Close Menu
    Son Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Salı, Temmuz 15
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Sevdalinkalar ülkesi: Bosna Hersek

      Şubat 7, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Çocuklar ileri dönüşümü eğlenerek öğreniyor

      Haziran 21, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Zeynep Sönmez’den Wimbledon’da Tarihi Başarı!

      Temmuz 3, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

      Temmuz 10, 2025

      Gece Yarısı Kütüphanesi: Ya diğer olasılıklar gerçekleşseydi?

      Temmuz 8, 2025

      Haziran ayı için film önerileri

      Haziran 1, 2025

      Yaz ortasında melankoli: Slowdive İstanbul’a geliyor

      Şubat 20, 2025

      Arter’den avangart bir müzik festivali

      Şubat 11, 2025

      Borusan Quartet’in “Oda Müziğinin Ustaları” konseri ENKA Sanat’ta

      Şubat 10, 2025

      Öykü: Sessizliğin İçinde Nefes

      Temmuz 9, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      Öykü: Erik Ağacı

      Temmuz 7, 2025

      KEMAL TAHİR ROMANLARINDA KADIN İMGELERİ – III

      Temmuz 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      Pera Müzesi Yazar-Editör Sohbetleri’nde sanat tarihine müzecilik penceresinden bakış

      Şubat 20, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      2000 yılından sonra çekilen en iyi film hangisi?

      Haziran 29, 2025

      Telefon Kulübesi: Bir telefon, bir ses ve bir yüzleşme

      Haziran 26, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      Mühür: Gece Eşiği filmi yakında sete çıkıyor

      Haziran 17, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      şiir: küf lekesi

      Haziran 7, 2025

      Sinema ve tiyatronun dev buluşması: Emek ve Başarı Ödülleri

      Haziran 21, 2025

      “Bulaşıkçılar” yeni yorumuyla İstanbul, İzmir ve Ankara’da

      Mayıs 21, 2025

      Molière klasiği ‘Cimri’ye alaturka dokunuş

      Mayıs 19, 2025

      Kadıköy Oda Tiyatrosu “Kalabalık Fasıl” ile açılıyor

      Mayıs 12, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

      Temmuz 14, 2025

      Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

      Temmuz 12, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Ediz Dikmelik ile Sorgulayan Çocuklar: Çocuklarla Felsefe El Kitabı 

      Haziran 11, 2025

      Kilitli Hatıralar Kitabı: İstanbul’un altı ayrı dönemine tanıklık eden öyküler

      Nisan 19, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Çocukluk çağı, ilişkiler ve diktayı kitaplar üzerinden okumak

      Nisan 29, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Rüyanın kalemle buluştuğu kadın: Nazlı Eray

      Haziran 22, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

      Temmuz 11, 2025

      Sinan Saygı’nın yeni kitabı: İletişim Bir Süreçtir

      Temmuz 3, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • FELSEFECE VE…

      tan doğan: sap-saman

      Temmuz 14, 2025

      tan doğan: seğir[t]meler

      Temmuz 3, 2025

      on kırık iz!

      Temmuz 1, 2025

      noudelmann ile tan

      Haziran 27, 2025

      …ve …

      Haziran 25, 2025
    • SuareMag
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » AZRAYA ALDANMAK
    Funda Torunlar

    AZRAYA ALDANMAK

    Haziran 1, 2025Yorum yapılmamış5 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email LinkedIn

    Funda Torunlar

    Dedesine torunu sordu bir gün,
    “Dede bu kadar uzun yaşadın. Hayattan ne anladığını bir iki cümleyle anlat deseler ne derdin?”
    Şaşkın ama gururu okşanmış bir şekilde sevgiyle baktı torununa: 
    “Azraya aldanma.”
    “Azra ne ki dede? Neler de biliyorsun öyle!“
    “Azra, kıyıda dalga geri çekildiğinde kumların üstünün aldığı pürüzsüz haldir . Ne kadar düz ve pürüzsüz görünürse görünsün üstü çiğnenmiştir o kumun. Bir sonraki dalgaya kadar herşey olabilir; biri üstünde yürüyebilir, üstüne birşeyler çizebilir…Hayat o iki dalga arası kadar kısadır ve ancak o kadar pürüzsüz… Bunu bilerek yaşamak lazım.”

    …

    “Hayat akışkandır; sense ona tutunursun.” 

    Ellerinde tutmaya çalıştığın her an, suyun parmaklarının arasından kayıp gidişi gibi, sana kendini hatırlatır. Oysa hayat, sana ait değildir; sen, hayat ve içindekilere rağmen, hayat ve içindekilerle akmayı öğrenmelisin.

    Hayatın doğası ile insanın tutunma çabası arasındaki gerilim, sevmek ve direnmek arasındaki tutkulu bağın varlığını anlamamıza ışık tutar. 

