Yaratıcılığı “eski biçimleri aşan ve yenilikçi bir şeyler yaratan sürecin ifadesi” olarak tanımlayan ünlü psikolog ve yazar Rollo May, yaratım sürecinin bilinmeyene adım atmayı ve belirsizlikle yüzleşmeyi içerdiğini savunuyor: Çünkü yaratmak cesaret gerektirir! Ülkemizde Metis Yayınları’ndan Alper Oysal çevirisi ile yayımlanan Yaratma Cesareti’nde May, insanın yaratıcı olmasının onun özgürlükle ilişkisini gösterdiği belirtiyor. Yaratmak, insanın dünyaya kendi anlamını katması anlamına geliyor.
Tuba Ayşe Özgür

Varoluşçu psikolog ve yazar Rollo May (1909-1994,ABD) en bilinen eserlerinden olan Yaratma Cesareti’nde (The Courage to Create), yaratıcılığı yalnızca sanatsal bir eylem ya da bireysel bir yetenek olarak değil, insanın varoluş mücadelesinin merkezinde yer alan bir süreç olarak ele aldığını söyleyerek başlamak isterim. Yaratıcılığın korku ve belirsizlikle nasıl iç içe geçtiğini, bu zorlukların üstesinden gelmek için gereken cesareti ve bunun birey ile toplum üzerindeki etkilerini keşfe çıkaran bir anlatı. Öyleyse gelin birlikte yaratım sancısının özüne inelim.
May’in yaratıcılığa dair en önemli sorularından biri: Yaratıcılık nedir?
May, yaratıcılığı “eski biçimleri aşan ve yenilikçi bir şeyler yaratan sürecin ifadesi” olarak tanımlıyor. Yaratım, bir şey üretmenin ötesinde, kişinin kendini ifade etmesi ve hayatla ilişki kurmasının bir yolu olarak çıkıyor karşımıza. Bu bağlamda da yaratıcılık hem bireyin hem de toplumun yenilenmesini sağlıyor demek doğru olacaktır.
May’in yaratıcı süreci tanımlarken kullandığı dil, onun varoluşçu psikolojiye olan bağlılığını açıkça ortaya koyuyor. Yaratıcılık, bireyin özgünlüğünü ve kendini gerçekleştirme arzusunu ifade ederken, aynı zamanda bireyin varoluşsal kaygılarıyla yüzleşmesini de zorunlu kılıyor.
Kitabın tezlerinden bir diğeri: Cesaretin rolü
Yaratmak cesaret gerektirir, çünkü yaratım süreci, bilinmeyene adım atmayı ve belirsizlikle yüzleşmeyi içerir. İşte bu ifadeyle hem bireyin iç dünyasındaki çatışmalarla hem de dış dünyanın yargılarıyla mücadele etmeyi gerektirdiğinin altını çiziyor.
May, cesareti korkunun yokluğu olarak değil, korkuyla yüzleşip harekete geçebilme kapasitesi olarak tanımladığını söylemek mümkün. Korku, yaratıcı bir insanın kaçınılmaz olarak karşılaşacağı bir durumdur. Ancak bu korku, yaratıcı enerjiye dönüştürülebilir ve bireyi ileriye taşıyabilir bunu da unutmamak gerekir.
Yaratıcılığın safları…
Rollo May, yaratıcı süreci yalnızca sanatla sınırlamaz; bilim, felsefe ve yaşamın diğer alanlarında da yaratıcılığın izlerini sürer. Sanatın, yaratıcı sürecin en saf örneği olduğunu belirtse de yaratımın her alanda insanı dönüştüren bir güç olduğunu savunur. Burada da yaratıcılık, bireyi özgürleştirir ve onun varoluşunu derinleştirir diye tanımladığını okuyabiliriz.
Bu süreçte ki engel: Varoluşsal kaygı ve yaratıcılık
May, yaratıcı sürecin en büyük düşmanlarından biri, bireyin varoluşsal kaygıyla baş edememesi olarak gösterir. Ancak, bu kaygı aynı zamanda bir itici güç de olabilir bunu da pozitif alanda kullanabilir dediğini de eklemek lazım. Buradan da “insan, kendi sonluluğunu ve dünyadaki sınırlılığını kabul ettiğinde, yaratıcı bir şekilde bu sınırların ötesine geçebilir” diye ekler.
Çıkarımlarla May’in felsefesi, yalnızca yaratıcı bireyler için değil, hayatında anlam arayışında olan herkes için bir rehber niteliği taşımaktadır diyebiliriz.Yaratıcılığı, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olarak ele alır ve onu varoluşsal bir sorumluluk olarak bize sunar.
Yaratma Cesareti, yazıldığı dönemden bugüne dek yaratıcı bireyler ve psikoloji alanında çalışanlar için ilham kaynağı niteliği taşımaktadır dersek doğru olacaktır. Kitap, özellikle modern dünyada yaratıcılığı desteklemek ve bireylerin kendi potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmak açısından hala geçerliliğini korumakta ve keyfini yaşatmaktadır. Yaratmanın cesaretiyle çıkacağınız bu anlatıda keyifli yolculuklar dilerim.

Tuba Ayşe Özgür
İngiliz CAS’s akademide yaratıcı yazarlık, AÜ’nde Halkla İlişkiler eğitimleri aldı. Çisenti ve Postüla adlı özel tiyatro gruplarında oyunculuk ve yazarlık alanında çalışmalar yaptı. Halen Amerikan NU’de Psikoloji ve Sosyoloji lisansı alıyor. Ajans kurucusu ve yönetiminden, çeşitli dergilerde içerik yazarlığından yayın koordinatörlüğüne kadar pek çok görev üstlendi. Halen “Atölye Bütünsel Edebiyat” adlı yazma atölyesinin yöneticiliğini yapıyor ve çeşitli dergilerde yazıları yayımlanıyor. Büyülü Gerçekçilik üzerine atölyeler düzenliyor. Pek çok kolektif kitapta öyküleri ile yer aldı. İlk romanı “Büyü Bozumu” 2022, “Benim Kalbim Dikdörtgen” romanı 2023, “İçime Karga Uçuştu” adlı öykü kitabı 2024, “Kedi Uykusu” 2025 yılında yayımlandı.


