Close Menu
    Son Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » UYANAN DÜŞ
    Funda Torunlar

    UYANAN DÜŞ

    Nisan 1, 2025Yorum yapılmamış5 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Funda Torunlar

    Okuryazar olmak, kelimeleri ve kelimelerden meydana gelen cümleleri okumak ve yazabilmek midir sadece? Bence değil. Okumaya başlayacağımız yer önce kendimiz sonra da “dünyamız” dır. Ancak bu bize asla öğretilmez. İki bilinmeyenli denklemleri öğreniriz de kendimizi sevmeyi ve olduğumuz gibi kabul etmeyi öğrenemeyiz, kim olduğumuzu bilmeyiz.

    Değirmenlerde öğütülüp kaynar kazanlarda kaynatıldıktan sonra, belki bir şansımız olabilir. Şansımız varsa bu sadece kendimizin anlayacağı ve fark edeceği bir durumdur. O zamana kadar, uyanana kadar, yaşamın her halini Notre Dame’nin kamburu gibi sırtımızda taşırız. Ta ki defalarca aynı şeyleri yapıp küt diye kafamızı vurduğumuz duvarların kendi kabullerimizin var ettiği engeller olduğunu anlayana kadar. 

    Cadı kazanı hayatlarımızın içinde, bir oltanın ucunda minicik bir yeme gelecek balığı bekler gibi, düşündüğümüz mutlulukların da hayatımıza geleceğini bekleriz. Gelenin eklediği geleneklerimizin sosyal kimliğimizi oluşturduğu bir gerçek. Ancak, herkesin en temelde kendi biricikliğinin ne anlama geldiğini bilmemesi… İşte bu “okuma” eyleminin gerçekleşmemesinin sebebidir. Yazma şurada dursun, ona gelebilmek için çok yol kat etmek gerekir. 

    Mistikler şöyle der: Her şey kendi zıddıyla var olur.  

    Aslında insanın, ayın aydınlık ve karanlık tarafını olduğu gibi görebilmesinin ve kabul edebilmesinin ayın bütününü algılamak olduğunu anlamasının ne kadar önemli olduğunu gösterir bize. Sahip olmanın maddi değerlere indirgendiği toplumda, her şeyin aslında insanın kendisine sahip olması ile başlayacağını nasıl anlatabiliriz? Bilinmez. Sadece anlamak isteyenler bu konuyla ilgilenecektir. 

    İnsan, içine doğduğu dünyanın sahibidir. İçine doğduğu zamanın gözlemcisidir. Wittgenstein’ın dediği gibi: “Tarihin benimle ne işi var? Benimki ilk ve tek dünya.”

    Bazı kadınların hikayesi ne ilktir ne de tek…

    Beyaz gülleri sevdiğini bilmezdi. Planlamasının hiçbir aşamasında fikrinin alınmadığı, hiçbir tercihinin kendisine ait olmadığı, düğününe saatler kala ne hikmetse ne tür bir çiçek istediği birilerinin merakını celbetmişti. O da beyaz gül dedi. Artık kim aklına getirdiyse ona nasıl bir çiçek istediğini sormuştu nihayet.  Çok büyük bir aşkın göklerden yerin yedi kat dibine jet hızında düşmesiyle yaşadığı travmanın çıkış yolu olarak gördüğü görücü usulü evlilik, meğerse Zümrüde-ü Anka’nın küllerinden doğacağı ateşin odunlarını topladığı yermiş… 

    Cadı kazanı çoktan yakılmıştı. Daha oltanın ucundaki balığa çok vardı. Duvarlar da hazırdı. Ancak o görmüyordu tabii ki. Yolu uzundu. Bir düşün içinde adımlarını atmaya başlamıştı. Herkes mutluydu. Körlerin sağırların birbirini ağırladığı bir “dünyada” kendini bilmek çok da gerekmiyordu.

    Sosyolojik bir varlık olarak insanın onaylanma, kabul görme, sevilme, değer görme istemleri hep normal kabul edilir. Bu durum zaten diğerinin olmadığının sağlamasıdır. Diğeri? İnsanın kendi biricikliğini bilmesi ve merkezine kendisini oturttuğu bir evrende artık okumaya geçebildiği zihinsel süreç. 

    Kendinden bihaber insanların var olduğunu sandıkları ilişki becerileri, biri diğerinin kuyruğuna basana kadar kendisini ortaya koymaz. İnsanların birbirlerini tam olarak tanıması ve anlamasının neredeyse imkânsız olduğu gerçeğinden bakarsak insanları kendi algımızda var ettiğimiz bir yerlere koyduğumuzu bilmeyiz. Ancak iş işten geçtikten sonra öğreniriz çoğu zaman gerçeği. Bunun gerçek sebebi insanların birbirleriyle pekala anlaşıp mutlu olabileceği düşü… Aslında “gerçek olan’’ insanların anlaşamamasıdır. Bugün kendi zihnimize bile güvenemezken, güzel dediğimiz yarın bize çirkin gözükürken, iyi dediğimiz kötü oluverirken, karşımızdakinin zihnine güvenemeyiz. Doğal olan budur. Bu durum kimseyi kötü yapmaz. Sadece böyledir. Bunu baştan bilmek ne kadar çok şeyi çözer aslında. Riyakârlığı ortadan kaldırıp samimiyeti buldurur. 

