Close Menu
    Son Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » İLKEL TOPLUMLARIN İZİNDE
    SUAREMAG

    İLKEL TOPLUMLARIN İZİNDE

    Mayıs 1, 2025Yorum yapılmamış6 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    -Mitlerin belleğinden geleceğe varoluş sorgusu–

    Tuba Ayşe Özgür

    Sen hiç kendi varlığını sorguladın mı? Bütün bunların bir anlamı var mı diye düşündün mü? Eğer bu sorular zihninde yankılanıyorsa, yalnız değilsin. İnsanlık, var olduğu günden bu yana kendi varoluşunun anlamını aradı ve bu arayışı mitlerle bezedi. Mitleri, yalnızca geçmişin masalsı anlatıları yerine; geçmişten, insanın kolektif belleğinden süzülerek bugüne taşınan, varoluşsal kaygılarımızın yankılandığı aynalar olarak görsek desem seni şaşırtır mıyım? Öyleyse birlikte ilerleyelim…

    İlk insan topluluklarına baktığımızda, avcı-toplayıcı yaşam biçimleriyle şekillenen ilkel toplumların, doğa ile kurduğu kutsal bağın mitolojik temellerini görmek mümkündür. Bu toplumlar, çevrelerindeki her unsurda – rüzgarın, yağmurun, hayvanların ve bitkilerin – ilahi bir düzen ve anlam aramış, yaşamın her anını kutsal ritüellerle, törenlerle ifade etmişlerdir. Bu doğrultudan yola çıkarak doğanın döngüsü, mevsimlerin değişimi ve yaşamın kendisi onlar için yalnızca biyolojik süreçler değil, aynı zamanda varoluşun derin sırlarını barındıran semboller haline gelmemiş midir?

    Bir düşünün, Prometheus’un ateşi çalması basit bir başkaldırı mıydı, yoksa insanın kendi kaderini eline alma çabasının mitolojik bir tezahürü müydü? 

    Prometheus, tanrılara karşı gelerek insanlığa bilginin ve aydınlanmanın yolunu açtı ama bu bedelsiz olmadı, sonsuz bir cezaya mahkûm edildi. İlk insanların da doğayı evrensel bir güç olarak algılaması, onların bilinmeyene duyduğu hayranlık ve korkunun bir yansıması gibiydi. Peki, biz Prometheus’un kaderinden ne öğrendik? Bilgi ve özgürlük bedel ister mi? Bugün teknolojiyi, yapay zekâyı, genetik mühendisliğini geliştirirken de aynı Prometheus’un izinden mi gidiyoruz? Belki de insan, ateşi çaldığı günden beri kendi zincirlerini dövüyor.

    Ya Sisifos’a ne dersiniz? Sonsuz bir döngüde aynı kayayı tepeye taşımak, her defasında başa dönmek… Bu mit, yalnızca bir lanet değil, insanın varoluşsal sıkışmışlığının da ifadesi. Avcı-toplayıcı topluluklarda, yaşamın her gün tekrar eden döngüsü – avlanmanın, toplamanın, mevsimlerin dönüşümünün – doğanın kaçınılmaz döngüsü olarak kabul edilirdi. 

    Siz de bazen Sisifos gibi hissetmiyor musunuz? Sürekli çalışıp, çabalayıp, aynı döngü içinde savrulduğunuzu düşündüğünüz anlar olmuyor mu? Albert Camus’nün dediği gibi, Sisifos’un mutlu olduğunu hayal edebilir miyiz? Belki de asıl mesele, anlamsız görünen bu çabanın içinde bir anlam yaratabilmekte yatıyor.

    Ve Odin… Bilgelik için tek gözünü feda eden tanrı. Peki ya sen? Bilgi ve hakikat uğruna nelerden vazgeçmeye hazırsın? İlk insan toplulukları, doğaüstüyle iç içe yaşayan topluluklar, evrenin sırlarını anlamak için ritüellere, şamanlara ve kutsal ayinlere sığındılar. Odin’in bilgeliği, kendi içimize döndüğümüzde, hakikatle yüzleştiğimizde bize miras kalacak mı? Ya da belki de bu miras, modern dünyanın dijital çalkantıları arasında kaybolmuş bir ilham kaynağı olmayacak mı?

