalnızca bir iletişim aracı olmanın ötesine geçer; estetik bir araç olarak, karakterlerin iç dünyasını yansıtmak için bir araç haline gelir.
Tanpınar’ın dilindeki en dikkat çekici özelliklerden biri, şiirsel ve melodik bir yapıya sahip olmasıdır. Eserdeki cümleler genellikle akıcı, ritmik ve müzikal bir dil kullanımı ile örülüdür. Bu, eserin adını taşıyan “Mahur Beste” (Mahur makamı) ile doğrudan ilişkilidir. Şüphesiz ki mahur makamının melodik yapısının, karakterlerin duygusal halleri ve içsel dünyalarını yansıtan bir şekilde metne yansıması, Tanpınar’ın estetik bir tercihidir.
Yanı sıra, Tanpınar’ın kullandığı derin ve çok katmanlı dil, karakterlerin içsel çatışmalarını, zamanın akışındaki belirsizlikleri ve mekânın psikolojik etkilerini ortaya koyar. Yazar, zaman ve mekânı sıklıkla bir arada kullanarak, karakterlerin geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki kaybolmuş ilişkilerini keşfeder. Dil, bu geçişler sırasında karakterlerin zihinsel durumlarını ve içsel dünyalarını açığa çıkarır.
Şüphesiz ki edebiyatımızın mihenk taşlarından olan usta yazar, tüm eserlerinde psikanalizi ön plana çıkarmıştır. Hatta “Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde” “Psikanaliz çıktığından beri herkes biraz hastadır” dediği gibi bu eserinde de “Benim dönemim psikanaliz dönemidir” diyerek bu tavrını okuyucuya açıkça söylemiştir.
Psikanalitik açıdan bakıldığında, Mahur Beste’deki ana karakterlerin psikolojik durumu, bilinçaltı süreçleri ve içsel çatışmaları büyük bir öneme sahiptir. Tanpınar, bireylerin iç dünyalarını, onların bastırılmış arzularını, korkularını ve anksiyetelerini anlamak için psikanalizsel bakış açısını kullanır.
Eserdeki başlıca karakter olan Cemal, kimlik bunalımı ve ruhsal sıkıntılar yaşayan bir figürdür. Cemal’in hayatı, geçmişin ve şimdiki zamanın kesiştiği bir nokta olarak, Freud’un bilinçaltı, bastırma ve içsel çatışmalar teorileriyle yakından ilişkilidir. Cemal’in geçmişte yaşadığı travmalar, onun şimdiki hayatını etkilemekte, dolayısıyla Tanpınar’ın eserinde zamanın lineer bir akışa sahip olmadığı görülmektedir. Geçmiş ve şimdiki zaman arasında gidip gelen bir yapı, karakterin bilinçaltındaki derin izlerin ve çelişkilerin bir yansımasıdır.
Bu psikolojik çözümlemeler, eserin diline ve anlatımına da yansır. Tanpınar, karakterlerin içsel dünyalarını ve ruhsal durumlarını okuyucuya aktarmak için semboller ve metaforlar kullanır. Cemal’in içsel dünyasında müziğin ve zamanın önemi büyüktür; müzik, onun duygusal dalgalanmalarını ve ruhsal karmaşasını yansıtan bir araç olarak kullanılırken, zaman geçmişin ve şimdinin iç içe geçtiği bir boyut olarak karşımıza çıkar.
Özellikle psikanalizin temel kavramlarından olan bastırma (repression) ve simgesel dil (symbolic language) temalarının yoğun bir şekilde işlendiği Mahur Beste’de, Cemal’in içinde bulunduğu psikolojik durumu anlamak için semboller ve imgelere dikkat etmek gerekir.
Tanpınar, bireyin bilinçli zihniyle bilinçaltı arasındaki mücadeleyi eser boyunca metaforlarla ve sembolik anlatımlarla sergiler. Örneğin, müzik ve zaman gibi soyut kavramlar, Cemal’in içsel çatışmalarının dışa vurumları olarak karşımıza çıkar.
Tanpınar’ın eserdeki derin psikanalitik çözümlemeleri, bireysel kimlik bunalımlarını, birey ve toplum arasındaki çatışmayı ve insan ruhunun karmaşıklığını gözler önüne serer. Mahur Beste’nin karakterleri, bireysel arzular, toplumsal baskılar ve ailevi ilişkiler gibi pek çok psikanalitik temayı içinde barındırarak, Tanpınar’a ait derin bir insan çözümlemesi sunar.
Tanpınar, Mahur Beste’yi yazarken, dilin estetik ve psikanalitik boyutlarını ustaca bir araya getirir. Dilin ritmik yapısı ve sembolik anlatımı, karakterlerin içsel çatışmalarını ve ruhsal durumlarını derinlemesine yansıtırken, psikanalitik kavramlar da bu içsel dünyaların anlaşılmasında önemli bir rol oynar. Bu bütünlük, eserin sürükleyiciliğini arttırırken, okuyucunun karakterlerle daha derin bir bağ kurmasını sağlar.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Mahur Beste adlı eserinde dil, sadece estetik bir araç değil, aynı zamanda karakterlerin psikolojik hallerini ve içsel dünyalarını derinlemesine açığa çıkaran bir yapı taşına dönüşür.
Tanpınar, dilini şiirsel bir ritimle kullanırken, aynı zamanda psikanalitik bakış açısını da eserine yedirerek, bireysel ve toplumsal psikolojiyi çok katmanlı bir biçimde işler. Mahur Beste’deki estetik ve psikanalitik ögeler, eserin hem dilsel hem de tematik derinliğini oluşturur. Tanpınar, bireylerin içsel dünyalarını ve psikolojik çatışmalarını yansıtarak, insan ruhunun karmaşıklığını başarılı bir şekilde betimler.

Kadir Horzum, Uşak doğumlu. Eğitimini Balıkesir Astsubay MYO, Anadolu Üniversitesi AÖF İşletme ve Sosyoloji bölümlerinde tamamladı. Halen Aile Danışmanlığı ve Yaşam Koçluğu yapıyor. “Kafamdaki Kalabalık” ve “Kalabalıktan Kalanlar” isimli iki adet kitabı Banliyö Yayınevi tarafından yayımlanan Horzum, yazmaya devam ediyor.


