Çocuklar için film ve kitap seçiminde ebeveynlere önemli işler düştüğünü belirten PDR Uzmanı Semra Yıldız, “Seçim yaparken konu, yaşa uygunluk gibi kriterler mutlaka ebeveynler tarafından kontrol edilmeli” dedi. Bu arada akran zorbalığında fiziksel, sözel ve ilişkisel zorbalık çeşitlerinin yanına teknolojiye bağlı olarak “siber ya da sanal zorbalık” eklendiğini ve giderek arttığını belirten Yıldız, bu konuda medyanın etkisini olumlu kullanabilmek gerektiğini vurguladı.
BETÜL ÇAKIROĞLU
Okulda psikolojik danışman ve rehberlik bölümü ilgili ilk izlenimim, 1.sınıf veli toplantısında kapıdaki sırayı görünce oluştu. Her ebeveynin bir sorusu vardı ve içeri giren çıkmak bilmiyordu. Bu röportajı hazırlarken de araştırmamda Millî Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı 86 sayfalık kılavuzu okudum. Bilmediğim bir alan yanılgıya düşmek istemedim ama tabi yine de sorularım ebeveyn diliyle ve ihtiyaçlarına yönelik olacak. Sanırım başka türlüsünü de soramam.
Kısaca PDR. Yani Psikolojik Danışma ve Rehberlik. Bu hizmet öğrencilerin ruhsal ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyor.
Öğrenciyi gözlemleyebilen, onun becerilerini fark edebilen, potansiyelini geliştirmesine yardımcı olabilen, zorluklarla mücadele etmesine yardımcı olan bu meslekte uzun seneler çalışmış arkadaşım Semra Yıldız’a konu ile ilgili aklımdaki soruları sormak istedim.
- Semra merhabalar. Röportaja böyle başlamayı biraz klasik bulsam da okuyuculara çok az bir kendinden bahseder misin?
Merhabalar. Belki klasik buluyorsun bu soruyu ama benim için de en zor soru olabilir belki de… Okul sıralarında bir öğrenciyken hayalini kurduğu meslekte 18’inci yılını tamamlamış, hayatlara dokunmayı seven, işini severek yapan biri olarak tanımlayabilirim kendimi.
- Okulda PDR alanında çalışmanın bir tane en zor yanı, bir tane de en sevdiğin yanını söylesen ne söylersin?
En sevdiğim yanından başlamak istiyorum. Okulda bu alanda çalışmanın en güzel yanı öğrencilerim. Onlarla beraber olmak. En zor yanı da … Şimdi düşününce kimi zaman zorluklarla karşılaşıyoruz elbette ancak sanırım işinizi sevince dile dökecek kadar da zor gelmiyor. Ama şunu söyleyebilirim öğrenciyi ele aldığımızda onunla ilgili her kim varsa iş birliği içerisinde yol alamamak zorlayıcı olabiliyor.
SANAL ZORBALIK ARTIYOR!
- Son zamanlarda velilerin dillerinden düşmeyen mağdurun da zanlının da öğrenci olduğu “zorbalık” konusu var. Bir uzman olarak bu konunun arttığını düşünüyor musun ve neye bağlıyorsun? Zorbalık konusunda karşına iki tanıdığın öğrenci geliyor. Bu senin için zor bir an mı? Uzmana yönlendirme süreci nasıl oluyor?
Öncelikle zorbalık nedir aslında bunu tanımlamak gerekir diye düşünüyorum. Akran zorbalığını bir ya da birkaç öğrencinin bir başka öğrenciye karşı uyguladığı şiddet içerikli davranış olarak tanımlayabiliriz. Bir davranışa zorbalık diyebilmemiz için bu davranışın bilinçli ve kasıtlı olarak yapılması, tekrarlayıcı ve sürekli olmasına bakmak gerekir. Aynı zamanda iki taraf arasında bir güç dengesizliği olur. Akran zorbalığının yapılan eylemlere göre farklı türleri var. Özellikle teknolojiye bağlı olarak son yıllarda daha fazla aslında siber ya da sanal zorbalık oldukça fazla. Bunun dışında da tabi fiziksel, sözel ve ilişkisel zorbalık çeşitlerini de söylemeliyiz.
Okulda zorbalık konusunda elbette öncelikle önleyici birtakım çalışmalar yapmak, örneğin; öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik programlar uygulamak, okulda güvenli bir ortam hazırlamak, öğretmenlerin ve okul yönetiminin tutumunu iyileştirmek, alanında uzman kişilerle okul topluluğunu buluşturmak, küçük grup çalışmaları yapmak şiddeti önlemede etkili olacaktır, diye düşünüyorum.
Zorbalığı uygulayan ve zorbalığa uğrayan mağdurla çalışırken aslında dediğin gibi her ikisi de öğrencimiz olduğu için her ikisinin de iyilik hali göz önünde tutularak çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun dışında bir tabi bu şiddete maruz kalan sınıftaki diğer öğrenciler var. Konuyu çalışırken velilerle beraber ilerleyip Okul RPD hizmetlerince yürütülen prosedürler çerçevesinde süreci tamamlıyoruz.
