Close Menu
    Son Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025

      Fethiye Uluslararası Film Festivali başlıyor

      Kasım 4, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Sayım Çınar ile kitap dünyası

      Kasım 26, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      BİFO ve Barbara Hannigan’dan özel konser

      Aralık 1, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025

      DÜNYANIN SONUNA YOLCULUK

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » DOMATES BİBER PATLICAN
    SUAREMAG

    DOMATES BİBER PATLICAN

    Ağustos 1, 2025Yorum yapılmamış7 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Betül Çakıroğlu

    Harman zamanı çiftlik demek çocuklar için eğlenceli olsa da çalışanlar için bir savaş meydanıydı. Bostandaki ilk mahsul, buğday hasadının ilk günü için toplanmıştı. Toplandığı yerde de közlenmişti. Var olmak için o kadar çabadan sonra yanıvermişti işte. Ateşin başında patlıcanları közlerken düşünce kıvılcımları kafasındaydı.

    Bu kayalıklar bahçenin tam sınırıydı. Uçsuz bucaksız tarım arazisinde değişik, doğal bir sınır oluşturan tek yerdi burası. Buğday başakları ağırlaşan başlarını bükmüş harman için bekliyordu. Toprağın altında çatlıyor ve büyüyorlardı. Var oldukları, belki de ilk kez buğday oldukları anda biçiliyorlardı. Hasat yıkım gibi gözükse de toprak için yeni bir başlangıçtı. 

    “Kesinlikle toprak fırını buraya yapmalıyız. Bu sene ekimden başlayan kompost gübre, atalık tohum ve bahçeyi oluşturma curcunasından ona sıra gelmedi ama elzemdi. Şu Kastamonu’dan getirttiğimiz siyez buğdayı çıksaydı, ne güzel ekmek yapardık. Çıkmadı. Buraya uygun değilmiş.”

    Maysa elinde eski model döküm çaydanlık, ayağında şalvar söylenerek geldi. Neye söylendiğini sormaya hiç yeltenmedi. Patlıcanların ateşte büzülmelerini seyrediyordu. Maysa sırığa çaydanlığı geçirdi. 

    “Maysa fasulye bilmiyormuş. O sırıkların en ucundan çıkacak zannediyormuş. Sıktığım; kara basması için olan ilaçtan çıkmadılar zannediyormuş. Diplerine hiç bakmamış. Duygu geldi de bana tercüme etti. İkisi beraber koca bir leğen topladılar. Maysa nasıl da şaşkın şaşkın bakıyordu. Duygu ona fasulye pişirmesini de anlattı. Çiftlik ahalisi buna çok sevinecek. Semizotu kızartması mı olur diye söylenerek binip gitmişlerdi traktöre öğle sıcağında. Harman beklemezdi.”

    Çocuklara seslendi. Boşlukta yankılanan ses evin duvarına çarpıp, geri döndü. Akbaşlar havlama ile bu sese eşlik etti. Zaten onlarda havlamak için bahane arıyorlardı. Sırtı eve dönüktü. Aşağı inen ayak seslerini duydu. 

    Közlenmiş patlıcan kabuğunu soymaktan kararmış, doğradığı sarımsaktan bir güzel de kokmuş ellerini sallayarak onları çağırdı.

    “Damlama sulama çalışmıyor. Alt tarafı göletten vanayı mı açmamışlar. O kadar basitmiş. Hay canına yandığım. Kimsenin de aklına gelmemiş, şuncağızlara su tutmak. Açalım da domateslerin dibine aksın. Toprak el kesiyor. Salatalıklar acıyacak.”

    Bunları da kendi kendine söylemişti. 

    Demir kapıdan ses gelince dizlerinin üzerinde oraya döndü.

    Harmandan dönen biçerdöver bir yorgun savaşçıya benziyordu. Bir koca kâse çoban salata, patlıcan salatası, menemen, yoğurtlu semizotu ve çocukların isteği makarna bostanın içinde kurduğu sofranın üstündekiler bunlardı. Makarnaya Maysa kendi yaptığı mayasız peynirden ufaladı. Akbaşlar hariç kim varsa çiftlikte ateşin başına geçmişti. Yemekler yenildikten sonra ateşin içi geçmemişken Burcu sordu: “Size bir masal anlatayım mı?” 

    Kimse hayır demedi. Zaten diyemezlerdi. Aslında bu bir soru değildi. Burcu yavaşça ayağa kalktı. Kafasında bir mikrofon olsa Ted konuşması yapacak zannedilebilirdi. Ellerindeki toprağı silkeledi. Bütün gün kendi kendine konuşmuştu. Gırtlağını temizledi. Ve başladı.

