Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » BELLEK SİZ GELECEK
    Emel Altuntaş

    BELLEK SİZ GELECEK

    Mayıs 1, 2025Yorum yapılmamış7 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Emel Altuntaş

    Gelecek hızla yaklaşıyor, hem de bütün belleğimizi alt üst ederek. Kökleri de kodları da tanıdık değil. En yalın haliyle bile, hayret verici. 

    Geçmiş anıların, bir bütün olarak hatırlandığı, saklanıp korunduğu bir yer midir gelecek? Yoksa kendine has, yepyeni ilerleyişlerin ve buluşların yıkıcı sonuçlarını göreceğimiz, durağı olmayan ileri bir yolculuk mu? Yolcuların ayırt edici özellikleri, öz geçmişleri ve toplumsal belleği, akıştaki bu yıkıcı boyutun ortasına taşınmaz mı? Gerçekleşen her şeyin yerini aldığı kaçınılmaz noktadadır gelecek. Sonsuzluk kavramıyla birlikte anılmaktadır, çoğu zaman.

    Hafıza, deneyimlerin kayıt altına alındığı yer değildir sadece, onunla geleceği düşleyip var eder, insan.

    İnsan bilincinin ve kimliğinin temellerinden biri olan bellek, geçmişi hatırlamanın dışında bireylerin ve böylece toplumların varoluş ve deneyimlerinin de birikimidir. Platon’a göre, doğuştan sahip olunan bilgi, öğrenme yoluyla hatırlanan bir şeydir. Bu düşünce, bellek ve öğrenmenin bir varoluş meselesi olduğunu gösterir. 

    Kapitalizm, her şeyi değiştirip dönüştürerek ticari bir meta haline getirip, tüketimin konusu yapar. Böylece sistem, sürdürülebilirliğini teminat altına almış olur. Maalesef kültürler de nesneleşerek tek tipleşmekte, çeşitliliğini kaybetmektedir. Sürekli akışta olan zaman, yıkıcı bir değişim ve dönüşümle kıymet verilen birçok şeyi önüne katarak insanlığa meydan okumaktadır. Bu hız, çağımız insanının belleğinin bilgiyi nasıl depoladığı sorunsalını ortaya çıkarmaktadır. Ünlü Alman filozof Friedrich Nietzsche, bellek ve gerçeklik karşılaştırması yaparken hafızanın yanılsamalarla dolu olabileceğini ve kişinin o anki ihtiyaçlarına uygun, yeni sürümler yaratabileceğini belirtir. Buna göre hafıza, zamanla değişen, dinamik bir yapıya sahiptir ve bireyin algıladığı geçmişin bir yansıması olabilir.

    Bu çıkarımın üstüne, çağımız insanının iç içe olduğu ve maruz kaldığı, eğilip bükülmüş bilgi kirliliğini değerlendirmek gerekir. Sorgulanmaya muhtaç bilgi de tıpkı zaman gibi durmaksızın değişmekte, bireyin parmaklarının ucunda kayıp yok olmaktadır.

    Mekandan bağımsız olan mobil cihazlar, dünyanın kapılarını insanın avucunun içine açar. Şüpheci bellek, neyi kaydedip etmeyeceği konusunda kararsız ve savunmasızdır.

    Nesnelere ve diğer insanlara ulaşımı kolaylaştıran, pek çok konuda geliştirilen içerikleri hızlıca tüketmeyi sağlayan mobil aygıtlar, bireyin vazgeçilmezi olmuştur. Bu renkli ve çok sesli dünya, insanı içine çekmekte, şüpheli bilgilerle bir nevi sanal obezite yaratmaktadır.

    Gerçeği göz ardı edip yapay olanla hayata devam edenler, like alma ve emoji yorumları ile sanal takipçilerin ortasında altın vuruş yaparak, sosyolojik intiharı yaşamaktadırlar.

    Her şeyin araçsallaştığı günümüz dünyasında, artık mobil toplumlar ortaya çıkmıştır ve üretilen içeriklerin kalıcılığı önemsenmeden yeni bir başkası sıraya girmektedir. Bu çeşit bir tüketimin bellek ve aktarım konusunda olumsuz etkileri tartışmaya değerdir.  

    Musluklarından; arıtılmış, tatlandırılmış deniz suyu akan, kum, jel ve akıllı bakterilerle karılmış malzemeden yapılan binalarda yaşıyor gelecek.

    Tabağı süsleyen o lezzetli, sulu, mis gibi et sadece birkaç hücre ile oynanarak oluşturuluyor. İçinde yaşayanlara giydirdiği elbise, dolaşan kanın deviniminden faydalanarak enerji üretiyor ve onun sahibi, sonsuz bir şarj ünitesini üstünde taşımış oluyor.

