Close Menu
    Son Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Çarşamba, Aralık 3
    X (Twitter) Instagram Facebook
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    • YAŞAM
      1. Aktüel
      2. Beslenme
      3. Felsefe
      4. Fitness
      5. İlişkiler
      6. Kişisel Bakım
      7. Kişisel Gelişim
      8. Psikoloji
      9. Sağlık
      10. Seyahat
      11. Sürdürülebilir Yaşam
      12. Teknoloji
      13. View All

      Nazlı Eray’a “Yaşayan Efsane” Onuru

      Temmuz 5, 2025

      Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nden anlamlı seminer

      Temmuz 3, 2025

      ‘Boykot bir hak mı? Suç mu? ‘ sorusuna yanıt arayanlar için 10 film

      Nisan 2, 2025

      Sinema tutkunları için yepyeni bir mecra: Yeni Sinema Dergisi 

      Şubat 28, 2025

      İnovatif makarnacı Pastavilla 32. yaşını ödülle kutluyor

      Nisan 22, 2024

      Buğday Derneği ‘zehirsiz kentler’ için harekete geçti

      Aralık 23, 2021

      1 KAVRAM 10 DÜŞÜNÜR: Varoluşun On Yüzü

      Ağustos 2, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Institut français, Fransız yazar, felsefeci ve filolog Barbara Cassin’i ağırlıyor

      Şubat 25, 2025

      Sade Yaşamın Gücü: Epikür ve Tao’nun izinde sadeleşmek

      Aralık 7, 2024

      Ergen ebeveynleri için kılavuz

      Eylül 23, 2024

      Aşkın Lotus Hali… 

      Temmuz 4, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      ‘Rekabetçi Aile’yi izlerken kendimize de gülebilir miyiz?

      Ağustos 27, 2023

      Parfümde şişe tasarımı kokudan önemli olabilir mi?

      Mart 28, 2023

      Saç bakımına ilişkin merak edilen 6 soru ve 6 yanıt

      Nisan 17, 2022

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Stresten Huzura: Deneyimlenmiş bir dönüşüm süreci

      Mart 6, 2025

      Yeni Eril: Dr. Nil Keskin’den kapsamlı bir dönüşüm rehberi

      Mart 4, 2025

      Cansel Oruç’un ‘Başarmaktan Korkma’ kitabı okuyucuyla buluştu

      Aralık 26, 2024

      Beynini Resetle: Zihinsel rahatsızlıklar ve metabolizmayla ilişkisi

      Eylül 30, 2025

      Kimdir bu “Narsist Sapkınlar?”

      Mayıs 29, 2025

      Borderline: Bir Kişilik Bozukluğunun Biyografisi

      Mayıs 6, 2025

      Dementor – Ruh Emici: Narsisizmin gölgesinde bir yok oluş ya da yeniden doğuş hikâyesi

      Şubat 17, 2025

      ‘Hepimiz Narsistiz’ kitabının yazarı Şule Öncü: Sanıldığından yaygın!

      Mayıs 17, 2024

      “Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı oldu

      Ağustos 29, 2023

      Prof. Dr. Körükoğlu’ndan sağlıklı ve genç kalmanın sırları

      Mayıs 7, 2023

      Salmonella’dan korunmak mümkün mü?

      Nisan 27, 2022

      Zeytin Kokulu Memleket: Ayvalık

      Ağustos 20, 2025

      Sayım Çınar ile Kopenhag’da Kültür-Sanat 

      Ağustos 9, 2025

      Kadim bir kültür kenti: Denizli

      Mayıs 21, 2025

      Kayıp bir çantanın peşinde Patagonya’da edebiyat

      Şubat 20, 2025

      Nihal Gündüz’den ‘makarna’ ile ‘Çevre Krizi’ fotoğrafları

      Ağustos 15, 2025

      ‘Baumit ile Olasılıklar’ kitabı ile geleceği yeniden düşünüyor

      Eylül 20, 2023

      Heykeltıraş Varol Topaç’ın çelik üretim atıklarından yarattığı eser Contemporary İstanbul’da

      Eylül 17, 2023

      Jeotermal enerjiyi çocuklara anlatan kitap: Damla Adamlar

      Ağustos 31, 2023

      Kim Korkar Yapay Zekadan

      Haziran 8, 2025

      Türkiye’nin mutfak ve kültür mirasından seçkiler dijital erişime açılıyor

      Ekim 20, 2023

      Mevzular Açık Mikrofon, artık GAİN’de

      Eylül 1, 2023

      Akıllı makineler ve robotlar denilince akla gelen filmler

      Ağustos 31, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Antakya Film Festivali başladı

