Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » OLUR OLMAZ İŞLER
    Gönül Yasemin Ölmez

    OLUR OLMAZ İŞLER

    Ağustos 1, 2025Yorum yapılmamış11 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Gönül Yasemin Ölmez

    Yol kenarlarından tepelere doğru uzanan çetiler, incir tarlalarının arasına serpiştirilmiş armut ağaçları, zeytinlikler, hafızamda bazı anlarıyla silinmeden öylece kalmış bir dizi filmi hatırlatan, eski zaman mimozalarını geçiyoruz. Hız 140 km.

    Sarsıntıyla camdan başımı çekerken küçük kızımın uyuya kaldığı dizimi oynatmamaya gayret ettim. Buraların derdi bitmez. Her seçim aynı vaatler. Bir türlü düzelmeyen yollar gibi.

    “Gelmedik mi anne daha?”

    İşaret parmağımı burnuma götürüp, hızlıca başparmağımla tamam işareti yaparken Duyguya, uyku vadisine giden yön tabelasını da geçti gözlerim. Onun en yakın arkadaşları ve anneleri ile gezi düzenlemiştik buraya birkaç yıl öncesinde. Benim için, çocukluğumda dağ tepe dolanıp içinde dinlendiğim mağaralardan pek bir farkı olmasa da, çalılıkların arasından fırlayıveren sincabı unutamıyorum. En çok da İstanbullulara madara olmuştum ya.

    Elimde tutuğum; hasır, geniş kenarlı, uçları pülçüklenmiş, biraz da dökük şapkamı başıma geçirip, omzumu silkip geçiştirmiştim. Güzeldi her şey.

    Geçmiş zaman mimozalarının ana konusunun da adamın şapkasındaki, kadının elindeki çiçekler olduğu kanısındayım bugünkü fikrimde.                                 

    Oysa ben babamın mezelik yaptığı tuzda balıkların boşalan her tenekesini özenle  badanalayıp içine diktiği, mevsimine göre rengârenk, bin bir çeşidine de doygun oluşumdan, gelin çiçeğimin plastikten oluşuna hiç aldırmamıştım. Onun bu yolculukta yanımda olamamasına aldırdığım kadar.

    Tarihinde yedi kere batmış bir şehrin bir daha sular altında kalmayacağını kim garanti edebilirdi ki? Ya da kendini bilmez bir serserinin sırf yanındaki kıza hava olsun diye bir eli direksiyonda, aldığı son yudumdan sonra, elindeki bira şişesini kurumuş çetilerin arasına acımadan fırlatırken, o, tuz buz olmuş cam parçacıklarını güneşin ısıtıp da, her şeyi yakıp kül etmeyeceğini…                                           

    Varlığının tek koşulunun yüzüğün gücünden ayrılmak olduğu bilincinde olan Frodo Baggins dahi, onun büyüsüne kapılmamış mıydı zaman zaman? Semboller hayata anlam katmak içindi. Belirleyiciydi aynı zamanda. Ama asıl, yüzük eriyip gittikten, Arven ölümlülüğü seçtikten ve Aragorn tacını sembolik olarak takıp, Frodo Baggins ve arkadaşlarının karşılıksız, yargısız dostluklarının önünde eğildikten sonra, savaşlarla yakılıp yıkılmış viran olmuş ülkeleri bir anda değişmiş, yeşillenmiş, çiçeklenmişti. 

     Ahh… Şu filmi birlikte izlemiş olsaydık anneannemle.

    “Kılıksız deyyus. Etmediğini bırakmadı. Bir iyilik bir de kötülük evlat. Ömür boyu unutulmaz,” derken eminim bastonunu da sallardı Sauron’a. Herkesi okumuş üflemiş de bir tek dedeciğime yetişememiş o. 

    “Suni teneffüs yapmadın mı anneanne?”                                          

    “O ne çocuğum?”                                                                               

    Üzerinden otuz altı yıl geçmiş diye. Ya onun yası? 

    Arabanın ön camına sıçrayan çakıl taşıyla küçük kızım gözlerini açıp hazır ola geçer gibi dimdik otururken, büyüğüm derin bir “oh” çekti. Hızla virajı da dönüp birkaç arabanın park edebileceği kadar boşluk bırakılmış, gerisine; dizi dizi patlıcan, domates, kabak, bamyaların dikili olduğu bahçenin duvar kenarına durduk. 