    Tarih boyunca mitler, toplumların hafızasında yalnızca geçmişi anlatan efsaneler olarak değil, aynı zamanda insanın içsel yolculuğunun işaret taşları olarak da var olmuştur. Bütün toplumların köklerinde benzer mitler yatar. Prometheus’un ateşi, Nart mitolojisindeki Sosruko’nun ateşiyle; Sisifos’un döngüsü, Hinduizm’de Samsara ile; Odin’in bilgelik için verdiği göz ise, Şaman geleneklerindeki ruhsal aydınlanmayla yankılanır. İlkel toplumlarda ise doğanın kendisi, her şeyin özünde bulunan kutsallık, insanın evrenle bütünleşmesinin en somut örneğidir.

    Mitler, farklı dillerde anlatılan ama hep aynı soruları soran bir hikaye ile sorgular. İnsan neden var? Nereden geldi? Nereye gidiyor?

    Bu soruların peşinde ilerlerken, Gılgamış Destanı’na da göz atalım. Ölümsüzlük arayışıyla yollara düşen bir kral… Ancak sonunda öğrendiği şey: İnsan ölümsüz değildir; ancak yaptığı işler, bıraktığı izler ölümsüz olabilir.

    İlk insanların ritüellerinde, doğayla uyum içinde yaşamlarının ve ölümsüzlüğe dair umutlarının izlerini görmek mümkündü. Bugün biz de benzer bir arayış içinde değil miyiz? Bilimi, sanatı, edebiyatı bu kadar tutkuyla kovalarken aslında neyin peşindeyiz? Ölümsüzlüğün mü, yoksa anlamın mı?

    Aynı şekilde, Orpheus’un hikâyesi… Sevdiği kadını ölümden geri getirmek için yer altına inen ve tam kurtaracakken bir anlık tereddütle onu kaybeden bir âşık. Orpheus’un trajedisi, insanın kendi içsel çatışmalarının da bir yansımasıdır. Biz de çoğu zaman hayatımızdaki en önemli anlarda bir anlık şüpheye düşüp kayıplar yaşamıyor muyuz? 

    Bu noktada, Erich Fromm’un kimlik kuramına da değinmek gerekiyor. Fromm, modern toplumun birey üzerinde yarattığı yabancılaşma ve kimlik krizi üzerine yoğunlaşır. Ona göre, gerçek kimlik, yalnızca toplumsal rollere indirgenmemeli. İnsan, özgün varoluşunun ve içsel benliğinin farkında olmalıdır. Fromm’un “Sevme Sanatı”nda ve “Özgürlükten Kaçış”ında belirttiği gibi, insan ancak kendini derinlemesine tanıyıp, içsel özgürlüğünü keşfederek gerçek bir varoluş serüvenine adım atabilir. Mitler ve ilkel toplumların sunduğu sembolik anlatılar, Fromm’un da işaret ettiği gibi, bireyin kendi benliğiyle bütünleşmesinde yol gösterici niteliktedir. Bu bağlamda, modern insan, teknolojinin getirdiği ilerleme ve toplumsal beklentiler arasında sıkışıp kalırken, gerçek kimliğine ulaşabilmek için geçmişin bilgelik hazinesine – mitlere ve geleneksel bilgelik formlarına – yeniden dönmelidir.

    Aslında her bireyin kendi kimliğini, kendi içsel dünyasını keşfetme çabasını simgeler. İlk toplumlardan günümüze, her çağın bireyleri kendi içsel mitlerini yeniden yazmış, varlıklarına anlam katma gayreti içinde olmuşlardır. Erich Fromm’un belirttiği gibi, kimlik, yalnızca dışsal etiketlerle değil, içsel farkındalık ve özgünlükle şekillenir. Bu, bireyin hem kendisiyle hem de çevresiyle kurduğu ilişkiyi derinleştirir. Çünkü gerçek özgürlük, kendini tanımaktan geçer.

    Geleceğe baktığımızda, mitlerin ve geleneksel bilgeliklerin modern insanın ruhsal ve kimliksel sorgulamalarında hala etkili olduğunu görüyoruz.

    Dijital çağın Prometheus’ları yapay zekayı geliştiren bilim insanları; Sisifos’ları bitmek bilmeyen iş yükünün altında ezilen modern bireyler; Odin’in yerini ise, hakikati arayışta, içsel özgürlüğüne ulaşmak için çabalayan düşünürler alıyor. İlkel toplumların doğayla kurduğu derin bağ, Erich Fromm’un da savunduğu gibi, bireyin kendini bulma sürecinde temel bir referans noktası olmayı sürdürüyor.

    Modern yaşamın getirdiği karmaşıklık ve yabancılaşma içinde, gerçek kimliği bulma çabası, eski efsanelerin ve mitlerin rehberliğinde yeniden anlam kazanıyor.