      Kasım 24, 2025

      Sinem Çelebioğlu‘ndan çocuklar için; Dağın Kızı 

      Kasım 20, 2025
    • KÜLTÜR – SANAT
      1. Kitap
      2. Müzik
      3. Öykü
      4. Sanat
      5. Sergi
      6. Sinema
      7. Şiir
      8. Tiyatro
      9. Video
      10. View All

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Geçmişten günümüze atların tarihteki yeri: ‘Akıncılar, Hükümdarlar ve Tacirler’

      Kasım 27, 2025

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tame Impala Barış Manço hayranı!

      Ekim 22, 2025

      “Pekinel Uluslararası Masterclass” 6-12 Eylül’de AKM’de

      Eylül 5, 2025

      Sazakan’dan ilk tekli: AnatolianBlues

      Ağustos 17, 2025

      Ayın Şarkıları: Ağustosta ne dinleyelim?

      Ağustos 1, 2025

      Toz Zerreleri

      Temmuz 24, 2025

      Dönüşümün Hafifliği

      Temmuz 24, 2025

      Tuğlayı Fark Etmek

      Temmuz 24, 2025

      Yaşama Dair

      Temmuz 24, 2025

      Río Sur, Pera Müzesi’nde

      Ekim 16, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Rüyaların Ressamı: Remedios Varo’dan 6 büyülü tablo

      Haziran 10, 2025

      Balenin Rus yıldızları Bodrum’da

      Ağustos 12, 2024

      İstanbul’da devam eden 16 sergi

      Temmuz 10, 2025

      Ressam Ömer Onay’ın ‘Bilinç Akışı’ sergisi AKM’de

      Haziran 20, 2025

      ‘Mumi’lerin yaratıcısı Tove Jansson eserleriyle Aynalı Geçit’te

      Mayıs 8, 2025

      Handan Özbek’in “Çıplak Kıta” sergisi Goba Art & Design’da

      Mart 12, 2025

      Yunanistan Sineması Günleri, 2 Aralık’ta başlıyor

      Kasım 28, 2025

      Sinematek/Sinema Evi yeni programını duyurdu

      Ekim 21, 2025

      Weapons: İzleyicisini duygusal ve zihinsel olarak zorlayan bir korku filmi

      Ekim 11, 2025

      Erin Brockovich: Mini etekli, topuklu ayakkabılı bir varoluş hikayesi

      Ekim 8, 2025

      Şiir: Kapandık kaldık içimize 

      Temmuz 18, 2025

      Şiir: Huy İşte

      Temmuz 7, 2025

      GÜRÜLTÜNÜN ORTASINDA SESSİZLİĞE YOLCULUK: MODERN DÜNYADA DİNGİNLİĞİN PEŞİNDE

      Temmuz 1, 2025

      Şiir: Ne Zaman

      Haziran 10, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025

      Tiyatro Tales’ten ilk oyun: Macbeth’in Cadıları Bir de Bizden Dinleyin

      Kasım 26, 2025

      Gergedanlar AKM Sahnesi’nde

      Kasım 26, 2025

      “Çiçekçi Sokağı”, 1 Kasım’da Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde

      Ekim 27, 2025

      Parazit – Sınıfsal uçurumların sarsıcı anlatımı

      Haziran 30, 2025

      Garfield’in resmi posteri yayınlandı

      Aralık 19, 2023

      Napolyon bu kez Jaquin Phoenix’in yorumuyla sinemada

      Kasım 23, 2023

      Freud’s Last Session filminden fragman

      Ekim 27, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

      Aralık 3, 2025

      Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

      Aralık 3, 2025

      Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

      Aralık 3, 2025
    • SD+
      1. Röportaj
      2. Haber
      3. Makale
      4. Portre
      5. Diğer
      6. View All

      Demet Cengiz’in Leylâ’sı ile kaderin kırılma anları

      Kasım 27, 2025

      Tanrıçanın Serzenişi: Elpis bize ‘umudunuzu kaybetmeyin’ diyor

      Eylül 25, 2025

      DÜNYAYA BİR KRİSTALDEN BAKMAK… HER IŞILTIDA BAŞKA DÜNYALARA YOL ALMAK…

      Haziran 28, 2025

      Booky Kitabevi: Bir insan, butik bir kitabevi, kocaman bir topluluk

      Haziran 22, 2025

      Yeşilçam’ın köklü şirketi Erman Film’de yollar ayrıldı

      Şubat 6, 2025

      Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar: Herkes kendi hikayesine sahip çıksın!

