Kahramanımız Woody’nin kazandığını düşündüğü 1 milyon dolar için çıktığı yol; aileden akrabalığa, arkadaşlıktan iş ortaklığına kadar bir sürü farklı ilişkiyi de adım adım irdeler. İnanmamasına rağmen ona eşlik eden oğlu Davis’in yanı sıra, bu yolu anlamlı kılan en çok da 70’lik Woody’nin amacına ulaşma çabasıdır.
Alperhan Benlioğlu
70’li yaşlarda bir baba olan Woody Grant’in karlı bir yolda bilinçsiz bir şekilde yürüyüşüyle başlar maceramız. Filmin hayata dair verdiği mesajlardan ilkini de bu sayede almış oluyoruz. Bir hedef boyunca durmaksızın yürüdüğümüz hayatta aslında boş bir yolda yürümekten farksız değil tüm serüvenimiz.
Kahramanımız Woody dergiden kazandığını düşündüğü 1 milyon dolar değerinde bir piyango biletine sahiptir. Bunun içinde yaşadığı şehir olan Montana’dan Nebraska’ya gitmek ve parasını almak ister. Her ne kadar olay sadece para olarak gözükse de aslında Woody yıllar sonra geldiği noktada hiçbir şeyi olmamasının intikamını hayattan almak istemektedir. Kendini arkadaşlarına ve akrabalarına ispat etmek. Tüm hayatımızı sosyal medyaya yansıttığımız bu günlerdeki bir gibi. 20’li yaşlardaki gençlerin 70’li yaşlardaki Woody çaresizliğinde olmasını ayrı bir hüzünlü tablo olarak buraya bırakıyorum.
Oğlu Davis babasının para kazandığına inanmamasına rağmen onu gitmemeye bir türlü ikna edemez. Kız arkadaşı tarafından terk edilmiş olan David belki de yaşadığı duygusal boşluğu babası ile doldurmak ister ve onu yalnız bırakmamak için onunla beraber Nebraska’ya gitmek için yola çıkar. Yolculuk ilk durak olan Lincoln’de akrabalarla buluşarak başlar ve daha sonra Nebraska’da Woody’nin kötü kalpli ortağı Ed ile devam eder. Hayatımızda etrafımıza çizdiğimiz iç içe geçmiş halkaların yavaş yavaş açılması şeklindedir aslında bu karşılaşmalar. Ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız ve en dışta da aslında etrafımızda olan ama bize katkısı her şeyden az olan kalabalıklar.
Yolculuk boyunca sadece Woody değil oğulları ve eşi de geçmişle yüzleşecekleri maceraya katılmak zorunda kalacaklardır. Ortalama bir hayat süren Woody aslında güzel seçilmiş bir örnek. Ona gerçekten değer vermeyen akrabaları, onu kandıran iş ortağı ve hikaye boyunca yanından hiç ayrılmayan oğlu.
Film herhangi bir insanın benzer deneyimler yaşamış olduğunu tahmin ederek yaşamın yavaş yavaş kabuğunu soyma eğiliminde. Evet arkadaşlarınız sizi dolandırabilir ya da akrabalarınız tarafından değer görmeyebilirsiniz. Zaten hayatta filmin başındaki gibi uzun ve karlı bir yol. Bu yolu anlamlı kılan Woody için hayatının sonunda da olsa kazandığı ikramiye ulaşma çabası.
Film siyah beyaz geçmiş yolcuğunun hafif kasvetli vermiş olsa da sakin ilerleyişi ve özellikle Woody’nin oğullarının babalarının ortağından kompresör çalma için verdiği intikam sahnesinde beni çok güldürdü. Hafif içsel sorgulamalarla keyifli bir film izlemek isteyen herkesi içine alacak bir film Nebraska bana göre. Filmi izleyen gençlere (belki bir gün kendi oğullarım da okur) ihtiyar babalarınızı üzmeyin tavsiyesi ile yazımı noktalıyorum. 😊
NEBRASKA
2013 Amerikan yapımı komedi-dram yol filmi Nebraska, yönetmeni Alexander Payne’e haklı bir ün kazandırırken, başrol oyuncusu Bruce Dern 2013 yılında Cannes Film Festivali’nde “En iyi aktör ödülünü” kazandı. Bir baba – oğulun uzun yolculukları sırasında yaşadıklarını konu alan siyah – beyaz film, filmseverlerin hala beğenisini topluyor.