    Bir varmış; iki yokmuş. Burası kupkuru toprak ve cansız bir yermiş. Zaman hiç söylenmemiş, bilinmeyecek kadar eskiymiş. Develer tellal, pireler berber değilmiş; çünkü onlar ve hiçbir canlı daha var bile olmamışken. Söylencesi nasıl geldi bilen yok. Ama anlatan var. Dinleyen çok. Şimdi bunu dinleyenler kulak versin. Günün birinde belki siz de anlatırsınız. Sorarlarsa size bu masalın adını; Dünyanın canlanması demeyi unutmayın.

    Şeyler bir yıkımdan kurtulup Dünya’ya düşmüşler. İlk duydukları ses “Kalkın” olmuş. Cansız topraktan parçalar ayaklanmış. O kadar çoktular ki alttaki toprak görünmüyormuş. Şekilsizmişler. Kimi büyük, kimi küçükmüş. Sarı olan varmış, kızıl olan varmış. Hepsi birbirinden farklıymış. Şeyler şaşkınmış. O büyük yıkımdan kurtulmak mutluluk verse de burada ne olacaklarını bulmalılarmış. Toprak onlara “Yürüyün yavrularım. Yürüyün ve kaderinizi bulun” demiş. Hepsi toprak anayı dinlemiş. Yürümeye başlamışlar.

    Bir süre sonra parça parça ayrılmışlar. Toprak ana seslendikçe bölünmüşler. Ağaçlar demiş ve bir kısmı gitmiş. Sebzeler dediğinde Kara önderliğinde bir bölüm daha böylece ayrılmış.

    Arka sıralardan küçük bir şey seslenmiş lidere.

    “Kara biz nereye gidiyoruz?”

    “Toprak ana bize yol gösterecek. Bir de içimizdeki ses. Şimdilik varoluşumuza yürüyelim.”

    Başka biri seslenmiş.

    “Adımız sebze mi bizim?”

    “Sanırım,” demiş Kara. 

    Aslında o da çok merak ediyormuş. Yıkımdan çıkmış ve var olmaya çalışıyormuş. Ne olacağını bilmemek çok zormuş. Yanına yemyeşil ve yeşile çalan sarıda iki şey daha gelmiş. 

    “Yanında yürüyebilir miyiz?”

    “Tabi ki.”

    “Herkes çok şey merak ediyor.”

    “Ben de ediyorum. Sebze olacağımız belli olsa da nasıl bir sebze olacağımıza biz karar vereceğiz. Yıkımdan kurtulmak için kaçtık. Var olmak için de yürümeliyiz.”

    Böylece yürümüşler. Kara arkasına baktığında toprak parçalarından birkaç tanesinin iyice beyazladığını görmüş. Soğuktan oda üşümüş. Ama rengi değişmemiş. O sırada arkadan bir ses duymuş.

    “Ben çok üşüdüm. Daha fazla yürüyemeyeceğim.” 

    Birden şey bembeyaz yusyuvarlak olmuş. Toprağa oturmuş. Konuşmasına yeni şekli ile devam etmiş. 

    “Kardeşlerim size iyi yolcuklar. Benim yolculuğum burada bitti. Adım lahana. Hepiniz kendi güzel adlarınızı bulacaksınız. Ve yine bir gün hep beraber olacağız.” 

    Kara, lahanaya ve ayaktaki şekilsiz şeylere bakmış. Birçoğunun şekli değişmeye başlamış ama kendisi hep aynıymış. Çok geçmeden biri daha yuvarlak olup toprağa oturmuş 

    “Adım balkabağı,” demiş. 

    Şeyler yürümeye devam etmiş. Bir süre sonra kara arkada ağlama sesleri duymuş. “Annemizi özledik,” diye ağlayan şeyleri Kara nasıl teselli edeceğini bilmiyormuş. O kadar çok ağlamışlar ki yumuşayan toprak onları içine çekmiş. Havuç, pırasa, yer elması ve pancar da böylece ayrılmış. El ele gezen arkadaşlardan ikisi de biz soğuğu sevdik diyerek ayrılmış. Bunlar brokoli ve karnabaharmış. Yürüyüş devam etmiş.

    Dört şey, hararetli tartıştıkları için yeniden durmak zorunda kalmışlar. Kara yanlarına gitmiş. İkisi soğan, ikisi sarımsakmış. “İsimlerimiz nasıl olurda aynı olur,” diyerek tartışıyorlarmış. Kara onlara en baştan beri dediğini tekrarlamış. 

    “İçinizi dinleyin.”

    Daha yeşil olanı, “Anladım. Biz yazın yetişeceğiz, siz kışın,” demiş.

    Yuvarlak ve beyaz olan soğan ile sarımsak toprağın içine girerek, gözden kaybolmuşlar. 

    Kara, kendi ile ilgili içinde bir şey görememiş. Küçük yeşil soğan varlığını kavramış ama önderleri olan Kara hâlâ anlayamamış. Artan endişesi ile yürümeye devam etmiş.

