İlk sayısında “Düşler ve Uyanışlar” arasında gezinen SuareMag, Mayıs sayısında “Bellek ve Gelecek” temasıyla zamanın ruhunu keşfetmeye çıkıyor. Geçmişin tortuları ve geleceğin ihtimalleri, sanatın farklı disiplinlerinde yeniden anlam buluyor. SuareMag, ikinci sayısında belleğin kıvrımlarında dolaşırken geleceğe dair şüpheli sorular soruyor. Edebiyat, sinema, resim ve daha fazlası eşliğinde, hatırlamakla hayal etmek arasındaki köprüyü birlikte kuruyoruz.
“Aylık İlham Kaynağı”nız SuareMag’da Mayıs ayında bakın sizi neler bekliyor.
Hakan Akdoğan; “Kaybolmanın Haritası, Bulmanın Labirenti” başlıklı yazısında karanlıkta parlayan bir anının peşine takılıp bir varoluş krokisi çizme hallerimizi anlatıyor: Yürümeye devam et!
Nilgün Karataş; Amiral’in Karısı Serena Joy’u ‘belleğin bekçisi, geleceğin sessiz mimarı’ olarak mimlerken projektörü sistem tutsaklarına tutuyor. “Hâlâ” başlıklı yazının gizli öznesi günümüzün Serena Joy’ları.
Tuba Ayşe Özgür; “İlkel Toplumların İzinde” varoluşsal bir sorgulama yapıyor, hem de mitlerin belleğinden damıtarak! Dijital çağın ‘Prometheus’ları, beyaz yakalı ‘Sisifos’lar, gerçeğin izini süren ‘Odin’ler sizi bekliyor.
Arzu Kurt; Rüya Atlası’na bir ilmek daha atıyor: Bu kez Murat Gülsoy’un Kıyamet Sonrası Olağan Bir Günü ile yola çıkıyor. “Hafıza Zamana Aittir, Gelecek Geçmişe” diyerek, kaderi ve kararlarımızı sorgulatıyor.
tan doğan; “iki yüz altı ya da çifter” başlığı ile okuyacağınız ikişer mısralık beyitleriyle, ‘dünden güne-günden yarına / bir yolculanış denemesi’ne davet ediyor bizi, tam 206 sözcüğe bir anlam yükleyerek.
Benan Bilek; bir kelime şöleni vadeden öyküsünde derinlerdeki bir acıyı kanatıyor; doktor gözetiminde. “Yükselen Harfler” adını aldığı oyun gibi keyifli ama bir o kadar da hatırlamanın ağırlığı altında eziyor benliğimizi.
Demet Çaltepe; az kelime çok anlam demek. “Vazo” ile tüller, çiçekler arasında sessiz bir buluşmaya götürürken bizi, “Her Şeyi Duyan Mehdi” ile dikkatleri sesin geldiği yere çekiyor.
Zeynep Tezel; “Sözcük Tamircisi” adlı öyküsüyle ‘şimdilik’ tuhaf gelen bir deneyime ortak ediyor okurunu: Dijital bellek. Yazdım, yazmadım, çizdin, çizmedin derken o çığlık size de bulaşacak!
Kenan Doğru; “Nosce Te Ipsum” diyerek göklerdeki cennet ile ayakların altındaki yere sıkışan belleğimize zorlu bir kendini bilme yolculuğu yaptırıyor. Zorlu; çünkü yanıtını sadece kendinize verebileceğiniz sorular bekliyor sizi.
Betül Çakıroğlu; Aldebaran adlı bir yıldızın masalını anlatıyor: “Düşen Yıldız”‘ın kahramanı Aldebaran aç gözlü ve hiç doymuyor, kimseye ışık bırakmıyor. Okurken bakalım kimleri hatırlayacaksınız?
Emel Altuntaş; deneyimleri ve düşleri teknoloji ile harmanladığı, “Bellek Siz Gelecek” yazısında geçmişin mitlerini ve toplumsal olayları ortak bilinçte topluyor. Sonsuzluğa olmasa da yarınlara ışık tutmak mümkündür belki…
Elif Özge Karakaya; bombalanan şehirler, gökyüzünün olmamasını dileyen çocukları hatırlatıyor “Parşömene Kazınanlar”da. Soruyor: Gelecek, silinmeyen geçmişin üzerine inşa edilen palimpsest olabilir mi?