    Kadının hikayesi başka bir yere evrildi.

    Eşinden asla göremeyeceğini anladığı sevgi, anlayış, hoşgörü ve sahiplenme duygusu yerini hayal kırıklığına terk etmişti. Düşler teker teker balkabağına dönmeye başlamıştı çoktan. Keşkeler dile pelesenk olmuş, gözyaşları derya deniz yola koyulmuştu. İşin kötüsü bunlar olurken artık yalnız da değildi. İki kız çocuğu vardı. Oltaya takacak yem de kalmamıştı. Bitik haldeydi. Bundan böyle yaşamı kayalıklara çarpan bir gemiydi. Olduğu yerin bildiği yer olduğunu ama yanlış yerde olduğunu anlamıştı. Başını duvara çarpa çarpa ölmeyi bile düşünmüştü. 

    İçine doğduğumuz toplumun tüm kabulleri, şartlanmaları, değer yargıları ve inançları ana dil vasıtası ile bize yüklendiği andan itibaren çerçevelediğimiz kavramlar düşlerden düştüğü an itibariyle yeniden çerçevelenmeyi gerektiriyor. Ne ile? Gerçek ile… Çünkü gerçekler hazmedilebilir. Hazmedilemeyen şey, bize dikte edilen, başka zihinlerin kendi zaman ve zeminlerini bağlayan algılarından ortaya çıkardıkları kendi doğrularıdır. Okumadan yazamayız demiştik. Kendimizi, çevremizi yaşadığımız fiziksel dünyayı ve kafamızda yaşadığımız “zihinsel” dünyayı doğru okumalıyız. Bu bizi uyanışa götürecek yolun ta kendisi. Hayat olduğu gibidir. Bizim zan(n)-ettiğimiz gibi değil. Başarı hikâyelerine baktığımızda kimsenin bir eli yağda bir eli balda şeklinde hedeflerine ulaştığını görmüyoruz. Tüm içsel uyanış, insanın yürüdüğü yolun kendisine çıktığını, yalnızın yalnıza yalnız yolculuğunda öznenin kendi olduğunu anladığında gerçekleşiyor. 

    Evrilen hikayeden yeni bir hikaye yazdı kendine kadın.

    Son kalan enerjisini, sadece çocuklarının ihtiyaçlarına harcayabilirdi. Başka hiçbir şeye gücü yoktu. Düşlerini kaybetmişti ancak yerine ne koyacağını da bilmiyordu. Derinlerden bir yerden gelen ses, böyle giderse çocukların büyüyüp belli yaşlara geldiğinde kendisini hep bu haliyle hatırlayacağı idi. Bunu isteyip istemediğini sordu. “Hayır “dedi kendi kendine. Sonrası daha beter mücadeleler, bitip tükenmeyen gayret ve çaba, daha fazla sorumluluk, güvendiği dalların çatır çutur kırılması, binlerce kez tökezleyip yere yapışmalar, binlerce kez tekrar ayağa kalkmalar… Her seferinde dünyayı ve içindekileri olduğu gibi görüp kabul edememenin getirdiği -sonuç olarak- yeniden başlamalar… Ta ki debelenmeden sakince aktığını anlayana dek…
    Geçen yirmi beş yıl, kendi ayakları üzerinde duran iki genç kız ve artık “okuyabilen” bir HATUN-İ âdem…

    Gökten üç elma düşer. Biri muhakkak, hayatın armağanı olan “Yaşam”ın nimetlerini kendi dışında bir yerlerde arayanın kafasına düşer.  O da uyansın diye…

    Funda Torunlar Trabzon’da doğdu. Yükseliş Koleji’ni ve Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Çeşitli özel okullarda İngilizce öğretmeni olarak çalıştı. Çocukluğunda başlayan ‘kavramlara’ olan ilgisi, çocuk oyunları, hikayeler, denemeler, roman denemeleri, tiyatro metni yazarlığı çalışmalarına zemin hazırladı. 2018 yılında, Joyland İngilizce ders kitabı serisinin ortak yazarı oldu. Ayrıca D.H Lawrence’nin  “Lady Chatterley’in Aşığı” adlı eserini Türkçeye çevirdi. Emeklerine müteşekkir olduğu iki güzel insanın evladı, Zeynep ve Cemre’nin de annesi olan Torunlar, halen İngilizce öğretmenliği yapıyor ve yazmayı sürdürüyor.

    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    SuareMag – Nisan 2025
    Funda Torunlar suaremag yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025 Betül Çakıroğlu

    BETÜL ÇAKIROĞLU Ben Bazen resimli bir çocuk kitabı ve giriş sayfası soru işaretleriyle başlıyor. Bu bir mecaz değil; kitabın…

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Fil Rüyası: Terapiden yüzleşmeye, rüyadan gerçeğe

    Mart 19, 2025 KÜLTÜR - SANAT

    BOŞLUĞA TUTUNMAK

    Ağustos 1, 2025 Arzu Kurt

    ROSA PARKS, MARTIN LUTHER KING VE BİR VAROLUŞ ROTASI

    Ağustos 1, 2025 Melis Melek
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.