      Kasım 16, 2024

      İstanbul’un plajlarına otobüs seferleri başladı

      Ağustos 7, 2024

      Biletinial’da ‘yorum ve reyting’ uygulaması

      Nisan 17, 2024

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      Dalí’nin Tavşan Deliği: Bir romanın resme dönüşen rüyası

      Haziran 12, 2025

      Romalı tarihçilerin yazmadığı Kleopatra: Hükümdar, alim ve filozof bir kadın

      Haziran 10, 2025

      Bir antikahramanın portresi: MARLA SINGER

      Nisan 30, 2025

      Yolda Olmak, Var Olmaktır

      Ağustos 9, 2025

      Maria Anna Mozart

      Temmuz 20, 2025

      Pablo Neruda: Aşkın, kavganın ve sessiz coğrafyaların şairi

      Temmuz 12, 2025

      Ulus Baker: Kısacık hayatına çağları sığdıran ‘birisi’

      Temmuz 12, 2025

      Gülhane Parkında sarnıç olduğunu biliyor muydunuz?

      Nisan 2, 2023

      Klasik mobilyada en çok tercih edilen ağaç türlerini biliyor musunuz?

      Nisan 1, 2023

      Mart ayında Türkiye’nin en çok konuştuğu başlıklar

      Nisan 1, 2023

      Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

      Aralık 3, 2025

      Zamanı Sahiplenenin Dünyayı Yönetmesi Üzerine

      Aralık 1, 2025

      DENİZ GİBİDİR GÖKYÜZÜ

      Aralık 1, 2025

      ZİNDAN ADASI: İNKAR MI? KOMPLO MU?

      Aralık 1, 2025
    • PODCAST

      Podcast: Hayati Tavsiyeler ‘Bahar ve Mitoloji’ ile yayında

      Mayıs 5, 2023

      Denenmiş, test edilmiş, onaylanmış: Hayati Tavsiyeler

      Mayıs 5, 2023

      Meraklı bünyeler için podcast kanalı: Suare Online

      Mayıs 1, 2023

      Akla takılan sorulara yanıt arayan podcast: Neymiş?

      Nisan 9, 2023

      Hayati Tavsiyeler: Kendine yatırım yapanlara özel podcast

      Nisan 9, 2023
    • YAZARLARIMIZ
    • SuareMag
    • Suare Öykü
    Suare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve DahasıSuare Dergi – Film – Kitap – Sanat – Hayat ve Dahası
    Buradasınız:Anasayfa » SERİN MAVİ
    SUAREMAG

    SERİN MAVİ

    Ekim 1, 2025Yorum yapılmamış6 dk Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Email
    Paylaş
    Facebook Twitter Pinterest WhatsApp Email

    Yusuf Ziya Beyzadeoğlu

    Beni öylece bıraktı ve gitti. Buraya ait olduğuma karar verdi anne. Üzerimi kumlarlarla kapladı.

    Çok sessiz. Çok korkuyorum.

    Yumurta kabuğunun içinden besleniyorum. Kendi kendime düşünüp, kendi kendime konuşuyorum. Kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Buraya ait olduğuma karar vermesi canımı acıtıyor.

    Günler geceleri kovaladı ve ben hep düşündüm. Beni bırakışına öfkelendim, sebepleri düşündüm, ağladım, geri gelmesini bekledim. Her gün, her an bekledim. Geri gelip beni kurtaracak olmalıydı. Yoksa beni kim kurtaracaktı?

    Her saniyesini hatırlıyorum bekleyişin. En ufak bir kıpırtıda ya o geldiyse diye bağırdım yumurtanın içinden. Gelmedi.

    Gelmeyecek. 

    Gelmeyecek.

    Bu sonsuz gibi gelen bekleyişin ardından kalmaya yetmedi gücüm. Susturamadım iç sesimi. 

    Şimdi ise kollarım, bacaklarım ve çenem acıyor sürtünmekten. Bu kumda yüzmek ne kadar zor böyle. Yanlış bir karar mı verdim? Halbuki bu yola çıkmadan defalarca sormuştum kendime. Her seferinde tereddütsüz “gitmeliyim” diyene kadar.