Gönül Yasemin Ölmez; çocukluğun masumiyetini, maruziyetlerini, tuhaf savunma mekanizmalarını bir yetişkinin bedensel acılarıyla birlikte aktarıyor “Uçamıyorsan Koş” öyküsünde. Üstelik bir uçak yolculuğuna koca bir hayatı sığdırarak.
Alperhan Benlioğlu; yakın bir gelecekte bir savaşın ortasına götürüyor okurunu. “Afiyet Olmalı” adlı öykünün kahramanı bir robot aşçı! Askerler ve robotlar, açlık ve ölümün gölgesinde uyum içinde yaşayabilir mi?
Eda Büyükçapar; “Belleğin Katmanları Ve Gelecek Yanılsaması” ile geçmiş hatıraların arasında bizi edebi bir gezintiye çıkarıyor. Bir sevgilinin izini sürerken şüpheye de düşüyoruz. Bellek işte; hem sığınak hem zindan!
Zeynep Pınarbaşı; kendi deneyimlerinden yola çıkarak zayıf bir hafızanın avantajlarını ve dezavantajını paylaşıyor; utanç dünyasından komedi dünyasına uzanan “Unutma Merdiveni”ni yıkmak niyetiyle.
Funda Torunlar; anlam yolculuğumuzu “Unutmanın Paradoksu: Geçmiş Ve Gelecek Arasında Bir Zihin Seyri” yazısıyla farklı bir boyuta taşıyor. Zihin-bellek-ego üçlüsü bize ne sunuyor? Mucizevi potansiyel mi? Bir hapishane mi?
İsmail Akman; acımasız bir hesaplaşmanın ortasında “Men Dakka Dukka” diye meydan okuyor. İnsanının kendini bulma arayışına ilişkin farklı bir yerden bakmak, farklı bir ses duymak için ne haklı bir isyan.
Ebru Eren, bir şiirden adını alan bir filmle anılarımızı, belleğimizi ve kimliğimizi incelikle işlerken, aşkın varlığımıza kattığı anlamı irdeliyor. “Eternal Sunshine Of Spotless Mind ve Bellek Üzerine” düşünürken, bir başka ben keşfetmeye hazır mısınız?
Sevin Bayrı; seçimler, hatırlamalar, düşünceler, dil ve anlam arasında salınıp duran “Pandül” ile geçmiş ile gelecek, seninle benim, bizimle onların arasında bir ritim tutturuyor. Dünyayı anlamlandırmak ve başkalarına aktarmak için…
SuareMag’ın Mayıs ayı sayısına katkıda bulunan Belgin Ulutay, “Bedeli Büyük Bütçesi Düşük Bir Fibonacci” ile müthiş bir fikir cambazlığı yaparken, Kadir Horzum, “Erken Dönem Cumhuriyet Yazarlarında Kadın İmgeleri” ile Peyami Safa’dan başlayarak yargılamadan sorguluyor. Sırada ise Üç Kemaller, Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi, Sait Faik var.
Duygu Görücü gerçekle düş arasında yaşanan “Dönüşüm” öyküsüyle benliğin keşfine çıkarken, Sinan Cem Çamözü, bir bilimkurgu filmini “After Yang: Bellek, Kimlik ve Unutma Korkusu” başlığı ile çözümlüyor.
Ezgi Aktaş, yeni bir gelecek kurmak isteyen kadın kahramanını “Hatıra Kutusu” adlı öyküsüyle anlatıyor bize. Melis Melek ise “Roma’yı Bu Kez Mimarinin Değil de Edebiyatın İzinde Dolaşmak” başlıklı yazısıyla okuru şairlerin, yazarların peşine takarak bir yolculuğa çıkarıyor.
Disiplinlerarası içerikleri ile okuruna farklı ilham kaynakları sunan SuareMag’ın bu sayısında fotoğraf sanatçısı Nihal Gündüz “Karanlık Oda Deneysel Çalışma” eseri ile yer alıyor. Ayrıca Chirico’nun Gizemli Saat adlı eserinin yanı sıra İlk Sayfası, Okuma Parçası, Diyaloglar bölümleri ve pek çok alıntı sizleri bekliyor. Sevin Bayrı tarafından hazırlanan kitap, film, müzik seçkilerini de seveceksiniz.
“Bellek ve Gelecek” meselesini türlü yönleriyle ele aldığımız SuareMag, Mayıs ayı sayısıyla sizlere ilham vermeye devam ediyor.
Hep birlikte üretmek, paylaşmak, güzel hatırlamak ve mümkünleri oldurmak dileğiyle…
Keyifli okumalar.
SuareMag
suare@suaremag.com.tr


