Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » ROSA PARKS, MARTIN LUTHER KING VE BİR VAROLUŞ ROTASI
    Melis Melek

    ROSA PARKS, MARTIN LUTHER KING VE BİR VAROLUŞ ROTASI

    Ağustos 1, 2025Yorum yapılmamış8 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Melis Melek

    Amerika’da ilk yılımı eyalet üniversitesine bağlı olan bir kolejde akşam okulunda okudum. Akşam okulu olduğundan öğrencilerin yüzde 80’i gündüz çalışmak zorunda olan, kalifiye bir meslek sahibi olmak isteyen 28-35 yaş arasındaki yoksul siyahilerden oluşuyordu. Dünya tarihi dersinde bir film izletti hocamız, özetle; ismini hatırlamadığım ama silah karşılığı Afrika’da ailelerinden kaçırılıp, Avrupa’ya satılmak üzere bir gemiye bindirilen kadın-erkek genç erkek, kadın siyahilerin kölelik çilelerini anlatıyordu. Sınıf arkadaşlarım sessizce ağlamaya başladı. Sınıftaki iki beyaz öğrenci olan ben ve Alman Amanda’da hıçkırıklarımızla onlara katıldık. O gün siyahi arkadaşlarımın her şeye itiraz eder gibi yüksek sesle konuşmalarını, konuşurken abartılı el ve yüz hareketleri yapmalarının altındaki gerçekleri bu şekilde anlamış olmuştum. Hep asabiydiler. Sürekli öfkeli olmak ne kadar stres verici olmalıydı ama onları artık anlıyordum.

    Hocamız başka bir derste Başkan Bill Clinton’un siyahi aktivist Rosa Parks’a Başkanlık Özgürlük Madalyası’nı takdim ettiğini söyledi ve konuyu Martin Luther King’e bağlayan bir kronoloji yaptı tahtada. Ve benim merakım da böylece başladı. Hemen o gün üniversite kütüphanesinden tavsiye üzerine kitabımı aldım, zeminden yedi kat aşağıda ‘sessiz odalar’ olarak adlandırılan alanların birinde kitabımı okumaya başladım. O kitaplardan aklımda kalanları aktarmaya çalışacağım. 

    Yıl 1955.

    lllinois eyaletine bağlı Montgomery şehrinde siyahi Rosa Parks adında terzi bir kadın yorgundu ve işten dönüyordu. Montgomery’deki geleneklere göre, siyahi yolcuların beyaz yolculara yer açmak için otobüsün ön tarafındaki koltuklarını bırakmaları gerekiyordu; arka sıralar ise siyahi yolcular için ayrılmıştı. 

    Rosa çok yorgun bir şekilde otobüse bindi, kendisine ayrılan yere geçti, oturdu. Beyazlar binmeye başladı, bir süre sonra beyazların yeri bitince, siyahilerin olduğu yere geldi beyazlar. 

    Bir, iki, üç ‘zenci” kalktı, yerini beyazlara verdi.

    Yer verme sırası Rosa’ya gelmişti. Rosa yerinden kalkmadı.

    Şoför arabayı durdurdu ve Rosa’ya kalkması gerektiğini söyledi. Rosa kalkmadı.

    “Kalkmıyorum, çünkü kalkıp yerimi bir başkasına vermem gerektiğine inanmıyorum” dedi.

    Bunun üzerine şoför otobüsü durdurdu, polis çağırdı ve polis Rosa’yı tutukladı. Kefaletle serbest kaldığında aslında bu eylem çok umursanmadı. Ancak Alabama Üniversitesindeki bir profesör olaydan haberdar oldu, bu olayın üstüne gitmeye karar verdi ve Montgomery halkını otobüsleri boykot etmeye çağırdı.

    Rosa 14 dolar para cezası alsa da artık bu boykot engellenemezdi. Boykot 381 gün sürdü ve nihayet Browder v. Gayle davasında otobüslerde ayrımcılığın anayasaya aykırı bulunmasıyla sona erdi. Parks, boykota katılımı nedeniyle hem maddi sıkıntılar hem de sağlık sorunları yaşadı ve 1957’de Detroit, Michigan’a taşındı.

