Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » KUM BÖCEKLERİ
    Başak Bıyıklı

    KUM BÖCEKLERİ

    Aralık 1, 2025Yorum yapılmamış7 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Başak Bıyıklı
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Başak Bıyıklı

    Akşamüstünün kızıllığı önce suya, ardından sırtımı verdiğim fenerin kirli beyaz duvarlarına yansıyor. Güneş bütün gün başaramadığını son bir kez deniyor. Tüm sıcağıyla uzanıyor. Rüzgâr ve denizin el ele vererek yüzünden katman katman soyduğu boyalardan kalanlar arasında ellerimi gezdiriyorum. Buz gibi duvar güneşi reddeden bir ölü gibi yüzünü diğer yana çeviriyor. Gözcülüğünü yaptığı dostlarının hoyrat tokatlarını yemekten yorgun bakıyor etrafa. Sarılmak istiyorum. Teselli ederek okşamak, onlar geçer, göçer, gider, üzülme demek istiyorum. Sen kayadasın, topraktasın, kumdasın. Aynı kumaştan dokunmamışsınız, üzülme… Deniz feneri kayaların derinlerine kök salmış. Ne beni ne de tesellimi duyuyor. Ben de geçiciyim göçücüyüm gidiciyim onun yanında. O ise nesillerdir olduğu gibi olması gereken yerde durmaya devam ediyor. Unutulmuşluğun küskün kaderini kabullenerek…

    Paslı, nemli, lekeli yüzeye parmaklarımı daha sıkı bastırıyorum. Bolca özlem, ardında gizlenmiş pişmanlık ve yoğun bir suçlulukla.

    Burnuma hemen arkamdaki tepelerden fenerin altına kadar inen kekiklerin kokusu ulaşıyor. Mor ve vahşi. Topraksı ve davetkâr. Deniz ve kekikler. Beni bir başka adaya götürüyor.

    Genç olduğum, deli olduğum, mutlu olduğum bir adaya. Taş yollarında düşe kalka bisiklete bindiğim, arsızca üzüm bağlarına daldığım, asma altlarında tavla attığım, bir başka deniz fenerinin kıyısında gün batımına âşık olduğum. Kafamı sallayarak o adanın kalbime açtığı pencerelerin görüntüsünü uzaklaştırıyorum. Ne bu ada o ada, ne bu fener o fener…

    Kollarımı birbirine doluyorum. Parmaklarımı şimdi de kolumun üzerinde gezdiriyorum. Tuz yapış yapış bir katmanla her yerimi sarmış. İşaret parmağımla kolumun üzerinden bir katmanı soyuyorum. Dilime götürüyorum. Parmak uçlarımdan az önce duvardaki pasa karışan denizin tadını alabiliyorum. Keskin, kızgın ama cömert. Rüzgâr bugün de öfkeli. Her günkü gibi. Beni de fener gibi tokatlıyor bıkmadan. Haklı kendince. İkimizin de günahları büyük. Ömrümüz boyu cezasını çekeceğimiz yüklerimiz var. Oysaki bizi yargılayıp mahkûm etmesi yetmemiş gibi dövmeye devam ediyor. Varsın dövsün. Ben burada kayada, toprakta, kumda durdukça hakkıdır.

    Nemli kumun üzerindeyim. Ayaklarım çıplak. Parmaklarımın arasında gezinen kum böceklerinin gıdıklamalarını hissediyorum. Yalnız değilsin der gibi ısrarcılar benimle kalmakta. Seviniyorum. Burada tek başına olmak istemiyorum. Rüzgâr kulaklarıma geçmişin fısıltılarını taşıyor. Tek tük tatlı sayılabilecek fısıltılarını. Dedemin tok ve kısık sesi anlatıyor. Rüzgâr kuzeyli bugün. Fırtına geliyor. Liman kalabalıktır. Birahanedekiler de mutlu. Çok dedikodu yapılır bugün. Çok kahkaha atılır. Ama hepsi içeride olur. Sokaklarda kimsecikler görünmez. Balıkçılar akşam eve sadece ekmek ve peynir ile gider. Sen de çok dolanma ortalıklarda. Bugün ölümün kılıcı denize açılmış. İçeride kal. Diyen dedemi…

    İçerideyim. Dalgaların sesiyle nefesimi eşliyorum. Kapı kapalı olsa da dışarıda kalanların tümünü hissedebiliyorum. Ölüm bugün de yakın. Her gün gibi. Hep yanı başımda. Beni yokluyor, kolluyor hiç dokumadan. Bilmediğim, tanımadığım ağabeyim olabilir mi ölüm, ya da bir yerlerden bir kuzen? Beni bu denli sevdiğine göre.

    Kum böceklerinin ömrü ne kadardır dede? Benimle kalabilirler mi? Biraz yalnızım ben. Biraz da korkuyorum. Onlar ölmekten korkmazlar belki. Bilmezler ki yaşıyorlar mı ölürler mi?