    Mitlerin belleği, insanın varoluşunu sorguladığı, kendi içsel benliğini ve kimliğini keşfetmeye çalıştığı bir aynadır. Bu aynaya baktığımızda, belki de geçmişin mitleri, geleceğin sorularını şekillendiriyor; belki Prometheus’un ateşi hâlâ yanıyor, Sisifos’un kayası dökülmeye devam ediyor, Odin’in fedakarlığıyla sembolize edilen bilgelik yaşamın her anında iz bırakıyor. Erich Fromm’un kimlik kuramı da, bu sürecin modern yansıması olarak, bireyin yalnızca toplumsal maskelerden sıyrılıp gerçek benliğiyle yüzleşmesi gerektiğini hatırlatıyor. İçsel özgürlük ve derin farkındalık, her çağın kahramanlık yolculuğunun temel unsuru olarak, varoluşun anlamını yeniden inşa etmede anahtar rol oynuyor.

    Peki, sen? Hangi kahramanın yolculuğundasın? İçsel kimliğini ararken, eski mitlerin bilgeliğinden ve ilkel toplumların doğayla bütünleşmiş yaşam tarzından ne gibi ilhamlar alıyorsun? Belki de modern çağın getirdiği yabancılaşma içinde, gerçek özgürlüğe ve kendini tanımaya ulaşabilmek için, geçmişin sessiz fısıltılarına kulak vermelisin. Bu, yalnızca modern dünyanın karmaşası arasında kaybolmamak, aynı zamanda içsel benliğinle barışık, otantik bir varlık olarak yaşamını şekillendirmek anlamına gelir.

    Tüm bunların içinde vardığımız yer, mitlerin, ilkel toplumların yaşam biçiminin, avcı-toplayıcı kültürün ve Erich Fromm’un kimlik kuramının harmanlandığını, insan varoluşunun ve kimliğinin ne denli çok katmanlı olduğunu hatırlatıyor.

    Her çağın bireyi, kendi içsel mitlerini yazarken, geçmişin bilgeliğinden ilham almalı. Çünkü gerçek kimlik, sadece dışsal rol ve beklentilerle tanımlanmaz, derin içsel farkındalık ve özgünlükle yeşerir.

    Mitlerin sesi, evrensel sorulara verdiğimiz yanıtların ve kimlik arayışımızın ölümsüz bir aynasıdır. Bu aynada, senin de yansımanı görmek mümkün. Peki sen? Kimin belleğinden geleceğe sızdın hiç düşündün mü? Öyleyse şimdi başla…

    Tuba Ayşe Özgür, 1993’te İngiliz CAS Akademi’de yaratıcı yazarlık eğitimi, 1994-1998 yılları arasında Çisenti ve Postüla adlı tiyatro gruplarında oyunculuk ve oyun yazarlığı eğitimi aldı. Halen Amerikan ANU üniversitesinde Psikoloji ve Sosyoloji okumakta. Kurucusu olduğu Komite Reklam Ajansı’nın yanı sıra çeşitli ajanslarda reklam yazarlığı yaptı. Bu süreç boyunca çeşitli dergilerde de görev aldı. İçerik yazarlığı, yazı işleri müdürlüğü, yayın koordinatörlüğü gibi pozisyonlarda, yazıları yayınlandı. Kurucusu olduğu Atölye Bütünsel Edebiyat’ta koordinatörlük yapıyor. Büyü Bozumu, Benim Kalbim Dikdörtgen, Kedi Uykusu adlı roman, İçime Karga Uçuştu öykü kitaplarının yazarı.

    Yazarın diğer yazıları
    ÖTEKİLEŞTİRMENİN UYANIŞI
    SuareMag – Mayıs 2025
    SuareMag – Nisan 2025

    suaremag tuba Ayşe özgür yazar

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025 Betül Çakıroğlu

    BETÜL ÇAKIROĞLU Ben Bazen resimli bir çocuk kitabı ve giriş sayfası soru işaretleriyle başlıyor. Bu bir mecaz değil; kitabın…

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Çocuk Edebiyatı Festivali İÇEF 20 Eylül’de başlıyor

    Eylül 7, 2025 Betül Çakıroğlu

    ‘Gizem Kraliçesi’ 133. yaşında Hercule Poirot ile sinemaya döndü

    Eylül 15, 2023 Film

    Vigdis Hjorth’un yeni kitabı “Annem Öldü mü” çıktı

    Mayıs 12, 2025 Kitap
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.