    Ya yıkımdan sonra var olmazsa…

    Havalar ısınmaya başladığında kimse ile konuşmayan kendi ile konuşanlara da cevap vermeyen bir şey yemyeşil olup ayrılmış. Yanına gittiklerinde dikenden başka bir şey görememişler. 

    “Ben enginar,” demiş sadece.  

    Zıplayarak yürüyen bir şey bağırmış.

    “Bunun gibi burnu havada değilim. Ben her yerde olmak istiyorum. Herkes beni görsün. Dokunsun. Ben semizotu.”

    Yürüyüş devam etmiş. Kara’nın yanında yürüyen yemyeşil arkadaşı kıpkırmızı olmuş. 

    Arkada bir gürültü olunca durmuşlar. 

    “Ne oluyor burada,” diye sormuş lider.

    Yeşil ince gövdesinin üzerinde geniş yaprakları olan şey konuşmuş. 

    “Hangimiz daha güzel kokuyoruz onu konuşuyorduk.”

    “Şekilleriniz oluşmuş, neden ayrılmadınız? Toprağa kök salmadınız?”

    “Bir jüri oluşturalım. Hangimiz daha güzel kokuyoruz onu bulalım. Yoksa ayrılamayız.”

    “Varlığınızı bulmuşsunuz. Daha ne istiyorsunuz?”

    “Bu sorunu çözmeliyiz.”

    “Bu bir sorun değil. Hepiniz güzel kokuyorsunuz.” 

    Ne dediyse onlara dinletememiş. Kara, şimdiki kırmızı ve yeşile çalan sarı jüri olmuşlar. Yarışmacıların isimlerini saymış. 

    Roka, biberiye, adaçayı, nane, maydanoz, tere ve salatalık. 

    Jürinin kararını vermiş. Kazanan salatalık olmuş. Süslüler sınıfı grubu terk edip, annelerine kök salmış. Ama salatalığa ve onu seçen jüriye hep kızgın kalmışlar. 

    Kendilerine biz kardeşiz diyen ve diğer sebzeleri aralarına almayan üç kız kardeş de bu olaydan sonra ayrılmış. İsimleri; mısır, kabak, fasulye imiş.

    Ayrı ayrı hikayeler ile sebzeler teker, teker ayrılırken yeşile çalan sarı, “Adım biber,” diye bağırmış. Az kalan gruptaki bibere hayran tombul şey de “Ben de dolmalık biber,” demiş.

    Yavrularını korumak için kabuk içinde sakladıklarını söyleyen isimleri bezelye, bakla ve barbunya olanlar da ayrılmış.

    Kara ve kırmızı yürüyüşlerine devam ediyormuş. Birden çok güzel bir koku havayı sarmış. Salatalıktan bile güzel. Kırmızı bir yuvarlağa dönüşürken, tam ortasındaki sapından çıkan yaprakları efsunluymuşçasına görüntüsü ve kokusuyla baş döndürüyormuş.  “Adım domates,” demiş ve orada kök salmış. 

    Kara tek başına beş adımdan fazla atmamıştı ki gövdesi karadan mora, mordan karaya renk değiştirmeye başlamış. Şekli salatalığa benzemiş ama daha yumuşakmış. Adı şey ya da sebzelerin yürüyüş lideri “Kara” değilmiş artık. Toprak Ana’nın ona ismini fısıldamış. “Patlıcan.”  

    Anne bu masalı şimdi mi uydurdun?

    Bu kadar patlıcanı tek başıma ayıklarsam olacağı budur, dedi.

    Çiftlik hasat zamanı gülüşme sesleri ile doldu. Hasat bir yıkım değil, varoluşun en başıydı.


    Betül Çakıroğlu, Gelibolu’da doğdu. Mimarlık eğitimi için geldiği İstanbul’da kızıyla birlikte yaşıyor. Mimarlık bir yana edebiyat sevgisi bir yana diyen yazar her zaman çantasında taşıdığı kitaplarından vazgeçmiyor. Çocuk kitapları yazma, çocuk kitapları editörlüğü, çocuk ve gençlik edebiyatı başlıklı çeşitli atölyelere katıldı. Yazarın ilk kitabı Kumdan Hayaller olsa da kollektif kitaplarda öyküleri ile ve editörlük yaptığı kitaplarla da okuyucu ile buluştu. 

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Temmuz 2025

    SuareMag – Arşiv

    ağustos Betül Çakıroğlu suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025 Kitap

    Margaret Atwood’un “Kalpten” adlı şiir kitabı Doğan Kitap tarafından Nuray Önlüoğlu çevirisiyle okurla buluşturuldu. Margaret…

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    KUM BÖCEKLERİ

    Aralık 1, 2025 Başak Bıyıklı

    Boğaziçi Film Festivali’nde Altın Yunus’lar sahiplerini buldu 

    Aralık 17, 2023 Etkinlik

    İş Sanat yeni sezonu açıyor

    Ekim 13, 2023 KÜLTÜR - SANAT
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.