    Akşamla birlikte fırtına da geldi işte. Uğultusu karanlık. Ama alışkınım. Kendi uğursuz olanı pek korkutmuyor sesi uğursuz olan. Adeta tekmeliyor, dövüyor aramızdaki tahtadan tek engeli. Açıl diyor, bana yol ver, önümde durma. Gel diyorum içimden, alacağın ne kaldı ki illa girmek istiyorsun. Kapının tokmağı titriyor. Sallanıyor. Menteşeler çığlık çığlığa. Ama ben korkmuyorum. Çocukken korkusundan yatağın altına saklandığım fırtına şimdi bir başka şekil alıyor gözlerimin önünde. Sadece ölümü görenlerin bildiği şifreleri ben de çözebiliyorum. Denizi ardına alan fırtınanın derdini biliyorum. Yaptıklarımızı sökmek istiyor. Kurduklarımızı bozmak. Sökülenler yeniden yapılsın, bozulanlar yeniden kurulsun diye. Beni de diğerleri gibi öldürmek istiyor. Ölenler yeniden dirilsin diye. Sadece bekliyorum.

    Beklemek, gri rutubetli geçmişten miras bir örtü gibi ayaklarımın dibinde serili. Buruşuk. Lekeli. Sökük. Tekmelemek geliyor içimden. Değmesin bana. Oturduğum taburede etrafıma bakıyorum. Dirseğimi dayadığım küçük tahta masanın üzerinde derin çizgiler var. Kendinden değil, sonradan bıçakla kazınmış çizgiler. Birileri çok beklemiş bu masanın başında. Tek çekmeceli bir masa. Çekmecenin kulbu bir dümen. Gülümseyemiyorum. Hiç komik değil çünkü. Masanın üzerinde bıçakla birlikte beklediğinden emin olduğum günlüğü alıyorum elime. Deriyle kaplanmış, tuzlu sudan kapağı şişmiş günlüğün nemden bozulmuş sayfalarında geziniyorum. Sayfalar dalgalar gibi. Biri bir yöne diğer başka yöne kaçıyor. Ama sonunda hepsi birbirinin içine dönüyor. Dalgalar başına buyruk koşarken üzerlerindeki yazılar yer yer dağılmış.

    Sayfaların arasında bir adam görüyorum. Fırtınanın kalbinde, kayalıkların üzerinde tek başına duran bir adam. Koca kulaklı, kara saçlı, düşük omuzlu, umutsuz bir adam.

    Çocukken çok uzaktan görebildiğim, sadece fotoğraflarından tanıdığım, korkusuz bildiğim ama özünde yalnız, yurtsuz, kokusuz adam. Kayalara basan ayak tabanlarına radyonun anlamsız cızırtıları eşlik ediyor. Ayakları çıplak. Kesiklerinden koyu renk kanı sızıyor. Oradan hiçbir yere gitmeyecekmiş gibi, fenerin derinlere saldığı temelleri gibi duruyor babam. Kanıyla kök salmaya çalışıyor. Öyle sanıyorum. Babam bu fener kadar güçlü sanıyorum. Onun gibi boyun eğmez, acı çekmez, dirayetli, sağlam. Fırtınaya kafa tutmak, beni korkutmasın diye onu uyarmak için kayalıkların üzerine çıkmış sanıyorum. Ne büyük yanılgı. Çocuğum işte. Sonradan anladım. O, rüzgârla denizin soyundanmış. Geçer, gider, göçerlerdenmiş babam.

    Dalgalardan konuştuğunu duyuyorum. Ama yine bana değil sözleri. Beni görmüyor, duymuyor. Kime seslendiğini biliyorum. Annemi arıyor, onu çağırıyor yine. Her gün her gece olduğu gibi. “Gelmek istiyorum,” diyor. “Yanına gelmek istiyorum.”

    Annem yanıt veriyor. Korkunç bir şimşek çakıyor. Her yer aydınlık. Çığlık atıyor annem. Gökleri parçalayan kocaman bir çığlık. “Olmaz,” diye haykırıyor. “Onu bırakamazsın, olmaz.”

    “Canım çok acıyor,” diyor babam. Annemin deniz gözleri karanlık bulutların arasında beliriyor. Yine bir şimşek çakıyor, sonra bir daha, sonra bir daha. Küsüyor babama. Küserken de özlüyor. Babam annemin gözlerindeki özlemi görüyor. Biliyorum.

    Bir çığlık duyuyorum. Bir çocuk çığlığı. Kendi sesime yabancı bağırıyorum. “Babaaa” diye tükürüyorum rüzgâra karşı. Tükürüklerimi yutuyorum yeniden. Beni duymuyor.