    Sevgi denince çoğumuzun aklına mutluluk, sıcaklık gelir. Oysa sevgi, asıl kıymetini işler yolunda gitmediğinde gösterir.

    Sevgi sadece güzel olan değil, en ağır zamanların da yükünü omuzlamak demektir. Gerçek sevgi, direnmektir. Direnmek, sadece hayatın zorluklarına kafa tutmak değildir. Bazen en ağır olanı, çaresizliği kabullenip yine de kalbini karartmamaktır.

    Sevgi ve direnmek üzerine büyük laflar etmek kolaydır.
    Ama gerçek hayat, bu kavramların ete kemiğe bürünmüş, zuhura çıkmış halidir.

    Ve bu dünyada, bu büyük sözleri sessizce yaşayan insanların olduğunu biliyoruz. Aşağıdaki satırlarda olduğu gibi…

    Geriye kalan kocaman bir hayattı alzheimer hastası kadından ve oksijen tüpü olmadan nefes alamayan adamdan. Söyleyince sıradan oluyordu hastalık da yaşlılık da . Biri seksen beş yaşında diğeri doksan. “Allah iki hayırdan birini yapsın! “ dedirten cinsten.

    “ Hayırlısıyla yanına al ya da iyi et “ riyakarlığı. Yükü omuzlardan atmaktı istenen şey. Doğrudur, insan insana ağır gelir.

    Peki kim diyecekti? “Emine, bak bunları sana aldım. Afiyetle ye. Yarın yine getireceğim.”

    Kadın on beş sene önce üst üste beyin kanaması geçirip günlerce ölümle cebelleşmişti. İyileşmeye başlayıp eve döndüğünde adam ona her gün en sevdiği şey olan kızarmış piliçlerden getirdi bir ay boyunca. Evdekiler “Biz yapalım, sen zahmet etme baba” dediler. O kabul etmedi. Kendi gidip kendi gözleriyle seçecekti Emine’sine o en güzel piliçleri. Onun için mesele kolaylık değil, sevgiyi emekle, özenle yaşatmaktı.

    “Hadi Emine ye. Yarın tekrar getireceğim.”

    Gücünün yettiği, nefes alabildiği o günlerde her dışarı çıkıp geldiğinde önüne koyardı çorapları, terlikleri, yelekleri  Emine’sinin. Sanki o sımsıcak yüreği terlik , çorap olur, yelek olur ısıtırdı Emine’sini. Hepsi birer direnişti aslında. Zamanın, hastalığın, unutuşun önüne çekilmiş incecik ama inatçı bir sevgi duvarıydı.

    …

    Bazen sevgi, hayatı değiştirmek değildir.
    Bazen sevgi, hayatı olduğu gibi kabul etmek ama ona rağmen kalbini korumaktır.
    Direnmek de budur işte:
    Zamana, hastalığa, kayba rağmen sevmeye devam etmek.
    Sevgi, bir yabancıya dönüşen gözlerde hâlâ tanıdık bir umut aramaktır.
    Sevgi, kayıplara rağmen, kırıklarla birlikte yürüyebilmektir.
    Ve direnmek, hiçbir zaman vazgeçmemektir sevgiden, hayattan, insan olmaktan.

    Kim bilir kaç kere aklından geçirmişti ‘Ben Eminesiz ne yaparım?’ 

    Hastalık da sağlık da insanlar içindi. İnsan olmanın her halini görecek kadar yaşamış biri elbette bilirdi bunu.

    Ancak karısının kendisine baktığında o görmek istemediği yabancı gözleri nasıl kabullenebilirdi. Ah! Hala öğrenilecek ne kadar çok şey vardı…

    Kadın kızına dönüp de, şöyle dediğinde:

    – Bugün bir yabancı adam yatıyordu yanımda, sesimi de çıkaramadım ama sabaha kadar da uyumadım, derken onu dinlediğinde aldığı nefes artık ciğerlerine gitmiyordu.

    Bunları söyleyebildiği halleri de arıyordu artık. O bile yoktu. 

    El ele yürek yüreğe verdiği kadın artık yoktu. Var ama yok . Varla yok.

    Sadece kendisine bakan ama tanımayan bir çift göz vardı .

    Her geçen gün hatırladıklarını da geleceğiyle beraber geçmişe götürüyordu kadın. Onun için gelecek yoktu,  artık geriye doğru giden gelecekten başka bir şey, yoktu… 

    …

    Adam ve kadın, bir ömür boyu birbirlerine yalnızca iyi günlerde değil, hayatın en ağır sınavlarında da tutundular.

    Bu insanlar 40’lı yaşlarındayken, on üç yaşındaki evlatları çok yakın bir akrabalarının çocuğu tarafından kazara tüfekle vurulmuştu. Böyle bir derin acıyı paylaşmış olmak da tabii ki sevgiyi çok farklı etkilemiştir. 