    Tam da aynı dönemde Alabama Valisi ‘üniversitelere siyahlar alınmasın’ demeye başlamıştı. Irkçılık her yerde, her kademede kendini gösteriyordu. Ancak ilk otobüs boykotunda başarılı olduklarını gören siyahiler boykotların devamına karar verdiler. Kendi içlerinde bir birlik oluşturdular. Ve bu birliğin başına genç bir adam geldi.

    26 yaşındaki Baptis bir genç. Aktivist vaiz. Martin Luther King.

    Siyahilerin hayatını değiştiren büyük adam, böyle bir olay sayesinde dünya ile tanıştı.

    King, 1951 yılında sosyoloji bölümünden üniversite birincisi olarak mezun oldu. 1955 yılında Boston Üniversitesinde Sistematik Teoloji konusunda yüksek lisans yaptı.

    Babası Sr. King, Mahatma Gandhi tarafından uygulanan, şiddete dayanmayan sivil itaatsizlik felsefesinin takipçisi aktivist bir papaz ve şiddet içermeyen direniş, şiddet içermeyen sivil itaatsizlik yöntemleri ile beyaz olmayan insanların haklarını geliştirmeye adadı kendisini. Junior King de babasından öğrendiği yolda, bir sosyolog olarak ilerlemeye devam etmiş ve şiddetsiz protestolar yapmaya başladı.

    King Güney Hristiyan Liderlik Konferansı’nın (SCLC) ilk başkanı oldu ve bu şiddete dayanmayan sivil itaatsizlik felsefesini SCLC tarafından gösterilerde uyguladı. King, birkaç kez hapse de atıldı.

    FBI, King’i radikal ve devlet düşmanı olarak tanımladı. FBI ajanları, King’in olası komünist bağlantılarını araştırıp, özel hayatını gözetleyip, gizlice kaydetmiş üstelik. 1964 yılında FBI, King’e isimsiz bir tehdit mektubu postalıyor. 1964 yılında, Nobel Barış Ödülü’nü kazandığı sıralarda, Martin Luther King Jr.’a gönderilen anonim bir mektup ve beraberindeki ses kaydı bu kampanyanın en zirve noktasını oluşturur. Mektubun bazı bölümleri şöyle:

    “Artık gerçek yüzün ortaya çıktı. Artık ne yapman gerektiğini biliyorsun… Bir çıkış yolu var. Geriye sadece 34 gün kaldı…”

    Mektubun sonunda ise King’e doğrudan şu ima yapılır: “Bunu kendi başına yaparsan daha iyi olur.”

    Yani: İntihar et.

    King, bu mektubun FBI tarafından yazıldığını anladı. Mektubu bir ölüm tehdidi olarak değil, daha sinsice bir plan olarak değerlendirdi:

    “Beni doğrudan öldürmek yerine, kendimi yok etmeye zorladılar.”

    Mektubun FBI tarafından gönderildiği, ancak isimsiz ve sözde bir hayran tarafından yazılmış gibi kaleme alındığı, 1975 Church Komitesi soruşturmaları sırasında ortaya çıktı. Bu komite, ABD hükümetinin iç güvenlik gerekçesiyle yürüttüğü yasa dışı gözetim faaliyetlerini inceliyordu. King’e gönderilen mektubun FBI içindeki COINTELPRO (Counter Intelligence Program) adlı gizli program kapsamında hazırlandığı anlaşıldı.

    Martin Luther King Jr., 1964 yılında FBI’dan gelen isimsiz tehdit mektubunu aldıktan sonra geri adım atmak bir yana, daha da kararlı bir şekilde mücadelesine devam etti. 