    Ama sadece tek bir anlığına olduğum yere doğru dönüyor. Şefkat yok, hayal kırıklığı, bir tutam öfke, cam kırıkları, hafızası başka bir yerde şekillenmiş yapış yapış bir yabancılıkla bakıyor. Bu onu son görüşüm, son duyuşum, son bilişim. Ben artık babasız bir çocuğum. Piçim. Yalnızım.

    Günlüğü kapatıyorum. Dışarı taşan tuz kokusunu yeniden içeri tıkıştırıyorum. Yazanı çoktan gitmiş olanın kendisi de küskün oluyor. Zamansız göçenin küskün itirafnamesi. Elimden olabildiğince uzağa fırlatıyorum. Fırtınanın sesi hafiflemiş. Denizin kükremesi sönmüş. Alacağını almış, yıkacağını yıkmış, bozacağını bozmuş. Kim bilir bu gece limana kaç gemi sığınmıştır? Birahanenin ahşap duvarlarında hangi sarhoş şarkılar yankılanmıştır? Kim bilir kimler sevdikleri geri dönebilsin diye nasıl dualar etmiştir? Fenerin titrek ve kırık ışığında oturduğum odanın duvarına uzamış gölgeler oyunlar oynuyor. Birbirlerini yutuyor ve sonra içlerinden yeniden doğuyorlar.

    Kendimi tavanın köşesinden izliyorum. Karanlık bir gecede, soluk gaz lambası ışığında işlenmiş bir desen gibi şekilsiz ve kusurluyum.

    Sallanmaktan bitkin açıp çıkıyorum kapıdan. Burada kalmamın bir anlamı yok. Cebimdeki anahtarı paslı kapı deliğine kolayca sokuyorum. Ve orada bırakıyorum. Kapıyı kapatmıyorum. Benden sonra gelecekler yeni taburelerle takım bir masa alırlar. Yeni bir günlük tutup aydınlık fotoğraflar çekerler. Duvarları muhakkak boyatır, kapıyı yenilerler. O zamana kadar benim kum böceklerim yiter, yenileri gelir. Kim bilir kaç fırtına daha kopar. Ama ben çoktan başka denizlere yola çıkmış olurum. Başka bir ufuk çizgisine bakacağım yeni bir sığınak bulmaya. Mor ve vahşi. Topraksı ve davetkâr. Başımı gökyüzüne kaldırıyorum. Bulutlar dağılmış, son dördün beklemekten sıkılmış aydınlık gözüyle etrafı izliyor. Fenerin dönen ışığı ayın ortaya çıkmasından memnun. İkisini baş başa bırakıp tepeden aşağı doğru yürümeye başlıyorum.

    Bütün bunlar gerçek miydi, rüya mıydı emin değilim. Camdan dışarı baktığımda sakin bir gece gördüm. Dolunayın cömert ışığında dinlenmeye çekilmiş yıldızlar. Ve büyük, kocaman bir boşluk. Göz alabildiğince. Boşluk insana böyle şeyler yaptırıyor işte. Bir masanın başındaydım evet. Küçük de bir masaydı. Küçük de bir çekmecesi vardı. Ama bir günlük hatırlamıyorum. Bir ara bu çekmeceden birtakım kağıtlar, koçanından kopmuş feribot biletleri, kapısını kaybetmiş anahtarlar arasından rengini yitirmiş fotoğraflar çıkarttım. Sanırım. Bir adam. Bir çocuk. Bir de iskele vardı. Ha bir de deniz vardı, uçsuz bucaksız deniz. Ama buradaki gibi kayalıklar yoktu. Fener de. O soluk fotoğrafların her birinde çocuk ve adam çıplak ayaklarıyla kumların üzerinde el eleydiler. Çocuğun diğer elinde sırasıyla bir külah dondurma, bir deniz kabuğu, kısa bir olta, oyuncak bir yelkenli, kuyruklu bir uçurtma vardı.


    Başak Bıyıklı İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Yirmi yedi yıldır pazarlama araştırması alanında çalışıyor; kendi işinin sahibi. 2022’de Çanakkale’ye taşındıktan sonra edebiyat eğitimine ve yazı çalışmalarına yoğunlaştı. Öykü ve küçürekleri çeşitli kolektif kitaplarda yer aldı. Denize ve fıstık çamlarına karşı yazıyor; yakında yayımlamayı planladığı kişisel kitapları üzerinde çalışıyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI

    başak bıyıklı suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    #bibuluşma’nın konuğu Şenay Gürler ve Tuğrul Tülek

    Ocak 9, 2024 Haber

    Rüyanın kalemle buluştuğu kadın: Nazlı Eray

    Haziran 22, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    Yeni ekonomik kuralların belirleyicisi iklim düzenlemeleri olacak

    Mart 30, 2023 Sürdürülebilir Yaşam
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.