    Sebeplerimi bağıra bağıra kendime, ilerliyorum. Beni bıraktığı o yumurtaya artık sığmıyordum. Oraya ait olmadığımı bana haykıran iç sesime fiziksel acılarım da eklenmişti. Başımı içeri çekmekten boynum ağrımıştı. 

    Var olduğum, kendimi kendimce tanıdığım o yerin sıcaklığını bırakmak kolay olmayacaktı. Beni koruyan, besleyen, benim bir parçam olan yumurta kabuğunu kırmak zorundaydım. Bir kararı kendi başına almak bu dünyanın en ağır yükü.

    Yola çıkmadan, içimden bırakıldığım yere ait olmadığımı söyleyen o parçamı duymamak için çok çabaladım. “Anne beni kuma bıraktı ve gömdü, ben buraya ait olmalıyım” diye yalvardım. Yumurtanın sıcaklığını hissettirdim. Çok baskın olduğunda bağırdım o parçama, öyle suçladım ki onu, öyle kınadım ki, o da bir daha geri gelmeyecek diye çok korktum. Ama o bırakmadı beni. Bana, oraya ait olmadığımı hiç bıkmadan anlattı. Yumurtamın kabuğunu, ne kadar güvende olduğumu gösterdim. “Burada var oldum, buraya aitim” dedim. O parçam beni sadece dinledi. “Kökünün neresi olduğuna doğduğun yer karar vermez, özlemin bittiği yer karar verir” diye cevapladı. 

    Yumurta kabuğunun dışını bilmiyordum ama dışarda mıknatıs gibi beni çeken bir ses ve koku duyuyordum. Sonuçta anne beni yaşamam için buraya bırakmıştı, terkedersem ayıp olmaz mı?  “En büyük ayıp var olmamaktır” diye fısıldadı parçam.

    Yoldayım ve gözlerime kumlar kaçıyor. Halbuki ne kadar yumuşaktı yumurtamın içi. Ama öyle merak ettim ki dışarısını, öyle karşı koyulmaz bir histi ki, merakla yaşamaktansa ölürüm dedim. Ölmeyi de denedim. İçeride günlerce hareketsiz ölmeyi bekledim. Varolmadan ölemeyeceğimi de anladım. 

    Var gücümle yumurta kabuğunu bastırdım çıkmak için, kırılırsa kırılsın dedim. Ölene kadar şarkı söyler, mutluluk gözyaşları içinde ölürüm ama buradan çıkmam lazım dedim. Daha kırar kırmaz yumurtayı şu an yüzümü acıtan, anne gittiğinde ruhumu acıtan kum, gözlerime ve burnuma doldu. Artık korunmasızdım. Yumurtam kırılmış içi kumlarla dolmuştu. Yüzdüm kumların içinde. Ben yüzmeyi bildiğimi bilmiyordum. Ama içimdeki bilge parçam biliyordu. Hangi yöne gideceğimi de o biliyor. Kumdan çıkmak için yüzdüm. Buradan çıkmak için attığım her kulaçta, annenin üstümü örterkenki kulaçları sızlattı içimi. Neden bu kadar derine gömdü, diye ağladım. Hem ağladım hem yüzdüm hüzün dolu kumumda.

    Yanımda, kendi yumurtasından çıkanları gördüm. Birbirimize yardım mı ettik, yoksa birbirimizi aşağımı çektik, kayan kumlar arasında bilmiyorum. Demek ki onların içinde de onları ikna eden bilge parçaları vardı. 

    Kumlardan çıktığımda bağıra bağıra ağladım, ben bu mavi çatıyı tanıyorum, dedim. İçimde bu bilgi vardı. Ama bu mavi bana neden yetmiyor? Dahası olmalı diyorum. Tekrar kızıyorum içimdeki bilge parçama. Başka mavi yok diyorum. “Öyleyse neden hala öfke var anneye?” diyor. Kendi kendime haksız olmaktan yoruluyorum.

    Herkes bir yerlere kaçışıyor. Sanırım onlar da benim gibi suçlu hissediyor. Yeter sandıklarının yetmediğini anladılar. 

