TUBA AYŞE ÖZGÜR
BÜYÜLÜ GERÇEKLİK ÜZERİNE
Bir tabloya bakarken, bazen kendini bir hikâyenin tam ortasında bulursun. Remedios Varo’nun 1957 tarihli “Kuşların Yaratılışı” adlı eseri, işte tam olarak böyle bir çağrıya sahip. Resme baktığında, sen de o figürün ardındaki tuhaf ama huzur veren laboratuvara adım atabilir, belki de yaratılan o kuşlardan biriyle birlikte gökyüzüne karışabilirsin. Ben çoktan kuşların peşine takıldım. Peki ya sen, hazır mısın?

Tablonun merkezinde yer alan figür, insanla kuş, sanatçıyla simyacı arasında bir yerde konumlanıyor. Masanın başında, elinde bir fırça, önünde renkli sıvılar ve bilimsel aletlerle dolu gizemli bir laboratuvar. Fırçasını tuvale dokunduruyor ve o anda çizdiği kuşlar canlanıp havalanıyor. İşte bu sahne, büyülü gerçeklik akımının ruhunu barındırıyor diyebiliriz. Olağanüstü bir olay o kadar sıradan bir şekilde resmediliyor ki, sanki bu laboratuvarda her gün böyle geçiyor hissini yaşatıyor. Ve büyülü gerçekçiliğin başladığı bu noktada, senin zihninde anlam kazanan yer oluyor.
Ama tabloyu etkileyici yapan yalnızca merkezdeki figür değil. Detaylarda gizli bir dünya var. Masadaki simya araçları, kuşların tüylerindeki renk geçişleri, göğüsteki keman boşluğu… Her ayrıntı, resmin hem gerçekçi hem de düşsel olmasını sağlıyor. Bu detaylar, süs olmanın ötesinde birer anlatı taşıyıcısı. Belki de tabloya baktığında seni çeken şey, bu detayların sana ait bir şeyi fısıldaması. Belki de bu tablo, senin içsel dünyana bir pencere açıyor.
Sen, bu yaratım anına tanıklık ederken, pencerenin ardındaki gece gökyüzü ve yıldızların sessizliğinde kendine ait bir parça bulabilirsin. İşte senin gerçekliğinle hayalin buluştuğu nokta da tam burası.
Kuşların tüylerindeki renk geçişleri, göğüsteki keman deliği… Her ayrıntı, resmin hem gerçekçi hem de düşsel yönünü derinleştiriyor. Sen tabloya baktıkça, bu ayrıntıların içine çekiliyor, sanki her birinin sana bir şey fısıldadığını duyuyorsun. Belki de o küçük simgesel detaylar, senin içsel hikâyeni anlatıyor.
Bu tabloya varoluşsal bir pencereden bakıldığında, “Kuşların Yaratılışı” bir yaratım metaforu sunuyor. Figür, kendi elleriyle hayat yaratıyor. Belki de Varo, “Kendi gerçekliğini sen yaratabilirsin” demek istiyor. Tablodaki yalnızlık, sessizlik ve dikkat yoğunluğu, senin kendi varoluşunu sorguladığın anlarla örtüşebilir. Belki de şu an o laboratuvarda sen varsın ve hangi kuşu yaratacağına karar vermek üzeresin.
Yalnızlık, odanın sessizliği, figürün odaklanmış hali… Tüm bunlar, insanın kendi varoluşunu sorguladığı anları çağrıştırıyor.
Varo’nun büyülü dünyasına adım attığında, senin için yaratılmış bir kuş olduğunu hissedebilirsin. Ve belki de o kuşun peşinden gitmek, senin kendi varoluşunu keşfetmene yardımcı olacak. Büyülü gerçekçilik, işte tam da burada… Belki de o kuş, şimdi seninle birlikte kendi yolculuğuna başlamak üzeredir.
Remedios Varo Kimdir?
Remedios Varo (1908–1963), İspanya doğumlu, hayatının büyük kısmını Meksika’da geçiren sürrealist ve büyülü gerçekçi bir ressamdır.
Eserlerinde mistisizm, simya, bilim, psikanaliz ve feminen arayışlar öne çıkar. Kadın figürleriyle bezeli resimleri, çoğu zaman senin içsel dünyanı ayna gibi yansıtıyor. “Kuşların Yaratılışı” ise onun yaratıcı sürecine, sanata olan tutkusu ve insanın bilgiyle kurduğu ruhsal bağa dair görsel bir anlatı diyebiliriz.
Varo’nun tablolarındaki mitolojik yaratıklar, insan-makine melezleri, düşsel yapılar; onu hem sürrealizm hem de büyülü gerçekçilik akımı içinde eşsiz bir konuma getiriyor. Bu imgeler, bilinçaltının derinliklerinden gelen bir çağrı gibi. Belki de doğrudan sana yöneltilmiş bir çağrı.