    İnsan, haz ve mutluluk için gerçek dünyadan kaçıp sanal bir gerçeklik yaratıyor. Erken dönemde bütün yasaklara rağmen merakını yenemiyor bilim. Embriyonun kalbine dokunuyor tıbbi telleriyle, genetik haritalarını yeniden çiziyor. Doğuştan verilen sahiciliğin yerini yapaylık alıyor.

    Özel bilgilerin unutulması ve bunun üstüne ortaya çıkabilecek hastalıklar, geliştirilen hafıza çipleri sayesinde tarihe karışıyor. Tabii bu bilgilere erişim, gizlilik ilkeleri ne olacak bilinmiyor henüz. Nerede depolanacak, kimlerin kontrolünde olacak?  Her girdiği ortama herhangi bir cihaz gibi bağlanabilecekse, gerçekten tam anlamıyla bir insan olabilecek mi birey? Yoksa “Her şey sizin faydanız için,” diyerek, onu da mı elinden alacaklar? Teknoloji ve insan hiç olamayacağı kadar yakınlaşıyor.  

    Verilerin işlenmesi, analizi, bilgi sistemlerinin temel işlevidir. Artık yapay zeka, bu analiz sonuçlarına bakarak yeni çıkarımlarda bulunabilmekte, düşünebilmeyi aşmış, farklı disiplinlerin girdilerine dayalı tahminler yapabilmekte, hatta insan sezgilerini yorumlayabilmektedir. Diyebiliriz ki yapay zeka, hayatımızın tam merkezindedir. Öyleyse bu büyük bir güçtür ve kimin ya da kimlerin kontrolündeyse insana istediği gibi hükmedebilir. Teknolojik güç, bu görünmez silahını ne zamana kadar kendi kontrolünde tutabilecek bilinmez çünkü yapay zeka, sürekli kendini güncellemekte, yeni sürümlerle bağlantı kurma becerisi göstermektedir. 

    Biz insanlar, düşünce ve becerilerimizi güncelleyebiliyor muyuz?

    Ne yazık ki teknolojik dönüşüm, insanı, bir ürün olarak merkeze almaktadır. Bu da insanlığı bir av haline getirmektedir.

    Avlanmak istenmiyorsa şu bahsettiğimiz güncellenme meselesini önemseyerek üstünde düşünmeli ve hiç beklemeden harekete geçilmelidir. Öğrenmeyi öğrenmek, bilgiyi kavramak ve iyi bir belleğe kavuşmak, yaşamın içinde insanı güçlü kılacaktır ve nesnel olan yapaylığın karşısında her zaman özgün ve çok katmanlı olmayı başarabilecektir. Bu bilgeliğin geleceğe aktarımı için öğrenme işinin sürekliliği, olmazsa olmazdır. 

    Savaşlar, hastalıklar, doğal afetler, yer değiştirmeler, ekonomik çöküşler, toplumun ortak belleğinde kodlanır ve harmanlanır. Bayramlar kutlanır, anma günleri düzenlenir, kahramanlık destanları yazılır, çizilir, aktarılır böylece. Bu ortak bellek, güçlü bir bağ kurar geçmişiyle ve gelmekte olan geleceğe, yüzünü nasıl döneceğini öğretir bireylere ve halkın güç ve birliğinin göstergesi de olur. Başına taç yapıp onurla taşıdığı kültürüdür aslında. Hafızalara kazınan tarihsel olaylar, dönüm noktaları, yepyeni başlangıçlar, unutulmaması ve gelecekle güçlü bağlar kurulabilmesi için törenlerle daima anılır. Şairler, yazarlar, ressamlar, araştırmacılar, yaşadığı toplumun bir parçası olarak kendi belleğindeki kodları, ortaya koyduğu eserlerle kuşaktan kuşağa aktarır ve tüm bu ortak bilinç ve belleği geleceğe taşır, dünün biriktirdiklerini şimdiyle buluşturur.  

    Müziğin ve sanatın, güneşin ve ateşin, gelecekten haberler içeren kehanetin tanrısı Apollon’a bakarsak, yürüdüğü yolların izlerini sürdüğünü görürüz. O, tamamen biliş ve söyleyiştir fakat aşkın hediyesi ya da lanetini, böylece geçmişin derinliğini, başına taç olarak takmıştır.

    Bugün, bizi, geleceğin girdabına hızla sürükleyen akış, bellek tacını hak ettiği yere takmış mıdır? 