    “Geldik çok şükür,”                                                                                     

    Dikiz aynasından geriden gelen diğer arkadaşımızı ve motoruyla gelmeyi tercih eden eşini de arıyordu gözleri Sema’nın. Biz teker teker aşağıya inip bagajdan valizlerimizi alırken, onlar da sırayla girdiler bahçeden içeri.                                             

    On kiloluk bitmiş plastik yoğurt kabını elinden yere bırakıp, yemenisiyle alnındaki terini siliyordu gülümseyerek. Uzaktan bakınca yetmiş, yakınlaştıkça güneşten kurumuş cildini cam gibi parlatan yeşile dönük ela gözlerinden beş daha küçülttüğüm yaşı, sonradan öğrendiğimde adı kadar şaşırtmamıştı beni. Aynı yaşlardaymışız Fatma’yla.  

    “Hoş geldiniz, hoş geldiniz.” Yemenisini düzeltip bağladı başına. 

    Köyden indim köye şaşırtması ile tatillerin ana mottosu olan, “Yiyeceksin, içeceksin e hadi gari ama söyletmeyin şimdi,” kısmını şimdilik es geçerek motorunun ayağına otururken söylendi:

    “Ne pişirdin bakalım öğlene? Kurt gibi acıktık hepimiz.”

    Plastik kovanın içindeki sebzelere de göz atıverdi İsmail Ağabey.                

    Bizim için ayrılmış odalara gidip, valizlerimizi bırakıp, bahçeye geri döndük. İki masayı birleştirdiler hemen. Çocuklar ilk dörtlüye, onlar ikinci dörtlüye oturdular. Bir sandalye çekip oturdum köşeye.

    “En başa oturttuk seni bak!”                                                             

    Bir anda tüm vücudu değişti İsmail Ağabeyin. Gözleri yuvalarından fırlamış, tam üzerimizde duran üzüm çardağının aralığından vuran güneşin par par parlattığı parmağındaki yüzüğünün içinde dolaşmaya başlamıştı. Dudakları hafif aralık tıslıyor “Efendimisss”.

    Aynı refleksle başparmağım yüzük parmağıma değince, bir gece öncesinde çıkardığım yerde unuttuğumu fark ettim.                                                                           

    Sahi dedem öldükten sonra, hiç çıkarmadığını söylediği yüzüğünü gasilhanede kim almıştı anneannemin parmağından? Annemde değildi!                                                             

    Karşıdan bakıldığında yedi düvel erkeği dize getirirmiş gibi duran bu kadının insana dair bakışı da, inekleri doğum yaptığında cinsiyetine bakmaksızın duyduğu sevgiden farksızdı komşusu Hayriye’ninkine göre. 

    “Amannn. Düvem oldu Hacı Hanım hala, düvemm.”                               

    Elini içine soktuğu lastikli donunu bir o yana bir bu yana çeken Hayriye’ye çakmak çakmak bakar;

    “Düveni kim doğurdu Hayriye? Hadi kızım! Sütü kaymağı bol olsun. Kurbana derdin kalmamış.”                                                                     

    Taşıyabilmek için göğsünün üzerinde tuttuğu büyük tepsiyi yan masaya bırakan delikanlının gözlerine baktığımda Fatma’nın oğlu olduğu düşüncesine kapıldım. Çukur melamin tabaklara doldurulmuş bol domatesli sarımsaklı, hafif pembeye dönük, iri çekirdekli bamyaları önümüze koyup, “Kuskus pilavlarınız da geliyor şimdi cacıkla, çocukların tostlarıyla birlikte” deyip boşalan tepsiyle hızla geri dönerken, ekmeklikler ortaya çekilmiş, yemeğin suyuna bandıra bandıra yemeye başlamışlardı bile.

    “Yesene çocuğum.”

    “Yemem. Sümüklü bu”

    “Hadi bunu da yemem de de, atayım kendimi denize. Çin’e gitsen ne yapacaksın? Hııı? Orda kıpırdayan her şeyi yiyorlar. En iyisi çökeleği, peksimeti eksik etme sen valizinden. Vallahi gidilmez bir yere seninle.”

    Tabağı hırsla önüme çekip vurdum çatalı bamyaya.                                         

    Herkes denize girerken, elim karnımda, kumsal ile tuvalet arasında mekik dokuduğum yetmezmiş gibi, denizin ortasında elini sallayıp,

    “Şifa oldu vallahi sana” demez mi Sema? 

    Akşam olduğunda ışıklarla donatılmış sahilde, bizim için ayrılan dörtlü masaya geçerken oturma düzenindeki tek değişiklik çocukların ayrı bir masayı tercih etmeleriydi. Mezeler geldi. Rakılar dolduruldu kadehlere. Birkaç kare toplu olarak gülümsediğimiz telefon ekranına onlar çokça eşlerine sarılıp pozlarını verdiler. Yanıma gelen kızlarımla önce birbirimize, birkaç poz da ekrana gülümsedik. “Nice anılarımız olsun,” diyerek. 