     O tarihten sonra siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışan hakları ve diğer temel haklar için gösterileri düzenledi, organize etti. Oy Hakkı Mücadelesine Odaklandı: Selma ve Montgomery Yürüyüşü’nü(1965) gerçekleştirdi. 1966’da mücadelesini Güney eyaletlerinden kentsel ayrımcılığın hüküm sürdüğü Kuzey’e taşıdı. Şiddetsiz yürüyüşler düzenledi. King 1964’te şiddet içermeyen direniş yoluyla ırksal eşitsizlikle mücadele ettiği için Nobel Barış Ödülü’nü kazandı. Yaşadığı son yıllarda odak noktasını yoksulluğa ve Vietnam Savaşı’na karşı muhalefeti de içerecek şekilde genişletti.

    Ne acıdır ki bir sosyolog, din adamı, politik eylemci olan King 4 Nisan 1968’de henüz 39 yaşındayken Memphis, Tennessee’de, Lorraine Motel’in balkonunda bir suikast sonucu öldürüldü. O an orada bulunmasının nedeni, bir grev ve adalet çağrısıydı.

    Rosa Parks, 24 Ekim 2005 tarihinde, 92 yaşındayken Detroit, Michigan’da doğal nedenlerle hayatını kaybetti. Cenaze töreni Montgomery, Detroit ve Washington D.C. olmak üzere üç farklı şehirde düzenlendi. Binlerce kişi, Parks’a son kez veda etmek için sıraya girdi. Tabutu, sembolik bir vedayla King döneminden kalan Montgomery otobüslerinden biriyle taşındı.

    Rosa Parks sessiz bir direnişle tarihi değiştirdi ama ardında bıraktığı etki, hem yasalarda hem insanların vicdanında yaşamaya devam ediyor.

    Martin Luther King Jr.  , yüksek sesle haykırdığı idealleriyle milyonların kalbine dokundu. Bıraktığı miras sadece yasalarla değil, özgürlük ve adalet arayan herkesin vicdanında yaşamaya devam ediyor.

    Rosa Parks ve Martin Luther King Jr., yalnızca birer birey değil, siyasal varoluşun dönüştürücü gücünü somutlaştıran iki simge isim.

    Onların mücadelesi, yalnızca siyahiler için değil, tüm ezilen gruplar için “varım, buradayım, hakkım var” diyebilmenin yolunu açtı. Böylece, siyaset yalnızca seçkinlerin alanı olmaktan çıkarak, halkın, özellikle de görmezden gelinenlerin varoluş zeminine dönüştü.

    Bu bir anma yazısına dönüştü,  ancak ben size bir varoluş rotası çizmek için yazmaya başlamıştım, vazgeçmiş değilim. 

    Montgomery, Detroit, Memphis’i farklı zamanlarda gezme ve üniversite öğrencileri arasında ev değişimi uygulaması sayesinde kitaplardan edindiğin bu bilgileri yerinde tazeleme şansına sahip oldum. Martin Luther King’in Atlanta’daki Fulton County’deki mezarının bulunduğu Freedom Hall’u ziyaret etme şansım da oldu. 

    Bir gün sizin de yolunuz düşerse şu rotalarda Rosa Parks’ın ve Martin Luther King’in ayak izlerini sürebilir, içinizden bana da bir selam gönderirsiniz.

    Atlanta, Georgia 

    Martin Luther King Jr.’ın doğduğu ve büyüdüğü yer. Burada Sweet Auburn Historic District’e gitmelisiniz. Çünkü burası onun doğduğu, büyüdüğü ve mücadeleye ilk adım attığı mahalle. 501 Auburn Avenue adresindeki doğduğu iki katlı ev, günümüzde Martin Luther King Jr. National Historical Park kapsamında ziyarete açık bir anıt. King’in babası ve büyükbabasıyla birlikte vaaz verdiği Ebenezer Baptist Church, yine Auburn Caddesi üzerinde yer alıyor King burada ilk kez kitlelere hitap etmeyi öğrendi ve dini liderliğini inşa etti. Ayrıca King Center (The Martin Luther King Jr. Center for Nonviolent Social Change), hem bir anıt hem de bir düşünce merkezidir. Mozolesi, eşi Coretta Scott King ile birlikte burada.

