Fatma Maksude Kılınç
Babam, benim babam iyi misin? Anam iyi mi? Sizleri öyle özledim ki. Kardeşlerim, siz, köyüm, tüm akrabalar, komşular hepiniz burnumda tütüyorsunuz. Karabaşım sağ mı? Koyunlar çoğaldı mı? Apar topar çıktım ülkeden, hiçbirinizi göremedim, vedalaşamadım. Affedin beni. Size haber göndermek için eski arkadaşım Hüsnü’yü yolladıydım, telefon yok ne yapayım. Geldim işte buralara, başka çarem yoktu, kaçtım, göçtüm. Geldiğimden beri bir yere yerleşmek, bir iş bulmak, ayaklarımın üzerinde durmak için çabalıyorum. Çok zorlandım ama artık her şey yolunda babam. Sakın beni düşünüp üzülmeyin. Artık düze çıktım, işim var şükür, ordan oraya gezdim durdum, şimdi geldiğim bu ülkede iyiyim işte. Anama söyle, kaldığım oda koca bir parka bakıyor, her yer yemyeşil. Kış daha buraya tam gelmedi, kışın da yeşil oluyormuş, bakacağız artık.
Babam, biliyorsun kaçmak zorundaydım. Yoksa başıma gelecekleri sen de biliyorsun. Sen de devlet memurusun, seni, anamı, kardeşlerimi zorda bırakmak istemedim. Size hiç yazmama nedenim bu. Öldü bilin istedim ama artık yazmam gerekiyordu. Kaç tane arkadaşım içeride öldü baba, işkencede, sorgucuların elinde heba oldu. Ahmet de gitti. En çok ona yanarım. Kan kardeşim, yoldaşım, can arkadaşım bir anda yoklara karıştı. Ölüsünü ailesine bile vermemişler baba. Düşünsene o tatlı anacığı Zehra teyzemi, kahrolmuştur. Oğlunun naaşını bile alamadı garibim. Perişanlarmış ailecek. Baba böyle olsun, öleyim ister miydin? Anamı düşünsene, ölürdü benim ardımdan. İstemedim baba, onların eline düşmek istemedim, sonum Ahmet gibi olsun istemedim. Kaçtım. Zaman zaman pişman olup geri dönmek istiyorum, onlara Ahmet’in hesabını sormak istiyorum. Zor tutuyorum kendimi. Ben kimim ki, kafa tutacağım. Sustum baba, ne yapayım?
Bir gün ülkeye dönebilirsem, sana, anama, kardeşlerime sımsıkı sarılacağım baba. Benim bir diyeceğim de var sana. Sadece siz kalmadınız ki ardımda, bir de karım ve oğlum var baba. Kimsesiz kaldılar. Kendi aramızda nikah yapmıştık. Kaçmamın bir nedeni de onlardır. Belki bir gün onları buraya aldırırım.
Baba onları sana emanet edebilir miyim? Gidip onları alıp eve getirir misin? Korunmaları gerek. İlknur karımın adı, oğlumun adıysa Barış, daha 3.5 yaşında. Hüsnü’nün evinde kalıyorlar ama artık bıçak kemiğe dayanmış, karısı istemiyormuş. Yoksa seni zorda bırakmazdım. Ama yardıma ihtiyaçları var babam. Bir aileye ihtiyaçları var. Alır mısın onları, oğlumun emanetleri der misin? Sen dersen anam da der, biliyorum. Ben fırsat buldukça, denk getirdikçe para yollayacağım size. Yeter ki onları al. Gecem gündüzüm darmadağınık.
Anama de ki babam, bak bunlar oğlunun emaneti; döner mi bilinmez ama dönünceye kadar oğlumuz bilelim oğlunu, anasını da kızımız. Saralım onları, koruyalım kurda kuşa karşı. Ha babam, yapar mısın, alır mısın onları? Ah babam, hayat bizi buralara getirmesin istedim ama ne yapayım. Tek derdimiz ülkemizdi, iyiydik biz baba, yürekliydik, vatanımızı çok severdik. Kıydılar bize, yok ettiler, dağıttılar. Ama oğlum, ah oğlum, onu koru, kolla baba. Belki peşimden gelir. Sen hiç istemedin beni bu yolda ama ben susacağım babam. Biliyorum ki yol nereye giderse insan da oraya gidiyor. Şairin dediği gibi, bir ağaç gibi dimdik ve hür olsun oğlum. Tek dileğim bu hayattan. Tek bu… Ah babam. Beni anlar mısın? Hoş görür müsün? Oğlunun oğluna, oğlum der misin?
O son görüştüğümüz gün sizi bir daha göremeyeceğimi biliyordum babam. Anamı, seni sardım ya derinden o gün de söyleyecektim, ama ne kızgındın bana. Okuldan atılmama kızmıştın ama benim derdim bambaşkaydı be babam. Onları bırakıp gitmek hayattaki en büyük zulümmüş. Ne bileceğim, ayakta sağlam kalırım onlar için dedim ama yarınımı bilmiyordum ki, onları da sürükleyemedim işte. Bir tek sen varsın, bir tek sana güveniyorum baba. Al onları Hüsnü’nün evinden, evlenince ayrıldı anasının yanından tabii, sana aşağıda adresini yazacağım. Git bi akşam onlara, gelin bakalım çocuklarım de, bağrına bas, anam da bassın. Aklım onlarda kalmasın. Yoksa ben benden gideceğim üzüntüden.
Babam alınca bana yaz emi, söyle İlknur da yazsın, oğlumun fotoğrafını koyun zarfa, onları unutmadan koyayım başucuma.
Haber bekliyorum senden,
Baki selam herkese, hepinizi öpüyorum babam,
Oğlun Kamil

Fatma Maksude Kılınç, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Ana Sanat Dalı mezunudur. Daha çok senarist olma hedefiyle okurken, on iki eylül karanlığında, reklam yazarlığına mecbur kaldı. İzmir Reklamcılar Derneği’nin ilk ve tek kadın başkanı oldu. Kitvak kurucularındandır. İlk yazarlık yıllarında iki çocuk radyo oyunu TRT’de yayımlandı. Atilla İlhan’ın şiirlerini beğenmesiyle Sanat Olayı’nda şiirleri yayımlandı. İki şiir dosyası var ama yayınlatmaya korkuyor. İzmir’de çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Son dönemde kadın yazarlardan oluşan bir grupla üç öykü seçkisinde yer aldı. Distopya dergisi editörlerinden. Bir kızı ve iki minik oğlan torunu var.