    “Babama attım anne. Bak, kalp koymuş, üç tane.”                                             

    Kadehimi bir yudum daha almak için kaldırdığımda, aniden iki el sıkıca sarıldı omuzlarıma. Başını başıma dayadığında fark ettim Nuri Bey’i.

    “Bir de böyle çeker misiniz rica etsem?”

    Yusuf’a selamlarımızı ilet derken, tam yanımda olduklarını gösterdiği masaya döndüğümde, eşi Ayşe Hanım avuç içlerini dudaklarına götürüp öpücük veriyordu. Yanına gidip sarıldım. Geri dönüp oturduğumda, başım mı döndü, sıcak mı bastı, içimde hüzüne kaçmış bir mutluluk, ama bir o kadar coşku.

    “Atlarsın, atlayamazsın, atlarsın, atlayamazsın,” derken denizde aldım soluğu.

    Çocuklar alkış tufan. “Siz de gelin,” diyorum, biri atlıyor cesaret edip şaşkın bakışlara inat.

    Ertesi sabah sahile indiğimde, havada uçuşan birkaç martı, hamile eşini taşlıklardan ayağı kaymasın diye ellerinden tutup denize taşıyan adam dışında ortam sessizdi. Geçen zamanı güneş ayaklarımı ısıttığında fark ettim. Kitabın son sayfasını da çevirip kapağını örterken, birinin uzaklaştığını hissettim aniden kaybolan uzun gölgeden. Az sonrada Sema geldi. Masanın üzerindeki deniz kabuklarını eliyle yoklayıp bıraktı.

    “İsmail’i gördün mü?”

    Başımı yana çevirdiğimde denizden çıkıyordu. Elimle işaret ettim.

    Kahvaltılarımızı yapıp dönüş yolu için arabaya yönelirken, bir maşrapa suyla gelen Fatma, gülümseyerek duvar üzerine hazır ettiği birer poşet domatesi uzattı onlara.

    “Gök azıcık bunlar. Tepsiye koyun e mi? Olgunlaşıverirler bir zamana!”

    Bana da yuvarlak, en irice olanlarından patlıcan koymuş. Unutmamış belli ki tan yeri ağarmadan tarlada yaptığımız sohbet sırasında  “keşke patlıcan közleseydin dün,” deyişimi. Birbirimizin omzuna dokunduk.                        

    Arabanın tekerlekleri dönmeye başladığında çakıl taşlarının üzerinde, kızlarımdan biri sağ, diğeri sol dizime koydular başlarını. Bir ara Sauron’u gördüm sanki dikiz aynasında. Atının bir ayağını vurmuşlar mı ne? Aksak, aksak gelişi. Gözlerimi ovuşturdum

    “Amann, boş ver, unut gitsin,” dedi aklım.                                                       

    Sema radyonun düğmesine bastı. Sezen, Yol Arkadaşımı söylüyor.

    Duvar dibinden koparıp göğsüme taktığım, küçük bir dal mimoza. Sanki yüreğimde yaşayıp fışkırıvereceklermiş gibi. Telefondan bildirim sesi geliyor. Baktım Yusuf.  İsmail Hakkı Bey’den “Sazende Olasın”ı göndermiş. Büyük ninesi, dedesi Yusuf’a ninni yapmış bu şarkıyı. Hep güzel anılarını paylaşmayı sever zaten. Aile sırlarını ifşa etmez hiç. Bu onun iradesi dışında bir durum.                                                                       

    Meskûn mahalde ilerliyoruz. Hız 30 km.  


    Gönül Yasemin Ölmez, Bodrum’da doğdu. Lise mezunu. Yirmi üç yıllık çalışma hayatında özel sektörde satış danışmanlığı ve mağaza müdürlüğü yaptı. Derin okuma ile başlayan kendini geliştirme eğitim yolculuğunu, mitoloji ve yaratıcı yazarlıkla halen devam ettiriyor. Bu süreçte iki kollektif kitapta öyküleri de yer alan Gönül Yasemin Ölmez, yazı yolculuğunu sürdüyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Temmuz 2025

    SuareMag – Arşiv

    gönül yasemin ölmez suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    HIRLAMA

    Haziran 1, 2025 Hakan Akdoğan

    “Kuru Otlar Üstüne” filmine bir uluslararası ödül daha

    Ekim 26, 2023 Film

    La Mov Compania de Danza CRR’de sahne alıyor

    Ekim 17, 2023 Sanat
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.