    Montgomery, Alabama 

    Rosa Parks’ın bir otobüste yerini vermeyi reddettiği ve Montgomery Otobüs Boykotu’nun başladığı şehir. Ziyaret etmeniz gereken ilk durak, Rosa Parks’ın anısını yaşatan Rosa Parks Museum olmalı. Olayın gerçekleştiği noktaya çok yakın olan müze, interaktif bölümleriyle ziyaretçileri 1955’e götürüyor. Boykotun manevi liderliğini üstlenen King’in vaaz verdiği Dexter Avenue King Memorial Baptist Church de bu şehirde yer alıyor. King burada sadece vaaz vermedi; aynı zamanda ilk sivil haklar örgütlenmesini yönetti. Yine şehirde yer alan Civil Rights Memorial ve Legacy Museum, kölelikten kitlesel hapis sistemine kadar uzanan tarihsel adaletsizliği çok çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

    Selma, Alabama

    Oy hakkı mücadelesinin sembol şehirlerinden biri. Edmund Pettus Köprüsü, 1965’te yaşanan “Kanlı Pazar” yürüyüşünün gerçekleştiği yerdir. Siyahların oy kullanma hakkı için düzenlenen bu yürüyüş, polisin sert müdahalesiyle tarihe geçmiştir. Bugün köprüden yürümek, sadece bir turistik rota değil; bir nevi vicdan yolculuğu. Köprünün hemen yakınında bulunan National Voting Rights Museum and Institute, yürüyüşe katılan aktivistlerin hikâyelerini sunuyor.

    Birmingham, Alabama 

    Amerikan iç siyasetini derinden etkileyen olayların yaşandığı şehir. 16th Street Baptist Church, 1963’te ırkçı bir saldırıyla bombalanmış ve dört küçük siyah kız çocuğu hayatını kaybetmiştir. Bu olay, King’in sert çıkışlarından birine neden olmuş, ülke çapında öfke yaratmıştır. Kilisenin hemen karşısında yer alan Birmingham Civil Rights Institute, King’in “Letter from Birmingham Jail” mektubunun arka planını ve dönemin sosyal çalkantılarını belgeler. Kelly Ingram Park, protestoların ve polis saldırılarının mekânıdır. Şehir adeta direnişin açık hava müzesidir.

    Memphis, Tennessee 

    Martin Luther King Jr.’ın hayatını kaybettiği şehir. Lorraine Motel, bugün National Civil Rights Museum olarak hizmet veriyor. King, burada kaldığı sırada Memphis’teki siyah çöp işçilerinin grevine destek veriyordu. Suikasta uğradığı balkon ve odaya, zaman adeta durmuş gibi korunmuş durumda. Müze, ırk eşitliği, şiddetsizlik ve adalet kavramlarını çok kapsamlı bir şekilde ele alıyor. “I AM A MAN” Plaza ise King’in destek verdiği grevin ruhunu bugüne taşıyor.

    Washington, D.C. 

    Martin Luther King Jr.’ın 1963’teki ünlü “I Have a Dream” konuşmasını yaptığı yer. Lincoln Memorial merdivenlerinde durup o konuşmanın yapıldığı noktayı işaret eden plakayı görebilirsiniz. Martin Luther King Jr. Memorial, dev bir kaya bloktan King’in heykelini çıkarır gibi inşa edilmiş; sessiz ama etkili bir duruşu simgeliyor. Ayrıca National Museum of African American History and Culture, siyahi mücadelenin geçmişini, acılarını ve başarılarını belgeleyen modern bir anlatı merkezi.


    SuareMag – Temmuz 2025

    SuareMag – Arşiv
    gezi Melis melek rota sanatın izinde suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Adına yapılmış filmlerle Atatürk’ü anmak…

    Kasım 9, 2023 Film

    LGS sürecine hazırlanan çocuklar için stres yönetiminin yolları

    Eylül 6, 2024 Betül Çakıroğlu

    UNUTMA MERDİVENİ

    Mayıs 1, 2025 SUAREMAG
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.