KARİYER GELİŞİM ENVANTARİ UYGULANMALI
- Akademik olarak çok başarılı olmayan çocuklar oluyor. Ama sanat ya da spor da çocuk çok başarılı. Böyle durumlarda veliler çocuğu o yöne yöneltmeyi bazen desteklemiyor. Böyle bir durumla karşılaştın mı? Nasıl bir yol izlemek lazım?
Mesleki hayatım boyunca çok karşılaştığım bir durum bu. Ailelerin burada desteği elbette çok önemli ama kimi zaman ve hatta çoğu zaman farklı ilgi alanları aileler tarafından kabul görmüyor. Küçük yaşlarda hobi olsun diye sanat ve sporla alakalı birçok kursa aileler çocuklarını kendileri götürürken, çocuk o alana ilgi duymaya ve onunla ilgili mesleki hayal kurmaya başlayınca birden ailelerin fikirleri değişebiliyor. Hani klasiktir ya doktor olsun, mühendis olsun gibi… Herşeyden önce öğrencilere mutlaka kariyer gelişim envanteri uygulamak ve sonucunu aileninde katıldığı bir toplantıda değerlendirmek gerek. Bu sonuçlara ve de öğrencinin ilgisi, yetenekleri, akademik başarısı vb. birçok unsuru göz önünde bulundurarak yönlendirmek en doğrusu.
- Ergenle çalışmak sana neler katıyor? Ya da sen de neleri tetikliyor? Yazma çalışmalarında birlikte de bir yol aldığımızdan soruyorum bu soruyu. Yazıyla ilgili, yazma konusunda sana ilham olan şeyler oluyor mu?
Ergenle çalışmak… Ne kadar yaş alırsam alayım hep genç, hep dinamik hissettiriyor. E tabi kuşak çatışmasının örnekleri de bizde oldukça fazla. Kendi aralarında konuştukları bir dil var mesela, kendi kuşaklarına ait onları öğreniyorum. Durumlar karşısında verdikleri tepkiler kimi zaman bizlere de yeni birşeyler öğretebiliyor. Seninle de beraber olduğumuz “Çocuk Edebiyatı” eğitimindeki yazma çalışmalarında da farkettim ki öykü yazmak için seçtiğim konular aslında genellikle ergenlik dönemini kapsayan konular olmuş. Ve hatta daha çok duygusal ilişkiler diyebilirim.
- Aileye geri bildirim yapma durumlarında zorlandığın durumlar hiç oldu mu?
Hayır olmadı. Öğrencilerimin aileleri ile iletişim içerisinde kalmayı tercih ediyorum. Okul-Öğrenci-Veli üçgeninin güçlü olmasının öğrencinin gelişimine oldukça katkı sağladığına inanıyorum.
- Çocukla ilgili bir durum benim gözlemim genelde aileden geliyordur. Ya da şöyle demek lazım. Okul içi olanları sen zaten gözlemleyebiliyorsun. Ancak okul dışı senin alanın değil dolayısıyla bir şekilde çözülmüyor durum. Belli ki ailede bir şey var. Velilerle konuşmak sana bir çözüm sağlıyor mu?
Yukarıda da bahsettiğim gibi okul-öğrenci-veli üçgeni çok önemli. Okul dışı olan, yaşanan durum eğer bir şekilde ya da bir sebeple okula taşınıyorsa burada yine bizim duruma el atmamız gerekiyor. Mesela okul sonrası sosyal medya üzerinde yaşanan bir yazışma okula taşınıp sorun çıkarabiliyor öğrenciler arasında.
- Çocuklar hayatlarında güçlü ya da zayıf içsel ya da dışsal pek çok mağduriyet yaşayabilir. Ben zorbalık konusunu sormak istedim sana. Bununla da devam edeceğim. Zorbalık ile önerebileceğin bir film ve bir kitap desem ne dersin?
Aslında bu konu ile ilgili film ya da kitap önermek yerine şunu söyleyebilirim. Film ve kitap seçerken içerik, konu, yaşa uygunluk gibi kriterler mutlaka ebeveynler tarafından kontrol edilmeli. Zorbalık konusunda son yıllarda yapılan çalışmalar gösteriyor ki medya bu vakaların artışında oldukça etkili. Şiddet doğrudan çocukları olumsuz yönde etkiliyor.
- Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.
Ben de çok keyif aldım. Bu satırları okuyan tüm öğrencilere ve velilere güzel sağlıklı bir eğitim öğretim yılı diliyorum.
Betül Çakıroğlu
Gelibolu’da doğdum ve 2002 yılından bu yana İstanbul’da mimar olarak çalışıyorum. Kızımın doğumundan sonra çocuk kitapları tekrar hayatıma girdi. Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Fantastik kurgular ve mitoloji özel ilgi alanlarım. Göçebe, Karşılaşma ve Ayna Meselesi kolektif öykü kitaplarında öykülerim yayınlandı. Nevzat Süer Sezgin’in Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Atölyesi’ni bitirdim. Eksi 18 Edebiyat Açık Kürsü platformunda deneme yazılarımı paylaşıyorum. Yine Eksi 18 Edebiyat grubuna ait Kıpırtı Çocuk Dergisi’nde gönüllü olarak çalışmaktayım.