    Bir başka maviye açlığım. Beni mıknatıs gibi çeken o sesi tekrar duyuyorum. Umut dolu bir ses. Biliyordum. Doğduğum yere ait olmadığımı biliyordum. Belki de anne yanlış karar verdi. 

    Sese doğru hareket ederken bir kaç çığlık sesi geliyor. Mavi çatıdan gelen canavarlar benim gibi nicesini alıp mavi çatıya geri gidiyor. Çok korkuyorum. Çok çıplak hissediyorum. Yumurtam diye bağırıyorum. Arkama baktığımda kırık kabuklarını görüyorum. Bu yola hiç çıkmamalı mıydım? Fazlasını istedim, şimdi ise hiç istemediğim, hiç hayal etmediğim bir ölüme yakınım. Ama bunu göze almamış mıydım? Orada kalmaktansa ölürüm dememiş miydim? Köklerimden kopmanın ölümden başka nasıl bir sonucu olacaktı ki zaten. Belki de… Beni korumak için gömdü. Başka çaresi olmadığı için. Gücü buna yettiği için. Bilge parçam anne kadar sessiz. Annenin bir sebebi olduğunu düşünmeye zorluyor beni.

    Düşüncelerimden beni deli gibi çağıran o koku ve ses çıkarttı. Tekrar yüzmeye başladım kumun üstünde. Bağıra bağıra yüzüyorum, “Hem korkup hem nasıl mutlu olunur? Hem bu kadar çabalayıp hem nasıl bu kadar çaresiz olunur? Hiç görmediğin bir renge nasıl aşık olunur?” Bağıra bağıra bunları soruyorum yeni evrenime. “Hiç biri daha ağır değil durmaktan ait olmadığın bir yerde. Hem bu kadar hedefsiz, hem bu kadar emin nasıl olunur?” 

    Her yerim kum dolu. Bedenime yapıştıkça ağırlaştırdı beni. Ne bir plan var aklımda, ne bir savunmam, iç sesimle hesaplaştım ve yaptım. Gelmeyeceğini anladım ve yaptım. Kendi başına karar vermek ne zordu… Başını yumurta kabuğundan çıkartmak ne zordu…

    Hemen yanımdakini de bir başka yaratık aldı ağzına, o kadar korkarak bağırdım ki, kumdan kuma düştüm. Hem de ters. Kollarımla kumu tutmaya çalışıyorum tekrar dönmek için ama nafile. Bedenimi sağa sola çevirmeye çalışıyorum. Kısacık bir sürede öyle çok çabaladım ki, bütün enerjim bitti. Yanımdaki kumları atmaya çalışırken yanlarıma ve sırtıma dokundum. 

    Bu da ne! Benim kendime ait bir kabuğum mu var?

    Bedenime çarptırıyorum kollarımı. Sert! Benim kabuğum var. Benim kabuğum var! Benim yumurtanın korumasına ihtiyacım yok. Herkese bağırıyorum! “Kabuğunuz var. Hepinizin kabuğu var. Ben biliyorum! Hissettim ve bildim. Bıraktığınız yumurta kabuğuna üzülmeyin! Sizde sandığınızdan fazlası var!” Ağlamak bu yolculuktaki en büyük yoldaşım. Ağlaya ağlaya bağırıyorum. “Anne, bende sandığından fazlası var!” 

    Nihayet dönebildim yüzüstü. Çenemde açılan yaram tekrar acıdı. Diğerlerine bakmamaya karar verdim. Bu kanatlı canavarlar kaparsa kapsın beni. Ben olduğumdan daha fazlası olduğumu gördüm. 

    Keşke anne de görseydi. Beni bir kumun altına terketmek yerine onunla olmama izin verirdi belki.

    Burnuma koku daha yoğun gelmeye başladı. Yüzerek koşuyorum. Ne çenemdeki, ne kollarımdaki acıları artık umursamıyorum. Benim kendi kabuğum var. Yüzerek koşuyorum kumların üzerinde. 

    Duruyorum. Zaman donuyor. Asıl mavimi görüyorum. Nasıl da hareket ediyor. Bana zorluk çıkarttığı için kumu dövüyor. Biliyordum. Bu mavi bana aç gözlü olmadığımı kanıtlıyor, bilge parçama güvenmeyi öğretiyor, neden bilmiyorum ama bu mavi bana anneyi hatırlatıyor. 

    Koşuyorum, düşüyorum, yuvarlanıyorum. Koşarken kollarımı kabuğuma çarptırıyorum. 