    Ancak o aileye düşman olmamışlar ve yıllarca o insanlarla olan ilişkilerini makul çerçevede sürdürmüşlerdi. Çünkü adam farklı davranmalarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini biliyordu. Oğlunu öldüren çocuğun babası da yıllar sonra yanında göz yaşları içinde ölmüştü.

    Bir kış günüydü. Gökyüzü gri, toprak suskundu.
    İçeri girdiğinde, odanın kokusu eski bir acının izlerini taşıyordu. Yatakta yatan adamın elleri titriyordu.
    sessizce yanına oturdu.
    Hiçbir şey söylemedi.
    Karşısında can verirken, gözyaşlarıyla titreyen eski dostuna baktı. Elini tuttu.
    Sanki yıllarca bastırılan suç, pişmanlık ve keder, o tek temasla su yüzüne çıktı.
    Adam son nefesini verirken, dedenin dudaklarından sadece şu döküldü:
    “Allah affetsin… biz affettik.”

    Ve o gün, sadece bir adam ölmemişti.
    O gün, öfkenin taşıdığı tüm yük de toprağa verilmişti.

    Telafisi olmayan çok büyük bir acıdan ve de çok derin bir insanlıktan bahsediyoruz..
    Bir insanın genç yaştaki evladını kaybetmesi zaten tarif edilemez bir yara. Üstüne bunu bir tanıdık eliyle yaşamak, üstelik akrabalık bağı olan biriyle, acının yanında affedilmesi neredeyse imkânsız bir ihanet hissi de getirir.

    Ama adamcağız…
    O, hayatının en büyük acısına rağmen kinlenmeyerek, “bu olanlar nefreti büyütmesin” diye seçmişti yolunu. Bu bambaşka bir farkındalıktı.
    Bu, insanın sevginin en yüce formuna erdiği yerdi aslında. Acıyı bile dönüştürüp, öfkeye değil, anlayışa çevirmekti.
    Orada hem acı hem affediş hem de insan ruhunun tüm çıplaklığı vardı.

    Bu yaşanmış hikâyede direnmek, hayatın acısına boyun eğmeden ayakta kalmak. Sevgi ise, acıya rağmen insan kalmayı seçmek.
    Yani onlar, evlatlarını kaybettiklerinde hayata küsebilirlerdi, insanlara kin duyabilirlerdi. Ama yapmadılar. Sevdiler. Affettiler. Devam ettiler.
    Bu da gösteriyor ki, gerçek direnç, sadece hayatta kalmak değil, kalbini korumaktı.

    Dedesine torunu sordu bir gün:
    “Dede bu kadar uzun yaşadın. Hayattan ne anladığını bir iki cümleyle anlat deseler ne derdin?”


    Funda Torunlar Trabzon’da doğdu. Yükseliş Koleji’ni ve Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Çeşitli özel okullarda İngilizce öğretmeni olarak çalıştı. Çocukluğunda başlayan ‘kavramlara’ olan ilgisi, çocuk oyunları, hikayeler, denemeler, roman denemeleri, tiyatro metni yazarlığı çalışmalarına zemin hazırladı. 2018 yılında, Joyland İngilizce ders kitabı serisinin ortak yazarı oldu. Ayrıca D.H Lawrence’nin  “Lady Chatterley’in Aşığı” adlı eserini Türkçeye çevirdi. Emeklerine müteşekkir olduğu iki güzel insanın evladı, Zeynep ve Cemre’nin de annesi olan Torunlar, halen İngilizce öğretmenliği yapıyor ve yazmayı sürdürüyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Haziran 2025
    SuareMag – Mayıs 2025
    direnmek Funda Torunlar haziran sevmek suaremag yazar

    Related Posts

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025 Edebiyat

    Susan Sontag: Estetiğin, Direnişin ve Düşüncenin İzinde

    Temmuz 11, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    Peki biz neden hala kaçmıyoruz?

    Temmuz 10, 2025 Edebiyat
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025 FELSEFECE VE...

    ya da “yazar”, yazan ve… * yazar hep ‘yaz’, ömrün kış olsa da! * ne…

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025

    Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

    Temmuz 12, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    16. İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali 29 Mayıs’ta başlıyor

    Mayıs 16, 2024 Kitap

    Pedro Pascal ve Chris Hemsworth’lu ‘Crime 101’ Amazon’un oluyor

    Eylül 5, 2023 Film

    Başar Başarır’dan kardeşliğe dair bir roman: Dünyanın Bütün Fıstıkları

    Eylül 20, 2023 Edebiyat
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    tan doğan: sap-saman

    Temmuz 14, 2025

    Kızıl Kısrak: Ursula K. Le Guin’den üç öykü

    Temmuz 14, 2025

    Sahilde Kafka: Kader, kimlik ve bireysel yolculuğumuz

    Temmuz 12, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.