    Bireylerde güçlü bir aidiyet duygusu oluşturan, milletlerin ortak hafızası olan tarih, toplumun kimliğinin oluşmasında en önemli rolü oynar. Ortak anılara sahip olan bu bireyler, toplumun kolektif hafızasını atlas bir kumaş gibi dokur. Canlı ve dinamik olan bu ortak bilinç, nesilden nesile aktarılırken kendini büyütür ve kültürel belleğini de ötelere taşır. Bireylerin ve toplumların kendini var edebilmesi ve yaşatabilmesi için sağlam bir belleğe ihtiyacı vardır.

    Bir eylem, geçmişi ve kökü varsa geleceğe yazılabilir.

    Aydınlanma çağı düşünürlerinden John Locke, kimlik meselesini, hafıza ve hatırlama deneyimleriyle çözümler. Buna göre geçmişini hatırlayabilen kendini var etmeye devam edebilecektir. Bu düşünce kişisel kimliğin yapılanmasında belleğin önemini ortaya koyar. Bellek yitimi, geçmişi anımsamama ya da hatırlama yeteneğini kaybetmektir. Bellek olmadan sağduyu olamaz. Sağduyu, medeniyetin ve çağdaşlığın en önemli göstergelerindendir ve insanın çevresi ve var edeni ile doğru iletişim kurabilmesi, onunla gerçekleşecektir. 

    Homeros’un ünlü destanında, Truva’dan ülkesine dönmeye çalışan İthaka kralı Odysseus’un uzun yolculuğu sırasında canavarlarla, büyülerle ve onu yolundan edebilecek, zaman kaybettirecek, tatlı bir uyuşukluk verecek, baştan çıkarıcı güzelliklerle, deniz kızlarıyla mücadelesinde onu destekleyen, besleyen, zeka ve iradesini daima güçlü kılan, bellek ruhudur. Mitolojik sayfaların bu güçlü kahramanının düşmanları ile günümüz insanının düşmanlarının silahları pek de farklı sayılmaz. Başka bir açıdan baktığımızda gücünün kaynağı da aynıdır. Toplulukları ulus yapan ortak belleği güçsüz kılmak için; özüyle, kimliğiyle ki bellek kimlikten ayrılamaz, tarihiyle oynamak, gerekirse yeniden, miş gibi tarih yazmak ve küresel terzilerin makaslarını ellerinde tutan siyaset kalfalarını, seçimle tahta oturtmak yeterlidir. 

    Kendini güncelleyemeyen, öğrenme işini, kutsal kitabının yanında askıya alarak dokunulmaz kılmış bir topluluğun geleceği, nasıl olur ya da olur mu? Öğrenmeyi öğrenmiş bir kahramanın, o atlas kumaşı yeniden sağlamlaştırmasını mı bekler ya da böyle bir kahraman var mıdır?  

    Gelecek henüz var olmasa da onun hakkında tahminler yürütmek, bir takım öngörülerle planlama yapmak, birçok disiplinin konusu olmuştur. Daha çok, geçmiş deneyimler merkeze alınıp, bilimsel çalışmalar dikkatle takip edilir.

    Sadece insan ile değil, toprağın, ağacın, hayvanın, oraya ait her ne varsa tüm habitatın varoluş meselesi ile geleceğe kalkışır bellek.

    O halde ayrı ayrı ötelerin hayali kurulamaz. 

    Gelecekle ilgili hayaller kurduran Mnemosyne; geçmişin sofrasını sürer insanlığın önüne ve sanatın ve kültürün içinde harmanlandığı belleğin, leziz tabaklarından tadılan her bir lokmada, aydınlık geleceğin can suyunu doldurur, kemikten kaselere.

    Emel Altuntaş, Bafra’da doğdu. Uludağ Ün. İ.İ.B.F Maliye bölümünden mezun oldu. İkinci üniversite olarak Anadolu Üniversitesi Açık Öğr. Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü tamamladı. Uzun yıllardır devam eden profesyonel sigortacılık kariyerinin yanı sıra yapıya gönül verdi. Edebiyat dergilerinde yayınlanan öykülerinin yanı sıra, kolektif olarak yayınlanan Uykunun Gözleri adlı öykü kitabının da yazarlarından biri oldu. Ayrıca müzik alanında çalışmalar yapan Altuntaş, şu an ilk bireysel bir öykü kitabının hazırlıklarını da sürdürüyor.

    YAzarın DİĞER YAZILARI
    DÜŞ, DÜŞÜŞ, UYANIŞ
    SuareMag – Mayıs 2025
    SuareMag – Nisan 2025
    emel Altuntaş suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Bilge Karasu: ‘Dünya yaşayan bir yazıdır’

    Şubat 14, 2024 Ceylan Hazinedar

    Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

    Şubat 20, 2025 Mehmet Mollaosmanoğlu

    Genç Werther’in Acıları: Salt aşkı değil farklı temaları işleyen bir deneme

    Ekim 11, 2023 Beril Bozdoğan
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.