    Asıl mavi bana doğru geliyor, sonra geri çekiliyor. Tam geldi diye seviniyorum, tekrar gidiyor. Asıl mavi, bana annemi hatırlatıyor. 

    İşte.. Ona kavuşuyorum… Bu kadar yumuşak olabilirdi bir mavi. Bu kadar serin olabilirdi. Beni içine alıyor mavim. Anne kokuyor. Anneye öfkeyi soğutuyor. Özlemi bitiriyor. 

    Etrafımda kıskaçlı başka yaratıklar beni ve diğerlerini avlamak için kovalıyor. Ama artık bana zarar veremezler. Evime ulaştım ve yüzebilirim. 

    Anne beni korumak için oraya bırakmış olmalı. Bu uçan canavarlardan ve kıskaçlılardan korumak için gömmüş olmalı beni kuma. Kim bilir nasıl canı acımıştır. Beni buraya bırakıp gitmek zorunda oluşunu ona fısıldayan kendi bilge parçasıyla kim bilir ne kadar kavga etti. Kim bilir nasıl sızladı içi, üzerime her kum atışında? Benim için, ilk bakışta bencilce görünen dünyanın en zor kararını verdi. Tek başına karar almak ne kadar zor. Kim bilir o bu kararı nasıl verdi? 

    İçimdeki bilge parçam bir hediye annemden. Annem. Ben köküme göçtüm. Göçler hep özleme olacak, özlemin bittiği yer ise kökün ta kendisi olacak. 


    Yusuf Ziya Beyzadeoğlu, 2013 yılında Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun oldu. 12 yıldır Türkiye’de otomotiv sektöründe Ar-Ge çatıları altında çalışmaktadır. Son iki yıldır yöneticilik başlığı altında insana dokunmanın mutluluğu içindedir. 2022 yılında evde yaptığı müziğini dijital müzik platformları aracılığıyla paylaşmaya başlamıştır. Halen şarkı sözü yazar, besteler. Tiyatro ile ilgilenir. Kapadokya Edebiyat Buluşmaları’nda yaptığı denemelerin ardından yazmaya niyetlenmiştir.

    LİSTEYİ GÖR
    SuareMag – Arşiv
    suaremag yazar Yusuf Ziya Beyzadeoğlu

    Related Posts

    PALOMAR – ITALO CALVINO

    Aralık 2, 2025 Uncategorized

    SuareMag Aralık

    Aralık 1, 2025 Manşet

    Ayın Kitapları: Aralık ayında ne okuyalım?

    Aralık 1, 2025 Ayın Kitapları

    Ayın Filmleri: Aralık ayında ne izleyelim?

    Aralık 1, 2025 Ayın Filmleri
    Yorum Yap
    Yorum yazın Cancel Reply

    Yeni Eklenenler

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025 Betül Çakıroğlu

    BETÜL ÇAKIROĞLU Ben Bazen resimli bir çocuk kitabı ve giriş sayfası soru işaretleriyle başlıyor. Bu bir mecaz değil; kitabın…

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025

    Yollara Düşen Sahneden Öyküler Depo İstanbul’da

    Aralık 3, 2025
    Sosyal Medya'da Biz
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Bu Haberleri Kaçırmayın

    Garfield’in resmi posteri yayınlandı

    Aralık 19, 2023 Film

    DÖNDÜĞÜNDE AYLARDAN EYLÜLDÜ

    Eylül 1, 2025 Şebnem Özbay

    ‘Cesur’ Yeni Dünya: Sosyal Medya

    Mart 27, 2025 BURAK SOYER
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Film, kitap, sanat, hayat ve daha fazlası için haber, röportaj, makale, podcast, güncel bilgiler içeren e-dergi.

    Email : editor@suaredergi.com.tr

    Künye

    Son Eklenen Yazılar

    Ben Bazen: Beste Erin‘den farklı çocukluk hallerini anlatan bir kitap

    Aralık 3, 2025

    Margaret Atwood’un “Kalpten” şiirleri okurla buluştu

    Aralık 3, 2025

    Sokak Sanatçıları Festivali 500 sanatçıyı Müze Gazhane’de ağırlayacak

    Aralık 3, 2025
    X (Twitter) Instagram Facebook
    © 2025 Tüm Hakları Saklıdır. Do Medya & Ekipbizz İçerik İşbirliğiyle hazırlanmaktadır.

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.